muhtemelen dayağın atılmasına sebebiyet veren şeylerdir.
devamını gör...
taş yok mu etrafta taş düşüncesidir.
devamını gör...
bu sırada çeşitli şeyler düşünülebilir. mesela benim içimden, "şu an ne oluyor acaba?" diye düşündüğüm de olur, "biz ne yapıyoruz şu anda?" diye düşündüğüm de olur, "çok fena dövüyor maşallah" diye düşündüğüm de olur, bazen de hiçbir şey düşünmem..
devamını gör...
ne zaman bitecek acaba?
devamını gör...
gerek çocukluğumda annemden yediğim dayağı, gerekse savunma sporu çalışırken ustamdan yediğim dayağı düşününce... sadece kendimi korumayı düşünüyordum. başka bir şey değil. yani insan o sırada burhan altıntop gibi tokat semalarında uçmuyor ki, adrenalin tavan yapıyor ve vücudun kontrol ele alıyor. beyin bedene pek de hakim olamıyor. o sebepten ötürü vücudu eğitmek gerek ki biraz daha ipleri ele alabilelim...
devamını gör...
genelde ağır çekim şeklinde gerçekleşen bir anda, zihinde uçuşan saçma sapan şeylerdir.

benimkiler "dayak yemeye ramak kala düşünülen şeyler" e giriyor daha çok. efendim ben etrafı izlemeyi severim, "kim kiminle ne yapmış" izlemesi değil tabi bu. kişinin hareketleri gerçekten samimi mi, "aa kedi böyle seviliyor demek ki, bu dokunuş çok hoşuna gitti", bardağı ne güzel tutuyor, tarzında gözlemler daha çok. yine birgün, okuldan eve geçerken otobüste gözüm bir çifte ilişti. erkeğin boyu 2 metreden fazla, siyah kaşe bir kaban giymiş kız ufak tefek bir şey. dikkatimi çekme sebepleri de, çocuğun kızı sıkıştırıyor gibi durması. yok bakmayayım diyorum olmuyor, çocuk baya rahatsız edici duruyor yani. kızın kolunu mıncırıyor, kendi hareketleri zaten bir ilacın etkisinde gibi, baya baya değişik şeyler. benim odaklandığım yetmezmiş gibi sağ tarafımda oturan kuzenim de onlara odaklanmış, tabi birbirimizden haberimiz yok.


neyse yol boyunca bu rahatsız edici hal devam etti, kız çok rahatsız duruyor çocuk baya ısrarcı. son durağa geldik, herkes indi, ben de tini tini yürüyorum. kafamı bi kaldırdım bu kızla çocuk, çocuk bana doğru döndü üzerime yürüdü. bacakları boyum kadar zaten, üstüme bassa direkt kaldırıma yapışırım. meğer ikisi sevgililermiş benim bakışımdan rahatsız olmuşlar. kız çocuğu kolundan çekip götürmeye çalışıyor, çocuğun bakışlar bana sabitlenmiş... o an aklımdan "dayak yemeden önce her şey yavaşlıyormuş demek ki" diye geçmişti. biraz ilerimde bulunan kuzenimin aklından da "ay nolacak şimdi" gibisinden bir şeyler geçmiş.* yine de çekirdek alıp öyle izlemediği için teşekkür ederim.

ikinci anımda da lisedeyiz. bahtsız olan, her adımında ya karakolluk ya da hastanelik olduğumuz arkadaşım koridorda bir kız grubuyla kavgaya tutuşmuş ben de seslere koştum. bir baktım karşıda 7 kişi falan var, benim arkadaş tek başına kükrüyor. normalde gidip benim de destek olmam lazım değil mi? ama olmadım. çünkü gerçekçi olmak lazım kesin dayak yerdik.* arkadaşımın gözü 5. dereceyi geçmiş, gözlüğünü alsalar direkt tek başıma dayak yer hale geliyorum.* "canım benim boşver, hadi gidelim" diyorum, yok, hala cırlayacağım diye uğraşıyor. "güzelim bak herkes bakıyor sonra oturur konuşursunuz" diyorum yine yok. tabi sakin sakin konuşuyorum ama ben de evliya değilim bir yerden sonra her şey koptu bende de. arkadaşı belinden tutup çekiyorum, çırpınıyor gelmiyor. nasıl becerdim bilmiyorum havaya kaldırdım götürdüm ben bunu.* "en son kavgadaydım bir baktım havadayım" diye anlatır hep. o anlarda benim aklımda sadece "bu kız kavga ederken çok fazla saç çekiyor" düşüncesi vardı. kendimi dayak yerken düşünmemeye çalışıyordum.*

