düğün yapmak

ülkemizde tamamen 'elaleme' gösteriş amacıyla yapılan mide bulandıran eğlence türü.

pahalı eylem.

düğün demek tanımadığın bir yığın insanının gırtlakları patlayana kadar tıkınması akabinde çeşitli danslar ile tepinmesi ve yapmacık hayırlı olsunlar ile sona ermesidir.belki eskiden büyüklermizin ki muhtemelen daha samimidir ama onun yerine güzel bir balayı gezisi mevcut konjonktür de en mantıklısı bence. gürcistan ya da bulgaristan,romanya gibi doğu avrupa ülkeleri ya da uzak doğu düşünülebilir.

çoluk çocukla gelinip görmediğin sülaleni bir arada görebileceğin herkese yapmacık davranmak zorunda olduğun eylemdir. çok gösteriş seven insanlar bu durumu oldukça abartmaktadır. şahsi fikrim;sevdiğim insanla gezmek bana daha cazip geliyor. düğüne gerek yok.

şartlar umarım beni buna mecbur bırakmaz dediğim, kimilerine göre eğlence, bana göre kabusla eşdeğer olan, çalgılı çengili, geleneksel evlenme işi.

200 üzerinde düğün ve organizasyonda çekim yapmışımdır geçmiş yıllarda. artık yapmasam bile bıktım düğünlerden. düğün şarkısı duymak, gelin görmek midemi bulandırıyordu bir zaman sonra. bana göre düğün çiftin evlenir evlenmez kendi kendilerini uzun bir borca sokmaları ve milleti eğlendirmekten başka bir şey değil. ki ben bütün gün gelinle beraber dolaştığı için onunla diyaloğa bolca girip psikolojisini ölçebiliyorum. tüm gün üzerinde gerginlik, ya bir şey kötü giderse korkusu, tatlı bir telaş olmaktan çıkmış bir telaş, sanki evlenen kendi değilmiş gibi oluyor çoğu çift. zaten ileride düğün diye bir şey kalmayacak. kalacaksa da "çekirdek" aile ve yakın dostlar arasında naçizane sade küçük bir organizasyon. yok öyle "damadın dıdısının dıdısıda gelecek mi düğüne acaba, ne taktılar gördün mü, tüh kamera kayıtlarından izleriz yarın akşam." bu diyaloglar olmayacak artık.

bir de düğünlerin görünmeyen yüzleri var. alkol. bu işin perde arkasında çalışmış biri olarak çok kazaya şahit oldum. sözde " en mutlu gün" yatak odasında bitirmek isteyip hastane yatağında bitirenleri. çok gördüm düğün magandalarının verdiği zararları. en mutlu günlerini acılı günlere çevirenler çok. düğünler geleceğe ayak uyduramayacaklar bu bir gerçek. ki bence pandemi sonrası düğünler ne alemde olur fikrim yok ama pandeminin en patlak olduğu zaman bile düğün yapan bakın evlenen demiyorum düğün yapan insanlar olduğu sürece türkiye için düğün sektörü uzun süre var olacaktır. düğün sektörü içinde çalışan kimse kendine düğün yapmıyor buna bizzat şahit oldum. çünkü hepsi biliyor ne kadar gereksiz masraf olduğunu.

iki kere evlenip ikisinde de gereksiz bulduğum eylemdir. ilkinde sadece sevdiklerimle beraber mütevazi bir kutlama yapmıştım. ikincisi pandemiye denk geldiği için kot tişört kombinimin üstüne bir duvak geçirip iki şahitle sakince izdivacımı gerçekleştirdim. üçüncüsü olsa yine yapmam...

borca gireceksem, 3 saat tanıdığım, tanımadığım herkes göbek atsın diye ben evlenince zorluk çekeceksem neden düğün yapayım? her genç kızın hayali muhabbeti yalan, pişman olmayacağım ve düğün yapmadan da yeteri kadar anıya sahip olacağım. nedir bu düğün, ne kadar abartılıyor ya. ben sevdiğimle aynı evde yaşamak için, onu her gün görebilmek için, huzur içinde günlerimi geçirebilmek için evlenmek istiyorum. bu mutluluğumu da herkesle paylaşıyorum bir nikah ile. daha da fazlasına gerek yok zannımca. herkes göbeğini evde atsın.

