21.
şu başlığa usanmadan yazan bazı hemcinslerime lanet olsun.
doğuracak olan kişiyi ilgilendirir bu. doğru veya yanlış, gerekli ya da değil. kim nasıl doğurmak istiyorsa öyle doğurur...
ben de kadın olsaydım vajinal doğum yapamazdım korkumdan...
bu konuda kadınlarla tam olarak empati yapamam. kadınlar ne nasıl hissediyor bilemem. hamilelik psikolojisini ve yaklaşan doğum tarihinin yarattığı sıkıntıyı bilebilmem zor. belki de bir erkek olarak doğum olaylarını kafamda çok korkunç olarak canlandırıyorum. kadınlar bizim kadar korkmuyordur eminim. ama tercih söz konusuysa istediği gibi doğurma hürriyetine de sahiptir bu insanlar. zannetmiyorum ki sezaryen doğum yapan her kadın normal doğurmaktan ölümüne korktuğu için bunu tercih etmiş olsun. başka sebepler de olabilir. dediğim gibi kadınlar bizim kadar korkak değildir bu konuda. ben erkek kafamla düşününce çok korkunç geliyor. bu kafayla kadın olsaydım ayılıp bayılır şekerim düşerdi, fenalaşırdım. erkeklerin çoğu da böyle hissederdi.. kimse ahkam kesmesin.
yukarıda bir şey okudum çok fena oldum mesela. normal doğumda vajinaya kesi atılıyormuş... herhalde doğum daha rahat gerçekleşebilsin diye... bu çok fena bir şey oğlum. kadın olsaydım ben bunu asla istemezdim mesela..
evli olsam, eşim hamile olsa istemem ki eşimin cinsel organını katurt diye makas veya bıçakla kessinler.. yukarıdaki ablamız kiçük bir kesi olmadığını söylemiş bir de.. yemin ederim sabah sabah elim ayağım boşaldı üzüntüden ve korkudan... o ne öyle be.
doğuracak olan kişiyi ilgilendirir bu. doğru veya yanlış, gerekli ya da değil. kim nasıl doğurmak istiyorsa öyle doğurur...
ben de kadın olsaydım vajinal doğum yapamazdım korkumdan...
bu konuda kadınlarla tam olarak empati yapamam. kadınlar ne nasıl hissediyor bilemem. hamilelik psikolojisini ve yaklaşan doğum tarihinin yarattığı sıkıntıyı bilebilmem zor. belki de bir erkek olarak doğum olaylarını kafamda çok korkunç olarak canlandırıyorum. kadınlar bizim kadar korkmuyordur eminim. ama tercih söz konusuysa istediği gibi doğurma hürriyetine de sahiptir bu insanlar. zannetmiyorum ki sezaryen doğum yapan her kadın normal doğurmaktan ölümüne korktuğu için bunu tercih etmiş olsun. başka sebepler de olabilir. dediğim gibi kadınlar bizim kadar korkak değildir bu konuda. ben erkek kafamla düşününce çok korkunç geliyor. bu kafayla kadın olsaydım ayılıp bayılır şekerim düşerdi, fenalaşırdım. erkeklerin çoğu da böyle hissederdi.. kimse ahkam kesmesin.
yukarıda bir şey okudum çok fena oldum mesela. normal doğumda vajinaya kesi atılıyormuş... herhalde doğum daha rahat gerçekleşebilsin diye... bu çok fena bir şey oğlum. kadın olsaydım ben bunu asla istemezdim mesela..
evli olsam, eşim hamile olsa istemem ki eşimin cinsel organını katurt diye makas veya bıçakla kessinler.. yukarıdaki ablamız kiçük bir kesi olmadığını söylemiş bir de.. yemin ederim sabah sabah elim ayağım boşaldı üzüntüden ve korkudan... o ne öyle be.
devamını gör...
