depresyonla başa çıkış yöntemi olarak hobi edinmek
başlık "scaremongering" tarafından 05.07.2025 02:44 tarihinde açılmıştır.
1.
insanların depresyonda olduğunu söyleyen kişilere verdiği öğütleri listelesek sanırım "her şeyi kafaya takma" ve "yürüyüş yap" ile birlikte ilk üçe girer.
o kadar yüzeysel sohbetler yapıyoruz ve her şeyi müthiş sığ bir perspektiften beyan ediyoruz. dolayısıyla her şey de boş bir vakit öldürmeye dönüşüyor. öneriler de.
ben depresyonun kitabını yazsam yazarım, çok tecrübeliyim bu konuda. savaşma konusunda da inatçıydım. dolayısıyla rahatlıkla söyleyebilirim ki, hobi edinmek gerçekten çıkış işin çok çok yardımcı. ve tabii ki çok da zor. bunu pratik etmek gerekiyor.
samimi olmaya çalıştığım için kendi sürecimden bahsetmek isterim. benim için çok zordu depresif zamanlarım. gerçekten çok ağır geçiyordu, bırakın yürüyüş yapmayı, yemek yiyemiyordum ben. günlerce yatıp acı çektiğim zamanlar oluyordu. bu haldeki birisine "hadi hikinge başla" demek tabii ki çok abes. o nedenle önce terapi, gerekli ise de ilaç desteği almak gerekiyor, biliyorum.
bunlar en başta sizi ayağa kaldıracak kadar işe yarıyor. gerisinde sizin çabalamanız lazım. o antidepresanları yutunca büyülü bir şekilde iyileşeceğini sanan pek çok insan psikolojiyle alakalı her şeye hurafeymiş gibi yaklaşıyor. oysa sistem öyle çalışmıyor, grip gibi bir şey değil.
depresyonu tetikleyen ve altyapısını kuran pek çok şey var. yaşanan olaylar çok önemli tabii ki. yeni boşanmış birinin veya ailesinden birilerini kaybetmiş birinin o depresyonu yaşaması tabii ki çok kolay. ya verilen herhangi bir kaybı kastediyorum aslında. kimisi için arkadaşıyla küsmesi de belki ağırdır. herhangi bir kaybı küçümsemeye çalışmıyorum. işte burada biraz mizaç ve düşünce kalıpları da devreye giriyor.
psikolog klişesi olarak "çocukluğunuza inelim" gerçekten komik gibi duruyor ama çok küçük yaşlarda zihnimize yerleşen sesler kendimizle ilgili algımızla çok ilişkili gerçekten. kendine sürekli istemsizce çirkin olduğunu söyleyen birisi nasıl mutlu olsun? aptal olduğunu veya beceriksiz olduğunu söyleyen veyahut kendisiyle alakalı değil dünyayla alakalı olumsuz sabit iç yargıları olan birisi? düşünün, dünya güvenilmez, insanlar güvenilmez diye bir iç ses sizi dürtüp dururken nasıl huzurlu ve güvende hissedeceksiniz? ya da hayatın boş ve değersiz olduğunu kendinize tekrar ede ede? işte depresyonu harlayan şeylerden biri de bu kabuller. aynı zamanda değişimin mümkün olmayacağı inancı. ben kendi sürecimde böyle tespit ettim en azından.
anda kalmak ve mindful olmak gibi şeyleri de ayağa düşürdüğümüz ve zottirik yogacı delilerden duya duya içimiz şiştiği için yine içleri boşaldı. ancak öyle değil, onlar da gerçekten etkili kavramlar. depresyonun geçmişte, anksiyetenin ise gelecekte yaşamak olduğu söylenir. bu günde yaşamanın yolu bazen o sesleri susturabilmek. o yüzden önemli aslında bunlar.
hobiler tam bu noktada devreye geliyor çünkü o senelerce kalıplaşan ve istemsizce besleyip durduğumuz sesleri susturmak çok zor. her şeyden kaçış olarak değil ama bir şeylere mola olarak hobiler çok önemli. tabii bu esnada beklentiniz olmamalı. amatör ruh çok önemli. hedefleriniz olmamalı demiyorum, hedefler güzel şeyler ama hedefiniz bir an önce profesyonelleşmek olmamalı. bu beklentiyle işe başlarsanız kendinizi yine sıkıştırıyorsunuz bir yerlere, başarılı olma telaşına düşüyorsunuz. böyle olmaz. başarısız olma riskini göze alıp kendinizi içine fırlatıp, süreçten keyif almayı öğreneceksiniz.