(bkz: içi boş gelenekler)

hem maddi anlam da, hem evlenecek birisi olamadığından, şuan ve bu gidişle gecekte de mümkün olmayan şey.

akraba(çekirdek aile bu kategoride değil) çağırmıyorsan güzeldir. arkadaşlarınızla ve en sevdiklerinle giyinip partileme fikri hoşuma gidiyor. geleneksel düğünler, zarar ziyan.

unutulması gereken geleneklerden biridir.

eskidendi çok eskiden demiş ya sezen aksu.

(bkz: pandemi)

sizi seven sevmeyen insanlara çektiğiniz ziyafet düğünde haset kibir her duyhu vardır

hep derdim öyle bir şey olsaki şu düğün olayı ortadan kalksa ama böyle de değil be. gerçi düğün olayı ortadan kalkmadı ama bakalım bir dahaki virüse artık.

(bkz: öküz alırız o parayla)

saçma olay. bir de bunu abartıp kredi çekenler falan var. ne gereği var yahu ? nikah yapın geçin.*

hiç kimseyi memnun edemeyeceğin, herkesin bir kusur arayıp bulacağı, bikaç kişi göbek atacak diye dünya kadar para harcanan ve borca girilen gereksiz bir organizasyon yapmaktır.

efendim çok yanlış yorumlanan aktivitedir.

bu sıralar etrafta düğün yapmak yerine dünyayı turlamak fantezisine sahip çokça insan da bulunur.

yapmak doğrudur ya da yapmamak doğrudur demek yanlıştır, kişilerin kendi kararıdır ancak şu masraf, dünya turu konusuna müsadenizle değinmek istiyorum.

efendim bugün tahminimce bir evlilik en mütevazi haliyle ve en ucuz yoldan 140 bin tl’ye patlamaktadır düğün ile birlikte.
masraf kalemleri ise;
geline 100 gr altın* : 45 bin tl
geline takı seti ıvır zıvır tektaş falan : 15 bin tl*
gelinlik : 5 bin tl*
eşyalar : 50 bin tl*
kuaför ıvır zıvır falan : 5 bin tl*
orta halli bir salonda, yemeksiz bir düğün : 20 bin tl

şimdi siz diyorsunuz ki eli mi eğlendireceğim, bir nikah kıyar düğün yapmam dünyayı gezeyim. peki masrafları tekrar hesaplayalım.

geline 100 gr altın : 45 bin tl. (sen istemesen de adettir denecek, ailen isteyecek)
gelinlik : 5 bin tl(e nikahta gelinlik giymek isteyeceksin, çocukluğundan beri hayalini kuruyorsun)
kuaför ıvır zıvır : 5 bin tl ( e nikahta olsa kuaföre gideceksin, o gereksiz arkadaşlarını da getirip onların saçlarını da yaptıracaksın)
eşyalar : 50 bin tl (e dünyayı gezip gelince sokakta kalmayacaksın)
takı seti tektaş falan : 15 bin tl ( e düğün yapmasan da o gelinlik takısız mı olacak? hem adettir. tektaşla rüya gibi bir evlenme teklifi olmadan evlenemezsin sen)

bakalım masraflar ne oldu : 120 bin tl.

şimdi sen düğün yapmadın ya, sana kaldı 20 bin tl.
bu dolar/tl ya da euro/tl kurunda 20 bin tl ile dünyayı gezemezsin. gezersen bize de söyle nasıl yaptığını biz de gezelim.

he diyebilirsin ki benim ailem ve ben altın istemeyiz, onu istemeyiz bunu isteyemeyiz o parayla gezeriz. e onları istemezsen eğer, düğün yapsan da gezersin.

edit : hanım kızımızın “yihaaa düğün yapmıyoruz ama arkadaşlarımızla nikah sonrası bir after parti yapmayalım mı?” demesiyle 2 bin lira* da buradan eklemeyi unutmuşum.

insanların tüm hayatlarının birikimini sırf bunun için harcadığına daha sonra ise parasızlıktan doğan geçimsizlikten dolayı boşanmalarına denk gelmiş biri olarak söylüyorum. neden ya?

bir de sokak ortasında yapıp sakin ve serin yaz gecelerimizin tüm keyfini kaçıran iğrenç insanlar vardı ki hiç düşünmek dahi istemiyorum. pandeminin tek sevdiğim yönü bizi her açıdan temizliğe ulaştırması oldu :")