benjamin button’ın tuhaf hikayesi (kitap)

bir diğer eseri muhteşem gatsby olan, amerikalı yazar francis scott fitzgerald’ın iki yıl boyunca zihninde tasarladıktan sonra kaleme aldığı, yaklaşık elli sayfalık olmasından mütevellit bir çırpıda bitebilecek ve buna rağmen yaşın insanın kimliği üzerindeki etkisine dikkat çeken konusu sayesinde günlerce üstüne düşünülmeye değecek enfes bir kitap.

kitabın arka bülteninde ise konu şu şekilde anlatılır:



eser sinemaya da uyarlanmıştır.
(bkz: benjamin button’ın tuhaf hikayesi (film))

filmini izledim de kitabını okumayayım demeyin çünkü aslında hikayenin çarpıcılığı yazım dilinde çok daha iyi aktarılabilmiş. içeriğinde derin bir anlam yüklü olmakla beraber toplumsal mesajlar ve hayatı sorgulamayı içeriyor. ayrıca bir uyarlama olmasından ötürü hala süprizli bir okuma kılacak kadar farklılık mevcut.

düzeltme: buradaki yorumum kendi kitap sayfamdan faydalanılarak hazırlanılmıştır.

akşam yemeğinde karnını tıka basa doldurup karnın ağrırken içilen sade gazoz misali uzun soluklu kitaplardan sonra sakin bir kitap arayanlara tavsiyemdir. bir günde bitecek harika bir kitap

bu kadar uzun bir filmin nasıl bu kadar kısa bir kitabı olur diye hayretle okumaya koyulduğum kitaptır. okudukça bin türlü duygu uyandırmıştır içimde, filme tema olarak benzemekle birlikte aslında hikaye daha farklı gelişir. hüzün doludur, biraz güldürür, biraz düşündürür ve bilindik sona erer. filmi var seyrettim demeyin. kitabını da okuyun derim.

bir francis scott fitzgerald kitabıdır.

biz yazarı muhteşem gatsby romanı, zelda fitzgerald ile yaşadığı kavgalı dövüşlü tutkulu büyük aşklı evliliği ile hatırlarız aslında ama benjamin button’ın tuhaf hikayesi de az buz iş değildir.

#1916660 bu tanımda sevdiğim yazarlardan biri olan amaterasu iki soru sormuş. aslında cevaplarını bilmiyorum bu soruların ama şu kadarını biliyorum ki yazar bu kitabın fikrini progeria olarak da bilinen hutchinson-gilford sendromundan almıştır. en yaygın görüşte bu yöndedir zaten. benim bir dergi sayfasında rastladığım ikinci bir iddia ise albert einstein’a sorulan bir sorudur. yeniden doğsa nasıl bir hayat yaşamak istediği sorulduğunda büyük dahi yetmiş yaşında doğup hayatını geri doğru yaşamak isteyeceğini söyler. ancak bu bilgi teyide muhtaçtır ve ben o teyidi bulamadım.

benjamin button’ın tuhaf bir hikayesi vardır. çünkü o yaşlı bir adam olarak doğar. ve yok olana kadar gençleşmeye devam eder. şu deneyimimle daha genç olsam diye düşünen insanların okuması gereken bir kitaptır bence. her yaşı, o yaşın güzelliğini kabul ederek yaşamakta fayda var diye düşünerek okudum ben kitabı.

benjamin button,herkes gibi bebeklikten çocukluğa veya gençliğe geçmek yerine yaşlılıktan başlayarak geriye doğru zamanın tam aksine büyüme evresini yaşayan bir adamdır.

düşünsenize gözlerinizi dünyaya yaşlı bir adam olarak açıyorsunuz ve babanızdan görünüş olarak olduşça yaşlısınız. çevreden yaşadığınız zorluklar yetmezmiş gibi ailenizden aldığınız darbelerde eklenince....

hayat zaten zor senin için daha zor be benjamin.

kitap adı güzel, tema güzel ama anlatım maalesef ki kötü, çok kötü... tabii bu öznel düşüncem...

geçişleri daha iyi bağlayabilirdi, çeşitlendirebilirdi... bu kurguyu yazacak kafa varsa sağlamlaştıracak kafa da vardır... fitzgerald, bir türlü seninle barışamadık...

filmini seneler önce izledim. az evvel de ingiliççesini okuduğum kitap. yazara zaten bi türlü ısınamadım. çok akıcı, çok yalın bi' üslubu var. zaten minicik de bi kitap olduğundan hemen bitiyor. ama bana çok fazla tat vermedi. zaten film de vermemişti.

