arkadaş

iyiliğin nasıl suistimal edildiğini anlatan kısa öyküdür gorki'nin arkadaş kitabı.kendini gürcü prensin oğlu diye tanıtan şakro'nun yaptıkları attığı kazıklar çok şey öğretir acınmayacak kimselere acırsan acınacak duruma düşersin gibi.

arkanızı yaslayabileceğiniz güvenilir, sağlam taştır.

arkadaşlardan, dostlardan kolay vazgeçmemek gerekir; çünkü bazen onlarla da sınanırız.

ân itibari ile hiçbir hayrı olmadığını düşündüğüm güruh. mesela "arkadaş" olmasaydı galerimden beş bin tane fotoğraf silinmeyecekti. evet. bu kadar. kederli ve sinirliyim.

gerçek hayatta hiç "arkadaş" diyebileceğim kimse olmadı o yüzden sadece sözlük anlamını biliyorum bu kelimenin.

nazım'ın arkadaşlık ağaca benzer kurudu mu yeşermez geri tanımından çıkamadığım için, kendime ait bir tanimim yok. bir de babaannem var; yanımda ne zaman arkadaşımı görse yine almışsın yanına (bkz: büzükdeş)ini derdi. 20 sene sonra anladım aradaki bağlantıyı.

1975 yapımı yılmaz güney filmidir. film öğrencilik yıllarından tanışan iki arkadaşın yıllardan sonra karşılaşmasını anlatır. azem (yılmaz güney) zengin arkadaşının çarpık yaşantısını anlatmaya çalışır. bu sırada cemil'in eşinin kardeşi melike (melike demirağ) azem'e aşık olur.
filmde yılmaz güney yozlaşmış toplumsal yapıya gönderme yapar.
.müziği muhteşem..

bulması zor, kaybetmesi bir o kadar kolaydır. varsa şayet, kıymetini iyi biliniz.

arkadaş kelimesinin kökeni eski türkçe'dir.
orta asya da askerler arkadan gelen oktan
sakınmak için arkalarına bir taş bağlarlarmış.
sırttan darbe almamak için
sırtını dayarlarmış bu taşı,
gel zaman git zaman
taş taş çıkmış adı üstünde
ve askerin sırtı kanamış taşın keskin ucundan dolayı.

sırtta ufak bir çizik ama
savaşçı atmış yere paralamış taşı.
arkasında ki taşa yani arkadaşa güvenini
kaybetmiş, yaban ellerden farsça
dost sözünü almış.
arka daşın iyiside vardır elbet
ama taş taştır nihayet

ve günün birinde dost sözüde karalanır diye korkuyorum hangi diyardan hangi kelimeyi alacağız.

bir gece vakti, iki arkadaş antik bir kentin kalıntıları arasında yürüyormuş. birden ilkinin gözüne bir taş takılmış. diğerlerinden farklı, oraya ait değil gibi duran bir taş. bunu fark eden diğer arkadaş da taşa yönelmiş.

izlenildiğini fark edercesine, taş kıpırdamaya başlamış. rahatsız olduğunu belli etmek için, uzaklaşmaya çalışmış.

"bunu gördün mü?" demiş taşı ilk fark eden arkadaş.

tepkisiz kalan arkadaşına çevirmiş bakışlarını, neden cevap vermediğini anlamaya çalışmış. baktıkça arkadaşının yüzü değişmiş. en sonunda tanınmaz bir hâl almış.

geceyi aydınlatan ay, daha parlak bir hal almaya başlamış. gittikçe daha artan bir parlaklıkla gece beyaza boyanmış.

"20'li yaşlarında, erkek, doz aşımı" şeklinde geçti anonsu polis. ambulans istedi. on yılı aşkın süredir bu işteydi, uyuşturucunun arkadaş olmadığını, en iyi bilenlerdendi.*

en acil ve ihtiyaç duyulan durumlarda ulaşılamayan canlı parçasıdır. evini basacağım en sonunda.

arkadaşların patır patır evlenmeleri, patır patır ölmelerinden iyidir.

belki de sıra sizde. milli piyango.

arkadaşlardan, dostlardan kolay vazgeçmemek gerekir; çünkü bazen onlarla da sınanırız.

tuhaf. sanki çocukken oyun oynarken hissedilen mutluluk gibi. sonrası biraz hüzünlü. bir miktar özlemli, ve bazen sesini bir kelimesini gördüğünde içinin kıpır kıpır olması gibi. cümlelerin akması karşılıklı ve hiç çekinmeden anlatmak olan biteni. saygının daimi olduğu, sevginin süreklilik arz ettiği, dostluktan öte arkadaşlık.

liseden bir arkadasim aradi.nasilsin neler yapiosun falan! evi tasiorum dedi.sehir merkezinde dis hastanesinde tekniker.bizim taraflarda babasinin yazligi var.evi tasiorum dedi.e bni nie aradin bn anlamadim dedim.hammal ariyorum dedi.

düşündüm hammal tanidik da yok.bir kere esya tasimasina yardim etmistim bir yemek bile ismarlamamisti yani su verdi isteyince o kadar.3. kata buzdolabi cikariorsunz beraber ve sadece su verior.beygir olarak görüor bni die dusundum tabi hammal ariyorum deyince.hammal tanidik yok dedim.olum sn gel napayim baskasini dedi.küfir ettirme evren dedim gecen geldiğimde dönerken ici full dolu minibüsle döndüm eve dedim.bi de karnim da acti dedim.hic orali olmadin dedim.

eh hehh dedi yau hallederiz dedi.cumartesi gidiom bakalim yardima .arkadas sonucta 20 senedir taniorum.tabi bu sekilde hammalliga tamam demem bnim vefami, onun bi yemek bile vermemesi de onun ibn.liğini gösterir ama en nihayetinde arkadas.cumartesi macerali gececek gibi.

ilk olarak melike demirağ tarafından söylenen, sonrasında ayna grubu tarafından nefis bir şekilde coverlanan şarkı. şiiri erhan güleryüz'ün sesinden dinlemek çok güzeldir.

buyrunuz buradan

sözleri:

benim bi suru arkadasım var.
gercekten.
kugular, serceler, martılar, kargalar, güvercinler, kutup ayıları, kirpiler, kediler, bal porsukları, kopekler, muhabbet kusları, kanaryalar, filler, atlar, zurafalar, deve kusları, aslanlar, tilkiler, zebralar, penguenler, koalalar hep benim arkadaslarım:)

adi ustunde arka-das'tir.

arkanda durandir yani. her daim arkanda olan, koruyup kollayan, savunandir arkadas.

hah yaşayın bu türkçe. yoldaş. ve dost demek. arkadaş ile dostu ayrıştırıcı olmayalım. aynı aslında.

legal sınırlar içerisinde arkadaş dediğim insan için her şeyi yaparım.

ve yoklukları beni çok üzer.

benim için çok kıymetlilerdir efendim.