1.
bazı tetikleyiciler vardır, insanların bazı anılarını ve duygularını yüzeye çıkaran.
bu tetikleyiciler olukça aşına olduğunuz bir mekan olabilir veya alışık olduğunuz bir koku, tat,ses olabilir. bazen bir cümle, bir kelime olabilir. güzel bir müzik olabilir. bir resim, bir doku, bir obje, hatta bir insan bile olabilir.
insan sevdiği veya alışık olduğu birini kayıp ettiğinde ister istemez özler. fakat özlem duygusu zaman içinde solar ve hayat devam eder.
bazı zamanlar olur ki işte, kayıp ettiğiniz o kişi ile özdeşleşmiş bir tetikleyiciye maruz kalırsınız ve özlem orada vurur sizi. hafızanıza gömülmüş o anlılar tekrar uyanır. tekrar seyahat edersiniz o anlara.
tabi çok uzun sürmez bu, hızlı geri dönersiniz gerçekliğinize. bir sonrakine kadar unutur gidersiniz hayat koşuşturmacasının içerisinde.
bu tetikleyiciler olukça aşına olduğunuz bir mekan olabilir veya alışık olduğunuz bir koku, tat,ses olabilir. bazen bir cümle, bir kelime olabilir. güzel bir müzik olabilir. bir resim, bir doku, bir obje, hatta bir insan bile olabilir.
insan sevdiği veya alışık olduğu birini kayıp ettiğinde ister istemez özler. fakat özlem duygusu zaman içinde solar ve hayat devam eder.
bazı zamanlar olur ki işte, kayıp ettiğiniz o kişi ile özdeşleşmiş bir tetikleyiciye maruz kalırsınız ve özlem orada vurur sizi. hafızanıza gömülmüş o anlılar tekrar uyanır. tekrar seyahat edersiniz o anlara.
tabi çok uzun sürmez bu, hızlı geri dönersiniz gerçekliğinize. bir sonrakine kadar unutur gidersiniz hayat koşuşturmacasının içerisinde.
devamını gör...
2.
allah kimseye yaşatmasın özlemlerin en kötüsüdür. geri gelmeyeceğini bildiğiniz halde özleyip durursunuz. çoğu gece ağlayıp durursunuz ama sesinizi sadece siz duyar acınızı yalnız siz bilirsiniz.
devamını gör...
3.
çok özlüyorum. hatırımda kalan birkaç anıyı da unuturum diye çok korkuyorum. yüzü, sesi, kokusu... varlığı. hiç tamamlanmayacak bir yokluk. yaşayamadığımız her gün için bir dahası asla mümkün olmayan her an için kırgınım bu düzene.
devamını gör...
4.
çaresi olmayan özlemlerden biridir.
devamını gör...
5.
insanın içinin sızlaması.
devamını gör...
6.
dünyadaki yalnızlığımızın ve çaresizliğimizin yüze vurulmasıdır.. boğaz düğümlenir, öyle devam edersin..
devamını gör...
7.
anıların uyanması sonucu, zihnin kalbide davet etmesi suretiyle ayrılmaz üçlü olan hatıralar/anılar, zihin ve kalbin hüzün yollarında el ele yürüme halidir.
devamını gör...
8.
(tematik)
anneannem mavişimi istisnasiz hergün özlerim.
o benim geç bulup erken kaybettiğim annemdi.( anne sevgisini annemde hic yaşamadım desem yeridir.) anneannem çok sert bir kadındı, yüzü hiç gülmez beton bir duvar kadar güleçti diyeyim siz anlayın. çocukları bile bir metre uzağında dururdu etrafına adeta görünmez bir duvar örmüş gibiydi.
babaannemin hastalığının başlangıcında, sülaledeki hic kimse dedeme tahammul edemeyeceği icin köye gitmek istemedi. 13 yaşındayken bir yıl okulumu dondurup köyde kalmıştım. babamın babası olan dedemin baskısı ve nice zorluk içinde geçen günlerden birinde çok dolmuştu yüreğim, bir soluk alırım belki diye anneannemlere gittim. sırtı kapiya dönük hali tezgahında halı dokuyordu. elindeki bir kiloluk hali tarağıni güm güm indirirken halıya ,kafama vurma ihtimalini göze alıp birden sarıldım arkasından. sımsıkı yumdum gözlerimi, kafama indirecegi tarağı bekledim. nefesim kesildi o an...
- "gel yanıma otur, halı dokumayı belleteyim" dedi.
sesizce yanina oturdum tezgahtaki halıda bana önceleri bir karış, sonra iki karış yer açtı. kalbinin kapılarını açar gibi...
sonrası öyle güzeldi ki, tüm kedere karşı artik benim de sığınacağım bir annem vardı. bildiği ne varsa yillar icerisinde bana öğretti. yaz tatillerim hızlandırılmış bir kurs gibiydi. kah kepçeyi kafama indirdi, kah oklavayı geçirdi. bir kere bile canımı acıtmak icin vurmadığından hic canımı yakmadı. cok sey yaşadık yaz tatillerinde, o suratsız kadin benimle yaşıt gibiydi. neşesi şakası bambaşka biriydi benimleyken...
yıllar içerisinde bize en koyan dönem , benim istanbul'a dönüş haftam olurdu. kendimizi deli gibi işe verirdik. sanki o günü unutmak ister gibi...
o gün gelip çatınca, 5 kızi gelin olurken, 4 oğlu askere giderken ağlamayan anneannem arkamdan hüngür hüngür ağlardı. en son seferde dizlerinin bağı çözülüp ceviz ağacına yaslanıp ağladığı o hali gözümün önünden gitmiyor.
4 yıl evvel onu kaybettim. o gün bugündür köye gidemiyorum. ben köye gelir gelmez saat kac olursa olsun bahçe duvarından mavi mavi bakıp " gıvırcık guzuuuum."diye fısıltıyla seslenip yanina gelince koklaya koklaya bir kere öpünce " hadi ebengil görmesin kızarlar belki, hadi git işlerini gör. sonra deden kızar kötülük eder" diyen kimsem olmayacak.
bu şarkıyı her dinleyişimde o yörük halıları beni anneannemle geçen günlerimize sürükler. koca ömründe evlâdı bile ondaki sıcaklığı çıkarıp, kollarına sarmaya zahmet etmedigi muhteşem kadın.
yırtıldık kağıt gibi ortadan...
o benim geç bulup erken kaybettiğim annemdi.( anne sevgisini annemde hic yaşamadım desem yeridir.) anneannem çok sert bir kadındı, yüzü hiç gülmez beton bir duvar kadar güleçti diyeyim siz anlayın. çocukları bile bir metre uzağında dururdu etrafına adeta görünmez bir duvar örmüş gibiydi.
babaannemin hastalığının başlangıcında, sülaledeki hic kimse dedeme tahammul edemeyeceği icin köye gitmek istemedi. 13 yaşındayken bir yıl okulumu dondurup köyde kalmıştım. babamın babası olan dedemin baskısı ve nice zorluk içinde geçen günlerden birinde çok dolmuştu yüreğim, bir soluk alırım belki diye anneannemlere gittim. sırtı kapiya dönük hali tezgahında halı dokuyordu. elindeki bir kiloluk hali tarağıni güm güm indirirken halıya ,kafama vurma ihtimalini göze alıp birden sarıldım arkasından. sımsıkı yumdum gözlerimi, kafama indirecegi tarağı bekledim. nefesim kesildi o an...
