ahlaklı biri olmak vs ahlaksız biri olmak

carl gustav jung'a göre ahlaklı biri ile ahlaksız biri arasındaki fark şundan ibarettir;

"sırf hapiste olduğu için hırsızlık yapmayan biri, ahlaklı bir kişi değildir."

dürüstlük ve ahlak; fırsat bulamadığı için yanlış bir davranıştan uzak durmak değil, fırsatı olmasına rağmen yanlış davranışı sergilememeyi tercih etmektir.

*

ahlak göreceli bir kavramdır dolayısı ile hiç öyle çok ahlakliyim falan diye ahkam kesemem.

acayip ikilemde kaldım ben. ahlaksız adam ahlaksız olduğunu söylese ahlaklı bir davranış sergilemiş oluyor bu durumda. hobaa gel de ahlaksız olma.

ne farkı var şimdi bunun kant ahlakından gençler aşın artık bunu dünya aştı kimsenin gündeminde böyle ilkel ahlak şablonları yok ikinci dünya savaşı gördü bu dünya hala millet ya kategorik imteratif peşinde koşuyo ya da ahlak yok yasa yok übermensch olucaz geyiğini devam ettiriyo.. ahlak fazlalık değil mecburiyet bu bi zorunluluk bunu farketmek hayvandan ayrıldığın ilk yer zaten.. ancak bundan sonra evrensel bi ahlaktan söz edilebilir mi söz edilemez mi tartışılabilir..

ahlakın kime göre neye göre var olup olmadığını irdelemek gerekir önce. bir toplumun kültürel birikimi ahlak olarak adlandırılıyor. yok o kültür değil gelenekmiş falan lan gelenekler de kültürün içerisindedir. bakın google amcanın tanımında da bunu görürsünüz. ((alıntı; bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının tümü. alıntı)) yani bir kültürü reddedince ahlaksız kabul edince ahlaklı oluyoruz. ahlak kendi başına bir kavram değil böyle bakınca onaylama veya onaylamama gibi bir seçime giriyor. soru şu olabilir ama birey hiçbir kültüre bağlı kalmadan yaşayabilir mi?

ahlaksız ve vicdansız biri olmak isterdim ama aldığım ahlak eğitimi ve vicdanım buna müsaade etmedi.

ahlaklılık ve aptallaştırma. - gelenek, ilk insanların sözde yararlı ve zararlı olana ilişkin deneyimlerini yansıtır, - ama gelenek duygusu (ahlaklılık) bu tür deneyimlerle değil, geleneğin geçmişi, kutsallığı ve tartışılmazlığı ile ilişkilendirilir. ve bu yüzden bu duygu, insanın yeni deneyimler edinmesine ve gelenekleri düzeltmesine engel olur. bu şu demektir, ahlak, yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı koyar: aptallaştırır.

nietzsche.

neye göre kime göre diye sorarlar. boşuna örf, adet, gelenek-görenek demeyin. sene nerdeyse 2022 olmuş, üzgünüm ama eskiden televizyonun belirlediği/dayattığı normları artık intetnet belirliyor.