aşık olamamak

aşık olmanın bir lüks olduğunu anlamaya sebep oluyor bu durum.
bir zaman zannediyorsun ki bu hisler baki hayatın her döneminde olur,nah olur.
peki böyle bir şey neden aranır neden aşık olmamak dert edilir, çünkü dünya çok sıkıcı ve tek düze. bütün ilişkiler de birbirini metalastirip işini hallettikten sonra bir daha birbirinin umrunda olmamasıyla sonuçlanıyor ve karşındaki kişiye olan bakışın ne kadar sığ ve cinsellik gibi basit bir işlem üzerinde yoğunlaşırsa hislerin ölüyor gizem yok oluyor. dizilerde filmlerde oyunlarda yada çevrendeki hikâyelerden o his kırıntısıni yaşamak istiyorsun. birine bağlanmak ve o tribi iliklerinde hissetmek istiyorsun kaybetme korkusunu atomlarima kadar yaşamak istiyorum. bu çok özel ve mahvedilmemesi gereken bir mekanizma. mahvetmemeye çalışın insan evlatları.

20yqşımdan bu yana 4yıldır olmuyorum zaten 2 yılı kapanma ile geçti sayılır duyun sesimi yunan heykeli boy pos artık anladınız siz.

bence kişinin psikolojik olarak kendisini şartlamasından kaynaklanan ilginç bir durum.şu aralar psikoloji ile derin ilişki içerisindeyim.bu sebeple zihnin istediğinde insana neleri düşündürtebileceğini, neleri takıntı yaptırabileceğini hatta kaygıları ne düzeye çıkartabileceğini ve fiziksel olarak insanları nasıl etkileyebileceğini deneyimledim.

zihin çok karmaşık bir yapı ve insandan güçlü. kişinin kendi iradesi ile ona müdahale edebilmesi zor ama eğer yeterli derecede göz karartılırsa, kişi yaşadığı ve hissettiği her şeyi evrenin çöplüğüne fırlatabilir.evrenin çöplüğü diyorum çünkü zihin tamamen soyut olgularla çalışır.her şey aslında kafanızın içindeki belki 2m2’lik alanda gelişiyor ama tüm algınızı hatta zamanınızı etkileyebiliyor.


bir insan aşık olmadığına ya da olamadığına kendisini şartlamışsa ya da inanıyorsa, bunu hissetmeyebilir.duygusal dürtüyü beyinle yine kontrol edebilirsiniz tıpkı libidonun kontrol edilebildiği gibi.


basit düşünelim; ( erkekler için ) toplum içerisinde bir ortamdasınız ve çekici gelen bir kadın ile karşılaştınız ve libidonuzun etkisiyle kasık bölgenizde bulunan uzuvunuz( naif olmayı deniyorum) fiziksel olarak görünür hale gelmeye başladı.ortamın uygun olmadığını bildiğiniz için , kendinizi kontrol eder ve o anki problemi zihin gücünüz ile yönetirsiniz.kadının üzerine gidip ulu orta public sex yapmazsınız? işte tam olarak bu zihin gücü ile vücudun her yerinin kontrol edilebileceğinin göstergesidir.erkeklerin ‘’kendimi kötü hissediyorum , boşalmam gerekiyor. ‘’ bahanesinin kendisini açıkca ele verdiği nokta burasıdır.libido kontrol edilebilinir, kişi ereksiyon olduğunda illa boşalması gerekmez.boşalamadığı için vücut çok büyük / hayatını etkileyecek sıkıntılar bana sorarsanız doğurmaz ( anatomik olarak böyle bir veriye rastlamadım.tıp güçlü bir bilim dalıdır.) öyle olsa, her ereksiyon olanın cinsel ilişkiye giremediği an hastanelik olması gerekirdi.
ya da doktorlar hayatta kalabilmeniz adına ‘’her yükseldiğiniz zaman, kendinize gerekeni yapın derdi.’’

