#ödüllü filmler
2007 yılı yapımı, çoğunlukla tek bir mekanda geçen, serdar akar'ın yönettiği bir filmdir. film başarılı oyuncu performansları ve sarsıcı nüanslar yaratan sahneleriyle akıllarda yer edinmiştir; bunun da en büyük sebebi gerçek bir olaya dayanmasıdır. barda eğlenen genç bir grup, onlarla tartışıp kavga eden ve onları rehin alıp işkence eden bir grup daha; hikayenin üzerine yönetmenin başarılı dokunuşları da eklenince film unutulmayanlar arasına yerleşmiştir.
yönetmen:
serdar akar
oyuncular:
nejat işler
erdal beşikçioğlu
hakan boyav
serdar orçin
melis birkan
serdar akar
oyuncular:
nejat işler
erdal beşikçioğlu
hakan boyav
serdar orçin
melis birkan
*sadri alışık tiyatro ve sinema ödülleri (2007) - umut veren erkek oyuncu ödülü [volga sorgu]
*kemal sunal kültür ve sanat ödülü (2007) - en iyi film erkek oyuncu [nejat işler]
*türkiye sinema eleştirmenleri derneği (siyad) ödülleri (2007) - en çok umut vadeden sanatçı [melis birkan]
*kemal sunal kültür ve sanat ödülü (2007) - en iyi film erkek oyuncu [nejat işler]
*türkiye sinema eleştirmenleri derneği (siyad) ödülleri (2007) - en çok umut vadeden sanatçı [melis birkan]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "olur öyle" tarafından 12.12.2020 15:06 tarihinde açılmıştır.
21.
serdar akar'ın yönettiği muhteşem film.
devamını gör...
22.
hapishane sahnesinde olan mahkumların hepsinin ünlü yönetmenler olması detayının da gözden kaçmaması gerekmektedir.
devamını gör...
23.
güzel replikleri olan film.
devamını gör...
24.
keşke izlemeseydim dediğim film.
çok etkiliyor, çok ağır sahneler var. hatırlayınca kanım çekiliyor.
çok etkiliyor, çok ağır sahneler var. hatırlayınca kanım çekiliyor.
devamını gör...
25.
bu gece izlemeyi düşündüğüm film. aslında seri film izlemek istiyordum. uzun zamandır seri film izlemiyorum ams barda'yı aradan çıkartayım.
devamını gör...
26.
arkadaşımla repliklerini söyleyip hep gülmüşüzdü'r,
hoop bacım
hoop bacım
devamını gör...
27.
nejat işler oyunculuğu farkı ile izlenebilecek filmler arasında
devamını gör...
28.
bara gidenlerin başlarına gelen musibetleri anlatan islami film.
bu filmi izleyince korkup evde inzivaya çekildim.
adeta bir rahibe hayatı yaşıyorum.
teşekkürler barda.
bu filmi izleyince korkup evde inzivaya çekildim.
adeta bir rahibe hayatı yaşıyorum.
teşekkürler barda.
devamını gör...
29.
insan olmak yetmez yetmiyor da bazen süper vahşi olmak lazımmmm bazennn.
(bkz: biz sadece arkadaş olmak istemiştik)
(bkz: biz sadece arkadaş olmak istemiştik)
devamını gör...
30.
insana hiçbir şey katmayan, algılarınızı felç etmek üzerine inşa edilmiş bomboş bir film.
devamını gör...
31.
film vizyona girdikten hemen sonra yapılan 2 kritiği eklemek istiyorum.
"hikayenin aslı 1997'de ankara'da yaşanmıştı; 18 yaşındaki tunç erden yakar'ın evine dalan, silahlı, alkol ve uyuşturucu almış 7 kişi, evdekilere 17 saat boyunca döverek, elektrik vererek ve tecavüz ederek işkence etmişti. yakar'ın kaçıp polise gitmesiyle yargıya intikal eden olay sonucu, 27 yıla mahkûm olan şehir eşkıyaları, rahşan affı'yla dışarı çıkabildi... olaylar da, diyaloglar da pek yerli yerine oturmuyor. akar’ın önder çakar'la yazdığı senaryolardaki "tam yerindeliği ve sahiciliği" arıyor seyirci ister istemez.
(alin taşçıyan, elif tunca, zaman gazetesi, 2 şubat 2007)
-------
ve en önemlisi, finaldeki "hapishanelerde infaz" sahneleri, filmde özellikle adalete karşı öfkesi kabarması çok olası seyirciyi yatıştırmak amacı mı güdüyor?.. "türkiye'de adalet işlemez, onun için —hatta kimi zaman savcılar eliyle— gerçek ceza içeride verilir" mesajı mı iletiliyor? tüm bu mesajlar doğrusu sürekli kafa karıştırıyor. ve filmi hem adli hem de etik açıdan şüpheli bir konuma getiriyor.
(atilla dorsay, sabah gazetesi, 3 şubat 2007)"
"hikayenin aslı 1997'de ankara'da yaşanmıştı; 18 yaşındaki tunç erden yakar'ın evine dalan, silahlı, alkol ve uyuşturucu almış 7 kişi, evdekilere 17 saat boyunca döverek, elektrik vererek ve tecavüz ederek işkence etmişti. yakar'ın kaçıp polise gitmesiyle yargıya intikal eden olay sonucu, 27 yıla mahkûm olan şehir eşkıyaları, rahşan affı'yla dışarı çıkabildi... olaylar da, diyaloglar da pek yerli yerine oturmuyor. akar’ın önder çakar'la yazdığı senaryolardaki "tam yerindeliği ve sahiciliği" arıyor seyirci ister istemez.
(alin taşçıyan, elif tunca, zaman gazetesi, 2 şubat 2007)
-------
ve en önemlisi, finaldeki "hapishanelerde infaz" sahneleri, filmde özellikle adalete karşı öfkesi kabarması çok olası seyirciyi yatıştırmak amacı mı güdüyor?.. "türkiye'de adalet işlemez, onun için —hatta kimi zaman savcılar eliyle— gerçek ceza içeride verilir" mesajı mı iletiliyor? tüm bu mesajlar doğrusu sürekli kafa karıştırıyor. ve filmi hem adli hem de etik açıdan şüpheli bir konuma getiriyor.
(atilla dorsay, sabah gazetesi, 3 şubat 2007)"
devamını gör...