aynı şekilde muhteşem bir şey amatör oluşu korumak ve yeni şeyler denemek. bir çok deneyim biriktirmek demek. ben geçmişe baktığımda çok net bir şekilde hissediyorum bunu. oysa ki başta boş ve kaygı verici gelirdi. bakın şimdi sayıyorum nerden nereye zıpladığımı ahahah.
ilk denediğim şey kick boks olmuştu ve nefffret etmiştim gerçekten. haftada üç gün insanı öldüren bir deneyim. yemin ederim kendime söverek gidiyordum. sırf eldivenlere boşa para vermiş olmayayım diye devam etmiştim. yaklaşık 1,5 sene sürdü bu. sonra bıraktım. aradan yıllar geçtikten sonra, kilo alınca özlediğimi farkettim. ben geri başlayacağım dedim. parasızlıktan yine bırakmak zorunda kaldım ama 2023 senesinde birkaç ay yine uğraşmış oldum.
kick boks maceram bitince üniversite yıllarımda dağcılığa merak saldım. birkaç eğitime katıldım sonra ailemin sağlık sorunları, benimkiler derken bırakmak zorunda kaldım ama hayatta en keyif aldığım şeylerden birinin bu olduğunu keşfettim.
sonra resim kursuna başladım bi ara, o korkunçtu ya ahahah. o da eziyet gibiydi. yaklaşık 6 ay falan devam ettim sanırım, sonra bıraktım. resme de küstüm. sonra herhalde 2019 gibi geri başladım. geçtiğimiz son 2 yıl dijital, geleneksel deneyip durdum bişiler. farkındaysanız bunlar hep başarısızlık öyküleri. bu sene elime kalem almadım, örgüye sardım. ama en güzel kısım da bu. deneyim paletiniz genişledikçe, canınız istediğinde dönebileceğiniz sığınaklar da icat etmiş oluyorsunuz. bir şeye başladım diye sonsuza dek sürdürmek zorunda değilsiniz, bırakmak isteyişiniz de başarısızlık değil. amaç başarılı olmak değildi zaten, amaç keyifli vakit geçirmek ve deneyim kazanmaktı.
sonra bir ara bachata denedim. ben dans konusunda kabiliyetsizim bence ama baya keyifliydi yine de. o da yaklaşık 1 sene sürdü ama benim favorim değil. arada "yeniden başlasam mı ya" dediğim oluyor ama yani çılgın bir arzu da duymuyorum bu konuda.
şimdi de kaykay işte ahah. geldi korunak şeylerim (dizlik- dirseklik-bileklik).
ülkemizde hobi konusu bence garip algılanıyor. hobi dediğiniz şey aslında bir kursa gittiğiniz veya ille de bir şey ürettiğiniz bir şey olmak zorunda da değil. o yüzden edebiyat da hobiye dönüşebiliyor bazı insanlar için. bana göre "kitap okumak" hobi değildir ama edebiyatla "uğraşmak", denemek hobiye dönüştürebilir bunu.
hobi ille de para harcayarak edineceğiniz bir şey olmak zorunda değil yani. samimiyetle ilgilendiğiniz ve derinleşmek istediğiniz şeyler hobiye dönüşebilir. kimisi için lego yapmak olur, kimisi için dikiş dikmek, kimisi için seramik yapmak, kimisi için karakalem, kimisi için dil öğrenmek, kimisi için araştırmak, kimisi için yemek yapmak.
kuru fasulye nasıl pişiriliyor ya diye çıktığınız yolda birkaç sene sonra kendinizi bilmemne sosunda marine edilmiş bilmemne eti tarifi denerken buluyor da olabilirsiniz. benim kadar maymun iştahlı olmazsanız hobilerinizden kazanç elde etmenin yollarını da bulabilirsiniz.
o yüzden hem zihninizdeki seslere mola vermesini sağlaması, hem sizi atıl bir vaziyetten uzaklaştırma potansiyeli taşıması ve hem de hüsranla sonuçlansa bile size hayat içinde dönülebilecek deneyim limanları biriktirmesi nedeniyle depresyonla savaşta çok etkili olduğunu düşünüyorum hobi edinmenin.
