çocukluğunun geçtiği evin satılması
başlık "mononym arayan pinnacle point insanı" tarafından 24.03.2025 05:09 tarihinde açılmıştır.
1.
çocukluk evi, emniyet, güvenlik ve sevgiyi öğrendiğimiz yerdir çocukluk evi sıklıkla aile bağının bir sembolü ve hayat fırtınasında bir çapadır. evi ve temsil ettiği her şeyi düşünmek nostaljiyi tetikleyebilir. "nostalji" kelimesi yunanca nostos (dönüş) ve algos (acı) kelimelerinden türemiştir . kelimenin kökeni, evden uzakta olduğumuzda sıklıkla hissettiğimiz acıdır. ebeveynlerin ölümü nedeniyle bir çocukluk evi satıldığında, ev hakkındaki kayıp hisleri yakından bağlantılıdır. satılan ev, ebeveynlerin birincil kaybına göre kenarda duran bir tür ikincil kayıp olabilir. ilk başlarda, ölümlerin acısını yaşamak, evini kaybetmenin acısından daha önemli olabilir. evin ve temsil ettiği her şeyin kaybı ancak daha sonra belirginleşebilir.ev, ölen kişiyle bir bağ sağladığı için, evin kaybı ebeveynleriniz için başka bir keder katmanı daha ekleyebilir. belki de anne veya babanızla ilgili anıları hatırladığınızda, her zaman evde olduklarını fark edersiniz.evin yasını tuttuğunuz için yoğun bir suçluluk hissetmeniz de normaldir . insanlar "aptalca şeyler" için endişelendikleri ve ölen kişi için "yeterince" yas tutmadıkları için kendilerini azarlayabilirler. evi satma konusunda suçluluk duymak da yaygın olabilir.
geçiş nesnesi size zarar verebilir bunu kabul etmeli ve kendimize karşı nazik olmalıyız.
geçiş nesnesi size zarar verebilir bunu kabul etmeli ve kendimize karşı nazik olmalıyız.
devamını gör...
2.
teıüğğ. beimki hep yıkıldı. hatıraları canlandıracak o yapıların olmaması da ayrı bir acı..
devamını gör...
3.
çocukluğum lojmanlarda geçti. tayin zamanları, yeni bir şeye başlamanın heyecanı ama bi yandan eskiyi geride bırakmanın yarımlığı arasında gider gelirdim. şimdi dönüp bakınca, kök salamamak kötü yahu.
neyse, yani ev durumu yoktu bizim ama
saylanırsa araba var.
maksimum 5-6 yaşındayım. babamın durumları kötüleşmiş. ben de yolunda gitmeyen şeyleri fark ediyorum.
bi tane beyaz şahinimiz vardı bizim. satmış meğersem. bi amca geldi. konuşuyorlar dışarda, biz de içerden izliyoruz. yağmur yağıyor hafif. görüntüler belli belirsiz ama yağmuru anımsıyorum.
adama sinir olmuştum çocuk aklımla. sanki o olmasa başka kimse gelmiycekti arabamızı almaya.
neyse, yani ev durumu yoktu bizim ama
saylanırsa araba var.
maksimum 5-6 yaşındayım. babamın durumları kötüleşmiş. ben de yolunda gitmeyen şeyleri fark ediyorum.
bi tane beyaz şahinimiz vardı bizim. satmış meğersem. bi amca geldi. konuşuyorlar dışarda, biz de içerden izliyoruz. yağmur yağıyor hafif. görüntüler belli belirsiz ama yağmuru anımsıyorum.
adama sinir olmuştum çocuk aklımla. sanki o olmasa başka kimse gelmiycekti arabamızı almaya.
devamını gör...
4.
bu hissi yaşadım.
doğumumdan 12-13 yaşıma kadar yaşadığımız evi satıp mahallemizden ayrılmıştık.ve çok içten olarak şunu söyleyebilirim;çocukluğumu orada bıraktım gibi oldu ve çok buruk,tarif edilemez bir his.
sonradan o mahallemden tekrar geçtim,tüm anılarım yeniden canlandı her köşesinde yaşadığım şeyleri birer birer hissettim.
doğumumdan 12-13 yaşıma kadar yaşadığımız evi satıp mahallemizden ayrılmıştık.ve çok içten olarak şunu söyleyebilirim;çocukluğumu orada bıraktım gibi oldu ve çok buruk,tarif edilemez bir his.
sonradan o mahallemden tekrar geçtim,tüm anılarım yeniden canlandı her köşesinde yaşadığım şeyleri birer birer hissettim.
devamını gör...