#ödüllü filmler
türkçe adı: uyanışlar
yönetmen koltuğunda penny marshall'ın yer aldığı 1990 yapımı dram filmidir. film oliver sacks'ın otobiyografik olan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. konu; asosyal bir doktorun geliştirdiği bir ilacı ve bu icat sonrasında gelişen serüveni anlatmaktadır.
imdb: 7.8
yönetmen koltuğunda penny marshall'ın yer aldığı 1990 yapımı dram filmidir. film oliver sacks'ın otobiyografik olan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. konu; asosyal bir doktorun geliştirdiği bir ilacı ve bu icat sonrasında gelişen serüveni anlatmaktadır.
imdb: 7.8
yönetmen:
penny marshall
oyuncular:
robin williams
robert de niro
penelope ann miller
julie kavner
ruth nelson
john heard
alice drummond
penny marshall
oyuncular:
robin williams
robert de niro
penelope ann miller
julie kavner
ruth nelson
john heard
alice drummond
*new york film eleştirmenleri birliği ödülleri (1990) - en iyi aktör [robert de niro]
*ulusal inceleme kurulu, abd (1990) - en iyi aktör [robert de niro] / en iyi aktör [robin williams]
*usc komut dosyası ödülü (1991) - usc scripter ödülü
*yoga ödülleri (1992) - en kötü yabancı film
film toplam 6 ödüle sahiptir.
*ulusal inceleme kurulu, abd (1990) - en iyi aktör [robert de niro] / en iyi aktör [robin williams]
*usc komut dosyası ödülü (1991) - usc scripter ödülü
*yoga ödülleri (1992) - en kötü yabancı film
film toplam 6 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "orsalesta anafor" tarafından 31.03.2021 03:13 tarihinde açılmıştır.
1.
leonard'ın tek başına dışarıyı çıkmak istemesi ve ardından ağzından dökülen cümleler
"sizin hafife aldığınız her şeyi bir bir yapardım!"
düşündüm de gerçekten ne kadar hafife alıyoruz her şeyi, tek başına yürüme lüksüne bile sahip olmayanların yanında meğer ne kadar da şanslıyız ve farkında değiliz.
ya annesinin söyledikleri;
"oğlum sağlıklı doğunca sebebini asla sormadım, neden o kadar şanslıydım? bu kusursuz çocuğu bu kusursuz hayatı haketmek için ne yapmıştım? ama hastalanınca tabiki neden diye sordum, nedenini öğrenmek istedim neden ben neden bu oluyordu?"
filmin en can alıcı noktası burasıydı belki de iyi şeyler olunca asla sormayız bunu hakedecek ne yaptım ben diye? ama kötü şeyler de durup durup isyan eder ve neden ben deriz.
ona kibar olduğumu söylemişsin.
birine hayat verip sonra onu elinden almak mı kibarlık?
hayat hepimize verilir ve hepimizin elinden alınır.
verilen hayatın değerini bilmek ve elimizden alınmadan doya doya yaşamak için güzel günlerimiz olsun ve bu zorlu günleri güzel filmlerle renklendirelim.
neyin yanlış gittiğini bilmediğimiz gibi neyin doğru gittiğini de bilmiyoruz.
çok güzeldi oyuncular mükemmel, oyunculuk mükemmel
nasıl da bir geç kalınmışlıktır bu filme
"sizin hafife aldığınız her şeyi bir bir yapardım!"
düşündüm de gerçekten ne kadar hafife alıyoruz her şeyi, tek başına yürüme lüksüne bile sahip olmayanların yanında meğer ne kadar da şanslıyız ve farkında değiliz.
ya annesinin söyledikleri;
"oğlum sağlıklı doğunca sebebini asla sormadım, neden o kadar şanslıydım? bu kusursuz çocuğu bu kusursuz hayatı haketmek için ne yapmıştım? ama hastalanınca tabiki neden diye sordum, nedenini öğrenmek istedim neden ben neden bu oluyordu?"
filmin en can alıcı noktası burasıydı belki de iyi şeyler olunca asla sormayız bunu hakedecek ne yaptım ben diye? ama kötü şeyler de durup durup isyan eder ve neden ben deriz.
ona kibar olduğumu söylemişsin.
birine hayat verip sonra onu elinden almak mı kibarlık?
hayat hepimize verilir ve hepimizin elinden alınır.
verilen hayatın değerini bilmek ve elimizden alınmadan doya doya yaşamak için güzel günlerimiz olsun ve bu zorlu günleri güzel filmlerle renklendirelim.
neyin yanlış gittiğini bilmediğimiz gibi neyin doğru gittiğini de bilmiyoruz.
çok güzeldi oyuncular mükemmel, oyunculuk mükemmel
nasıl da bir geç kalınmışlıktır bu filme
devamını gör...
2.
bir penny marshall filmidir.
filmin başrollerinde dünya sinemasının gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olan ve travis bickle, louis gara, gil genard, max cady, jake la motta ve vito carleone gibi karakterlerle hafızamıza kazınan iki oscar ödüllü robert de niro ve gülümsediğini zaman herkesin gülümseten ve çok yakın bir zamanda kaybettiğimiz oscar ödüllü robin williams bulunmaktadır.