o kadar yüzeysel sohbetler yapıyoruz ve her şeyi müthiş sığ bir perspektiften beyan ediyoruz. dolayısıyla her şey de boş bir vakit öldürmeye dönüşüyor. öneriler de.
ben depresyonun kitabını yazsam yazarım, çok tecrübeliyim bu konuda. savaşma konusunda da inatçıydım. dolayısıyla rahatlıkla söyleyebilirim ki, hobi edinmek gerçekten çıkış işin çok çok yardımcı. ve tabii ki çok da zor. bunu pratik etmek gerekiyor.
samimi olmaya çalıştığım için kendi sürecimden bahsetmek isterim. benim için çok zordu depresif zamanlarım. gerçekten çok ağır geçiyordu, bırakın yürüyüş yapmayı, yemek yiyemiyordum ben. günlerce yatıp acı çektiğim zamanlar oluyordu. bu haldeki birisine "hadi hikinge başla" demek tabii ki çok abes. o nedenle önce terapi, gerekli ise de ilaç desteği almak gerekiyor, biliyorum.
bunlar en başta sizi ayağa kaldıracak kadar işe yarıyor. gerisinde sizin çabalamanız lazım. o antidepresanları yutunca büyülü bir şekilde iyileşeceğini sanan pek çok insan psikolojiyle alakalı her şeye hurafeymiş gibi yaklaşıyor. oysa sistem öyle çalışmıyor, grip gibi bir şey değil.
depresyonu tetikleyen ve altyapısını kuran pek çok şey var. yaşanan olaylar çok önemli tabii ki. yeni boşanmış birinin veya ailesinden birilerini kaybetmiş birinin o depresyonu yaşaması tabii ki çok kolay. ya verilen herhangi bir kaybı kastediyorum aslında. kimisi için arkadaşıyla küsmesi de belki ağırdır. herhangi bir kaybı küçümsemeye çalışmıyorum. işte burada biraz mizaç ve düşünce kalıpları da devreye giriyor.
psikolog klişesi olarak "çocukluğunuza inelim" gerçekten komik gibi duruyor ama çok küçük yaşlarda zihnimize yerleşen sesler kendimizle ilgili algımızla çok ilişkili gerçekten. kendine sürekli istemsizce çirkin olduğunu söyleyen birisi nasıl mutlu olsun? aptal olduğunu veya beceriksiz olduğunu söyleyen veyahut kendisiyle alakalı değil dünyayla alakalı olumsuz sabit iç yargıları olan birisi? düşünün, dünya güvenilmez, insanlar güvenilmez diye bir iç ses sizi dürtüp dururken nasıl huzurlu ve güvende hissedeceksiniz? ya da hayatın boş ve değersiz olduğunu kendinize tekrar ede ede? işte depresyonu harlayan şeylerden biri de bu kabuller. aynı zamanda değişimin mümkün olmayacağı inancı. ben kendi sürecimde böyle tespit ettim en azından.
anda kalmak ve mindful olmak gibi şeyleri de ayağa düşürdüğümüz ve zottirik yogacı delilerden duya duya içimiz şiştiği için yine içleri boşaldı. ancak öyle değil, onlar da gerçekten etkili kavramlar. depresyonun geçmişte, anksiyetenin ise gelecekte yaşamak olduğu söylenir. bu günde yaşamanın yolu bazen o sesleri susturabilmek. o yüzden önemli aslında bunlar.
hobiler tam bu noktada devreye geliyor çünkü o senelerce kalıplaşan ve istemsizce besleyip durduğumuz sesleri susturmak çok zor. her şeyden kaçış olarak değil ama bir şeylere mola olarak hobiler çok önemli. tabii bu esnada beklentiniz olmamalı. amatör ruh çok önemli. hedefleriniz olmamalı demiyorum, hedefler güzel şeyler ama hedefiniz bir an önce profesyonelleşmek olmamalı. bu beklentiyle işe başlarsanız kendinizi yine sıkıştırıyorsunuz bir yerlere, başarılı olma telaşına düşüyorsunuz. böyle olmaz. başarısız olma riskini göze alıp kendinizi içine fırlatıp, süreçten keyif almayı öğreneceksiniz.