22.
bizim ülke tam bir okuduğunu anlamama, hatta belki de benim düşüncem doğru zaten neden okuyayım ki ülkesi.
bu açıklamada çocuğu veya annenin sağlığını düşünme gibi bir durum yok ortada, polyannacılık yapmayın. doğum oranı düştüğü için ne yapabiliriz derdindeler ve bunu da birbirinden talihsiz saçma sapan sözleriyle çözmeye çalışıyorlar. yok "eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz" yok "doğal olan normal doğum".
kimse hangisinin daha sağlıklı olduğuna karşı gelmiyor. bilimsel veriler varsa elbet kabul etmek düşer. ancak ülkemizde bir kadının veya çocuğun sağlığı sizler de takdir edersiniz ki en son düşünülen şeydir. kadın/çocuk cinayetleri, taciz/istismarları verileri bize bunu gösteriyor. kadınların ve çocukların sağlığı bu noktada düşünülse daha iyi olurdu, öldürülüyorlar ya hani. bir de salak saçma konuyu feministliğe getirmeyin, burada haksız ve absürt bir noktaya değinmek zaten empati duygusu olan her vatandaşın yapması gereken şeydir.
hamilelik süreci zaten çok zor bir süreç, yaşamadan bilebiliyorum bence biraz gözlem yeteneği, biraz empati, biraz da zekanız varsa zor değil. bu noktada hamilelerin psikolojisine ve kendi kararlarına saygılı olunmalı. ki zaten genelde devlet hastanelerinde ilk çocuklar "normal" doğum oluyor. annelere seçme şansı verilmiyor ki hangisi olacaksa duruma göre doktorlar söylüyor. hatta kadınların sağlığı ve daha az acı çekmesi için farklı bir doğum pozisyonu var lakin doktorlara rahat gelmediği için kadınlar yatarak doğuruyor. kadınların sağlığı düşünülüyorsa neden onlar için daha az acı verici ve daha sağlıklı pozisyonda doğum yaptırmıyorlar?
sözün özü, tepkinin aslında neye olduğunu anlamaya çalışın çünkü aksi komik duruyor.
bu açıklamada çocuğu veya annenin sağlığını düşünme gibi bir durum yok ortada, polyannacılık yapmayın. doğum oranı düştüğü için ne yapabiliriz derdindeler ve bunu da birbirinden talihsiz saçma sapan sözleriyle çözmeye çalışıyorlar. yok "eğer çocuğunuz yoksa aile olamıyorsunuz" yok "doğal olan normal doğum".
kimse hangisinin daha sağlıklı olduğuna karşı gelmiyor. bilimsel veriler varsa elbet kabul etmek düşer. ancak ülkemizde bir kadının veya çocuğun sağlığı sizler de takdir edersiniz ki en son düşünülen şeydir. kadın/çocuk cinayetleri, taciz/istismarları verileri bize bunu gösteriyor. kadınların ve çocukların sağlığı bu noktada düşünülse daha iyi olurdu, öldürülüyorlar ya hani. bir de salak saçma konuyu feministliğe getirmeyin, burada haksız ve absürt bir noktaya değinmek zaten empati duygusu olan her vatandaşın yapması gereken şeydir.
hamilelik süreci zaten çok zor bir süreç, yaşamadan bilebiliyorum bence biraz gözlem yeteneği, biraz empati, biraz da zekanız varsa zor değil. bu noktada hamilelerin psikolojisine ve kendi kararlarına saygılı olunmalı. ki zaten genelde devlet hastanelerinde ilk çocuklar "normal" doğum oluyor. annelere seçme şansı verilmiyor ki hangisi olacaksa duruma göre doktorlar söylüyor. hatta kadınların sağlığı ve daha az acı çekmesi için farklı bir doğum pozisyonu var lakin doktorlara rahat gelmediği için kadınlar yatarak doğuruyor. kadınların sağlığı düşünülüyorsa neden onlar için daha az acı verici ve daha sağlıklı pozisyonda doğum yaptırmıyorlar?
sözün özü, tepkinin aslında neye olduğunu anlamaya çalışın çünkü aksi komik duruyor.
devamını gör...
23.
