allah nerededir sorunsalı

şüphesiz göktedir, o’nun gökte olduğuna da canı gönülden iman ediyorum. elhamdulillah.

kaf suresinin 16.ayetinde:

allah evrenin ve zamanın, olmuş ve olacakların, yaşanma ihtimali olan her anın, her maddenin her zerresinde, gördüğün ve görebileceğin ve hatta görmek istemediğin, evrenin en küçük miktarında ve en büyüğünde, her yerindedir.

kaf suresi 16. ayet
"andolsun ki insanı biz yarattık. ona nefsinin ne vesveseler verdiğini de biliriz. biz ona şah damarından daha yakınız.”

allah (c.c) her yerdedir.
ama hiç bir varlık da onun içinde değildir.
şimdi aklımızın ermediği şeyleri düşünmeye lüzum yok.
çünkü bu ilmi allah (c.c) bizlere bahşetmemiştir.

(bkz: vahdet-i vücut) inanışına göre her şeydir.
(bkz: tasavvuf) inanışına göre her yerdedir.

kuran'a göre arş'a istiva (yükselmek) etmiştir.
müslüman kuran'a iman eder.

imam ebu hanife "allah arş'tadır ama arş nerdedir bilmiyorum" diyen dinden çıkmıştır.(ayetlerden haberdar olduğu halde bilmiyorum diyen)

küçük yaşlardan itibaren büyüklere yöneltilen bir soru.
“kalbimizin içindedir yavrum” cevabı o gün bugündür teskin etmiştir beni.

ben daha kendi yerimi tam anlamıyla idrak edemedim. hard sorular bunlar, benim beynim yetmez.

istediği yerdedir.

ya her yerdedir ya da hiçbir yerdedir. allah nedir tanımına göre değişir.

kendi içinizdedir.

tartışmaya çok açık bir konu olduğu için ben küçük bir anımı anlatıp kaçacağım izninizle...
üni sınavına az kalmış dershane arkileriyle pikniğe gidilmiş tabu oynuyoruz. bir arkadaşımızın 'allah nerede?' sorusuna başka bir arkadaşımın gökyüzünü göstermesi akabinde sessizlik arkasından kahkaha tufanı ıwjfıwefhow
özledim biraz sanırım

allah vicdanın olduğu her yerdedir.

eğer melekler 50000 yıllık yolu 1 günde gidiyorsa, ışık hızı ile hesaplarsak tahminen allah alpha santuri b yıldızına yakın bir yerlerde takılıyor. eğer ışıktan da hızlı gidiyorsalar samanyolunun merkezinde de olabilir.

gerçi ayetlerdeki mesafeler bile çelişkili aynı meleğin hızı hakkında bi 50000/1 diyor bi 1000/1 diyor. ya allah sabit durmuyor ya da melekler bazen işi savsaklıyor.

arşa çıkıp yerleşmiştir. yer yüzünü altı günde yarattıktan sonra.

allah, gökleri ve yeri çevreleyen tahtının üstündedir.
''...o'nun tahtı gökleri ve yeri çevreler ve onları muhafaza etmek o'na zor gelmez ve o yüce'dir, büyük'tür.'' (bakara-255)
(bkz: âyetü'l-kürsî)

yok.

vahdet-i vücud ama boyut farkı var.

allah ne yerdedir ne de gökte. kuran'da yazan sema da bildiğimiz gök değildir. allah'ı tanrı zeus zannetmek olur bu. allah mekandan münezzehtir. nerede olduğunu yalnızca kendisi bilmektedir. hatta esasen ilk önce biz neredeyiz diye sormalıyız. çünkü gördüğümüz ve hissettiğimiz her şey bir çeşit simülasyon olabilir. her şey 5 duyu organımızla algıladıklarımızdan ibaret. allah'ı simülasyonun içinde aramak yazılımcıyı oyunun içinde aramak gibi bir şey olur. fakat yazılımcı çok farklı bir dünyadadır. oyunun içindeki karakter hiçbir zaman bu dünyayı hayal dahi edemez.

edit: allah'a mekan isnat etmek mantığa da terstir. zira allah mekanı yaratıp yani gökleri ve semayı yaratıp içine girmiş demektir. düşünülürse bu da mantığa terstir. çünkü gökleri yaratmadan önce olmayan göklerin içinde olamaz. yarattığı göğün içine girmesi ise başlı başına saçmalık olur. niye girsin ki? off anlayan anlasın artık. daha nasıl anlatayım bilmiyorum.

beyinde.

oncelikle muslumanlikla ilgili konularda herhangi bir seyin sorgulanmasina karsi cikilmasini dogru bulmuyorum. sorgulama konusu kuranda hz ibrahim’in yildizi, gunesi, ayi ilah kabul edip sonra onlardan vazgecmesi hususunda gorebilecegimiz gibi, hic akletmez misiniz, hic dusunmez misiniz gibi ayetlerden de gorebiliriz. oncelikle gercegi samimiyetle arayan sorgulamalarin tamamina acik olmaliyiz bence. allah’in varligini dahi (bu konuda suphem yok benim) sorgulayan birine karsi gelmemek gerektigini dusunuyorum. cunku eger allah gercekten varsa, ki bunda sahsimin bir suphesi yok, samimi ve dogru sorgulamalarin insani onun varliginin kesinligine gotureceginden eminim. yani samimiyetle sorgulayan kisi kainattaki delilleri toplayarak ona ulasabilir. zaten bundan suphesi olan kisinin allah inanci da zayiftir bence.

konuya donecek olursak, gunumuzde bilimin ortaya koymus oldugu sonuclari bir kac asid oncesiyle kiyasladigimizda milyonlarca kat denilebilecek bir ilerleme oldugunu soyleyebiliriz. ozellikle; elektrik, bilgisayar, kablosuz iletisim, kuantum, karanlik madde ve enerji, evrenin genisleme hizindaki artis, sicim teorisi vs. tum bunlar insanin bilime bakisinda ciddi degisikliklere gitmesine sebep olacak cinsten. yani elektrik konusuna bakacak olursak bir noktadan verilen komutla bir anda pek cok yerde faliyet olusmasi, kuantum konusu gozlemlenen ve gozlemlenmeyen seylerin farkli sonuclar dogurmasi, sicim teorisiyle maddenin en kucuk yapitasinin enerji olmasi vs.

bir diger konu evren ne kadar buyuk sorusu. ınsana gore buyuk seyler, yildizlar galaksiler vs. atom seviyesinde degerlendirince bir insan evren kadar buyuk oluyor. peki ya atom bir baska varligin evreni ise. yada her atom bir evrense. o zaman allah’in varligina kiyasla evren cok kucuk yada basit kalabilir. aslinda sonsuz buyuklukle herhangi bir buyukluk kiyaslamasinda limit hep sifira gider. burada da ayni sey gecerli.

sonuc olarak allah belki tamamen kendi varligiyla, enerji gibi, yada yansimasiyla, isik gibi heryerdedir. yada farkli birsey gibi. bilemiyorum. ama bence icinde bulundugumuz kainat allah’in varliginin bir parcasinin farkli boyutta gorunmesidir.

yanlis dusuncelerim varsa uyaranlara simdiden tesekkur ediyorum.