1.
youtube'da kadın ve erkek ilişkilerini, kadın hipergamisini, alfa ve beta erkek davranışlarını anlatan ve kendine dr. redpill diyen kişi. (gerçek bir doktor bu arada)
ilk başta bazı söylemleri genellikle feminist ve toplum tarafından betalaştırılmış erkekler tarafından bu nediooo yhaa erilll gibi tepkilere maruz kalabilir, fakat videolarındaki mantığı anlarsanız aslında kadını yermek gibi bir amacı yok, sadece insanın doğasını anlatıyor. son zamanlarda 600 videosundan (bir çoğu 1 saat olan) sadece 10 saniyelik kesitleri alıp kendisini linç etmeye çalışan feminazi kişilikler olsa da anlattıklarının neredeyse hepsi maalesef insan doğasının gerçekleri.
edit : söylediklerinin birçoğu rollo tomasi'nin analizlerinden alıntıdır, kendi fikirleri olduğunu pek sanmıyorum, kendisi de belirtiyor zaten bunu. ayrıca ilk başlarda ben bu işi para için yapmıyorum vs diye klasik bir başlangıç yapsa da youtube üyeliğini 40 tlden açmış ve üyelere özel olan bölüme çok fazla içerik yüklüyor herkese açık olan kısıma nadir yüklemeler yapıyor. yakında kitap çıkarıp satar 100 tlye hahah. ve kabilem vs gibi laflar kullanıyor, kendini kabile reisi sanıyor galiba, üyelik alanlara veya bağış yapanlara farklı hitaplarda bulunuyor. birazcık egosu şişmiş. ilk videolarına nazaran son videolarında aşırı bir narsistlik görüyorum. ayrıca kabilem ne abi ya doktorsun falan eyvallah saygım var da kabile ne bunu yazınca da yorumlarımı siliyorlar. ne farkınız kaldı şu kendine feminist diyen saçma örgütlerden.
ilk başta bazı söylemleri genellikle feminist ve toplum tarafından betalaştırılmış erkekler tarafından bu nediooo yhaa erilll gibi tepkilere maruz kalabilir, fakat videolarındaki mantığı anlarsanız aslında kadını yermek gibi bir amacı yok, sadece insanın doğasını anlatıyor. son zamanlarda 600 videosundan (bir çoğu 1 saat olan) sadece 10 saniyelik kesitleri alıp kendisini linç etmeye çalışan feminazi kişilikler olsa da anlattıklarının neredeyse hepsi maalesef insan doğasının gerçekleri.
edit : söylediklerinin birçoğu rollo tomasi'nin analizlerinden alıntıdır, kendi fikirleri olduğunu pek sanmıyorum, kendisi de belirtiyor zaten bunu. ayrıca ilk başlarda ben bu işi para için yapmıyorum vs diye klasik bir başlangıç yapsa da youtube üyeliğini 40 tlden açmış ve üyelere özel olan bölüme çok fazla içerik yüklüyor herkese açık olan kısıma nadir yüklemeler yapıyor. yakında kitap çıkarıp satar 100 tlye hahah. ve kabilem vs gibi laflar kullanıyor, kendini kabile reisi sanıyor galiba, üyelik alanlara veya bağış yapanlara farklı hitaplarda bulunuyor. birazcık egosu şişmiş. ilk videolarına nazaran son videolarında aşırı bir narsistlik görüyorum. ayrıca kabilem ne abi ya doktorsun falan eyvallah saygım var da kabile ne bunu yazınca da yorumlarımı siliyorlar. ne farkınız kaldı şu kendine feminist diyen saçma örgütlerden.
devamını gör...
