sevimsiz karga yazar profili

sevimsiz karga kapak fotoğrafı
sevimsiz karga profil fotoğrafı
rozet
karma: 7333 tanım: 753 başlık: 8 takipçi: 62
Şimdi kalbinin attığını sanan koca bi' hasretim Adına yaşamak dedikleri meczup bi' garabetim Bi' Salı pazarında toplanmayı bekleyen çürümüş bi' melodiyim Oysaki Adına sevgi dedikleri, Tanrı'nın en güzel cezasının temsilcisiydik biz

son tanımları | başucu eserleri


normal sözlük

ülke buna ne kadar müsait olmasa da; bir zamanlar insanlar birbirleriyle bir araya gelir muhabbet eder, yardımlaşır, iyi günlerinde onlarla mutlu olur kötü günlerinde birbirlerine destek olurlardı. bir arada gülüp eğlendimiz, insanları rencide etmeden eksikliklerini tamamladığımız ve bir olabilme bağını yaşayarak öğrendiğimiz günlerimiz vardı..
kaybettiğimiz demeyeceğim ama unuttuğumuz şeyler belki çok fazla yine de iyiye ve güzele olan inancım hiç bitmedi.
bugün hiç tanımadığım insanlardan tebrik mesajları aldım.. bizi ayrıştıranlara inat ırkçılık yapmadan, düşünceleri küçümsemeden, ne olduğunla ilgilenmeden hâlâ bu bağı burada yaşatabilen insanlar olduğunu gördüm..
daha yeni olmama rağmen normal sözlük bana kalabalık bir aile gibi geliyor..
bir tarafta yaramazlık yapıp herkesi güldürenlerden, onları izlerken oturmuş bir köşede homuranan tatlı ihtiyarlardan, birkaç kişinin bir araya gelip " gördün dimi yine delirdi sözlüktekiler" derken kahkaha atanlardan, o hafta kimin takımı gol atmış, kim yenilmiş, olumm yine şampiyon biziz diyen fanatiklerinden, radyonun sesini açın bakalım da neşemiz yerine gelsin diyenlerden, gün içinde güzel şeyler görüp hemen fotoğrafını çekip bunu ailemde görsün diyen fotoğrafçılarımızdan, birinden birkaç gün haber alamayınca merak eden gönlü genişlerden, akşam olunca kurulan masalardan kaldırılan kadehlerde hep iyi şeyler dilenen kocaman bir aile gibi..
kilometrelerce uzaklıkta ki insanları bir arada yaşatan kocaman bir aile normal sözlük...
devamını gör...

müjgan

bu da gözleri dört defa lacivert olan müjgan'dan birkaç mısra...

semtimizin bir tanesiydi müjgan.
saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
ve de her ne hikmetse, o da bana gönüllüydü.
öyle bir sevdim ki müjgan'ı,
dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim.

ve şiirin sonu şöyle biter;

hatırlamıyorum şimdi
müjgan’ın gözleri ne renkti..
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

günlerden hangi gündü, mevsim yaz mıydı kış mı? asırlar öncesinden kalma bir gün gibiydi kayboluşum..
nerede kaybettim kendimi ve neden sonra daha çok buldum.. bir dağ zirvesinde ki uçurumdan aşağıya bakmak gibiydi geçmişe bakmak.. herşeyi görebildiğin, geri dönmek istemediğin..
manzara mı?
bir gülümsemeyle sonsuzluğu hissettiğin yerdesin.. herşeyin yeniden başlamasına izin ver..
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

biz çok düşünürdük,
hatta öyle çok düşünürdük ki, düşünce bizden kendini esirger, saklanırdı, bizde düşerdik peşine ,bir düşünce, bir düşünce daha, en çok geceleri bazı ızdıraplarımız çekilmez olurdu, bir sevgili düş’ün de, bir kardeş özlemin de, bir yanlış anlaşılma tümcesinde, düşünüp dururduk! sadece kalplerin gerçekten sağır olduğunu anlardık kulaklardan öte, her şeyi görerek kavrarız sandık bir hayat sahnesinde, hissederdik özlemi nakkaşede, yanılıyoruz deme şimdi, biz hiç yanmazdık çocukken körebelerde, sobelenmedik ummadık viranelerde. bomboş bir ruhun sahnesinde, doyurulması güç bedenler bıraktık! hep çok hissettiğin, en çok hissettiğin, adını bulamadığın, başkalarının da hissedip hissetmediğini merak ettiğin, belki biri bulmuştur dediğin ‘bir tanımsız’ olduk biz, ben ,içim. kapılar açılsın diye önünde yattığımız da çok oldu, gün olup açılınca girmeden çekip gittiğimiz, gurur değil hevesi kalmayan, bahanesi olmayan aşk gibi gittik, kapıdan, kapılardan, yaralardan, şimdi bir kez daha kapatıyorum, aşk’a değil ruhun çıkmazına içiyorum düşünce şarabından, düşüyorum, bir uyku boyu uzanıyor, birileri uyuyor, ölüyor, doğuyor, saatler çalıyor…
ve bırakıyorum kendi ellerimi,
ya ben ölüyorum!
ya dünya öldürüyor…
gökyüzü hala var......
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