şuna vajinal doğum demek neden bu kadar zor geliyor anlamıyorum. çok mu edeplisiniz diyeceğim ama küfrederken en argo halini ağzınızdan hiç düşürmüyorsunuz… doğumun normali anormali olmaz, ihtiyaca/ duruma göre hangi şekilde yapılacağına doktor ve anne tarafından karar verilir.
ayrıca kadının nasıl doğum yapacağı, nasıl giyineceği, toplum içinde nasıl davranacağı, hangi işlerde çalışıp çalışamayacağı gibi mevzular şu ülke gündeminden ne zaman kurtulacak acaba… kadının neyi nasıl yapacağı hakkında konuşmak yerine bu ülkenin nasıl gelişeceği meselesine odaklanabilsek belki çok başka yerlerde olurduk şu an.
ayrıca kadının nasıl doğum yapacağı, nasıl giyineceği, toplum içinde nasıl davranacağı, hangi işlerde çalışıp çalışamayacağı gibi mevzular şu ülke gündeminden ne zaman kurtulacak acaba… kadının neyi nasıl yapacağı hakkında konuşmak yerine bu ülkenin nasıl gelişeceği meselesine odaklanabilsek belki çok başka yerlerde olurduk şu an.
devamını gör...
24.
doğal olanı belirleme cemiyeti olarak futbol maçlarında gösterilecek yazıları hazırlayan reklam tabela ekibi. liyakat desen var.
şimdi arkadaşlar elinize geçen argümana bir bakın, şöyle sağına soluna, tersine düzüne, bu hangi düzeneğe oturacak, neresi yontulup hangi başka makinelere aparat haline getiriliyor, bir bakın. göz ve görüntünün iletildiği bir adet sinir sistemi gerekiyor. bakın yani.
biz hastanede uygulanacak yönteme karar vericiler miyiz? sağlık personeli miyiz? sağlık personeli olmayanların doğum yöntemini belirlemede ne kadar iradesi var bir bakın, inceleyin bence. bu pankartı stadyumda kime gösteriyorsunuz? kar etsin diye sezayen doğuma yönlendiren özel hastane patronlarına mı? gece uykusu kaçmasın diye randevu ile 8 ay önceden sezaryene teşvik eden hekime mi? yoksa ezici çoğunlukla bebeğinin sağlığı için en iyisini isteyen annelere mi? ne kadar zengin olursan ol gidip vajinal doğuruyordun eskiden. çünkü hekim ne derse o. komplikasyon gelişirse de bebek ve anne ölümleri de ona göre oluyordu. tamam ülkemizde dünya ortalamasının üzerinde bu oran, ama neden yahu? neden diye sormadan stadyumda pankart kaldırarak neye taraf oluyorsunuz? mesajın vericisi, taşıyıcısı, alıcısı (futbol alanı)erkek. ne hekim, ne kadın. bu mesaj nedir diye bir sorgulayın. son 30 yıldır ne değişti de -bugün- sezaryen soruna dönüştü. sgk hastaneleri de dahil ödenekleri kendilerine yontmak için insanları ameliyat ediyorlar. uzman hekim olabilmek için eksik ameliyat sayısını tamamlamak için hiç ihtiyaç duymadığımız halde annem ve beni 2 gün arayla (kulak ve bademcik) ameliyat ettiler. artık hangi paralar sgk'dan nerelere uçuruldu bilemiyorum. bizim o kadar tesir ve irademiz olsaydı olmazdık bu ameliyatları. hekim olacaksın, gerekli dedi. olduk. demek ki bu sezaryen konusunda da söz sahibi olan %100 anne adayı değil. hekim bu işin uzmanı diye ona güveniliyor demek ki. burada sorun kadınların canım çilek çekti der gibi sezaryen aşerdiğini iddia etmek. bu bir tıbbi operasyon, cerrahinin alanı, buna kadın şımarıklığı karar vermiyor. her zaman olduğu gibi buna da sermaye karar veriyor. stadyumlarda pankart açacaksanız, para için sağlığınızı harcayanlara açın. kapitalizme köle doğurtmak için çırpınanların daha da zenginleşmeşi için uşaklık etmeyin.