film, 2015 yılında kanserden kaybettiğimiz nöroloji profesörü ve yazar oliver sacks’ın aynı isimli kitabından sinemaya uyarlandı. sacks, türkiye’de en çok karısını şapka sanan adam kitabı ile tanınır. filmin çekimleri esnasında robert de niro ve robin williams gözlem yapmak için oliver sacks ile birlikte hastanede belli bir zaman geçirmişlerdir.

filmin hikayesi bir hastanede geçmekte. bu hastanede işe başlayan bir doktor bir nevi bitkisel hayat yaşayan comatose durumundaki hastalarla çalışır ve bir süre sonra herkesin umudunu kesiti bu hastaların reflekslerinin çalıştığını fark eder. ve bir ilaçla onları tedavi edebileceğini düşünür. bu ilacı sadece bir hasta üzerinde denemesine izin verilir ve ilaç faydalı olur. hasta normale döner ancak ilacın bazı yan etkileri de vardır.

oliver sacks’ın gerçekten yaşadığı bir olaydan yola çıkarak yazdığı bu hikayenin filmi de en az kitap kadar başarılı olmuştur. can yakan bir filmdir. unutulmaz sahnelerle doludur. ve muhteşem bir oyunculuk içerir.

meraklısı için yazdığım bu paragraf hızlı ve öfkeli serisinin yıldızı vin diesel hakkında. bu film vin diesel’in oynadığı ilk film ve ilginçtir ki filmde vin diesel’in saçları var.
filmin başrollerinde dünya sinemasının gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından biri olan ve travis bickle, louis gara, gil genard, max cady, jake la motta ve vito carleone gibi karakterlerle hafızamıza kazınan iki oscar ödüllü robert de niro ve gülümsediğini zaman herkesin gülümseten ve çok yakın bir zamanda kaybettiğimiz oscar ödüllü robin williams bulunmaktadır.

film, 2015 yılında kanserden kaybettiğimiz nöroloji profesörü ve yazar oliver sacks’ın aynı isimli kitabından sinemaya uyarlandı. sacks, türkiye’de en çok karısını şapka sanan adam kitabı ile tanınır. filmin çekimleri esnasında robert de niro ve robin williams gözlem yapmak için oliver sacks ile birlikte hastanede belli bir zaman geçirmişlerdir.

filmin hikayesi bir hastanede geçmekte. bu hastanede işe başlayan bir doktor bir nevi bitkisel hayat yaşayan comatose durumundaki hastalarla çalışır ve bir süre sonra herkesin umudunu kesiti bu hastaların reflekslerinin çalıştığını fark eder. ve bir ilaçla onları tedavi edebileceğini düşünür. bu ilacı sadece bir hasta üzerinde denemesine izin verilir ve ilaç faydalı olur. hasta normale döner ancak ilacın bazı yan etkileri de vardır.

oliver sacks’ın gerçekten yaşadığı bir olaydan yola çıkarak yazdığı bu hikayenin filmi de en az kitap kadar başarılı olmuştur. can yakan bir filmdir. unutulmaz sahnelerle doludur. ve muhteşem bir oyunculuk içerir.

meraklısı için yazdığım bu paragraf hızlı ve öfkeli serisinin yıldızı vin diesel hakkında. bu film vin diesel’in oynadığı ilk film ve ilginçtir ki filmde vin diesel’in saçları var.
devamını gör...
3.
kanımca oyunculuk performanslarının tavan yaptığı bir filmdir. evet konu çok güzel, konunun işlenişi olabildiğince akıcı ama filmi tepe noktaya taşıyan şey; ustaların o muazzam oyunculuk performansı. robert de niro'yu pek çok filmde izledim lakin bu filmde bana verdiği hissiyat çok başka. adam girdiği her rolün hakkını veriyor falan, tamam bu klişelere alıştık ama buradaki oyunculuğu başka bir boyut. canlandırdığı karakter özelinde bakarsanız mimikleri kullanış tarzı, şaşkınlıkları, sinir krizleri ve karaktere dair tüm iniş çıkışları kusursuz bir şekilde ortaya koyuyor. tabi millet alışmış robert abinin yardırdığı filmlere bu yüzden de buradaki oyunculuğunu pek beğenmiyorlar. kiminle konuşsanız bir burun bükme hali mevcut. yahu arkadaş adam zaten yapılması gereken ne varsa yapmış. size tüm hissi veriyor. kaldı ki, işin odak noktası sayer karakterini canlandıran robin williams. o performansın yanında bu adamın oyunu gölgede kalmıyorsa, filmin akıcılığına ayak uydurup, bazı sahnelerde sizin kalbinize mıh gibi çakan o mimikleriyle hissi veriyorsa, daha neyin tatavasını yapıyorsunuz anlamıyorum cidden. *
kaldı ki, rahmetli robin abimiz içinde aynı teraneler döndürülüyor bu gömücü tayfa tarafından. ustaların oynadıkları karakterlerin özelliklerini hiç gözetmeden oyunculuk analizi yapılmaya kalkılıyor. ve daha da komiği başka karakterlerdeki başarılı oyunlarıyla kıyas yapmaya falan kalkıp, baltayı taşa vuruyorlar. hepiniz uyuyorsunuz ama bu adamlar uyanık arkadaş. filmi kaç kere izlemişimdir. hani şu oyunculuk bazında yapılan eleştirilere dair bende bir şeyler yakalayayım diye resmen kılı kırk yarmışımdır ama sonuç her seferinde, ''hadi oradan!'' şeklinde olmuştur. bu karakterleri zaten başka türlü oynayamazsınız. oynarsanız o gerçekçi algıyı yaratamazsınız. elbette bunlar benim düşüncelerim. lakin nasıl bir aksiyon beklendiğini bu dünyadan göçüp gideceğiz halen anlayamadım. şu filmdeki oyunculuklara saygı duymayı bilmiyorsanız, oturun recep ivedik izleyin ve alkışlayın demek geliyor vallahi içimden. neyse içimizi dökmüş olduk bu vesile ile.*
güzel filmdir. bu filmi ve oyunculukları gömenlere kulak vermeyin derim. panny marshall abi sana da helal olsun! mümkün mertebe ustaların tam gaz gitmesine izin vermişsin. saygılar abicim.
kaldı ki, rahmetli robin abimiz içinde aynı teraneler döndürülüyor bu gömücü tayfa tarafından. ustaların oynadıkları karakterlerin özelliklerini hiç gözetmeden oyunculuk analizi yapılmaya kalkılıyor. ve daha da komiği başka karakterlerdeki başarılı oyunlarıyla kıyas yapmaya falan kalkıp, baltayı taşa vuruyorlar. hepiniz uyuyorsunuz ama bu adamlar uyanık arkadaş. filmi kaç kere izlemişimdir. hani şu oyunculuk bazında yapılan eleştirilere dair bende bir şeyler yakalayayım diye resmen kılı kırk yarmışımdır ama sonuç her seferinde, ''hadi oradan!'' şeklinde olmuştur. bu karakterleri zaten başka türlü oynayamazsınız. oynarsanız o gerçekçi algıyı yaratamazsınız. elbette bunlar benim düşüncelerim. lakin nasıl bir aksiyon beklendiğini bu dünyadan göçüp gideceğiz halen anlayamadım. şu filmdeki oyunculuklara saygı duymayı bilmiyorsanız, oturun recep ivedik izleyin ve alkışlayın demek geliyor vallahi içimden. neyse içimizi dökmüş olduk bu vesile ile.*