incecik ve su gibi akan bir hikaye. oldukça farklı ce sıradışı bir kurgu. uzun uzadıya bir roman yazılsaydı da dolu dolu okusaydık button'u. çünkü olaylar çok hızlı gelişti , her şeyi detaylı okumak isterdim. ona rağmen birçok şey çok hissedilebilirdi. yazarın kalemi ve üslubu çok iyiydi.
filmini de en kısa zamanda izleyeceğim.

filmini izledikten bi süre sonra kitaplığımda başka bir kitap ararken tesadüfen bulup okuduğum kitap. iyi ki okudum zaten kısa ve tek nefeslik kitaplardan filmini izlemiş olmanın da etkisi var galiba.
filmini yorumlarken bazı kısımların özellikle benjamin'in yaşlanma sürecindeki zayıf geçişten bahsetmiştim aslında kitapta da derinlemesine bi' anlatım yok ancak kitabı okurken kendi hayal dünyanızda işin içine girince başka bi' keyifli oluyor ve eksik kalan kısımlar tamamlanıyor. ara sıra atıştırmalık yerine okumak için bir şeyler arıyorsanız okuyabilirsiniz.

fitzgerald imzalı 63 sayfalık romandır.
yaşlı dünyaya gelen bir bebeğin önce herkes tarafından nefret edilişini daha sonra ise babasının onu sevmeye çalışmasını konu ediniyor.

*63 sayfalık kitaptan 3 saatlik filmi iyi çıkarmışlar yalnız.

yazar f. scott fitzgerald.
benjamin hikayenin ana karakteridir tuhaf bir hastalığı vardır. benjamin doğduğunda görünüşü yaşlı bir insanın görünümüne sahip olarak dünyaya gelmiştir ve yaşı ilerledikçe doğanın aksine yaşlanması yerine gençleşmektedir. bu ana şahit olan insanlar benjaminin bu durumundan çok korkarlar ve bu durum yaşantısında bir çok soruna neden olur. çünkü bedeni ne kadar yaşlı gözükse de onun aklı da davranışları da bir küçük çocuğun hareketlerine ve aklına sahip olduğunu değiştirmez. babası bu durum karşında ne kadar ona yardımcı olsa da, diğer çocuklardan farklı olmadığını anlatmaya çalışır. benjamini kendi yaşındaki çocuklarla bir araya getirmeye onlarla oyunlar oynamasına yardım etmeye çalışsa da bu durum hem benjamin için hem de çocuklar için zordur. küçük yaşta babası onu anaokuluna gönderir ancak burada uyum sağlayamaz çünkü görünüşü ne kadar yaşlı, yaşı ne kadar küçük olsa da benjamin insanlara yardım etmek onlardan bir şeyler öğrenmek için çok çaba sarf eder. yaşı ilerledikçe benjaminin gençleştiğini fark eden ailesi ve çevresi benjaminden korkmaya başlar ve insanlar ondan uzaklaşmaya başlar. yıllar içerisinde kendine hayatta yer edinmeye çalışsa da bir çok problem ve sorunlar durumunu daha da tuhaf hale sokar.
kitap eğlenceli okurken insana keyif veriyor ayrıca bolca düşünmeye de itiyor. kitabın aynı zaman da filmi de günümüzde mevcuttur.

sesli kitap olarak dinlemiştim. simdi düşünüyorum da böyle saçma bir şeyi nasıl sonuna kadar dinleyebilmişim hayret. tamam inceden mesaj verdiği yerler var ama çok kötü bir hikaye.

f. scott fitzgerald’ın iş bankası kültür yayınları’ndan okuduğum kitabı.

ülkemizde filmi ile meşhur olan bu kitabın önce filmini izlediğim için epey minnettarım. zira film ile kitap arasındaki tek benzerlik benjamin’in yaşlı doğup giderek gençleşmesi. önce kitabı okusaydım filme çok gıcık olurdum.

kitaptan bir ana fikir çıkarmak gerekli midir? tartışılır. ama çıkaracak olsam her şeyi zamanında yaşamanın önemini vurguluyor derdim. 20 yaşındayken 50 yaşında görünen bir çocuk olarak benjamin üniversiteye bile gidemiyor. görüntüsü 20 yaşına geldiğinde gittiğinde ise zamanında olacağı gibi olmuyor mesela.

kitapta sinrimi bozan en büyük şey de benjamin’in ailesinin sanki o kendi isteğiyle böyle yapıyormuş gibi davranması. vazgeç bu hareketlerinden falan demeleri cidden çok sinir bozucu.

nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama fitzgerald’ın kendine has bir kurgu tarzı var. muhteşem gatsby okurken de aynı şeyi hissetmiştim. hikaye akıp gidiyor, sanki çok önemsiz olaylar oluyor ama bir bakıyorsunuz en önemli olaylar gelip geçmiş. ilginç ve hoşuma giden bir tarz.

60 sayfada yazılabilecek en güzel, en heyecanlı hikayeyi yazmış yazar. çok beğendim.