üçüncü anımda yine lisedeyiz. çocuğun biri arkadaşımı rahatsız ediyor, ne mantıksa tc sini telefon numarasını falan her yere yazıyor. ben de gördüğüm her yerden siliyorum. kimya dersindeyiz, yine tahtaya yazmış hepsini, ben de sakin sakin sildim. ders başladı, çok geçmeden bu çocuk "ne kadar silerseniz silin, her yere yazacam" dedi. ben yine sakin sakin "ben de her yerden silerim" dedim. bu arkadaş hazmedemediğinden olsa gerek önündeki kitap dolu çantayı kaldırdı benim arkadaşa doğru atacak oldu, herkes bunu tutuyor. bende de ani bir sinir yükselmesi oldu, yerimden ne ara kalktım ne ara önümdeki sırayı devirdim bilmiyorum, birkaç kişi de beni tutmaya çalışıyor. o ara aklımda hiçbir düşünce yoktu, ne dayak yiyeceğimden korkmuştum ne de başka bir şey. sadece çocuğun saçını başını yolup kafasını ısırma isteğiyle doluydum. sonra çocuğu alıp götürdüler.


dördüncü anımda da eminönü'de balık ekmek yiyeceğiz, iftara kalmış 5 dakika. arkadaşım "sence nerden alalım?" dedi, koşturuyor kız, o arada da adamın biri müşteri toplamaya çalışıyor. karşımızdaki yer çok kalabalık olunca "diğer taraftan alalım burada çok sıra var" dedim. o müşteri toplayan adam da kalabalık olan yerin çalışanıymış. diğer mekana doğru koşan arkadaşıma "bi sen biliyorsun zaten, bu kadar insan bilmiyor neyin lezzetli olduğunu" dedi. bunu söylerken bağırıyor ama etraftaki herkes bize bakıyor. o anlar bana ağır çekim olarak göründü. arkadaşım aceleyle koşuyor, hadsiz adam da yüksek sesle arkadaşımın arkasında bağırıyor. ben de kayışlar koptu tabi, "ne diyorsunuz beyefendi ya? görmüyor musunuz sırayı? hem sizin ordan almaya mecbur muyuz biz? nasıl bağırabiliyorsunuz böyle?" cinsi cırlıyorum, tabi sakin sakin.* adam bana baktı, üzerime doğru geldi, o an "şimdi burda hoş olmayan şeyler yaşanacak" diye düşündüm. kendi kendime "annen haklı özözünedanışır, bir anda yükseliyorsun" gibisinden şeyler söylüyorum. sonra son bi cesaret "özür dileyin arkadaşımdan" dedim.
adam "o bayan sizin arkadaşınız mıydı? eğer ordan almaktan vazgeçerse gelsin sıraya falan girmesine gerek yok, hemen hazırlarım ben siparişleri" dedi gitti. olacak bu ya diğer mekandan alamamış arkadaşım mecburen buraya sıraya girdi. adam tekrar yanıma geldi "arkadaşınız geldi mi?" dedi, "evet sırada bekliyor" dedim ben de, "tamam hemen hallediyorum ben" dedi, gitti. bazı insanların kibarlıktan anlamadığını orada anladım.*

ablamın dediğine göre sevdiğim insanlar söz konusu olunca gözüm kararıyormuş. bu "dayak yemeye ramak kala anlar", "dayak yenen anlar"a dönüşmez umarım ilerde.*

ayrıca da dövüşmen guzum, şiddet kötü bir şeydir.
devamını gör...
hayatımın dayağını yerken şu geçmişti aklımdan "çok da acımıyormuş lan"...
devamını gör...
birkeresinde tek başına yürüyen bir adam tarafından sen yanımdaki kadına niye baktın denilerek dayak yemiştim.aklımdan tek geçen şu an gerçekten böyle birşey yaşanıyor mu yoksa rüyadamıyım diye düşünmüştüm.
devamını gör...
bitse de gitsek.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"dayak yerken düşünülenler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim