21.
22.
koç burcu, ingiliz oyuncudur. en önemli filmleri; altına hücum (1925), şehrin ışıkları (1931), asri zamanlar (1936).
sinema tarihinin en çok taklit edilen oyuncularından biridir. 1915 yılında charlie chaplin benzerleri yarışmasına katılır ve kazanamaz.
kendisi genç kadınlardan hoşlanırdı. halk hayrandı, ama sinema dünyası onu o kadar da çok sevmiyordu. chaplin'in leş gibi koktuğu söylenir. bu ''küçük serseri'' kişisel hijyenine hiç önem vermezmiş. marlon brando onu tanımadan önce: ''muhtemelen sinemanın ortaya çıkardığı en büyük yetenek.'' demiştir, ancak beraber çalışmaları hüsranla sonuçlanmıştır. otobiyografisinde chaplin için, ''korkunç derecede zalim bir adam, egoist bir zorba, tanıdığım en büyük sadist.'' demiştir.
otoriter görüntüsüne rağmen fobileri olan biriydi. lastik ve lastikten yapılmış şeylere karşı fobi geliştirmişti. lastik aksesuarlar kullanmazdı. belki de istenmeyen hamileliklerden doğan çocuklarının en büyük nedenlerinden biri prezervatif kullanmayı reddetmiş olmasıdır. ılık sütün kokusundan tiksinirdi. püsküllü kukuleta bereler takan biriyle konuşmazdı. suikasta kurban gitmek en büyük fobisiydi.
j.d. salinger'ın büyük aşkı oona o'neill'le evlenmiştir. aralarındaki tonlarca yaş farkını umursamamışlardır. hem de salinger ülkesi için savaşa gitmişken. bu evlilikten tonlarca çocukları olmuştur.
''artık amerika'yla işim olmaz. isa başkan bile olsa geri dönmem oraya.'' demiştir.
sinema tarihinin en çok taklit edilen oyuncularından biridir. 1915 yılında charlie chaplin benzerleri yarışmasına katılır ve kazanamaz.
kendisi genç kadınlardan hoşlanırdı. halk hayrandı, ama sinema dünyası onu o kadar da çok sevmiyordu. chaplin'in leş gibi koktuğu söylenir. bu ''küçük serseri'' kişisel hijyenine hiç önem vermezmiş. marlon brando onu tanımadan önce: ''muhtemelen sinemanın ortaya çıkardığı en büyük yetenek.'' demiştir, ancak beraber çalışmaları hüsranla sonuçlanmıştır. otobiyografisinde chaplin için, ''korkunç derecede zalim bir adam, egoist bir zorba, tanıdığım en büyük sadist.'' demiştir.
otoriter görüntüsüne rağmen fobileri olan biriydi. lastik ve lastikten yapılmış şeylere karşı fobi geliştirmişti. lastik aksesuarlar kullanmazdı. belki de istenmeyen hamileliklerden doğan çocuklarının en büyük nedenlerinden biri prezervatif kullanmayı reddetmiş olmasıdır. ılık sütün kokusundan tiksinirdi. püsküllü kukuleta bereler takan biriyle konuşmazdı. suikasta kurban gitmek en büyük fobisiydi.
j.d. salinger'ın büyük aşkı oona o'neill'le evlenmiştir. aralarındaki tonlarca yaş farkını umursamamışlardır. hem de salinger ülkesi için savaşa gitmişken. bu evlilikten tonlarca çocukları olmuştur.
''artık amerika'yla işim olmaz. isa başkan bile olsa geri dönmem oraya.'' demiştir.
devamını gör...
23.
"yüzün kiminle gülüyorsa yüreğin ona aittir" sözünün sahibi başarılı oyuncu.
devamını gör...
24.
var mı bir tane eşi benzeri? yok.
devamını gör...
25.
the great dictator adlı filmden kesiti yıllar geçse bile eskimemiştir.
devamını gör...
26.
altına hücum, modern zamanlar ve the kid filmleri 100 yıl geçmesine rağmen bir harikadır.
devamını gör...
27.
sessiz kral.
devamını gör...
28.
esas adı charles spencer chaplin olan ingiliz oyuncu. en çok şarlo karakteri ile ünlenmiş olsa da başta 'the great dictator' olmak üzere bütün filmleri mutlaka izlenmelidir.
devamını gör...
