birinci sigarası

sigaraya ilk özendiğim zamanlar, orta okul yılları falan. amcamın paketten araklamıştım.
yaktım bir çektim ağzıma tütün geldi, bu ne biçim sigara dedim.
sonra kovboy filmlerinde görmüştüm adamlar tütün çiğniyordu, ben de bu sigarayı o amaçla içiyorlar sanmıştım. hem duman çekip hem tütün çiğniyorsun.

x kuşağının içtiği y kuşağının dedesi/ninesi için bakkallardan aldığı, ithal tütüne rağbetten artık piyasada olmayan filtresiz sigara.

birinci, ikinci, gelincik, bafra gibi filtresiz markaların yanında, samsun maltepe gibi filtreli sigara içmenin ayrıcalık olduğu yıllar yaşadı bu ülke.

tekelin ürettiği ilk sigara.

deneyimlene fırsatım oldu. evde koleksiyonluk birinci, ikinci, bafra vs. bulunuyor babam sağolsun.

dedelerimizin içtiği, filtresiz küçük bir paketi olan, eski bir sigara markası.

ah kalbim sevgili sözlük! minnak çilekeş ananecim içerdi bunu. filtresiz, küt şekilli teksir kağıdından bozma paketi vardı. devamlı ev işleri vs. uğraşırken ağzının kenarında emzik gibi dururdu. bazen beni almaya yollardı ışık hızıyla giderdim. döndüğümde sigaraya verdiğimden çok harçlık verirdi. melek gibi kadındı, nur içinde yatsın. sabah sabah içime bu cızz, olmadı be!

yuvarlak, filtresiz ve tok içimli sigara.

içmişliğim vardır zamanında. abartıldığı kadar kötü değildir sadece filtresiz olduğu için ağır bir sigaradır.

bir de esprisi vardı bunun:"en sonuncu sigaranın adı 'birinci'"

hem kısa hemde uzunu vardı. ağaçtan yapılmış ağızlık takılıp içildiğinde ağıza tütün gelmezdi.

dedem , ben bu kadar içmiyorum ki nasıl bitiyor bu paket deyince babamın bana bakarak sen mi araklıyon lan demesi dedemin benim torunum yapmaz deyip savunması..
evet dede ben araklıyordum affet beni..

nasıl bir kuşaksak filtresiz sigaralar, leğende yıkanmalar, televizyonsuz evler , cep telefonsuz hayatlar ve bir sürü şey çok acayip bir şey aslında

tanım : filtresiz ağır dede sigarası.. ve çokça özlem barındıran..

ilk satın alıp içtiğim sigara markası. filtresiz sigaradır. görselleri için buradan.

o zaman çocuktuk. ilkokula gidiyorduk. birinciyi satın almak bile lükstü bize. kahve önlerinden yarım izmarit toplayıp içen efsane nesildik. evet kabul ediyorum. biraz pislik bir durum. yarım marlboro ve uzun tekel 2000 bulduk mu? bayram ediyorduk. lağımın açıktan aktığı derelerde dolaşır içerdik. ya da tren yolunda. sonra işi daha da geliştirdik. ağaç tepelerini keşfettik. çünkü oralar tenha olurdu. yoksa mahalleyi geçtim. semtte tanınıyorduk. yakalanma riski var. bir de çocukluğun getirdiği korku psikolojisi. derede dolaşırken bulduğumuz demir, bakır gibi hurdaları satıp birinci alıp içerdik. beni kimse alıştırmadı. ben de kimseyi alıştırmadım. her şey doğal gelişti.

üçüncü sigarası en ucuz olanı aynı zamanda günümüz kaçak sigarası gibi bir güzel öksürtenlerdenmiş
o zamanlar 35 kuruşmuş...

bıyıklarımı sarartmasını özlediğim ilk göz ağrım...

işte o efsane sigaranın paket fotoğrafı.

yılmaz güney'ın umut adlı filminde atı öldüren hatalı park yapmaya neden olan sigara

şu sigaradan bir tane içmem beni rahatlatacak gibi.. çok hoşuma gidiyor eski sigaralar. azer bülbül ile ne iyi gider ama....

dedemden tırtıklayıp arkadaşlarımla içmeye çalıştığımız tarihi zıkkım*

sigara paketini yan çevirdiğinizde ağzında sigaası olan, kasketli bir köylü görürsünüz.

rahmetli babamın, her dumanını içine çektiğinde, atomu bulmuş gibi kendisini mutu hissettirdiği emektar sigara markasıdır.

biz insanların refahı için nice canlar incittik. diye de uzun bir anlamı olduğu söylenen sigaradır.

birinci, ikinci, üçüncü olarak, kalitesine göre 3 çeşit üretilmiş, diğerleri piyasadan silinip gittikten sonra bile birinci bir süre daha raflarda yerini korumuştur.

tekel'in ürettiği onlarca sigara markasından biridir. (bafra, bitlis, silahlı kuvvetler, sipahi vb.)