şimdi arkadaşlar elinize geçen argümana bir bakın, şöyle sağına soluna, tersine düzüne, bu hangi düzeneğe oturacak, neresi yontulup hangi başka makinelere aparat haline getiriliyor, bir bakın. göz ve görüntünün iletildiği bir adet sinir sistemi gerekiyor. bakın yani.
biz hastanede uygulanacak yönteme karar vericiler miyiz? sağlık personeli miyiz? sağlık personeli olmayanların doğum yöntemini belirlemede ne kadar iradesi var bir bakın, inceleyin bence. bu pankartı stadyumda kime gösteriyorsunuz? kar etsin diye sezayen doğuma yönlendiren özel hastane patronlarına mı? gece uykusu kaçmasın diye randevu ile 8 ay önceden sezaryene teşvik eden hekime mi? yoksa ezici çoğunlukla bebeğinin sağlığı için en iyisini isteyen annelere mi? ne kadar zengin olursan ol gidip vajinal doğuruyordun eskiden. çünkü hekim ne derse o. komplikasyon gelişirse de bebek ve anne ölümleri de ona göre oluyordu. tamam ülkemizde dünya ortalamasının üzerinde bu oran, ama neden yahu? neden diye sormadan stadyumda pankart kaldırarak neye taraf oluyorsunuz? mesajın vericisi, taşıyıcısı, alıcısı (futbol alanı)erkek. ne hekim, ne kadın. bu mesaj nedir diye bir sorgulayın. son 30 yıldır ne değişti de -bugün- sezaryen soruna dönüştü. sgk hastaneleri de dahil ödenekleri kendilerine yontmak için insanları ameliyat ediyorlar. uzman hekim olabilmek için eksik ameliyat sayısını tamamlamak için hiç ihtiyaç duymadığımız halde annem ve beni 2 gün arayla (kulak ve bademcik) ameliyat ettiler. artık hangi paralar sgk'dan nerelere uçuruldu bilemiyorum. bizim o kadar tesir ve irademiz olsaydı olmazdık bu ameliyatları. hekim olacaksın, gerekli dedi. olduk. demek ki bu sezaryen konusunda da söz sahibi olan %100 anne adayı değil. hekim bu işin uzmanı diye ona güveniliyor demek ki. burada sorun kadınların canım çilek çekti der gibi sezaryen aşerdiğini iddia etmek. bu bir tıbbi operasyon, cerrahinin alanı, buna kadın şımarıklığı karar vermiyor. her zaman olduğu gibi buna da sermaye karar veriyor. stadyumlarda pankart açacaksanız, para için sağlığınızı harcayanlara açın. kapitalizme köle doğurtmak için çırpınanların daha da zenginleşmeşi için uşaklık etmeyin.
devamını gör...
25.
#3548509
bu doğurganlığı arttırmak için yapılan bir şeymiş. doğum oranlarının düştüğü her yerde devlet teşvik eder zaten. kimse sizin başınıza silah dayamıyor doğurun diye.
.
devletin bunun teşvik etmemesi gerekir işte. çünkü bu iktidarın yorum yapabileceği bir şey değil. aynı iktidarın senin malafatın hakkında yorum yapamayacağı gibi. çünkü naziler, down sendromlu çocukları öldürürken de benzer şeyleri savunuyordu. bunun "kaynak israfı" olduğunu ve gelecek nesillerin "daha sağlıklı" yetişeceğini savunuyordu.
evet, kimse kimseye silah dayanmıyor, henüz. taviz tavizi getirir. bu "çark"ta yarın bunun olmayacağını, "üreme kabinleri"nin kurulmaycağının garantisini maalesef hiç kimse veremez. (özellikle abartarak anlatıyorum ki empatimin nereden yola çıktığını vurgulamış olayım)
ayrıca, her insan belli bir akla sahip. eğer kadın, devletinin ve milletinin rahatını, kendi rahatından çok düşünüyor ve "fanatik" olarak destekliyorsa "ben doktorun ve kocamın önünde sıçmaktan rahatsız değilim, atın benim neşterimi" diyip vajinal doğum da yapabilir. bunun önünde gerçekten hiçbir engel yok.
ama
herhangi bir erkek çıkıp da kadın vücudu hakkında "şu şöyle, bu da böyle olmalıdır" dediğinde kadınlar buna karşı çıkmak "zorunda" çünkü taviz tavizi doğurur ve bunun sınırının nerede olduğunu tavizi veren de, alan da bilemez.
kadın, istese de istemese de politik ve ideolojik bir varlıktır.
teşbihte hata olmasın lütfen, ama en son şunu diyerek bitirmek isterim. adım gibi eminim, kadınlara oy hakkı ilk verildiğinde de muhalif olan çok oldu.
saygılar
not: bu yazı, tamamen politik açıdan yazılmıştır. tıbbi açıdan görülebilecek çelişkiler tamamen mümkün; ve önemsizdir
bu doğurganlığı arttırmak için yapılan bir şeymiş. doğum oranlarının düştüğü her yerde devlet teşvik eder zaten. kimse sizin başınıza silah dayamıyor doğurun diye.
