can eriği

papaz eriğine küçük ebatlarda ve serttir, yazları tuzla çok iyi gider.

yoluna ölünür,en yüksek fiyatlar bile verilir.

en sevdiğim meyve. genelde mart-nisan aylarında çok pahalı olur.

aynı isimli bir cinsin içindeki bir türün adıdır. can erikleri denilen bir cins var: papaz, can, aynalı, foça, karşıyaka eriği vs.

çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla bu can eriği denenin üstünde çil yoktur. düz, sarıya çalan açık yeşil renktedir. üstünde çil olan erik başka bir türün ham halidir. papaz ya da aynalı eriği oluyor çoğunlukla. çekirdekleri acı oluyor o yalancı, çilli ham eriğin. can eriğini, çekirdekleriyle birlikte yerdik ve zerre acı bir tat almazdık çekirdeğinden. toplanmamış olanları, dalında sonradan büyümezdi de bu meyvenin. sararıp düşerdi yere.

bazen mutfakta beklettiğimde, can eriği diye satılanların arasında zamanla kırmızıya dönenler oluyor . anlıyorum ki aslında aldığım şeyin içine kuzenleri katıştırılmış. galiba can eriği, kültür yoluyla zor üretiliyor ki böyle şeylere başvuruyor satıcılar. bunun ampirik bilgiye dayanan başka türlü bir testini şöyle yapıyorum. eriği bıçakla kestiğimde etli kısmını çekirdekten kusursuz bir şekilde ayırabiliyorsam: aldığım şey can eriği değildir.

bu sene fiyatları can yakan erik türüdür. kütür kütür yenmesi gerekirken ödediğiniz paradan sonra incitmeden yemeye çalışırsınız.

adını gördüğüm an salyalarımı zor topladım. muhteşem bir erik cinsi. kütür kütür, tuza bana bana yemelik.

of nasıl canım çekti ama şu an...
şu başlığı görmek yetti..

bir papaz eriği değildir ama olsun her türlü gider.

benim niye canım çekmiyor len. ben de mi sorun?

t: bir tür erik.

trendyolda 100gramı 1360 tl fiyatla satılmaktadır.

yıl 1995.

umurumuzda değil, biz eriğe dalarız. sınıftan 4-5 kişilik bir ekibiz, takımız böyle oturduk çok da güzel ortamımız var, bi arkadaş dedi ki geldi dedi ki “çok güzel keyfimiz var” ooooo

neyse daldık eriğimize, 2 alt sokağımızdayız, biliyor musun? keyfimiz var.

aldık eriğimizi, doldurduk çantalara ceplere, çıktık.

kapı çaldı, zili biz açtık.

balkondan bir teyze bağırdı "ayıp değil mi çocuklar?"

"sen bizim annemizi babamızı 2-3 eriği satın alamayacak mı sandın teyzecim? bizim halimiz yerinde şükür, sen git başkalarına bağır, sana hiç yakıştıramıyorum" dememle, arkadaşlarım "ulan biz satın alamıyor muyuz?" bakışları, teyzenin geri çekilmesi, ben sosyal mühendislik falan kasmış olmamın.

üff salak salak. cmd+a+delete yapamayacağım böyle gitsin bu entry de.

bahçemizde 6-7 kök ağacı bulunan muhteşem meyve. ayrıca kendisi o kadar muhteşemdir ki; bazı illerde pazarlarda üç kuruşluk eriklerin can eriği etiketiyle satıldığına şahit olunmuştur. canım çekti kitapsızlar…