40 yaşında adamsın sözlükte ne işin var sözü

biri beni mi çağırdı.
siz gençleri anlamaya çalışıyorum.
bazılarınız müthiş, bazılarınız vasat altı.
ben mi?
ben amca, dayı belki de moruğum.
dikkat ederseniz sözlükleri kuranlarda sizin dede dediğiniz takımdan.
size söyleyeceğim yazın, yazma becerisi kazanın.
okuyun ufkunuz genişlesin,
araştırın farklı bir pencereler açın bakış açınızdan.
saygı duyun ki, saygı duyulasınız.
ama en önemlisi insan olun ve öyle kalmaya çalışın.
siz geleceksiniz.
hepinizi seviyorum.

yazarların yaş ortalaması ne ola ki 40 yaşı büyük gördüler dediğim başlık. bunu yazan ve onaylan hatta bu yaş için "git çiçek yetiştir" diyen yazarların bilgisayar ve telefondan yavaşça uzaklaşıp(gelişme çağı için zararlı) oyuncaklarıyla oynamasını tavsiye edeceğim durum.

40 yaşına gelip şu başlığa alınganlık yapmak ne lan?

bence sorun olmayan söz ve durum.

b.k var.

bazen ben de kendime soruyorum bu soruyu. "ulan zamanini daha efektif gecirsene. ne bilim kitap oku cik bi arkadaslarinla falan kahve ic daha boyle yararli seylere harca zamanini" falan. ama sonra biraz daha dusununce ben bunlari zaten yapiyorum. hani oyle asosyal bir birey haline getirmiyor sonucta bir iki bir sey okuyosun. merak ediyor soruyorsun bi diyalog hali mevcut vs.
velhasil kelam, sozlukte bir is icin bulunmuyorum. bir amaci bir beklentisi olana saygim var. sonucta herkes meşrebine gore takiliyor. takilsin da zaten uzak olsunlar da gerisi beni ilgilendirmiyor.

size kaç yaş aralığı lazım biz sözlüğün gönüllü pezevengiyiz ayarlarız icabında.

ten rengi ve vücut yapısı tercihini not olarak belirtiseniz mümkün mertebe onu da ayarlıyoruz.

her şey sözlük için.

işte iş bitirme, işte hizmet, işte uğur dündar.

sözlükte yazı yazmanın yaşı yoktur. ama bunu söyleyebilecek insanlar vardır. insan eleştirebilen bir varlıktır. bizi diğer canlılardan ayıran bu özelliğimiz sayesinde doğru ve yanlışı ayırt edebiliriz. ama ilk önce doğru ve yanlışı ayırt etmemiz için eleştirmemiz gerekir. eleştirmek bir düşünceye ters olmak değildir. tam tersine var olan düşüncenin daha da gelişmesinde katkıda bulunur. ama ortada geliştirilebilecek bir düşünce yoksa bunu eleştirmek ne kadar doğrudur. bu başlık bu tanıma örnektir. bu söz bir eleştiri değildir. o yüzden doğru veya yanlış bir değeri de yoktur.

olgunluk, tecrübe ve akıl yaşta değil baştadır deyip son noktayı koymak istiyorum.

sana mı soracağım yaprağımmmm diye cevaplanması gereken soru.

asıl onların burada olması lazım, olaylara bakışları ve yorumları daha olgun oluyor.

sözkonusu aksi ve nalet adamlar olunca benimde katıldığım başlık.
yalnız aksi ve naletlik konusunda gençlerin maşallahı var.
pozitif sözlük*
negatif sözlük*
diye sekmeler mi olsa.
hatta bulaşık sözlük* falan.
bulaşık sözlük sataşmak isteyenler için olsa.
yani bir tür sözlük kanalları gibi olur nasıl fikir?

unumuzu elemiş,
eleğimizi asmış iken,
iki yirmiyi devirip,
kırkını aşmışken,
feleğin çemberinden
yüz akıyla geçmiş, derdi kederi,
tam ardımıza atmışken,
nereden çıktı bu başlık?
oysa biz emek verip, hesap verip,
bin bir zorlukla hayattan yaş aldık..
kim demiş yaşlandık?
gönlümüze girip baksalar,
ruhumuza hâl-hatır sorsalar,
saçımızdaki akları
yaşanmışlıktan saysalar,
içimizdeki çocuğu görseler,
ahhh bunları bir bilseler..
çocuklar büyümüş,
işler görülmüş,
bitmiş çoluk-çocuk,
iş-güç kaygısı,
geriye yaşamak kalmış,
sahi kim demiş?
bizler yaşlanmışız!
bedelini ödeyip,
hayattan yaş almışız.

alıntı

sana ne lan d.ly.rak, şeklinde cevaplanır.

z kuşağı olsa istenmez, kırk yaşında olsa ne işi var denir.

arada şekle değil de beyne baksanız çok süper olacak.

kırk yaş ve üstü sözlük yazarlarının sözlükte bulunma nedenleri neden daha genç yazar grubuna göre farklı bir yere konumlandırılıyor bunu anlamış değilim.

kırk yaşında evli barklı çoluk çocuk sahibi insanlar olarak görülüyorsa ev bark sahibi olmak sözlük yazarlığına engel ya da sözlük yazarı olma fikri ile bağdaşmayan bir durum mu.

sözlüklerin ilkinin 1999 da başladığını düşünürsek ve ortalama 18-20 yaşında sözlükte yazmaya başlayan yazarlar olduğunu varsayarsak türkiye’nin en deneyimli yazarları bugün kırk yaşın üstünde değil mi.

yani sanki sözlükler dün kurulmuş ve yazarları da genç kuşakmış da facebook’u keşfetmiş akrabalar gibi buraya doluşmuşuz gibi bir algı mı var.

bir açıdan bakarsanız biz ev sahibiyiz siz misafir.

bu tenkitler asla bitmez bizim toplumda. bunlara takılırsanız yaşayamazsınız. kendi yapamadığı/kafasının basmadığı/anlamadığı her şeyi eleştirir ve kimse yapmasın ister. malum toplumumuz iq ortalaması şempanzelerle yarıştığı için de çok fazla kendini eksik ve yetersiz hisseder. bu ezikliği de ancak bu şekilde kapatabilir. sadece bu konuda değil, herhangi bir durumda anlamlandıramadığınız bir tenkit aldığınızda, tenkit edenin yanağından makas alarak "canıııığm" şeklinde sahte bir sevgi sözcüğünün ardından oradan uzaklaşmanızı öneririm. yıpranırsınız yoksa. *

bu algı eskiden internet bu kadar telefonlara kadar düşmemişken 40 yaşındaki insanlar için bile internet 20'li yaşların uğraştığı bir şeydi. şeydi diyorum çünkü gram fikirleri yoktu internetle ne yapıldığıyla alakalı. bırakın interneti her mahallenin bir bilgisayardan anlayan çocuğu olurdu. o kadar yabancılardı mecraya.

şimdi o 16-25 yaşındaki çocuklar büyüdü 40'lı 50'li yaşlara geldi belki. telefonlar'a da girince internet artık 60-70 yaşındaki insanlar bile artık internet kullanır oldu.

bu 30 yıl önce 40'lı yaşlarda internetten anlamayan güruh artık kalmadı. fakat sözlüklerin özellikle ekşi sözlük'ten dolayı kötü bir algısı var. bana göre 20 yaşında başladığı sözlük alışkanlığını devam ettirmekten başka bir sey değil.

kardeşim benim daha 3 yılım var ne 40 yaşı!
çarpacam bak ağzına şurada ne güzel kendi kendime şey ediyom. *

haklı bir sözdür. git çocuğunla, eşinle ilgilen!