.
devletin bunun teşvik etmemesi gerekir işte. çünkü bu iktidarın yorum yapabileceği bir şey değil. aynı iktidarın senin malafatın hakkında yorum yapamayacağı gibi. çünkü naziler, down sendromlu çocukları öldürürken de benzer şeyleri savunuyordu. bunun "kaynak israfı" olduğunu ve gelecek nesillerin "daha sağlıklı" yetişeceğini savunuyordu.
evet, kimse kimseye silah dayanmıyor, henüz. taviz tavizi getirir. bu "çark"ta yarın bunun olmayacağını, "üreme kabinleri"nin kurulmaycağının garantisini maalesef hiç kimse veremez. (özellikle abartarak anlatıyorum ki empatimin nereden yola çıktığını vurgulamış olayım)
ayrıca, her insan belli bir akla sahip. eğer kadın, devletinin ve milletinin rahatını, kendi rahatından çok düşünüyor ve "fanatik" olarak destekliyorsa "ben doktorun ve kocamın önünde sıçmaktan rahatsız değilim, atın benim neşterimi" diyip vajinal doğum da yapabilir. bunun önünde gerçekten hiçbir engel yok.
ama
herhangi bir erkek çıkıp da kadın vücudu hakkında "şu şöyle, bu da böyle olmalıdır" dediğinde kadınlar buna karşı çıkmak "zorunda" çünkü taviz tavizi doğurur ve bunun sınırının nerede olduğunu tavizi veren de, alan da bilemez.
kadın, istese de istemese de politik ve ideolojik bir varlıktır.
teşbihte hata olmasın lütfen, ama en son şunu diyerek bitirmek isterim. adım gibi eminim, kadınlara oy hakkı ilk verildiğinde de muhalif olan çok oldu.
saygılar
not: bu yazı, tamamen politik açıdan yazılmıştır. tıbbi açıdan görülebilecek çelişkiler tamamen mümkün; ve önemsizdir
devamını gör...
26.
normal doğumdaki normal kelimesi "olması gereken, zıddı anomali olan"dan ziyade "genellikle rastlanan, sık görülen" gibi bir anlamda. bu ne demek, sezaryen doğum anormal değil demek. tercih de değildir ayrıca, bebeğin/annenin durumu sebebiyle vajinal/normal doğumun gerçekleşemediği anlarda mecburen uygulanan bir kurtarma operasyonudur; çocukla birlikte daha ziyade anneyi kurtarma operasyonudur hatta çünkü normal doğum esnasında bir aksilik olduğunda annenin vücudu bebeği değil kendini riske atar, eskiden gerçekleşen sıkıntılı doğumlarda da ya hem anne hem bebek ya salt anne ölürdü zaten.
devamını gör...
27.
kraldan ferman duyurulur. topuk kanı dır doğum şeklidir. bunlara siz karar vermezsiniz bu bir beka meselesidir. öyle olacak diyorsam öyle dir.
devamını gör...
28.
toplum ya da devlet ya da adına ne derseniz , hegemon deyin mesela , bir kalip belirliyor , bazen bir davranis kalibi bazen bilimle ilgili bir durum bazen de bir sanat akimi vd.. deniliyor ki normal olan bu ben bunu böyle belirledim ve siz de bunu normal ve olmasi gereken olarak bilecek ve kabul edeceksiniz . peki doğum özelinde sorsak ve desek ki , normal doğum mümkün değilse ve anne ile bebeğin hayati tehlikeye girecek , burada normalin bir önemi kalir mi? önemli olan hayatin kendisi değil mi? neden bu tip tabular belirliyoruz neden hayata ve seçimlere saygi duymuyoruz? hayrete gark eden durumlar sadece bizde mi merak ediyorum!
devamını gör...