29.
tüm zamanların en tanınan burlesk sanatçısıdır. en iyisi midir bilmiyorum ama en tanınanı olduğu kesin. charlie chaplin'i sadece bir oyuncu olarak anmak çok yanlış olur. birincisi ve en önemlisi şarlo karakterini kendisi yaratmıştır. kendisi için yazılan bir karakter değil, metindeki karakteri uyarlayarak geliştirdiği bir tiplemedir şarlo. şarlo'yu bir metot oyunculuk karakteri değil bir burlesk tanrısı yapan ise charlie chaplin vizyonudur. bir oyuncunun seçtiği, içinde yer aldığı, almayı kabul ettiği, en sonunda da bir sinemacı olarak kendisini kabul ettirdiği dönemden sonra yazdığı tüm filmlerin şarlo karakterini merkezine alması onu eşsiz kılar. daha ilk filminden itibaren üstüne giydiği bir gömlektir oyuncunun. kariyerinin sonuna kadar da üstünde gururla taşımıştır.
büyük yapıtlarının hemen hepsinin senaristliğini ve yönetmenliğini de üstlenmiştir charlie chaplin. tiyatrocu bir aileden gelmiş olmasından mıdır, çok yoksulluk çektiğinden mi bilinmez sinemadan, beyaz perdeden, ışıklı dünyadan hiç haz etmez. sinema yaparak sinema eleştirir. hemen hemen tüm filmlerinde görürsünüz bunun izlerini. eleştirmediği, "dalga geçmediği" hiçbir şey yoktur denilebilir hatta. bu yüzden hem çok beğenilmiş hem çok nefret edilmiştir kendisinden sanat yaşamı boyunca. dünya çapında filmleri en çok amerika'da izlendiği dönemde bile amerika'ya girişinin yasaklı olduğu dönemler olmuştur. ne olacak bu amerikalıların ingiliz nefreti dediğinizi duyar gibiyim. görüyor ve artıyorum; ne olacak bu ingilizlerin komünist nefreti... evet iyi bir solcudur charlie chaplin. politik içerikli çokça filmi var. the gold rush, modern times, the great dictator ilk akla geleneler olsa da aslında neredeyse tüm filmlerinde (en azından benim izlediklerimin tamamında) yoksulluğun devletlerin/yönetimin/temel politik anlayışın suçu olduğu mesajını verir. e öyle değil mi zaten?
1977'de kaybettik kendisini. cesedini falan çalmaya çalıştılar. saçma sapan şeyler.
büyük yapıtlarının hemen hepsinin senaristliğini ve yönetmenliğini de üstlenmiştir charlie chaplin. tiyatrocu bir aileden gelmiş olmasından mıdır, çok yoksulluk çektiğinden mi bilinmez sinemadan, beyaz perdeden, ışıklı dünyadan hiç haz etmez. sinema yaparak sinema eleştirir. hemen hemen tüm filmlerinde görürsünüz bunun izlerini. eleştirmediği, "dalga geçmediği" hiçbir şey yoktur denilebilir hatta. bu yüzden hem çok beğenilmiş hem çok nefret edilmiştir kendisinden sanat yaşamı boyunca. dünya çapında filmleri en çok amerika'da izlendiği dönemde bile amerika'ya girişinin yasaklı olduğu dönemler olmuştur. ne olacak bu amerikalıların ingiliz nefreti dediğinizi duyar gibiyim. görüyor ve artıyorum; ne olacak bu ingilizlerin komünist nefreti... evet iyi bir solcudur charlie chaplin. politik içerikli çokça filmi var. the gold rush, modern times, the great dictator ilk akla geleneler olsa da aslında neredeyse tüm filmlerinde (en azından benim izlediklerimin tamamında) yoksulluğun devletlerin/yönetimin/temel politik anlayışın suçu olduğu mesajını verir. e öyle değil mi zaten?
1977'de kaybettik kendisini. cesedini falan çalmaya çalıştılar. saçma sapan şeyler.
devamını gör...
30.
7 aralık 1942'de vatan gazetesi, tevfik paşanın torunu hümeyra yenici'nin charlie cahplin ile yaptığı radyo söyleşisini çarpıtarak haber yapar. gazete charlie chaplin'in güya nasreddin hoca'nın eşek fıkrasını anlattığını yazar ve diktatör filminden bir fotograf koyarak gönderme yapmayı da ihmal etmezler.
dönemin alman büyük elçisi franz von papen’in habere itiraz ve baskısı neticesinde gazete hemen ertesi gün 8 aralık'ta 60 gün süre ile kapatılır.
dönemin alman büyük elçisi franz von papen’in habere itiraz ve baskısı neticesinde gazete hemen ertesi gün 8 aralık'ta 60 gün süre ile kapatılır.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/12/06/waszoxcxo5di3lpw-t.jpg)
devamını gör...
31.
hayatta en sevmediği ve sürekli eleştirdiği adolf hitler ile aynı hafta içinde doğmuşlardır.
adolf hitler 20 nisan 1889 - charlie chaplin 16 nisan 1889
adolf hitler 20 nisan 1889 - charlie chaplin 16 nisan 1889
devamını gör...
32.
ingilizce hocamız bize bu adamın sessiz sinemalarını açıyor sınavını bitirenler için. :d
devamını gör...
33.
aktörlüğü iyi olup özel hayatı karışık ünlü.
kendisiyle özdeşleşen durum ve aksesuarlar: nokta bıyık,siyah suit takım elbise, şapka ve baston, siyah uzun ayakkabılar, hızlı paytak yürüyüş.
kendisiyle özdeşleşen durum ve aksesuarlar: nokta bıyık,siyah suit takım elbise, şapka ve baston, siyah uzun ayakkabılar, hızlı paytak yürüyüş.
devamını gör...
34.
ünvanında "sinema yönetmeni, oyuncu, yazar, film müziği bestecisi, kurgucu ve komedyen" olan aşmış sanatçı.
dünyaya gelen nadide insanlardan birisi. sinemanın sinema olmasını sağlayan, sinema sanatına inanılmaz katkılar sağlamış güzel insan.
çocukken hepimizin izlediği o efsane kısa filmleri bile yeter zaten. ama onun dışında her biri efsane olan uzun metraj filmleri de birer başyapıttır.
hakikaten çok büyük bir insan. sinemaya, sanata biraz değer veren veya gönül veren herkes için, çok önemli ve değerli birisidir.
++
oscar töreninde dakikalarca ayakta alkışlanması muazzam bir görüntüdür. kendisinin duygulanması da cabası.
dünyaya gelen nadide insanlardan birisi. sinemanın sinema olmasını sağlayan, sinema sanatına inanılmaz katkılar sağlamış güzel insan.
çocukken hepimizin izlediği o efsane kısa filmleri bile yeter zaten. ama onun dışında her biri efsane olan uzun metraj filmleri de birer başyapıttır.
hakikaten çok büyük bir insan. sinemaya, sanata biraz değer veren veya gönül veren herkes için, çok önemli ve değerli birisidir.
++
oscar töreninde dakikalarca ayakta alkışlanması muazzam bir görüntüdür. kendisinin duygulanması da cabası.
devamını gör...
35.
adam daha o zamanlardan sistemin çarkları arasında sıkışacağımızı, çarkların bizi ezip işi bitince de tüküreceğini ne güzel anlatmış. harika bir film.
(bkz: modern times)
(bkz: modern times)
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/04/16/5c1e8wfli6pn2x44-t.jpg)
devamını gör...
36.
kimi kaynaklarda kaba, kadın düşkünü olduğu ve binlerce kadınla beraber olduğu iddia edilen şahsiyet.
devamını gör...
37.
konya ereğli'de sidikli bi mekanın ismi.
devamını gör...
38.
bazı filmleriyle aşmış olan insandır.
bu filmlere örnek olarak modern times ve city lights verilebilir. yüz ifadesiyle insanın içini ısıtıp hüzünlendirebilen şahsiyettir.
bu filmlere örnek olarak modern times ve city lights verilebilir. yüz ifadesiyle insanın içini ısıtıp hüzünlendirebilen şahsiyettir.
devamını gör...
39.
sinema televizyon tarihinin en iyi ve etkili oyuncusu.
devamını gör...
40.
gece vakti aklıma gelen "the great dictator" filminden şu efsane sahnesini paylaşmak istedim;
devamını gör...