bir toplumun cahil olduğunu gösteren detaylar

kişilerin yaşadığı toplumdaki penis boyu ortalamasını bilmemek.
(bkz: türkiye'de erekte penis boyu ortalaması)

arabesk dinleyen insanları keko,eğitimsiz ve basit insan olarak aşağılamak ve ,senfoni veya yabancı müzik dinleyen insanları entel veya yumuşak diye tanımlamak.genel modanın dışında bir giyim tarzı benimseyen insanları uçuk diyerek garipsemek.bireyselleğini sürekli din ve milliyetçilik üzerinden lanse etmek.sadece laf süsleme sanatı ile veya oradan buradan öğrenilen abartılı kelimeleri araya serpiştirerek yapılan entel cambazlığı entelektüellik sanmak.sırf dışlanmamak veya kabul görebilmek adına şahsına ait olmayan fikirleri ezberlemişçesine karşındakine dikte etmeye çalışmak.çok bağırarak veya söz keserek baskın gelmeye çalışmak ve sadece baş ağrıtmak.bir kadın veya erkekten karşılık bulamayınca veya onlarla gönül ilişkisi sonlandığında çirkefleşip bayağılaşmak.

toplumun bilim ve sanattan çok din ve siyaset konuşması.

bilmemek.bilmediğini de bilmemek. dünyadan başka 3 gezegen daha sayınız, diye sorulunca "anüs" gezegeni, demek. anüs 'ü uranüs 'le karıştırmak. anüs 'ün popo deliği olduğunu bilmemek. fatih sultan mehmet istanbul 'u kimden aldı, diye sorulunca, adolf hitler, demek. istiklal marşının birinci kıtasını okuyamayıp türk 'üm, la ilahe illallah'ın manasını bilmeyip müslümanım, demek.

bilgi olmadan ideoloji tartışmak, tartışırken rezil olduğunu fark etmemek. çünkü rezil olabilmek için de bilgi sahibi olmak lazım.

ben eminim bu sözlükte de var, böyle tiplemeler. açılan başlıklar, yapılan yorumlardan belli...

kendilerini bir haltmış gibi görüp herkesten üstün bir şekilde olduğunu sanmalarıdır.

yol verme, sıra kuyrukları. buralarda ne kadar insan kalabiliyorsanız o kadar gelişmiş oluyorsunuz genelde.

“hırsız var.” diyorsun gıkı çıkmıyor.
“çocuklara tecavüz ediliyor, kadınlar öldürülüyor.” diyorsun gıkı çıkmıyor.
“ekonomi batıyor, millet aç.” diyorsun gıkı çıkmıyor ama azıcık hassasiyetlerine dokunduğunda; gözlerini açıp, “ne oluyor orda?” diyor. böyle bir topluma denk gelirseniz bilin ki cahil bir tolumla karşı karşıyasınız. ha çok şükür biz öyle bir toplum değiliz!

fanatik bir biçimde herhangi bir siyasiyi savunmak.

"seçtikleri"ne bakınız.. kentlerine, üniversitelerine, kütüphane ve parklarına bakınız.. (yok ayrıntılar size külfetli görünüyorsa türkiye örneğine vakit ayırıp düşünün biraz.)

kendilerini düşmana köle, şahıslara kul olmaktan kurtaran adam olan atatürk'e utanmadan sıkılmadan düşman olmaları. benim için daha büyük bir toplumsal cehalet emaresi yok.

kötülüğün yayılma hızı.

herşeyi biliyor olmak cahilliktir. türkiye'de herkes fikozof amk.

devletin halk için var olduğunu unutup halkın devlet için var olduğuna inanması. kendi elleriyle seçtiklerini kendinden üstün görmesi, kutsaliyet yüklemesi.
mantıkla değil duygusal ve sezgisel hareket etmesi.
tarafgirlik sevdalısı olması, bu fanatizmde inat edip toplumun geleceğini mahvetmek adına yanlışı savunması, doğruyu reddetmesi.
yeniliğe kapalı olması ve dahi eskiyle, daha kötüyle kıyas yapıp kendini daha iyi sanması. dandik dört duvar ve bir çatı altında beslenmek yerine karnını doyurmayı yaşamak sanması. insani keyif, zevk ve ihtiyaçları lüks zannetmesi. örneğin bilgisayarı, telefonu, bir yerde oturup iki lokma yemeyi, bir kahve içmeyi, 3-5 gün tatil yapmayı, sinemada film izlemeyi, güzelce giyinmeyi lüks zannetmesi.
haklarını bilmemesi, aramaması, arayanı da vatan haini, terörist, çapulcu olarak görmesi. insanca yaşamak isteyeni düşman bellemesi.
böyle uzar gider ama içim daraldı.

sokağa çıkın görürsünüz.

1- namusu iki bacak arasında sanan toplum
2- vergi kaçırmanın kurnazlık olarak görüldüğü, ödediği verginin hesabını sormayan toplum
3- siyasi tercihlerini mezhepsel veya fanatik siyasi kutuplaşmalar üzerinden yapan toplum
4- nezaketin, enayilik/aptallık veya zayıflık olarak görüldüğü toplum

lan, bu detaylar bana bir yerden tanıdık geliyor ama neyse...

öngörüsüzlük, tedbirsizlik.

her şehirde farklı bir trafik kültürünün olması.
sıçayım böyle işe. yıllar sonra arabaya olan tövbemi bozup apar topar yola çıktım. kötü bir şoför değilimdir bu arada, araba kullanmaktan hoşlanmıyorum sadece ve tekerleği olan her araçla seyahat midemi bulandırıyor.
arkadaş istanbul kaosunda hiçbir şey olmadı, şehirler arası yollarda hiçbir şey olmadı, dinlenme tesisine girdim hiçbir şey olmadı, başka şehrin sınırlarına girdiğim anda sinirden ölmek üzereydim ya. doğup büyüdüğüm şehir. çok da büyüdüğüm diyemem ama memleket işte. abi nasıl bu kadar farklı olabilir aklım almıyor.
taciz eden minibüse alıştık, belediye otobüsü bile tacizci be. karton toplayan aracın ne işi var oğlum trafikte ya? manyak mıyız lan biz? nedir bu tam olarak yani?
o bitti diyorsun başka bir manyak çıkıyo. arabası elektrikli olduğu için kendini ambulans zannedip yol almaya çalışan mı ararsın, zaten yürümeyen yolda 260 km hızla aradan sıyrılmaya çalışan mı ararsın hepsi maşallahlı. istanbul'da yok mu, var. tabi ki var, malın olmadığı memleket mi var?
ama bursa'nın malı da bi başkaymış abicim ya. unutmuşum ben yani. hayır sadece bursa da değil, memleketin her yerinde ayrı bir mevzu.
neyse uzattım.
trafiğin kültürü olmaz, kuralları olur. kuralları olmayan bir insan grubuna da toplum denemez zaten. olsa olsa sürü olur.