alttan almak

ağır ve tepkili konuşana karşı yumuşak davranma hali.

azı karar, çoğu zarardır.

bu aralar fazla yaptığım ama ilerleyen vakitlerde yapmaya sabrımın kalmadığı eylemdir.

çoğu zaman uygun harekettir, ise yarar. ha nereye kadar ? bir sınırı var elbette.

karşı tarafın kötü sözlerine ve çirkin davranışlarına karşı sakin kalmak anlamına gelen ifadedir ama nedense alttan alma rolü, hep kadınlara biçilir. erkeklerin sinirlenmeye hakkı vardır. kadınların ise sinirlendiğini belli etmemesi, alttan alması, gerekirse yalnız kaldığı zaman ağlaması beklenir. etrafımdaki kadınların yaşadığı öyle çirkin durumlarda "sen de biraz alttan alıverseydin, aman efendim kocanı elinde tutsaydın" gibi cümleler duydum ki artık "alttan almak" ifadesini gördüğüm, duyduğum an, sinirlerim bozuluyor. bir kadının kocasının yaşattığı her türlü zulme sessiz kalması, "alttan almak" gibi basit bir ifadeye indirgenemez. alttan almak demek, zulme boyun eğmek, sınır çizmemek, fiziksel, psikolojik veya her türlü şiddeti sineye çekmek, yaşanılanları içine atıp duygularını bastırarak en istemediği zamanlarda öfke patlamaları yaşamak demek değildir. birini alttan alacaksanız bile, o an uslübünü düzeltmesini rica edin, yok onu da yapamayacak kadar sinirliyse onu dinlemeyip başka bir odaya gidin. ona öyle istediği zaman istediği sözleri söyleyebileceği biriymişsiniz gibi hissettirmeyin. siz artık çocuk değilsiniz, hiç kimse öyle gelip çocuk azarlar gibi* sizinle konuşamaz. sonra aradan 1 gün geçtikten sonra sakin olduğu anda ona sizinle böyle konuşmasını istemediğinizi, böyle yaptığında kendinizi değersiz hissettiğinizi vs. anlatın, yani duygularınızı anlatın. zamanla artık sizinle nasıl konuşacağını öğrenecektir. insanlara bize nasıl davranacaklarını biz öğretiriz. bilmiyorlarsa, o yaşa gelmiş ama halen öğrenememişlerse öğreteceğiz, başka yolu yok. aman efendim ben alttan alayım, sesimi çıkarmayayım, ağzımızın tadı kaçmasın diye bir dünya yok. alttan alacaksanız da anlattığım gibi alın ki herkes, size nasıl davranması gerektiğini öğrensin.

sosyal ilişkilerde mümkün mertebe kaçınılması gereken.

alttan almak kibir ve taviz vermek ile doğru orantılı bir davranış şekli bence. bu nedenle sadece ast-üst ilişkisinin olduğu iş hayatında makul karşılanabilir. bunun dışında zaten belli bir sınırı koruyarak oluşturduğunuz ilişkilerde hiç o noktaya gelmezsiniz. ben genelde kişisel algılamadığım noktalarda alttan alıyormuşum gibi görünüyorum fakat aslında konunun benle doğrudan alakası olmadığını ayrımsayabildiğim için meseleye dahil olmuyorum. bunun dışında asla alttan almam, vermem gereken tepkiyi veririm ki hem muhattabım olan insanla güvenli bir bağ kurabileyim hem de karşı taraf da elini taşın altına koymak zorunda olduğunu ve ikili ilişkilerin tek taraflı çaba ile yürümeyeceğini bilsin.

eğer haksız olan tarafsam, ya da karşı tarafa fazla değer veriyorsam yaptığım durumdur. eğer söylediğim iki şey de yoksa kolay kolay alttan almam.

ikili ilişkilerde bir noktadan sonra karşı tarafta ego oluşmasına ve beklentinin artmasına sebep olan durumdur. şöyle ki; sürekli bir taraf alttan alıp özür diliyorsa diğer tarafta “ne yaşarsak yaşayalım nasılsa o özür dileyecek” beklentisi oluşur. olması gereken iki olgun insan gibi hataların kabullenilip haksız olan kim ise onun alttan almasıdır.

"az dan az çok dan çok"gitmesin diye alınan önlem.

sevdiğimiz insanlara yaptığımız bir şeydir. ama adı üstünde, ancak seven buna katlanır. bir süre sonra kullanılmışlık hissi sizi bu insanlardan uzaklaştırır.

sürekli olarak yapılması insanın kendisini yormasıdır, kendisine verdiği zarardır ve kendisine karşı bir işkencedir. alttan elbette alınır ama bu iki insan arasında gerek dostlukta, gerek sevgide, gerek de evlilikte de böyledir diye düşünüyorum, karşılıklı olmalı. sadece insan kendisini alttan alırsa o alttan almalar içeride birikir ve bir yerde patlamayla sonuçlanır, aniden dışa vurmalar da böyle durumlarda hiç sağlıklı olmaz. o yüzden karşılıklı olarak birbirinizi alttan alabileceğiniz, birbirinizi idare edebileceğiniz insanlar bulundurmalısınız çevrenizde. ne karşı taraf zarar görsün ne siz.

seni önemsediğini iddia eden insanların ihaneti ile sonuçlanır. üç beyazdan daha zararlı.

alttan aldık yeteri kadar bundan sonra herkes ederi kadar.*

bir tatsızlık çıkmasın diye anlayış göstermeye çalışmaktır.

karşı taraf kudurduğunda onun seviyesine düşmemek için kendi öfkeni bastırmak, diline sahip olmak.

- zayıflık addedilip, üstüne üstüne gelinmesine, giderek tepene çıkılmasına sebep olabilme ihtimali var.
- sen sustukça karşıdakinin volum yükseltmek, köpürmek, haklılığının ispatı olarak hiç susmadan bağırıp çağırmak ihtimali var.
- duymak istemediğin sözlerin, el kol hareketlerinin, agresyon fışkırmasının, seviyesizliğin önüne geçmek için susmanın "gel bir de tepeme sıç" anlamına gelme ihtimali var.
- ihtimallerin tek tek gerçekleşme ihtimali var.

cinler diyor ki ağzından gir burnundan çık!.. yapabilir misin? yaparım ama uğraşamam. dışarı çıkmak en iyisi. belki yağmur yağmıştır, hava misssstir...

beğeni ve fav yetmedi. imza, mühür, kaşe, parmak izi de ekleyeyim.

karşı tarafın bizim tepemize binmesine,bizi ezmesine sebep olan durumdur.

bazen iyidir. evet.

tanımadığım sokakta karşıma çıkan insanları genelde alttan alıyorum çünkü bu ülkede insanların sırf canı istediği için sokak ortasında başka birine neler yaptığını gördüm.
o yüzden haklıda olsanız bazen alttan almak iyidir bu ülkede sizi hayatta tutar.

(bkz: çatışmadan kaçmak)