cüneyt arkın filmlerindeki bizans askerleri

cüneyt arkın, gerek oyunculuğuyla gerekse filmlerinde dublör kullanmamasıyla bilinen bir insan. filmlerinde dublör kullanmıyor oluşu bile bu yeşilçam üstadını övmeye yeter de artar. lakin cüneyt abimizin özellikle türk destanlarından esinlenerek yazılmış filmlerinde hemen herkesin gözüne batan bir ayrıntı vardır: bizans askerleri!

bu askerler, kolonya cumhuriyeti ordusu gibi askeri eğitimden yoksun, şöyle kılıç, mızrak ve ok kullanmaktan başka bir şey bilmeyen yeteneksiz askerlerdir.
bugünkü savaş oyunlarının en kolay seviyesinde dahi bir düşmanı öldürmeniz için minimum üç mermi isabet ettirmeniz gerekirken cüneyt arkın filmlerindeki bizanslı askerler yumrukla, tekmeyle veya cüneyt abimizin yüksek bir yerden üstlerine atlamasıyla ölebilmektedir. hani o zamanlar sigortacılık olmuş olsa, sigortacıların üstüne para verip sigorta yapmayacağı tek şey sanırım bu askerler olurdu. korkusuz cengaver filminde kafasına domates isabet eden asker ölmüştü, hani düşün durumu ne kadar vahim.
amma ve lakin bu kadar kolay ölseler de bu askerlere rabb'im tekrar canlanma yeteneği vermiştir. öyle ki tek bir cüneyt arkın filminde aynı askerin altı defa öldüğüne şahit olabilirsiniz. (bkz: reenkarnasyon)
bununla birlikte bu askerler okla nişanlamada oldukça kabiliyetsiz, leş arkadaşlardır. attıkları bütün oklar cüneyt abimizin garanti bir buçuk metre uzağından geçmektedir. bu da bu askerlerin saymakla bitmeyecek yeteneksizliklerinden biridir.
her biri en fazla 170 cm olan ve yedi cüceler gibi cüneyt abimizin etrafta dolaşan bu askerler, şatoya baskın olduğunda sürekli olarak surların merdivenlerinden inip surların merdivenlerine çıkarlar. cüneyt abimizin üstüne üçerli beşerli kılıçla, mızrakla saldırırlar; fakat sıfır isabetle tahtalı köyü boylarlar... pardon boylamazlar. bu adamların minimum altı adet reenkarnasyon hakları vardı, unutmuşum sorry.

bizans tarihinde inanılmaz yer kaplayan, hala milyarlarca insanın ilgi gösterdiği bizans gladyatörleri ve bizans şövalyeleri tarih sahnesinden silinmişçesine bu filmde yoktur. gerçi olsa cüneyt abimiz onları da pert ederdi ya, neyse...

oyunlardaki en basit botlardır.
kafası karışık gibi hareket ederler ve kendilerini cüneyt abiye öldürmek için ellerinden geleni yaparlar.

kesinlikle vatan sevgisi sorgulanması gereken askerlerdir. kafasına domates atıldı diye vatan toprağını teslim ettikleri için zindanlarda çürümeleri gerekir. ayrıca ok ve mızrak atma üzerine eğitim almaları lazım. kısacası çok çirkin giyinen, alkol ve disiplin sorunları olan abartısız hepsinin prensesi arzuladığı askerlik hariç her şeyde gözü olan bu kişilerden "ergenekon" benzeri bir soruşturmayla bizans'ın kurtulması gerekir.

bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı yermiş, dedirten sevimsiz ve akılsız rolündeki insanlar.

genelde türkçe konuşurlar.

kahpedir. hiç şaşmaz.

tek tip ve kendilerine en az iki beden büyük kıyafetler giyerler.
ellerindeki galvaniz kılıcın yüzü suyu hürmetine bir şeyler yapmaları gerekir lakin yine de mümkün olmaz.
fosfor eksikliğinden midir nedir,cüneyt arkın bunlarla daha evvel karşılaşır fakat; bunlar bir topsakal ve papaz elbisesi ile onun kim olduğunu hatırlamazlar.
kapalı alanda kavga cereyan edecekse masaya paralel kılıç sallarlar ki, cüneyt arkın ip atlar gibi masaların üzerinde seke seke kandillerin iplerine tutunarak kılıçlardan kurtulabilsin.
kafalarına geçirilen tahta bir varilin yanlardan yumruk vurulması ile ölebilen narin canlılardır.
bu şekilde kolay öldükleri icin altı canlı olmaları makuldür.

şapşiktirler defalarca ölebilirler.

metal slug oyunundaki düşman askerleri gibidirler.

bir kılıç darbesine kaynar yağ kazanına atılmış gibi bağıran askerlerdir.

haybatçı.

bot

polyester yahut kadife siyah kumaştan kendilerine birkaç beden büyük kıyafetler giyen zamana karşı tepkili askerlerdir.

boyunlarında haç işaretli kolye olan askerlerdir.

o bizans askerleri cüneyt arkın a doğru koşarken allah allah diye bağırıyormuş. yönetmen diyormuş yav susun siz bizans askerisiniz. onlar hala allah allah diye hücum ediyormuş. mantıklı.

mustafa akad da çağrı filmini çekerken hz hamza nin şehit olma sahnesini defalarca çekmiş. çünkü müslüman oyuncular figuranlar sürekli anthony quinn in önünü kapatıyormus ölmesin diye. hz hamza oydu ya filmde.

bunlar yine eser miktarda da olsa vizyon sahibi karakterler...
eli yüzü düzgün, bakımlı arkadaşlar... her hallerinden belli ki, savaşmak dışında da bir sosyal yaşamları var...
geziyorlar tozuyorlar, karşı cinsle münasebet içine girebiliyorlar...


peki şunlar ne yapsın?
(bkz: 300 spartalı filmindeki pers askerleri)

peh...
evlat olsa sevilmezler...
ne için yaşıyorlar, neler yapmaktan keyif alıyorlar hayatta, bilen yok...
tek bildikleri, hayvan gibi savaşmak.

haçlılar olarak her yerdedirler. en içimize (midemize) kadar girmişlerdir. üç defa vatanmilletsakarya diye bağırınca teyyüp teyyüp diye kaçarlar.

çok harika bir grup değil mi ya hu askerleri.

çatır çutur ölüp tekrar tekrar geliyorlar. bir tanesi demiş ya hatta; ben bir filmde beş kere öldüm diye.

siyah giyen adamlar. fiyunk, fiyunk !

john wick serisinde ölen figüranlarla yarışırlar bence. john wick serisinde adamın vurduğu kişi yere düşmeden kamera vurduğu diğer kişiye geçtiği için tabancayla vurduğunu ilerleyen zamanda baltayla da veya kılıçla da öldürmüş olsa ben fark etmem hele asyalı bir oyuncuysa.

asyalıları ayıramıyorum.

15 20 kişilik bir ekip olup daire çizerek sırayla kah ölüp kah dayak yiyip, çember dönerken arada bir üniforma değiştirip tekrar cüneyt abinin önüne gelmektedirler.