güzel filmdir. bu filmi ve oyunculukları gömenlere kulak vermeyin derim. panny marshall abi sana da helal olsun! mümkün mertebe ustaların tam gaz gitmesine izin vermişsin. saygılar abicim.
devamını gör...
4.
robin williams ve robert de niro'yu birlikte izlediğimiz ilham verici bir film. özellikle doktorların ve doktor adaylarının izlemesi şiddetle tavsiye edilir!!
gerçek hayat öyküsü olduğunu bilmek insanın yaşama ve mucize olarak görülebilecek bilimsel sonuçlara olan inancını arttırıyor. yine bir robin williams filmi yine kaliteli bir seyir diyerek başlayayım anlatmaya. başrolümüz bir doktor bir hastaneye başvuruda bulunuyor ve kabul ediliyor fakat uğraştığı hastalar letarjik ensefalite sahip nadir bir grup oluyor. bu hastaların yüz ifadeleri veya vücut pozisyonları değişmiyor, komada gibi bir bitkisel hayat içindeymiş gibi yaşıyorlar. başrolümüz bu hastaları hayata geri döndürmek ister ve bunun için çalışmalar yapar.
gerçek hayat öyküsü olduğunu bilmek insanın yaşama ve mucize olarak görülebilecek bilimsel sonuçlara olan inancını arttırıyor. yine bir robin williams filmi yine kaliteli bir seyir diyerek başlayayım anlatmaya. başrolümüz bir doktor bir hastaneye başvuruda bulunuyor ve kabul ediliyor fakat uğraştığı hastalar letarjik ensefalite sahip nadir bir grup oluyor. bu hastaların yüz ifadeleri veya vücut pozisyonları değişmiyor, komada gibi bir bitkisel hayat içindeymiş gibi yaşıyorlar. başrolümüz bu hastaları hayata geri döndürmek ister ve bunun için çalışmalar yapar.
devamını gör...
5.
izlediğim en güzel filmleri arasına kesinlikle girecek muazzam bir film. müziklerinden hiç bahsetmiyorum bir kere (bkz: randy newman) yapmış bir kere daha ne olsun? izleyin diyorum başka da bir şey demiyorum çok güzeldi
devamını gör...
6.
robert de niro'nun olağanüstü performansına rağmen cast olarak yanlış yere konduğunu düşündüğüm film. adam, gençliğinin zirvesinde, her halinden karizma, otorite ve maskülenlik akarken, o tedirgin git gelli ve özel durumundan dolayı ergen haleti ruhiyesindeki hastayı oynaması görünümüne uygun gitmemiş. robin williams, hastayı oynasaymış daha mı iyi olurdu diye düşünürüm hep. esere konu olan roman ise adeta romandan ziyade bilimsel terimlerle, bir erkanı umumiye toplantısındaki savaş haritası gibidir.
devamını gör...
7.
bu filmin oyunculuk konusunda orgazm edişi bir yana, benim kafada kodladığım en önemli yanı, klasik hollywood senaryoları gibi olmayıp hayatın gerçeklerine daha yakın oluşu. hollywood, dramatize etmeyi sever. olaylar köşeli biçimlerde olur. yuvarlak hatlar olmaz. bam bam bam masaya vurur olan biten her şey. bu filmin sonunda aslında o hastalığa kesin çare bulunmasını, hastanedeki herkesin koşa zıplaya rugby oynamasını ve ardından evlenmesini, düğünlerinde nobel almalarını, robert de niro'nun smaca çıkmasını falan bekliyor insan. öyle düz bir final olunca, film efsane olsa da "o kadar efsane" olmadı. düğün+rugby ile yeniden çekilmesini önerdim ben cimer'e yazıp, dövdüler. bazen bu kitlesel hareket başlatan hassas yapım yüzünden dayak yiyorum. sinema yaşasın yeter bize. ağzıma ağzıma vurmalarına katlanırım.
devamını gör...