uçsuz bucaksız karanlıkta, havada ki kandiller gibi duran şehrin ışıkları.. uzayan caddeler ve kalabalıklar.. bu kadar yanyana yaşayıp nasıl yabancı kalabiliyordu insanlar?
herşey hayatı ve kendini anlamaya başladığın gün başlıyordu. etrafında ki bir küme insan herşeyine yön vermeye çalışırken sen kimliğini bulmaya çabalıyorsundur..
sahi ilk ne zaman hissettin hayal kırıklığını? küçücük yaşta küçük algılarınla ne zaman öğrenmeye başladın sevgiden önce sevgisizliği...
devamını gör...

insan nereye aittir

neydi ait olmak? neden bir yere yada kişiye ait olmamız gerekiyordu?
bir eve doğuyorsun sen bizimsin diyorlar.. bize aitsin... oysa sevilmeyen milyonlarca çocuk kaçtılar o evlerden..
sahi neydi ait olmak?
büyüyorsun aşk çalıyor kapını.. diyor ki cesur yürek sen bana aitsin.. önüne kuralları koyup.. bir de ekliyor sonunda seni seveceğim ama diyor..
koşullu, şartlı şurtlu sevilmeyi ödülmüş gibi gümüş bir tepside sunuyor..
insan yalnız doğup yalnız ölen bir canlıysa bu aitlik, sahiplik bu kadar şaşaa nedendi?
ilk öğrenmesi gereken yerde temel duyguları öğrenemediyse bir insan, öğrenmek için kalan ömrünü harcıyordu..
doğumumuzdan itibaren yaşadığımız bu hayat sadece bize aitti.. etrafımızda ki kan bağıyla bağlı olduklarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız, sevgililerimiz, yaşadığımız evler, şehirler, ülkeler hepsi bir yere kadar bize yoldaş oluyorlardı..
şimdi ben nereye ve kime aitim diyorum... zaman ilerledikçe yanımda olanlar ve yerler değişiyor..
insan bir yere ait olabilir miydi?
ait olduğun tek yer; gözlerini kapatınca sizi gülümseten insanlar ve anılar.. isterse yüzyıllar geçsin hangi sene, bilmem nerede hiç önemi yok o anı hatırlıyorsanız oraya aitsiniz..
insan hayatı hissedilenler bakımından bireysel bir deneyim.. güzel şeylere ait olun... güzellikleri görmenizi sağlayan aykırı beyinlere ait olun.. bazen çıkın yağmurda dans edin, yağmura ait olun.. bazen gömülün sessizliğe, karanlığa ait olun.. bazen gülün çiçekler açsın yüzünüzde, çiçeklere ait olun...*
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

seni tanıyorum, sen bensin biliyorum. ulaşamayışım sana bundan.
sen anlatamadığım, sen haykıramadığım, sen bağlanamadığım gerçekliksin. uzaklıksın, yakınsamasın. yoldaşlığın suskun, hep vazgeçmeye meyilli.
defalarca gittim de, bilinmedi gittiğim. sen ise hep oradaydın. karşıladın gelişlerimi ve uğurladın dönüşlerimi.
aitsiz biz, kuşatmışız hiçliği. sen gelirken dönenim ve sen dönerken gidenim ben. bir yerinde zamanın kesiceğiz elbet. sana göre geç, bana göre erken..
devamını gör...

birine yüklediğiniz anlamdan vazgeçmek

her anlamı siz yüklersiniz o insana. anlam yükledikçe yücelir gözünüzde. sevinirsiniz ona koşarsınız.. ağlarsınız ona koşarsınız.. güzel birşey olur ona anlatmak için sabırsızlanırsınız.. hüzünlenirsiniz omuzuna koyarsınız başını.. her seferinde başka bir anlam yüklersiniz.. ta ki onu hayatınızda ki tek insan yapana kadar..
sonra birşey olur ve anlarsınız ki, siz anlam verdiğiniz için yaşanmıştır herşey.. siz sevmiş, siz güvenmiş, siz yaşamışsınızdır..
ve uyanırsınız bir şekilde.. yüklediğiniz tüm anlamları bir bir uçurumdan atıp, dönersiniz içinize..
vesselam böyledir insan ve iç dünya savaşınız..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

