1.
1919-1933 yılları arasında amerika birleşik devletleri'nde yaşanmış, bugünden bakınca ne alaka yahu dedirten dönemdir.
dönemin arka planı:
1914-1918 yılları arası süren ve büyük yıkımlara sebep olan birinci dünya savaşından abd 'nin birçok ülkeye nazaran çok daha az kayıpla çıkmasına rağmen savaş yorgunluğu toplumda bir muhafazakarlığa neden olmuştu. "ne işimiz vardı bizim avrupa'da, şurada, burada?" anlayışı hakim olmaya ve ülke içe kapanmaya başlamıştı. göçmen kotasının düşürülmesi,afro-amerikan karşıtı ırkçı ku klux klan hareketinin hortlaması vb. olaylar bu muhafazakarlaşmanın örnekleridir. diğer bir örnek ise 14 yıl süren alkol yasağıdır.
sebepler:
muhafazakar sivil toplum örgütleri savaş hala devam ederken halihazırda alkol yasağı için propaganda yapmaya başlamışlardı. bunun üç temel sebebi vardı:
1. birçok bira üreticisi ya almandı ya da alman kökenliydi ve almanya savaşta düşmandı.
2. bira mayalaması için arpagerekiyordu ama bu arpa daha çok cephedeki amerikan askerlerinin ekmek ihtiyacı için gerekliydi.
3. alkol toplumun savaş becerilerine zarar verebilirdi.
1917'de 19 eyalette alkol yasaklandı fakat bu bütün ülkede yasak isteyen alkol karşıtı grupları tatmin etmedi. 1919'da ise alkol bütün ülkede yasaklandı.
sonrası:
yasak sonrası alkol ticareti yeraltına indi ve illegal şekilde devam etti. devlet güçleri kanunları uygulamaya çalışırken karşılarında bireysel içicileri değil gangsterleri, mafyaları buldu (bkz: al capone). bootleggers denen bu kaçakçılar alkolü ya ülke içinde illegal şekilde üretip ya da başka ülkelerden kaçak yollarla getirip el altından piyasaya sürüyorlardı (bkz: peaky blinders) ve inanılmaz paralar kazanıyorlardı. 1930 yılında ülkede speakeasy adı verilen gözden ırak yerlerde illegal faaliyet gösteren, dışarıdan bakınca normal bir dükkan gibi duran ama arkası bar olan 200 binin üzerinde yer vardı. bu çeteler kendi aralarında da mücadele ediyorlardı. 1920'lerde sadece chicago'da 500'den fazla mafya cinayeti işlenmişi.
görüşler:
yasağı savunanların temel argümanı yasak sonrası aile yapısının, aile içi ilişkilerin düzene girmesi ve iyileşmesiydi. bunun devam etmesini istiyorlardı.
yasağa karşı olanlar ise zaten yasağın delinmiş olduğunu, bazı kesimlerin hiç umursamadığını ve dolayısıyla bu yasağın kanunların prestijini azalttığını ve kaldırılması gerektiğini düşünüyorlardı. ayrıca, bu yasağın ekonomik olarak hatalı olduğunu düşünüyorlardı çünkü daha önce alkolden vergi alan devlet bu vergiyi alamıyordu. üstelik artık bu para tamamen kaçakçılara, gangsterlere ve rüşvet karşılığı bunları görmezden gelen polis, politikacı ve hakimlere gidiyordu.
sonuç:
yasak karşıtları galip geldi ve 1933 yılında yasak tamamen kaldırıldı.
bonus: yasak karşıtı protestolardan bir fotoğraf. "bira istiyoruz"
dönemin arka planı:
1914-1918 yılları arası süren ve büyük yıkımlara sebep olan birinci dünya savaşından abd 'nin birçok ülkeye nazaran çok daha az kayıpla çıkmasına rağmen savaş yorgunluğu toplumda bir muhafazakarlığa neden olmuştu. "ne işimiz vardı bizim avrupa'da, şurada, burada?" anlayışı hakim olmaya ve ülke içe kapanmaya başlamıştı. göçmen kotasının düşürülmesi,afro-amerikan karşıtı ırkçı ku klux klan hareketinin hortlaması vb. olaylar bu muhafazakarlaşmanın örnekleridir. diğer bir örnek ise 14 yıl süren alkol yasağıdır.
sebepler:
muhafazakar sivil toplum örgütleri savaş hala devam ederken halihazırda alkol yasağı için propaganda yapmaya başlamışlardı. bunun üç temel sebebi vardı:
1. birçok bira üreticisi ya almandı ya da alman kökenliydi ve almanya savaşta düşmandı.
2. bira mayalaması için arpagerekiyordu ama bu arpa daha çok cephedeki amerikan askerlerinin ekmek ihtiyacı için gerekliydi.
3. alkol toplumun savaş becerilerine zarar verebilirdi.
1917'de 19 eyalette alkol yasaklandı fakat bu bütün ülkede yasak isteyen alkol karşıtı grupları tatmin etmedi. 1919'da ise alkol bütün ülkede yasaklandı.
sonrası:
yasak sonrası alkol ticareti yeraltına indi ve illegal şekilde devam etti. devlet güçleri kanunları uygulamaya çalışırken karşılarında bireysel içicileri değil gangsterleri, mafyaları buldu (bkz: al capone). bootleggers denen bu kaçakçılar alkolü ya ülke içinde illegal şekilde üretip ya da başka ülkelerden kaçak yollarla getirip el altından piyasaya sürüyorlardı (bkz: peaky blinders) ve inanılmaz paralar kazanıyorlardı. 1930 yılında ülkede speakeasy adı verilen gözden ırak yerlerde illegal faaliyet gösteren, dışarıdan bakınca normal bir dükkan gibi duran ama arkası bar olan 200 binin üzerinde yer vardı. bu çeteler kendi aralarında da mücadele ediyorlardı. 1920'lerde sadece chicago'da 500'den fazla mafya cinayeti işlenmişi.
görüşler:
yasağı savunanların temel argümanı yasak sonrası aile yapısının, aile içi ilişkilerin düzene girmesi ve iyileşmesiydi. bunun devam etmesini istiyorlardı.
yasağa karşı olanlar ise zaten yasağın delinmiş olduğunu, bazı kesimlerin hiç umursamadığını ve dolayısıyla bu yasağın kanunların prestijini azalttığını ve kaldırılması gerektiğini düşünüyorlardı. ayrıca, bu yasağın ekonomik olarak hatalı olduğunu düşünüyorlardı çünkü daha önce alkolden vergi alan devlet bu vergiyi alamıyordu. üstelik artık bu para tamamen kaçakçılara, gangsterlere ve rüşvet karşılığı bunları görmezden gelen polis, politikacı ve hakimlere gidiyordu.
sonuç:
yasak karşıtları galip geldi ve 1933 yılında yasak tamamen kaldırıldı.
bonus: yasak karşıtı protestolardan bir fotoğraf. "bira istiyoruz"
devamını gör...