2.
adam kadın ve erkek ilişkilerini öyle güzel analiz etmiş ki(!). tek sorun kaç yaşına gelmiş, mabadı kadayıf tepsisine dönmüş olmasına rağmen istediği kadını bir türlü hayatına sokamamış olması. bu yaşta bir ibişin "ben erkeğim evde kadın istiyorum" diye beyanat vermesi hala bulamadım anlamını taşıyor. madem her şeyi çözdün nasıl oldu da hala yalnızsın. bunun peşinden giden genç incel'lerin de hayatında eline kadın eli değmeyecek. fuhuş sektörü olmasa bakir ölecek dingiller, kadına bok atıyor. aynen devam.
yalnızlığının kusurunu kendinde değil karşı tarafta arayan hastalıklı ruhlar bunlar.
kadınlarla sağlıklı ilişki kuran, bunu yürüten erkeklere de beta diyerek b.k atıyorlar. şaka gibi.
yalnızlığının kusurunu kendinde değil karşı tarafta arayan hastalıklı ruhlar bunlar.
kadınlarla sağlıklı ilişki kuran, bunu yürüten erkeklere de beta diyerek b.k atıyorlar. şaka gibi.
devamını gör...
3.
adama saygı duymak için tek başına yeterli bir sebep söyleyeyim. bu adam doktor, branşı plastik cerrah ve müşterilerinin-hastalarının çoğunlukla kadınlar olduğunu tahmin ediyorum.
gerçeklerle yüzleşmek istemeyen kadinlari çıldırtan bu felsefeyi, adam, anonim olmak bir yana, adı sanı telefonu, iş yeri tüm bigileri açık bir halde anlatıyor. linç yerim, müşteri kaybederim vs vs bunları sallamadan bu işlere girmesi cesaret ister. hatta şöyle soyleyeyim tşk ister ki bu abide nerden baksan on kilo vardır.
videoları çok uzun olduğu için çok fazla videosunu izleyemedim. trafikte iyi gidiyor, yol arkadasiyla sohbet ediyormuş gibi hissediyorum. o videolardan birinden rollo gibi bu işin duayenleriyle yüz yüze görüştüğünü söylüyor. bunu duyunca inanamadim, nerden buldun da kalkıp gittin de adamlar kabul etti de bu adamlarla görüştün abicim diye düşündüm.
trp ile 2016 da tanışan bir erkek olarak çok fazla yeni şey duyduğumu söyleyemem -belki ve hatta muhtemelen izlemedigim videolar arasında böyle seyler vardır- ama oğuz hocanin bunları direkt kaynağından okudugu için ve de yüksek seviye bir adam olduğu için bu işleri türkçe anlatan bir çok kişiden on adim yüz adım bin adım önde olduğunu düşünüyorum. anlatımı, aktarımı harika.
yaşına göre de bayağı fit ve dinç bu arada. o yaşlarda biz de umarım aynı formu koruyabiliriz.
uzun zaman üstüne edit: kendisi twitter'a düştü, yetmedi onedio'ya düştü mağara adamı ithamiyla birlikte. bunlar kanalın büyümesi için harika reklam oldu kendisine.
videolarının büyük cogunluğunu izledim, gerçekler maalesef acıdır bu adam çoğu konuda yüzde yüz haklı.
üslubu elestiri konusu yapılıyor, burası beyaz show değil, yayın çocuk yayını değil haliyle biraz erkekler arası sohbet havasında yayın yapıyor. ben anormal bir durum gormuyorum.
kendisinin de söylediği gibi sosyal medyada ancak oğuz hocaya kişisel saldırı yapabiliyorlar, ortaya koyulabilen karşıt fikir pek az.
ilişkilerinde sorun yaşayıp kendisine mesaj atan kişileri de cok doğru sekillerde gönlendiriyor. açın, oturun, izleyin. varsa aksi görüşünüz oturup konuşalım.
bir gün hedef tahtasina oturtulacaği belliydi, yine de tamamen açık kimliğiyle yazma cesaretini gösterdi. kendisini buradan saygıyla selamlıyorum. aynı şekilde ona saldıranlar da kimliğini açık etsin de kim neymiş görelim.
beyinsizce anamız baciniz edebiyatı yapan, takip edenlerine ezik, kadın görmemiş vs ithamlarda bulunanlara da gülüyorum.
gerçeklerle yüzleşmek istemeyen kadinlari çıldırtan bu felsefeyi, adam, anonim olmak bir yana, adı sanı telefonu, iş yeri tüm bigileri açık bir halde anlatıyor. linç yerim, müşteri kaybederim vs vs bunları sallamadan bu işlere girmesi cesaret ister. hatta şöyle soyleyeyim tşk ister ki bu abide nerden baksan on kilo vardır.
videoları çok uzun olduğu için çok fazla videosunu izleyemedim. trafikte iyi gidiyor, yol arkadasiyla sohbet ediyormuş gibi hissediyorum. o videolardan birinden rollo gibi bu işin duayenleriyle yüz yüze görüştüğünü söylüyor. bunu duyunca inanamadim, nerden buldun da kalkıp gittin de adamlar kabul etti de bu adamlarla görüştün abicim diye düşündüm.
trp ile 2016 da tanışan bir erkek olarak çok fazla yeni şey duyduğumu söyleyemem -belki ve hatta muhtemelen izlemedigim videolar arasında böyle seyler vardır- ama oğuz hocanin bunları direkt kaynağından okudugu için ve de yüksek seviye bir adam olduğu için bu işleri türkçe anlatan bir çok kişiden on adim yüz adım bin adım önde olduğunu düşünüyorum. anlatımı, aktarımı harika.
yaşına göre de bayağı fit ve dinç bu arada. o yaşlarda biz de umarım aynı formu koruyabiliriz.
uzun zaman üstüne edit: kendisi twitter'a düştü, yetmedi onedio'ya düştü mağara adamı ithamiyla birlikte. bunlar kanalın büyümesi için harika reklam oldu kendisine.
videolarının büyük cogunluğunu izledim, gerçekler maalesef acıdır bu adam çoğu konuda yüzde yüz haklı.
üslubu elestiri konusu yapılıyor, burası beyaz show değil, yayın çocuk yayını değil haliyle biraz erkekler arası sohbet havasında yayın yapıyor. ben anormal bir durum gormuyorum.
kendisinin de söylediği gibi sosyal medyada ancak oğuz hocaya kişisel saldırı yapabiliyorlar, ortaya koyulabilen karşıt fikir pek az.
ilişkilerinde sorun yaşayıp kendisine mesaj atan kişileri de cok doğru sekillerde gönlendiriyor. açın, oturun, izleyin. varsa aksi görüşünüz oturup konuşalım.
bir gün hedef tahtasina oturtulacaği belliydi, yine de tamamen açık kimliğiyle yazma cesaretini gösterdi. kendisini buradan saygıyla selamlıyorum. aynı şekilde ona saldıranlar da kimliğini açık etsin de kim neymiş görelim.
beyinsizce anamız baciniz edebiyatı yapan, takip edenlerine ezik, kadın görmemiş vs ithamlarda bulunanlara da gülüyorum.
devamını gör...
4.
çoğu tespiti doğru
devamını gör...
5.
adamın yaptığı tespit değil iç ses olmasıdır. bu adam bunları dile getirmeden 10 yıl evvelde ben söylediği şeylerin farkındaydım. amerikayı tekrar keşfetmeye gerek yok.
devamını gör...
6.
bana kazıklı maria'yı sevdiren adam.
devamını gör...
7.
dev çocuk egosu var, kendi girdiği havalar o kadar hoşuna gidiyo ki gülmekten kendi sözünü kesmek zorunda kalıyo.. ben böyle bi kamil görmedim.. zeki komik kadınlar böyle tiplerle fena tşk geçerler.. ezikliği şurdan da belli, mesela seks yapmak demiyo vurmak diyo vuruş falan diyo koca adam zannedersin ya.. "zaten öylesine vuran çok olur" falan diyo oğlum hahahahaha.. bi yerde diyo ki işte kıskanç olmayan beta erkekler alfaların çocuklarına bakıcılık yapmışlardır falan filan.. ama ifade şöyle bak, "alfanın düzdüğü ve spermini akıttığı kadının çocuğuna" bakıcılık yapmışlar, eğer bunu böyle ifade ediyosan en başta dediğim yere geliyo mevzu işte, alfa erkekliği falan bırak sen kendin çocuksun bi kere hiçbir yetişkin insan bu durumu ifade etmek için o kelimeleri seçmez.. ha zaten redpill falan bunlar saçmasapan şeyler ama bu adamın kendi hali tavrı komik, yazık..
devamını gör...
8.
kendisini izledikten sonra, sancağı kapıp edirnekapı surlarına doğru koşmak istedim.
devamını gör...
9.
tespitleri ve yorumlarının aksine, anlattıklarımdan çıkarttığım ders; sürekli olarak gelişime odaklanmak zorunda olduğumuz gerçeğidir. hayatımda hiçbir zümreyi aşağılamayı veya genellemeyi kendime yakıştıramam, kadınlar şöyledir, kadınlar böyledir denen ifadelerin de büyük bir kısmı boş laftan ibaret. elbette evrimsel bir takım özellikler taşıyoruz, önemli olan o özellikleri geliştirmek. aslında olay çok basit. adam erkeklere diyor ki; spor yapın güçlenin, çalışın para kazanın ve dolayısıyla bir title sahibi, bir statü sahibi olun, okuyun araştırın kültürlü insan olun. zaten toplumdaki herkes kendine biraz da olsa yatırım yapsa, çok daha iyi toplumsal ilişkiler kurabileceğiz, biraz kendimize karşı dürüst olmamız icap ediyor.
devamını gör...
10.
üyeliği işlevsel değil. 40 lira veriyorsun tüm videolara erişemiyorsun. 150 lira istiyor tüm videolar için.
yani bireysel olarak gerçekten sıkıntıda, darda değilseniz; soru sorma olayınız yoksa free devam edin.
yani bireysel olarak gerçekten sıkıntıda, darda değilseniz; soru sorma olayınız yoksa free devam edin.
devamını gör...
11.
videolarına "baylar selam ben dr. redpill" şeklinde başlayan estetik cerrah doçent doktor tahsin oğuz acertürk.
hazırladığı "içindeki betayı yok et" ve rollo tomasi'nin "rational male" kitabının açıklamalı seri videoları, kaç yüz liralara nerelerde bulabilirsiniz?
sırf meraktan en pahalı paketini alıp "lan acaba değiyor mu yoksa keriz mi silkeliyor bu herif?" diye bir göz attım. evet değer. benim için gerekli değil ama kafa olarak bir yerlere gelmek isteyen erkekler için bence az bile.
adam size bir hizmet satmıyor. bir hayat düsturu, felsefesi, hayata bakış ve duruş öğretiyor.
unutmayın bu özellikler ömrünüzün sonuna kadar sizinle gidecek.
ömrünüzü kadın götünde koşturarak, borderline'ların ağına düşerek, kadınların manipülasyonlarıyla, evlenince hayatınızın zehir olmasıyla, nafaaka ile, insan ilişkilerindeki yalanlar ile, bağımlılıklar ile, spordan uzaklık ile, hayatta dibi görmek ile, zorluklar ile vs vs. baş başa kaldığınız zaman "şimdi ne yapacağım?" ın cevabını veriyor ve öğretiyor aslında.
acı gerçekleri görmek veya yalan mutluklar ile ömrünüzün heba olmasını ( belki farkında bile olmadan) seyretmek sizin elinizde.
illa gidin üye olun demiyorum ama şunu diyebilirim. oğuz hoca boş sıkmıyor.
zaten kendisi de sizlere sunduğu şey çok basit ve net :
"sana sadece gerçeği vaadediyorum. daha fazlasını değil."
hazırladığı "içindeki betayı yok et" ve rollo tomasi'nin "rational male" kitabının açıklamalı seri videoları, kaç yüz liralara nerelerde bulabilirsiniz?
sırf meraktan en pahalı paketini alıp "lan acaba değiyor mu yoksa keriz mi silkeliyor bu herif?" diye bir göz attım. evet değer. benim için gerekli değil ama kafa olarak bir yerlere gelmek isteyen erkekler için bence az bile.
adam size bir hizmet satmıyor. bir hayat düsturu, felsefesi, hayata bakış ve duruş öğretiyor.
unutmayın bu özellikler ömrünüzün sonuna kadar sizinle gidecek.
ömrünüzü kadın götünde koşturarak, borderline'ların ağına düşerek, kadınların manipülasyonlarıyla, evlenince hayatınızın zehir olmasıyla, nafaaka ile, insan ilişkilerindeki yalanlar ile, bağımlılıklar ile, spordan uzaklık ile, hayatta dibi görmek ile, zorluklar ile vs vs. baş başa kaldığınız zaman "şimdi ne yapacağım?" ın cevabını veriyor ve öğretiyor aslında.
acı gerçekleri görmek veya yalan mutluklar ile ömrünüzün heba olmasını ( belki farkında bile olmadan) seyretmek sizin elinizde.
illa gidin üye olun demiyorum ama şunu diyebilirim. oğuz hoca boş sıkmıyor.
zaten kendisi de sizlere sunduğu şey çok basit ve net :
"sana sadece gerçeği vaadediyorum. daha fazlasını değil."
devamını gör...
12.
instagram'da ara ara keşfetime düşüyor ve gerçekten adamın haksız olduğu bir konuya denk gelmedim bu zamana kadar.
kendinize değer katmanız için ve gerçekten bazı şeylerin farkına varmak isteyenler için harika bir hesap. kadının kölesi olmayı tercih eden erkekler ve bir erkeği kendisine köle yapmak isteyenler adamın söylediklerinden hoşlanmayacaktır tabii.
kendinize değer katmanız için ve gerçekten bazı şeylerin farkına varmak isteyenler için harika bir hesap. kadının kölesi olmayı tercih eden erkekler ve bir erkeği kendisine köle yapmak isteyenler adamın söylediklerinden hoşlanmayacaktır tabii.
devamını gör...
13.
“baylar selam, ben dr. redpill” yazarak mukaddimesine göndermede bulunalım. patriarkayı savunuyor ama erkeklere “kadınlar” hakkında tavsiyelerde bulunma eyleminin başlı başına feminen bir davranış olduğunu fark edemiyor. şerh düşelim.
insan hayatını belli başlı formülasyonlar aracılığıyla düzenlemek mümkün değildir. böyle bir şeyin mümkün olabileceğine inanan faşistler geçtiğimiz yüzyılda dünyanın canına okudular. faşist sözcüğünü hakaret olarak kullanmıyorum, temel anlamıyla kullanıyorum. inşa ettikleri rejimleri “faşizm” mefhumuyla tarif edenleri kastediyorum. en çok bilinen mussolini’dir, malumunuz.
aristocu yaklaşımı eğip bükerek ( “zoon politikon” kavramı ışığında, elbette birçoğu sezgilerini önceleyerek ilerliyor) insan toplumlarıyla hayvanlar alemi arasındaki benzerliklere vurgu yapıp “çaresiz insanlara” belirgin veya gizil bir nefret söylemiyle saldıranları gözden kaçırmamak gerekiyor. antik yunan’daki kimi düşüncelerden sosyal darwinizme ve oradan da minarşizme uzanan bu hat, duygusal gelişim süreçleri akamete uğramış olan birtakım gençleri cezbediyor.
genel olarak, liberal savununun bir bölümü şöyledir: bir insan çaresiz kalmışsa, düşmüşse, çırpınıyorsa tüm bunlar düşük zekalı ve yeteneksiz olduğuna işaret eder, bu topluma adapte olamadıysa bir başka topluma adapte olabilirdi, demek ki bir şey yapamamış ve kaybetmiş, öyleyse elenecek. insan denen canlının yaşamını büyük ölçüde şekillendiren maddi ve sosyal sermayeyi, koşulları, çevresel faktörleri öteleyen veya görmezden gelen bir düşünme tarzının neticesidir. kolaycılık, aynılaştırma, indirgemecilik, vulgerizasyon günümüzde sıklıkla kullanılan enstrümanlardır.
bu noktada bir büyük sorunla daha karşılaşırız. insana bir “doğa” atama sorunu.
insanın bir “doğası” var mıdır?
kadim bir sorudur. islam dinine göre: insan eşrefi mahluktur yani yaratılmışların en şereflisidir. dolayısıyla evrimi, insan ve hayvan arasındaki ilişkileri, benzerlikleri baştan reddeder.
(ayrıca, islam’a göre insanın bir fıtratı vardır, fıtrat üzere var edilmiştir ve farkında olmasa bile doğduğunda müslümandır; fıtrat gereği, zamanla müslüman olduğunu hatırlar ve dini vecibelerini yerine getirmeye başlar).
hatta antropomorfik bir düşünce savunulur islam’da. pek çok hayvanın “insanlar onlardan istifade edebilsinler” diye yaratıldığı iddia edilir.
var olma sebepleri insanlardır buna göre.
hayvanın hayvan olarak değeri yoktur, yalnızca “insanlara” hizmet ettikleri için değer görürler. kimi etini, sütünü, derisini verdiği için kimi sıcaklığını, sevgisini, sevimliliğini sunduğu için, kimi seyahat etmesini sağladığı için…
felsefe tarihinde ise pek çok farklı yanıt verilmiştir bu soruya. insanın bir doğası olduğunu kabul ettiğiniz anda, bu “doğanın (natura’nın)” ne olduğuna ilişkin ikinci bir soru çıkar ortaya.
tektanrılı dinlerden birinin tarifini uyarlayabilirsiniz veya bunların dışına çıkıp kaçınılmaz olarak son derece öznel ve kapsayıcı bir açılım yapabilirsiniz.
ya da “doğa” ile kastedilenin açıkça kavranamayacağını, dinamik olduğunu, değişkenleri göz önünde tutarak incelemek gerektiğini iddia edebilirsiniz. ya da bunları tamamen reddedebilirsiniz.
bu “dr. redpill” müstear adıyla yayın yapan arkadaş da apriori olarak insanın doğası olduğunu varsayıyor (aslında o değil mentor olarak gördüğü rollo tomassi varsayıyor) ve varoluşun yalnızca bir bölümüyle ilintili, mekanik bir mahluka ihtiyaç duyan bir inanç sisteminden söz ediyor.
daima diriliği, gücü, dirayeti, mukâvim olmayı önemseyen fakat üzüntüyü, kederi, sıkıntıyı, acıyı yadsıyan bir anlayış. olumlanan şeylerin birtakım yöntemler aracılığıyla süreklilik kazanabileceğini öne sürüyor. bunun olanaksızlığını iyice idrak edebilmek için spinoza’ya ve dolayısıyla ethika’ya başvurmamız gerekiyor elbette. fluctuatio animi derken başka bir çok kavramın da yardımıyla insanın yapma, eyleme kudreti ve dirimselliği ile “sonsuzca kederlenmek” yani ölmek arasındaki dinamik süreci açıklıyordu bizlere, bıyık altından tebessüm ederek.
insan hayatını belli başlı formülasyonlar aracılığıyla düzenlemek mümkün değildir. böyle bir şeyin mümkün olabileceğine inanan faşistler geçtiğimiz yüzyılda dünyanın canına okudular. faşist sözcüğünü hakaret olarak kullanmıyorum, temel anlamıyla kullanıyorum. inşa ettikleri rejimleri “faşizm” mefhumuyla tarif edenleri kastediyorum. en çok bilinen mussolini’dir, malumunuz.
aristocu yaklaşımı eğip bükerek ( “zoon politikon” kavramı ışığında, elbette birçoğu sezgilerini önceleyerek ilerliyor) insan toplumlarıyla hayvanlar alemi arasındaki benzerliklere vurgu yapıp “çaresiz insanlara” belirgin veya gizil bir nefret söylemiyle saldıranları gözden kaçırmamak gerekiyor. antik yunan’daki kimi düşüncelerden sosyal darwinizme ve oradan da minarşizme uzanan bu hat, duygusal gelişim süreçleri akamete uğramış olan birtakım gençleri cezbediyor.
genel olarak, liberal savununun bir bölümü şöyledir: bir insan çaresiz kalmışsa, düşmüşse, çırpınıyorsa tüm bunlar düşük zekalı ve yeteneksiz olduğuna işaret eder, bu topluma adapte olamadıysa bir başka topluma adapte olabilirdi, demek ki bir şey yapamamış ve kaybetmiş, öyleyse elenecek. insan denen canlının yaşamını büyük ölçüde şekillendiren maddi ve sosyal sermayeyi, koşulları, çevresel faktörleri öteleyen veya görmezden gelen bir düşünme tarzının neticesidir. kolaycılık, aynılaştırma, indirgemecilik, vulgerizasyon günümüzde sıklıkla kullanılan enstrümanlardır.
bu noktada bir büyük sorunla daha karşılaşırız. insana bir “doğa” atama sorunu.
insanın bir “doğası” var mıdır?
kadim bir sorudur. islam dinine göre: insan eşrefi mahluktur yani yaratılmışların en şereflisidir. dolayısıyla evrimi, insan ve hayvan arasındaki ilişkileri, benzerlikleri baştan reddeder.
(ayrıca, islam’a göre insanın bir fıtratı vardır, fıtrat üzere var edilmiştir ve farkında olmasa bile doğduğunda müslümandır; fıtrat gereği, zamanla müslüman olduğunu hatırlar ve dini vecibelerini yerine getirmeye başlar).
hatta antropomorfik bir düşünce savunulur islam’da. pek çok hayvanın “insanlar onlardan istifade edebilsinler” diye yaratıldığı iddia edilir.
var olma sebepleri insanlardır buna göre.
hayvanın hayvan olarak değeri yoktur, yalnızca “insanlara” hizmet ettikleri için değer görürler. kimi etini, sütünü, derisini verdiği için kimi sıcaklığını, sevgisini, sevimliliğini sunduğu için, kimi seyahat etmesini sağladığı için…
felsefe tarihinde ise pek çok farklı yanıt verilmiştir bu soruya. insanın bir doğası olduğunu kabul ettiğiniz anda, bu “doğanın (natura’nın)” ne olduğuna ilişkin ikinci bir soru çıkar ortaya.
tektanrılı dinlerden birinin tarifini uyarlayabilirsiniz veya bunların dışına çıkıp kaçınılmaz olarak son derece öznel ve kapsayıcı bir açılım yapabilirsiniz.
ya da “doğa” ile kastedilenin açıkça kavranamayacağını, dinamik olduğunu, değişkenleri göz önünde tutarak incelemek gerektiğini iddia edebilirsiniz. ya da bunları tamamen reddedebilirsiniz.
bu “dr. redpill” müstear adıyla yayın yapan arkadaş da apriori olarak insanın doğası olduğunu varsayıyor (aslında o değil mentor olarak gördüğü rollo tomassi varsayıyor) ve varoluşun yalnızca bir bölümüyle ilintili, mekanik bir mahluka ihtiyaç duyan bir inanç sisteminden söz ediyor.
daima diriliği, gücü, dirayeti, mukâvim olmayı önemseyen fakat üzüntüyü, kederi, sıkıntıyı, acıyı yadsıyan bir anlayış. olumlanan şeylerin birtakım yöntemler aracılığıyla süreklilik kazanabileceğini öne sürüyor. bunun olanaksızlığını iyice idrak edebilmek için spinoza’ya ve dolayısıyla ethika’ya başvurmamız gerekiyor elbette. fluctuatio animi derken başka bir çok kavramın da yardımıyla insanın yapma, eyleme kudreti ve dirimselliği ile “sonsuzca kederlenmek” yani ölmek arasındaki dinamik süreci açıklıyordu bizlere, bıyık altından tebessüm ederek.
devamını gör...
14.
erkeklere yalan anlatıyor. yok kendinizi geliştirin geliştirebildiğiniz alanda falan filan. tipiniz , boyunuz ve paranız yoksa bir erkek olarak hiçsiniz. kadınlar size ezik muamelesi yapacak. ama bu beyefendiye göre tipsiz kısa boylu ve fakir de olsan kendini geliştirip para kazanabilirsen yalnız kalmazmışsın. bir de yt kanalında katil butonu var. para veren ucube tipler bile var.
devamını gör...
15.
zengin koca isteyen kadınlar maddiyatçı oluyor ama genç ve güzel kadın isteyen adamlar aşık oluyor nedense redpilcilere göre. genç güzel kadın istemek maddiyatçılık değil de nasıl aşk oluyor alasen.
daha mantıklı ve bilimsel konuşan kanallar arıyorsanız (bkz: godelian) diye bir genç var ve gerçekten onun çıkarımlarını çok beğeniyorum şahsen. redpill hakkında konuştuğu rollo tomassi ile ilgili bir videosu da var. psikoloji bilimi üzerine de konuştuğu çok güzel youtube yayınları var.
ayrıca madem evrimden bahsediyoruz, hemcinslerim, kadınlar lütfen bize değer veren, saygı duyan ve gerçekten bunu samimiyetle yapan (meriç değil)- beta ya da artık ne diye tabir ediyorlarsa - erkeklere pirim veriniz ki bu tipler azalarak bitsinler.
daha mantıklı ve bilimsel konuşan kanallar arıyorsanız (bkz: godelian) diye bir genç var ve gerçekten onun çıkarımlarını çok beğeniyorum şahsen. redpill hakkında konuştuğu rollo tomassi ile ilgili bir videosu da var. psikoloji bilimi üzerine de konuştuğu çok güzel youtube yayınları var.
ayrıca madem evrimden bahsediyoruz, hemcinslerim, kadınlar lütfen bize değer veren, saygı duyan ve gerçekten bunu samimiyetle yapan (meriç değil)- beta ya da artık ne diye tabir ediyorlarsa - erkeklere pirim veriniz ki bu tipler azalarak bitsinler.
devamını gör...
16.
bütün zırvalıklarını 1940 lardan kalma alpha male tezi üzerine kurmuş tipik yarıcahil.
doğada yaşayan hayvanlarda alfalık olmadığı ve bu tezi ortaya atan elemanın bir hayvanat bahçesinde bulunan esaret altındaki tek bir grup kurdu gözlemleyerek bu söylemi ortaya çıkardığı bilim çevreleri tarafından biliniyor. abi mağaradan çıkın, çağdaş bilimi takip edin biraz.
doğada yaşayan hayvanlarda alfalık olmadığı ve bu tezi ortaya atan elemanın bir hayvanat bahçesinde bulunan esaret altındaki tek bir grup kurdu gözlemleyerek bu söylemi ortaya çıkardığı bilim çevreleri tarafından biliniyor. abi mağaradan çıkın, çağdaş bilimi takip edin biraz.
devamını gör...
17.
bir iki defa şort videolarına denk geldim, tabip olduğu söyleniyor eğer öyleyse tabipler odasının çalışma ruhsatını iptal edip en fazla bizim mahallede aile hekimliği yapmasına izin vermesi gerek .
devamını gör...
18.
bu adam yeni moda her ideolog gibi iṣine gelen tekil örneklerden hayat kuralı benimsetmeye çalıṣıyor. arızalıyı seçme safsatasını propaganda için kullanıyor.
ama ṣu alfa erkek denilen terimin, "kurtlarda bu vardır, biz de kurt olalım" inancıyla ilgisi yok. kurtlarda alfa miti zamanla bir ṣehir efsanesine dönüṣtü ve baskın çıkan, istediğini kabul ettiren anlamında ingilizceye oradan bize yerleṣti. biyolojik geçerliliği nedeniyle değil, bu anlatmak istediği erkek tipini çağrıṣtırması nedeniyle kullanılıyor yani. çünkü insanlar arasında böyle bireyler var. ha dr. redpill "kurtlarda bu var" dedi mi bilmem.
ama ṣu alfa erkek denilen terimin, "kurtlarda bu vardır, biz de kurt olalım" inancıyla ilgisi yok. kurtlarda alfa miti zamanla bir ṣehir efsanesine dönüṣtü ve baskın çıkan, istediğini kabul ettiren anlamında ingilizceye oradan bize yerleṣti. biyolojik geçerliliği nedeniyle değil, bu anlatmak istediği erkek tipini çağrıṣtırması nedeniyle kullanılıyor yani. çünkü insanlar arasında böyle bireyler var. ha dr. redpill "kurtlarda bu var" dedi mi bilmem.
devamını gör...
19.
cebimde beş para yokken taş gibi kadınlarla takıldım. geçin bu işleri.
devamını gör...
20.
devamını gör...