hayal sokak burası..bu sokağı anlatayım sana. çok bir numarası yok aslında ama önemli ve bilmen gereken bazı şeyler var. buranın en uğrak yeri altından her geçtiğimde sönen sokak lambası. benimle pek iyi değil arası ama seni seveceğinden şüphem yok. tam altında bir bank var. manzarası denize bakmaz ama senle oturursak bütün arş-ı âlâ seyre durur senden oluşan bu manzarayı. az aşağıda sarı bir ışık var gördün mü? orası birbirini seven insanların buluştuğu bir sabahçı meyhanesi.. tatlı bir amcanın meyhanesi, geçenlerde öldü amca.. tatlı bir teyze kaldı amcadan geriye, bütün sokağa emanet o teyze. artık sana da emanet, gözüm hiç arkada değil. o da sevecek seni. bazı mezeler var bana vermediği.. pek hazetmez benden ama belki seninle gidersek donatır masamızı.
unutmadan gel sana bir yer daha göstereyim, bir de pek meşhur çıkmaz sokağımız var. senin evin tam orası. sana gelince çıkacak başka bir köşem olmasın diye tam orayı tuttum sana. senden başka demir atacağım liman olmasın diye.. senin dalgan dışında dalga vurmasın kıyıma diye.. senden başka duvar olmasın dayanabildiğim diye.. senden başka el değmesin diye bedenime yanlışlıkla bile. bu sokak senle farklı bir anlam kazanacak gibi..
hayal sokağın en sevimli sakini, sen geldiğinden beri sokak biraz daha neşeli.. sokağın alışkanlıkları değişmeye başladı sanki. alıştın diye umut ediyorum artık. hem kulağıma geliyor bazen o sokak lambasını ziyaret ediyormuşsun, altındaki banka oturup seyrediyormuşsun hiçliği.. sabahçı meyhanesine de uğramışsın geçen, tatlı teyzem söyledi.. beni gördüğü için hâlâ memnun değil ama fark ediyorum seni getirdiğim için o bile değişti.
madem artık mahalleye alıştın, artık buranın anlamını konuşalım.. burası benim herkesten kaçıp sığındığım yerdi.. sonraları o kadar çok kaçmam gereken zamanlar oldu ki buraya yerleşme kararı verdim bende.. böyle başladı benim burada hikayem işte.. hani küçükken mahallende abiler olurdu, bir sıkıntın olursa ilk gider onlara sığınırdın ya.. işte ben kimseden yemediğim dayağı onlara sığınırken yedim.. kime sığınak gözüyle baktıysam ilk o devrildi üstüme. kime açtıysam kendimi ilk o talan etti içimdeki çocuk odasını.. buraya kaçtım sonra işte.
burada kimsenin kimseyle işi yok. ne kimse kimseyi çok sever ne de kimse kimseden nefret eder. burada herkes ne kadar olması gerekiyorsa o kadar var.
burayı birine tarif etmeye kalkarsan eğer sokak lambasından başla anlatmaya.. sokakta olup biten herşeye şahittir o. sönerse hayat biter burada. o sokağın çocukların saklambaçta ebe olanına yardımcı olur o burada. saklananları ayyuka çıkartmak onun işidir.
sen burayı tarif etmek istersen meyhaneden bahset insanlara. o tatlı amcayı, güzeller güzeli teyzeyi herkes bilir. aşkı efsanelere konu olmuştur buralarda..
illa tarif edeceksen burayı birine o çıkmaz sokaktan bahset onlara. sakın dönmeye tenezzül etmesinler oraya.

sahi sen en iyisi tarif etme burayı kimseye....
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

eski eşyaları tavan arasına koyar gibi sıkış tepiş dolduyoruz içimize tüm duyguları.. ne kırgınlıklarımızı dile getirebiliyoruz, ne yoruldum diyebiliyoruz ne de sevgimizi gösterebiliyoruz korkusuzca..
sonu mutlu biten filmlerle avunuyor derin bir iç çekiyoruz.. bazen bir söz içimizde yankılar uyandırırken bazen de öfkemize yenik düşüyoruz..
zamanın anlaşılmaz dönemine denk gelen bir nesiliz biz.. insan suretinde yaşayan zavallılarda bu dönemde, insandan daha faydalı olan duygusuz robotlar da.. herşeyin yapılmasının mümkün olduğu bu devir de en basit şeyi yapamıyoruz, zarar vermeden sevgi içinde yaşamayı..
devamını gör...

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

içten içe bir yolculuk bu. dur durak bilmeyen.. durulmayan.. susmayan..
kapa gözlerini ve sakinleştir içini..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının yazdığı şiirler

ey içim susma..
sen sustun mu cihan susuyor
gözlerim uzaklarda
bir dağ başında,
rüzgarlara bırakıyorum kendimi
susma..
devamını gör...

normal sözlük yazarlarının karalama defteri

her yer anlamsız bir boşluk.. nereye dönsem karanlık... etrafımda tanımlayamadığım bir kalabalık.. ne işi var bu insanların etrafımda.. hepsi gülümsüyor ve samimi oysa.. peki benim hissedemediğim bu duygular neyin nesi... bir yere ait olmak zorunda mı insan?
üstümüze düşeni alıp, eyvallah deyip payımıza düşeni kendi içimizde yaşıyoruz kimseye anlatamayarak... anlatılmaya çalışılan her duygu, her ağlamak, her susuş daha da yoruyor insanı.. kimse dokunmasın istiyor, kimse görmesin...
insan kendi içindeki savaşı bitirmedikçe dışarıya ışık olamıyordu...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim