arkadaş

dost, zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz kişi.

güvenilen, sevilen, beraber iyi vakit geçirilen kişi. aynı zamanda melike demirağ'ın seslendirdiği bir şarkı.

fazlası zarar olan kişi, arkadaş diyip her şeyinizi anlatmamanız da önerilir.

sözleri yılmaz güney'e ait, melike demirağ'ın olağanüstü söylediği muhteşem eserdir.

sabah 7 gibi dolmuşta seyehat ederken radyoda çıktı bu güzel şarkı. dolmuş şöföründen utanmasam bırakıp salacaktım gözlerimi. dolmuş şöföründen iki damla yaş aksa ben de yapacaktım bunu. elbette o an şarkının duygusallığı şöför dayının umrunda değildi.

sözleri bütün dostluklar ve aşkların ulusal yemini yapılmalıdır.
keşke bu muhteşem şarkı bütün ilk dansların da ulusal marşı olsa.

"şunu iyi bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! bu, bir
kibirden, kendini beğenmişlikten, "bütün bu dağları ben yarattım!" havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! bu, iki
yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! bu, üç
dördüncüsü… gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. ve dostoyevski'nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. arkadaşlığın, karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm!
evet buna bayılırım sayın generalim!
arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir; öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!"

bu dünyada seçtiğin kardeşindir, iyisine denk gelirsen sırtın yere gelmez ama kötüsüne denk gelirsen ruhun boktan çıkmaz.

(bkz: dağıttın formatı eyledin viran)

soru işareti kaldırılınca gelen edit; arkadaş çıkar gözetmeden sevilmesi gereken kişidir. aynı şeyin karşı taraftan da beklenmesi gerekir. arada çıkar ilişkisi var ise o arkadaşlık değildir.

hayatı yaşanabilir kılan, bazen de hayattan soğutan canlı türü.

hayat gibi tuhaftır. ya size ihanet eder ya da aile üyesiymiş gibi bir yakınlığınız olur.

eski türklerden günümüze kadar gelmiş olabileceği rivayet edilen kelime.

eski türkler savaşırlarken sırt sırta savaşırlarmış.
göremediğin düşmanla arkandaki savaşırmış.

arka-daş: arkanı kollayan kimse.
yol-daş: aynı yolda yürüdüğün kimse.
karın-daş: aynı karnı paylaştığın kimse, soy bağı, kardeş.

bu böyle devam eder gider.

günümüzde kişileri tanımlamak için kullanılabilir.
x arkadaş y arkadaş gibi.
aslında arkadaş değildir.
samimi olunan kişiler için ise farsça kökenli 'dost' kelimesi kullanılır.

arkadaş;
insanın sosyal yapısından dolayı zaruriyetten, bir ortamda vakit geçirdiği şahısdır. bunun ötesi dostluk, onun da ötesi kardeşlik

seçilmiş kardeş.

dosttan iki tık geride, yabancı bir insandan da bir tık ötede bir kavramdır benim için arkadaş. yanımda yöremde olsun ama tüm hayatımı bilmesin, arada selamlaşalım, bir sıkıntım olduğunda yardım isteyebileceğim biri olsun diye arkadaş oluyorum çoğusuyla da. bu durumun karşılıklı olduğunu söylememe gerek bile yok aslında.

çocukluk arkadaşlarımla gorustum bugun. biriyle zaten ayni yerdeyiz ama koptuk gittik, herkes kendi derdinde, denk geldikce selam selam. digeri yurtdisinda yasiyor. senede bir geliyor. yasamin insani degistirmesiyle ilgili dusuncelere dusurdu beni bu gorusme. yurtdisindaki arkadasim biraz keseyi doldurunca imalı imalı konusarak ikimizi de asagilayan, iki saatlik gorusmenin bir saatinde kendisini ve kendi imkanlarini oven biri olmus. digeri yillardir kadin pesinde vurkac takila takila kadinlara olan guvenini komple kaybetmis, itiraf etmese de bir kadin dusmani olmus, evlenmekten deli gibi korkan birine donusmus. eskiden uc kurus lise harcligimizla icki alip eglendigimiz dertlestigimiz yerde simdi üç koca insandik ama bir seyler eksikti. tadımız kaçmış.

tam, edebiyatı yapılası varlık. bunu hak ediyorlar.

en iyisi yerin dibine batsın. bir yıldır sıfır arkadaş, sıfır samimiyet. sırtımdaki bıçakların en çok acıtanı arkadaşlardan geldi bana. güvenmek en büyük hata.

şu pandemide o sektör de bitti.

bazıları çok şerefsiz olabilen insan formu.

bir tanesi ile çay ocağının önünde oturuyoruz, kalktı bu "ben elektrikçiye gideyim alacağım bir şeyler var" dedi, "bana da şu prize takılan led lambalardan alsana, odanın ışığı çok parlak gece onu takayım tv filan bakarken" dedim, tamam dedi gitti..

benim için aldığına bakın, neymiş yaşıma ve cinsiyetime en çok uyan buymuş!
şerefsiz demiş miydim?

(bkz: üzüm üzüme baka baka kararır.) iyi seçilmelidir.

bu zamanda zor bulunur. eski arkadaşlıkların yerini hicbisey tutmaz