sevildiğini hatırlamak kadar yıkıcıdır.
devamını gör...
belirli koşullar altında gerçekleştiğinin altını çizmek gerekiyor. tersi için de geçerli. ne olursa olsun bir insana olan sevginin kaybedilememesinden söz ediyorum. her ikisi için de belirli sebepler, sağlayıcılardan söz etmek lazım. sebep olmak olumsuz durumlar için, sağlamak ise olumlu durumlar için kullanılan fiillerdir. ama konumuz anlatım bozuklukları değil elbette şimdi.

ne peki konumuz? hadi biraz açalım. birini sevmek, o kişinin uzayda kapladığı alanı sevmek dışında hiçbir şey gerektirmemesi matematiğine ancak spesifik sağlayıcılar sayesinde bağlı olabiliyor. ailevi ilişki içinde olmak hiçbir sağlayıcıya gereksinim duyulmaması durumuna verilebilecek en bariz örnek. "anne babalar ne olursa olsun çocuklarını sevmeye devam ederler." "bir kardeş, hiç görmese, görüşmese de karındaşını sevmeyi, istemeye istemeye de olsa sürdürür." tabi bu savların hepsi normal ilişkiler, normal ruh halleri, normal yaşantılar için geçerli. sevmenin ekstra hiçbir şey gerektirmediği ilişkilerde sevmemek, sevememek psikolojik hatta zaman zaman patolojik sebeplerledir. başka peki? uzun süreli arkadaşlıklar, ilişkiler. burada emek/sevgi korelasyonuna bağlı olan köklenmişlik sağlayıcısından söz etmek lazım. aslında burada aile içi ilişkideki sevgi zorunluluğuna da dönebiliriz tekrar. anne olunca anlarsın klişesinin doğruladığı; anne babaların evlatlarını her zaman evlatlarının onları sevdiğinden daha çok sevdiği önermesine yani. ebeveyn çocuk ilişkisindeki seçimsiz sevgiyi tek başına mümkün kılan unsur değilse de perçinleyicisi, bu değilse nedir? özetle tüm bu uygun sağlayıcılar sayesinde ya da bunların gerekli olmadığı durumlarda sevdiğimiz insanları ne olursa olsun sevmeye devam etmemizin rölativitesinin iki ucunun da bize bağlı olduğunu söylemek lazım. seviyorum çünkünün açıklamasının boşa düştüğü her nevi anlama da karşılık gelirler bu tür sevmeler.

ama bir de diğer türlüleri var. aşk ilişkileri, istemli ya da mecburen içinde bulunduğumuz ortamlarda kurduğumuz ilişkilerdeki insanları sevmeler. iş hayatında örneğin. kendi konforumuz için birilerini sevmeye kendimizi zorladığınız durumlar. bu insanları sevmelerimizdeki toleransımız diğerlerine kıyasla hayli düşüktür. çünkü karşımızdaki insanları onların sahip oldukları özelliklerle örtüştüğümüz ölçüde severiz. aşkta sevmek, sevilmek için zamanımız, alanımız, ihtiyacımız olduğunda çoğunlukla. ya da insanların bize iyi hissettirdikleri, işimize yaradıkları, bizi geliştirdikleri, dönüştürdükleri ve elde ettiğimiz çıktılardan kendimizi tatmin hissettiğimiz ölçüde. bu tür sevmeler kazanım elde ettirdiği sürece devam eder. haliyle sürekliliğini de, her zaman yüksek getirili olmasını da sağlamak hiç kolay değildir. sevmek de sevmekten vazgeçmek de yerine ve durumuna göre kolay olmayabiliyor gördüğünüz üzere.

peki sevmemek? bakın bazı kavramların zıddı yoktur. beyazın var siyah. doğunun var batı. hatta acının bile var ama sevmenin yok. bir kelimeye olumsuz bir çekim eki getirmek onun anlamını zıddına çevirmez. sevmemek, ifadeyi mümkün kılsın, ilgili duygu durum hakkında söz edilebilsin diye bir anlamı dönüştürerek elde ettiğimiz bir kelime sadece. ama hepimiz gayet iyi biliyoruz ki sevmek vardır, sevmemek ise sevgimizden "uydurulmuştur." nefret etmek falan diye gelmeyin kalbinizi kırarım.

bir insanın olsa olsa ilgisini kaybedersiniz. onunsa sağlayıcısı olmaz, sebebi olur. ben bundan söz edemeyecek kadar yüklü olduğum için arkasından dolandım böyle konunun. çünkü senem hep böyle yapar. yakışanı budur.
devamını gör...
nerde bıraktıysan ordadır *
devamını gör...
hangi insanın sevgisini kaybettiğine göre verdiği acının boyutu da değişir.



''beni seviyordu'' çok ağır bir cümledir. geçmiş zaman eki olan çok şeyin ağır olduğu gibi.
devamını gör...
bahsi geçen kişi sevgili ise çok da tın! 8 milyar insan, yaklaşık 4 milyar kadın ve 4 milyar erkek var. kala kala ona mı kaldık?
devamını gör...
onemli olan kendimize olan sevgimizi kaybetmememiz. geri kalan her sey hallolur gibi
devamını gör...
sana emanet edilen bir şeyin kaybı olmadığı gibi senden tamamıyla bağışık bir durum da değildir. çok çetrefilli şeyler bunlar. bazen hiçbir şey olmaz, karşındaki kaybeder sevgisini, tutamaz. bazen sevgisi var sanır, sana da söyler bunu, aslında yoktur ve bir yanılgı da kaybolmaz. kimi zaman sevmiştir, sürdürmeyi dener ama öyle hallerde olur, öyle kıymetsiz davranırsın ki bu sevgiye, sevgi de insan gibi var oluş sancıları içerisinde debelenir durur. çok çetrefilli şeyler bunlar demiş miydim? çok çetrefilli şeyler bunlar.
devamını gör...
kendi hatamızdan kaynaklıysa ve vicdanlı bir insansanız biraz canınızı sıkabilir.

ama ortada böyle bir mesele yokken bu vaka yaşanıyorsa hiç sorun değil next next diyerek devam etmek gerekir. hayat uzun yolculuk başka bir seven gelir belki de bu zamana kadar ben hiç sevilmemişim dedirtebilir. bu işler böyledir.
devamını gör...
çok acıdır. daha da acısı, benim de ona karşı olan sevgimi kaybetmemdir.
devamını gör...
peki, bir insanın sizin sevginizi kaybetmesi? otursunlar, onlar üzülsünler bu duruma.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"bir insanın sevgisini kaybetmek" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim