döngü

ingilizce loop kelimesinin türkçesidir.
garip bir şekilde başlık daha önce açılmış fakat girilmiş tanımlar silinmiş yazıyordu arattığımda.
daha çok stres oldum tabi. ne yazacağım lan döngüyle ilgili. uzun zamandır kafamı kurcalayan bir kelime çünkü. hani ayın döngülerinden bahsetmiyorum.
ingilizce şu tanıma denk geliyorsunuz.
a structure, series, or process, the end of which is connected to the beginning.
yani sonunun başlangıcına bağlı olduğu strüktürler, seriler ya da işlemlere denir.
ne demek lan sonunun başlangıcına bağlı olduğu?
aklıma direkt çeşitli platformlarda döngüsel olayları işleyen diziler geliyor.
yani başı sonunu doğuran ama sonu da başını doğuran. tam kapalı çember olaylar.
kaçış yok yani. hatta ileri gidersek tümüyle kaderci bir perspektif mi döngü?
öf! bilenler yazsın. benden bu kadar.

olayların veya maddelerin her seferinde aynı yolu çizip aynı sonda buluşması ve son denilen noktanın, başlangıça neden olması durumu. bir çeşit tekrar ve yeniden doğma olayı da denebilir.

başlangıç aynı olduğu için son aynı olur, son aynı olduğu için de başlangıç..

edit: döngü içerisindeki her adım/olay bir sonraki adım/olayın nedenidir. * bu nedenle herhangi bir noktada yaşanacak değişim, tüm döngüyü değiştirebilir.

tubenin en sevdiğim özelliği... alıyorum döngüye...
maşuk onun belasıdır, maşuk onun belasıdır... çatar gider, çatar gider...

hep aynı duvarlara çarptığın için yaralanıyorsan, ben nasılsa biliyorum bu duvarları diye kendinden emin şekilde çarpıyorsan hatta, sen de döngüdesin. bu düşünceyi kırmadan, gereken duvarları yıkmadan, aynı yerlerden yara almayı bırakmadan da bu döngüden çıkamayacaksın. bu döngüden çıkmadan da yaşadığını hissedemeyecek belki sürekli belki bazı anlarda 'keşke'lere başvuracaksın. duvarları bilmen, yaralandığını görmen döngüden çıkmanı sağlayan şeyler değil tek başına ancak epey yardımcı da olacaktır sana. yine de farkındalıklarımız tek başına yetersizdir. kendi adıma düşünüyorum belki 6-7 yıl büyük bir farkındalık içerisinde olduğumu düşünmüştüm. meğer henüz kendimi döngüme hapsetme halindeymişim. belki bir yıldır kısmen kırdım bunu diyebilirim ki tam manasıyla yaptığımı düşünmüyorum. belki de tam bir kırma hali yoktur, bilmiyorum.
bir de çok fazla döngü var insan hayatında ancak esaslı bir iki tanesini kırmak gerekiyor ki diğerleriyle ilgilenmeye fırsat bulasın. daha doğru ifade edecek olursam, hayatın içerisinde kendin olarak bulunmak, kendinle yüzleşmek ve tanışmak için esaslı olanlar ardındaki esas 'sen'e doğru yürümek gerekli.
döngü en kolayı, hüzün en kolayı. insan acı çekince en doğrusunu yaptığını sanıyor ancak en zarar vereni en doğrusu değildir. en zoru asıl sen ile yüzleşmek, kafanda büyüttüğün sen ile farkını, yerdiğin senden uzak halini tanımaktır. yıllarca haksızlık yaptığın esas kişi senden hesap soracak diye çekinmektir. benim esas kişiliğim hesap sormanın yersizliğini bilen birisi çıktı, denemek lazım.

kırmak zor. haykırmak zor.