- "gel yanıma otur, halı dokumayı belleteyim" dedi.
sesizce yanina oturdum tezgahtaki halıda bana önceleri bir karış, sonra iki karış yer açtı. kalbinin kapılarını açar gibi...
sonrası öyle güzeldi ki, tüm kedere karşı artik benim de sığınacağım bir annem vardı. bildiği ne varsa yillar icerisinde bana öğretti. yaz tatillerim hızlandırılmış bir kurs gibiydi. kah kepçeyi kafama indirdi, kah oklavayı geçirdi. bir kere bile canımı acıtmak icin vurmadığından hic canımı yakmadı. cok sey yaşadık yaz tatillerinde, o suratsız kadin benimle yaşıt gibiydi. neşesi şakası bambaşka biriydi benimleyken...
yıllar içerisinde bize en koyan dönem , benim istanbul'a dönüş haftam olurdu. kendimizi deli gibi işe verirdik. sanki o günü unutmak ister gibi...
o gün gelip çatınca, 5 kızi gelin olurken, 4 oğlu askere giderken ağlamayan anneannem arkamdan hüngür hüngür ağlardı. en son seferde dizlerinin bağı çözülüp ceviz ağacına yaslanıp ağladığı o hali gözümün önünden gitmiyor.
4 yıl evvel onu kaybettim. o gün bugündür köye gidemiyorum. ben köye gelir gelmez saat kac olursa olsun bahçe duvarından mavi mavi bakıp " gıvırcık guzuuuum."diye fısıltıyla seslenip yanina gelince koklaya koklaya bir kere öpünce " hadi ebengil görmesin kızarlar belki, hadi git işlerini gör. sonra deden kızar kötülük eder" diyen kimsem olmayacak.
bu şarkıyı her dinleyişimde o yörük halıları beni anneannemle geçen günlerimize sürükler. koca ömründe evlâdı bile ondaki sıcaklığı çıkarıp, kollarına sarmaya zahmet etmedigi muhteşem kadın.
yırtıldık kağıt gibi ortadan...
devamını gör...
9.
babaannemi çok özlüyorum, beni büyüten ve bu hayatta koşulsuz seven tek insandı.. tam bir istanbul hanımefendisiydi, konuşması, duruşu, sevgi dolu bakışları halen aklımda.. 2015'ten beri yanımda yok ama zihnimin bana bir hediyesi mi bilmiyorum ama ara sıra rüyamda görüyorum, sıkı sıkı sarılıp özlem gideriyorum. o rüyalar da olmasa hasretine nasıl dayanırdım bilmiyorum..
devamını gör...
10.
devamını gör...
11.
cenazelerin ölenler için değil, kalanlar için olduğunun kanıtıdır.
devamını gör...
12.
hiç bitmez. gün içinde bir şey olur, içiniz cız eder.
devamını gör...
13.
sevilmeyi özlemektir.
devamını gör...
14.
hayattayken yaptığı kötü şeylerin birini bile hatırlayamamak. hatırlasan bile önemsiz gelmesi. sadece güzel anılar kalır aklında, bu yüzden özleme dayanması kat kat zorlaşır. alışılıyor ama alışamazsan takıntıya döner.
devamını gör...
15.
ince sızı,geçmez,öldürmez malesef hayat boyu yapışır kalır yüreğe
devamını gör...
16.
hergün düsünüyorum ellerini yüzünü hayal ediyorum, oysa kemigin bile kalmadi artik biliyorum, bazi ifadelerin hic gitmiyor gözümün önünden, şimdi sen öldün artık annem değil misin?
devamını gör...
17.
bedeninde tek eksik olan şey kalbinmiş gibi gelir.
devamını gör...
18.
dedemi çok özlüyorum. keşke olsaydı da ben bu çileleri çekmeseydim karısından.. nerdesin çınarım?
devamını gör...
19.
tek bir kötü anınızı hatırlamamaktır çünkü bilirsin ki hatırlasan her saniyesi için vicdan azabı çekeceksin. sadece güzel anılar vardır o özlemde sadece gülüşü dokunuşu bakışı. bencillik de cabası bilirsin ki bir daha öyle sevemeyecek kimse seni öylesine koklayamayacak. insanın annesi ölmez hiç ama öyle bir özlersin ki anne diyebilmeyi seneler geçse de her çocuk annesini çağırdığında her zerren toz olur bilirsin bir daha asla tam olamayacağını.
devamını gör...
20.
daha öldüremedim ki özleyeyim.
sanki hala yaşıyor.
sanki hala yaşıyor.
devamını gör...