da vinci şifresi

dan brown’a ait sürükleyici kitap.

ancak kitabın içerisinde bulunan birtakım yaklaşım ve teorilerin, özellikle bu konuda bilgili kişiler tarafından oldukça yoğun şekilde eleştirildiğini not düşmekte fayda var.

bunun dışında sürükleyici, çabucak bitirebileceğiniz, etkileyici bir kitap. ancak her ne kadar çok övülse de, alanında klasik hâlini alabilecek bir kitap değil bana göre. sanki dan brown’un eserleri, türk dizilerine benziyor bence biraz. tutan dizilerdeki aynı konuların farklı senaryo ve olaylarla yeniden anlatılması gibi bir şey.

ancak bunları söylesem de, alanındaki pek çok kitaptan kesinlikle iyi olduğu da bir gerçektir.

harika bir kitap. kitaptaki anlatımlar, tasvirler mükemmel. bahsedilen tarihi yapıları sanki gözünüzün önüne getiriyor. peşine bir de filmini izleyince bu sefer filmin sahneleri sanki kitap sayfası gibi geçiyor önünüzden.

dan brown'un isa'nın neslinin devamı hakkında yazdığı kurgusal kitaptır. kitap yayımlandığında roma katolik kilisesini filan ayağa kaldırmıştı. yasaklatmaya çalışıldı. doğru olmayan bir şey için bu kadar çabalamak da insanı kuşkuya düşürüyor tabii. ayrıca isa'nın soyu devam etse ne olur? soyu devam edenleri görüyoruz işte. sanki soyu devam etse ölüp ölüp dirilen çocuklar doğacak!

dört yüz sayfa kadar olan ve kiliseyi, tarikatları sürükleyici bir macera ile harmanlayarak anlatan; sonu şaşırtsın diye çok çabalandığı pek belli eden, bayan kitap.

toyluk halinde iken dan brown külliyatını yaladım yuttum. inci sözlük hikâyelerini bir adım öteye taşımış, o kadar. ingilizce öğrenmek amaçlı olması haricinde asla bulaşılmaması gereken yazarın kitabı da vinci şifresi de sadece.

e ne mi okuyalım? ahmet ümit. hem kaynakçasına bakar biraz tarihimizi öğreniriz değil mi?

üstteki yazarın dehşet boş yaptığı efsane kitap. polisiye kitapların kimyasını idrak edememiş bir yazarın(!) hezeyanlarını okuduğum başlık. ahmet ümit harika bir yazardır, en güzel tarafı da polisiye ile kültürümüzü böylesine güzel harmanlayışıdır. ancak ahmet ümit başka bir dünyadır, dan brown bambaşka, grange daha da başka. dolayısıyla ahmet ümit okuyun, dan brown okumayın ehe ehe demek bir sözlükte gecenin bir yarısı s.çalacak en saçma argümandır. bunu ahmet ümit'e söyleseniz eminim ki o da dötüyle güler. teşekkürler.

*

daha dün gece abimin yaptığı salaklığı konuştuk. bu armutspor önüne kağıt kalem alıp, da vinci şifresini çözmeye çalışmıştı. güzel kitap mı? evet ama abartıldığı kadar iyi olduğunu düşünmüyorum.

dan brown tarafından yazılan polisiye kitabı. polisiye desem de içinde tarihi ögeleri de çokça barındırmakta. yoğun tarihi içeriğine rağmen okuması oldukça kolay, sürükleyici bir kitap aynı zamanda. fakat okuması oldukça keyifli olmasına rağmen abartıldığı konusuna ben de katılıyorum. sadece polisiye camiasının değil yazarın kendisinin de bu kitaptan çok daha iyi kitapları bulunmakta. dolayısıyla sadece bu kitabını değil diğer kitaplarının da okunmasını şiddetle öneriyorum

sıraların saklandığı macera ve gizem dolu bir kitap(desem yalan olmaz ).dan brown nun dünya çapında satılan bir kitabı ama bence film daha güzel hem orda tom hanks oynuyor.

ortaokul dönemlerimdi sanırım. kendim gibi, kitap okumayı çok seven bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine; bu kitap aracılığıyla tanışmıştım dan brown ile...