örnek olarak ; ( kadınlar için ) çok feci regl ağrısı çektiğinizi düşünün?ağrı kesici alabileceğiniz hiç bir yer yok , yanınızda ağrı kesici yok ve danıştığınız kimsede de yok o an. karın ağrınızı gayet zihin gücünüzle kontrol edip, çekilir kılabilirsiniz.onu yok saymayı denediğinizde bir süre sonra hafiflediğini ya da tamamen gittiğini görebilirsiniz vb. örneklere rastlanabilir.


kısacası ; libidonun bile zihinle kontrol edilebildiği bir yapıda, aşık olmadığına kişinin kendisini inandırmış olması çok muhtemel.bu algısını kırdığında, hissetmeye tekrar başlar.

açıkçası şıp sevdi denilen insanım çok çabuk sever ve onu olduğu gibi kabul ederim. bu yaptığım çok yanlış birşey sen kabul ediyorsun ama karşındaki senin gibi iyi niyetli olmayabiliyor. keşke insanlara güvenmeyen biri olsaydım. açıkçası kimseye değer vermek istemiyorum. hak eden insanı bulmak çok zor...

(bkz: sarhoş olamamak)

geçmişte birliktelik yaşadığım kişileri düşündüm bir ara. nadiren de olsa düşünürüm şaşırmayın. neyse dedim ki ben bunların nesini sevdim, neyine aşık oldum? cevap şaşırtıcıydı. aslında hepsinde bir fetiş unsurum varmış.
hayat tuhaf gerçekten.

tam olacaksın ama bir gülme tutuyor dimi?? evet evet biliyorum.

aşka inanmam ama bir seks var tabi.

zor iş ya. insan aşkın o heyecanını, tutkusunu istiyor ama denk gelmesi zor, güvenmesi zor.

eğer uzun süre sevgiliniz olmadıysa ya da birisiyle konuşmadıysanız başınıza gelme ihtimali çok yüksektir. zaten böyle olunca karşı tarafa olan inançta azalıyor bununla beraber seçicilik artıyor yani anlayacağınız iş zorlaşıyor.

zorlarsan adı aşk olmaz zaten ayrıca çoğu aşkı onu kaybettiğinde anlarsın.

aynı kadeh, aynı mey belki de biraz da bu yüzden. ne demiş can yücel abimiz yaylanmayacaksin öyle körü körüne. şaka yaptım. aptal gibi dm den düzeltme mesajı yollamayın allaskina ya. sen suya pu derken ben can yücel okuyordum. her neyse olmuyorsa olmuyordur. zamanı gelince olur. madem ki bu dünya bitecek neden inanmaz insanlar sevginin de bittiğine.

aşık olamıyorsun değil, hayat seni yordu, onun türkçesi.

çok doğal. her yıldız bir kere kayar.

yaşayanın anlayacağı acı durum.
yaklaşık 2 yıldır peşimde koşan bir kişi olmasına rağmen ona aşık olamadığım için arkadaş kalmak istiyorum. bir arkadaşı olarak her zaman yanında olabiliyorum ama onu o şekilde asla göremiyorum.
belki de son ilişkimden sonra malum kişi duygularımla birlikte sahip olduğum en gerçek şeyi, o hissi de götürdüğü içindi diye de düşünmeden edemiyorum.

aşık olmak için hormanların belli bir dengeye gelmesi gerekiyor. bunun sonunda uygun kişiye tutulma gerçekleşiyor. tutulma beraberinde obsesyonlar ve bir takım çoşku hali getiriyor. bunlar organizmayı yorduğu için bir süreden sonra sönümleniyor. organizmanın bu süreçlere hazır olması gerekiyor. tabiki bir de çevre ve bir takım bilişsel süreçler var. aşık olamamanız sadece sizle veya benle ilgili olmayabilir. küresel çapta dönen olaylar sonucunda buraya vardık zaten. olmak veya olmamak tüm mesele bu olmayabilir.

aşık olabileceğin kişinin henüz karşına çıkmamış olduğunu gösterir.

bir kız sevdim eskiden resimleri eskiten dedikten sonra aradığım şey tam olarak aşk galiba... yeniden aşık olmayı çok isterdim.

öğrenilmiş çaresizliktir. :)

içerisinde bulunduğum grup. ne mutluyum ne de mutsuz.