aynı şekilde muhteşem bir şey amatör oluşu korumak ve yeni şeyler denemek. bir çok deneyim biriktirmek demek. ben geçmişe baktığımda çok net bir şekilde hissediyorum bunu. oysa ki başta boş ve kaygı verici gelirdi. bakın şimdi sayıyorum nerden nereye zıpladığımı ahahah.
ilk denediğim şey kick boks olmuştu ve nefffret etmiştim gerçekten. haftada üç gün insanı öldüren bir deneyim. yemin ederim kendime söverek gidiyordum. sırf eldivenlere boşa para vermiş olmayayım diye devam etmiştim. yaklaşık 1,5 sene sürdü bu. sonra bıraktım. aradan yıllar geçtikten sonra, kilo alınca özlediğimi farkettim. ben geri başlayacağım dedim. parasızlıktan yine bırakmak zorunda kaldım ama 2023 senesinde birkaç ay yine uğraşmış oldum.
kick boks maceram bitince üniversite yıllarımda dağcılığa merak saldım. birkaç eğitime katıldım sonra ailemin sağlık sorunları, benimkiler derken bırakmak zorunda kaldım ama hayatta en keyif aldığım şeylerden birinin bu olduğunu keşfettim.
sonra resim kursuna başladım bi ara, o korkunçtu ya ahahah. o da eziyet gibiydi. yaklaşık 6 ay falan devam ettim sanırım, sonra bıraktım. resme de küstüm. sonra herhalde 2019 gibi geri başladım. geçtiğimiz son 2 yıl dijital, geleneksel deneyip durdum bişiler. farkındaysanız bunlar hep başarısızlık öyküleri. bu sene elime kalem almadım, örgüye sardım. ama en güzel kısım da bu. deneyim paletiniz genişledikçe, canınız istediğinde dönebileceğiniz sığınaklar da icat etmiş oluyorsunuz. bir şeye başladım diye sonsuza dek sürdürmek zorunda değilsiniz, bırakmak isteyişiniz de başarısızlık değil. amaç başarılı olmak değildi zaten, amaç keyifli vakit geçirmek ve deneyim kazanmaktı.
sonra bir ara bachata denedim. ben dans konusunda kabiliyetsizim bence ama baya keyifliydi yine de. o da yaklaşık 1 sene sürdü ama benim favorim değil. arada "yeniden başlasam mı ya" dediğim oluyor ama yani çılgın bir arzu da duymuyorum bu konuda.
şimdi de kaykay işte ahah. geldi korunak şeylerim (dizlik- dirseklik-bileklik).
ülkemizde hobi konusu bence garip algılanıyor. hobi dediğiniz şey aslında bir kursa gittiğiniz veya ille de bir şey ürettiğiniz bir şey olmak zorunda da değil. o yüzden edebiyat da hobiye dönüşebiliyor bazı insanlar için. bana göre "kitap okumak" hobi değildir ama edebiyatla "uğraşmak", denemek hobiye dönüştürebilir bunu.
hobi ille de para harcayarak edineceğiniz bir şey olmak zorunda değil yani. samimiyetle ilgilendiğiniz ve derinleşmek istediğiniz şeyler hobiye dönüşebilir. kimisi için lego yapmak olur, kimisi için dikiş dikmek, kimisi için seramik yapmak, kimisi için karakalem, kimisi için dil öğrenmek, kimisi için araştırmak, kimisi için yemek yapmak.
kuru fasulye nasıl pişiriliyor ya diye çıktığınız yolda birkaç sene sonra kendinizi bilmemne sosunda marine edilmiş bilmemne eti tarifi denerken buluyor da olabilirsiniz. benim kadar maymun iştahlı olmazsanız hobilerinizden kazanç elde etmenin yollarını da bulabilirsiniz.
o yüzden hem zihninizdeki seslere mola vermesini sağlaması, hem sizi atıl bir vaziyetten uzaklaştırma potansiyeli taşıması ve hem de hüsranla sonuçlansa bile size hayat içinde dönülebilecek deneyim limanları biriktirmesi nedeniyle depresyonla savaşta çok etkili olduğunu düşünüyorum hobi edinmenin.
devamını gör...