üstünden o kadar zaman geçti, hala daha benzer konseptte okuduğum tüm romancılar arasında kurgusunu bu kadar sevdiğim, kitabın sayfalarına karıştığım, kitabın kahramanı ile sokakları beraber arşınladığım iki yazardan biri dan brown. ikincisi de harlan coben'dir.

spoiler olarak sayılmazsa şayet; louvre müzesi'nde işlenen bir cinayet - louvre müze müdürü öldürülmüştür- ve cinayet mahallinde bulunan bir takım mesajlardan ötürü, harvard'ta dini ikonoloji ve semboloji profesörü olan robert langdon'a fransız polisinin danışması üzerine gelişen ve ucu dünya tarihindeki büyük gizemlerden birine, tapınak şövalyeleri ve kutsal kase arayışçılarına uzanan bir olaylar örgüsüne tanıklık ediyoruz bu kitapta...

kurgu, merak uyandırması, okurken bulmaca çözüyor hissi yaratması ve okuyucuyu yatırdığı ters köşeler bakımından oldukça zengin bir kitap olan da vinci şifresi'ni hala okumamış olanlarınız varsa - kült bir kitap gözüyle bakıyorum- ve şayet; macera ve polisiye türlerini okumaktan keyif alıyorsanız, hatta ve hatta kitap okuma alışkanlığı kazanmak istiyor, fakat başlayacak iyi bir kitap bulamıyorsanız. şiddetle tavsiyemdir...

ayrıca serinin devamı niteliğinde olan ve aşağıda sıraladığım kitapları da aşağıdaki sırayla okumanızı tavsiye ederim.

(bkz: melekler ve şeytanlar)
(bkz: da vinci şifresi)
(bkz: kayıp sembol)
(bkz: cehennem)
(bkz: başlangıç)

dan brown ile tanıştığım ilk kitap. tüm kitaplarını okudum sonrasında.
en iyisi 'da vinci şifresi'
filme aktarıldığında tom hanks'in canlandırdığı simgebilimci prof robert langdon karakterinin giriştiği maceralar ve çözdüğü gizemleri, tarihi eserler, efsaneler, anıtların tasviriyle süsleyerek anlatır.
kurgusu güzel, dili akıcı, merak uyandıran bir üslupla yazılmış, okunmaya değer ve okumayı sevdiren bir kitap.
önce okuyup sonra izleyin.

(bkz: dan brown) )'ın en çok bilinen kitabı olabilir. kitapta kutsal kase, da vinci'nin üyesi olduğu gizli örgütü ve kodlar hakkında ilginç bilgilerin olduğu kitap.

aşırı güzeldi.kitabı bıraktıktan sonra sürekli internetten araştırma yaptırdı.filmini tom hanks olmasına rağmen izleyemedim.sürekli karanlık temada olmasından mıdır bilmiyorum her açtığımda uyuyakaldım.daha da izlemedim

dan brown ile tanıştığım ilk kitap da vinci şifresi kitabıydı. daha sonra melekler ve şeytanlar kitabını da okumaya başladım.

yıllardır süregelen ama aslında ne olduğu bilinmeyen sırların, gizemlerin hayranı olduğum için bu kitap hayal gücümün sınırlarını çok genişletti diyebilirim. genelde franz kafka ve stefan zweig'ın kısa ama öz kitaplarını okurdum. fakat bir arkadaşımın bu kitabı bana hediye etmesiyle birlikte polisiye, gizem ve macera kitaplarının da hayranı olduğumu gördüm. böylelikle polisiye romanına adım atmış oldum bu kitapla.

konusu; harvard üniversitesi simgebilim profesörü olan robert langdon'ın kendisini, louvre müzesinin müdürünün ölümüyle beraber sır dolu bir maceraya atmasıdır. robert langdon, ilk başta normal bir cinayet gibi görünen ama aslında altında birçok gizemin bulunduğu bir ölüme şahitlik edecektir. her bir ipucu, onları tarihin eski kalıntıları arasında kaybolmuş sırları gün yüzüne çıkaracaktır. aynı zamanda louvre müzesinin ölen müdürünün torunu olan sophie neveu, bir kriptoloji uzmanıdır. birlikte paris'ten londraya kadar akıllarındaki bir sürü soru işaretini cevaplamaya çalışacaklardır. ama unuttukları bir şey vardır. bu cinayet, tamamıyla planlı ve programlı bir şekilde düşünülmüş ve icraate geçirilmiştir. dikkatli olmalı ve ellerini çabuk tutmalıdırlar. bu cinayet onları da vinci'nin ünlü mona lisa tablosuna götürecektir. tapınak şövalyelerinden sion tarikatına, hz.isa'dan leonardo da vinci'ye, kutsal kaseden magdalalı meryem'e kadar birçok sır perdesi aralanacaktır. bakalım bu cinayetin nedeninin altında yatan sırlar nelerdir?

eğer gizli örgütlerin bugüne dek nasıl geldiklerini merak ediyorsanız ve herkesin bildiği cevabın aslında yanlış olduğunu öğrenmek istiyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. uzun bir roman olmasına rağmen çok akıcı ve içine girildi mi çıkmak bilinmeyen bir kitap.

son olarak kitapta geçen bilgi dolu alıntılarla tanımı sonlandırmak istiyorum;

bir misyoner hristiyanlık tarihini nerden anlatmaya başlayabilir. nasıl olur da hem ilahi mesajı hem de insan aklını karıştırıp okuyucuya sonra izleyiciye sunar. işte bu soruların cevabı da vinci şifresinde. aslında evanjelik bir tezin savunması. aslında hristiyanlıkla beraber yaşayan yahudiliğin tekrar gün yüzüne çıkması. aslında isa'nın soyunun devam ettiği tezi peygamberliğinde deva ettiği anlamına geliyor. film ingiltere ve fransa da geçiyor prof. langdon amerikalı burada eksik kalan ortadoğu yani israil ve kudüs (jerusalem) olayların çıkış yeri kudüs fakat avrupa da devam ediyor ve tapınakçılara atıfta bulunuyor. hatta masonların bile bu amaca hizmet ettiğinden bahsediyor çünkü leonardo ve isak newton aynı zamanda birer mason üstadı. vatikan'da bu tarikatın savunucuları var. gizli bir örgüt ve vatikan içinde ki çekişmelerinden bahsediyor. masonlukta çok sıkça görülen aydınlanma ve derece alma işleri bu kitapta ve filmde gayet güzel anlatılmış. biraz meraklı bir okuyucu bu işlerin arkasında yahudilerin olduğunu anlar...
siyon tarikatının veya tapınakçıların organize ettiği haçlı seferleri ile ortaçağda urfa,antakya ve kudüs'ü ele geçiren hristiyanlar kutsal bir krallık kurmayı başarmışlardır. bu krallık selahattin eyyübi tarafından ortadan kaldırılmıştır. hikaye de sadece bazı çağrışımlar üzerinden haçlı seferlerine değinilmiştir.
kutsal kase aslında isa'nın şarap içtiği kase değildir. o bir kadını sembolize eder. yahudilikte soy kadından devam eder. isa bildiğimiz kadarıyla bekardır hiç evlenmemiştir. hatta bu yüzden rahipler ve ruhbanlar evlenmezler. dan brown 'a göre isa 'nın bir ailesi vardır. yani soyu devam etmektedir. prof. langdon onun soyunu koruyan tarikatın varlığını araştırmaktadır. semboller ile tarihe not düşen tarikat yine semboller ile haberleşmektedir. kitap bu şifreleri deşifre etmektedir...

lise yıllarında da brownla tanıştırmıştı bir arkadaşım o zaman başlangıç adlı kitabı çıkmıştı. oldukça beğenmiştim -klasklerden başka şey okumayan ben beğenmişti- daha sonra ise bu adam başka neler yazmış diye bakıpta okuduğum kitabıdır da vincinin şifresi. oldukça beğenmiştim baya akıcı idi