etrafta bir burun çılgınlığı var. şekline takılmaktan işlevi unutulan, şekilden geçip manada her yerde bulunan bir mesele var. onlara dair iki yazardan “burun” temasını hatırlayalım.


valvert: -siz! sizin burnunuz... burnunuz... çok büyük. çok.

cyrano: -hepsi bu mu?

valvert: -evet.

cyrano: - bu kadarı az delikanlı! halbuli neler, neler bulunmaz söylenecek! asıl iş edada. mesela bak,

hoyratça, "burnum böyle olsaydı mösyö, mutlak dibinden kestirirdim!"

dostça, "yana yatmaz mı? senden önce davranıp kadehe batmaz mı?"

tarifle, "burun değil bir kere, coğrafyada böylesine dağ denir, dağ değil, yarımada!"

mütecessis, "acaba ne işe yarar bu alet? makas kutusu mudur, divit midir, izah et?"

zarifane, "kuşları sevdiğiniz besbelli! yorulmasın diye yavrucaklar, temelli tünek kurmuşsunuz!"

pürneşe, "birader şu koskocaman burunla tütün içince, komşu yangın var demiyor mu?"

müdebbir; "aman yavrum! bu ağırlıkla yere düşmenden korkuyorum!"

müşfik, "yaptırın ona küçük bir şemsiye, yazın fazla güneşten rengi solmasın diye!"

âlimane, "görmüşüm aristophanes'de belki hippocampelephantocamelos adındaki hayvanın burnu gayet büyükmüş! sen ne dersin?"

nobran, "zaten bilirim, sen misafir seversin; bu şapka asmak için mükemmel icat!"

şairane, "ey burun, bütün cihana inat, seni baştan aşağı nezle etmeye kaadir tek rüzgâr bulunamaz, karayel müstesnadır!"

hazin, "bir de kanarsa, kızıldeniz! ne bela!"

hayran, "lavantacıya ne mükemmel tabela!"

lirik, "bu tanrıların bindiği bir gemidir!"

safiyane, "abide ne günleri gezilir?"

hürmetkârane, "mösyö, kibarsınız muhakkak, yoksa var mı cumba sahibi olmak!"

köylü, "vış anam! bu ne? bilmem guş muh, balık mıh? yoğusa tohuma kaçmış bir salatalıh mı?"

sivri akıllı, "bunu tombalaya koymalı! kim elinden kaçırmak ister böyle bir malı?"



tanpınar’ın sahnenin dışındakiler romanından bir bölüm okumuştum burunla ilgili:

“bütün bunlar başınıza niçin geldi, biliyorsunuz değil mi? çünkü burnunuza layık olduğu hürmeti ve itibarı göstermediniz. onu beğenmediniz, gereği gibi benimsemediniz. bir insan her şeyden evvel burnuyla anlaşmalıdır. öbür işler çok sonraya kalır. burun dışarı hayatın anahtarıdır. dargın bir burun şahsiyeti dağıtır, yok eder. halbuki siz burnunuzu kaba, çirkin, kibirli, kıskanç, dedikoducu ve fazla rahatsız edici buldunuz! kaç defa yolda yürürken onu düşürmeğe, hatta yanlışlıkla bir yerde unutmağa çalıştınız.

sizinki kadar zeki, görmüş geçirmiş, üstelik vesveseli bir burun bunu elbette fark eder. elbette kendisini bu kadar istemeyen, estetik zevklerine uygun bulmayan, hor ve hakir gören, işlerden uzak tutmağa çalışan sahibine düşman olur. hiç insan burnunu işlerinden uzak tutabilir mi? yemek için kepçe ne ise, iş için de burun odur. hatta becerikli bir burun kendi işlerini alelacele gördükten sonra yedi mahalle ötesine yardıma bile gider. bir burnu işe karışmaktan alıkoymağa çalışmak, tabiat kanunlarına isyandan başka nedir? veyl o fanilere ki, burunlarını sadece bir süs addederler! işte siz bunu yaptınız kudret bey! onun için burnunuz hayatınızı alt üst etti, bazen size en münasebetsiz nasihatler verdi, bazen aldattı, bazen açıkça insanları düşman etti, hülasa işlerinizi bozdu.”
devamını gör...
hey gidi koca cyrano. delikanlı romantik, bıçkın mahalleli, semtin güzel kızına vurgun çılgın fakat aşkını itiraf edemeyecek kadar sınanır utangaçlığıyla kol kola girmiş burnu tarafından. tanpınar da durur mu? yapıştırmış burnun ehemmiyeti hakkında bildiklerini ki doğrudur. ne eksik ne fazla. cyrano için burun bir şemsiye gibidir. tüm şimşekleri üstüne çeker fakat bir yandan da korur onun benliğini kırılganlıktan. zayıf noktalarımızı bir zırh gibi üstümüze giydiğimiz ve onlarla gurur duyduğumuz zaman yenilmez oluruz insanlık karşısında. hasılı cyrano iyi geçinirdi burnuyla tanpınarın sözlüğünde. sanıyorum ki edmond rostand'ın bu eserini ilk okuduğunda tanpınar mıhmıh diye gülmüştür ve aklına ilk gelen isim kuşkusuz gogol olmuştur. zira o da bilir burunun önemini. zira bir burun önemini size yüzünüzden kaçtığı gün iyice belletir.

edmond rostand, ahmet hamdi tanpınar ve nikolay gogol'ün burna dair ortak hükümleri şudur; burun şahsiyet demektir. bunu daha açık anlatamazdım fakat bir o kadar da kapalı anlatmış bulundum. olsun, şakası bile aramızda.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cyrano de bergerac’ın burun tiradından tanpınar’ın burnuna" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim