düğünlerdeki inanılmaz mantık hatası

düğünlerde gelinle damat dans ederken nikah masası çalıyor.

nikah masası ayrılık şarkısı ama düğünde çalıyor ilginç.

düğün yapmak başlı başına mantık hatası da o hatayı seve seve yapacaksınız söyleyeyim de. bekara karı boşamak kolay tabi.

"düğünlerin mantıklı olması gerektiğini kim söyledi ki denilecek" ifadedir. düğün tarihin en eski ritüellerindendir ve bir merasimdir. iki erkek arasındaki yani kızın babası ve damat arasında sosyal ve ekonomik ilişkiyi temin eder.(bkz: claude lévi-strauss) düğündeki bütün saçma şeyler aslında toplumdaki beraberliği sağlayan şeyler ve birçoğunun başka rolleri de var. mesela çeyiz, başlık parası gibi şeyler toplumda yeniden dağıtımı sağlıyor ve güven tesis ediyor. tabii günümüzde bu ritüellere ihtiyacımız yok ve zaten azalarak devam ediyor. alt sosyal sınıfların daha debdebeli düğünler, üst kesimin ise daha sakin düğünler yapmasını da anlattıklarıma kanıt olarak sayabiliriz. varsa cebinde paran toplumsal normlara uymak zorunda değilsin. not: marxist değilim

düğünlerin genel anlamda mantık hatası olduğuna inanıyorum ama en inanılmaz olanı kesinlikle düğün pastasının alkışlanması.. cansız, maket kocaman bir pasta geliyor ve ortalama 400 kişi bunu alkışlıyor. neden diye soruyor insan doğal olarak

iki kişi evleniyorsa niye diğer insanlar geliyor anlamadım.

aslında evliliğin iki amacı var: birincisi doğacak çocuğun kimden olduğunu belirlemek. yani nesebi n karışmasını engellemek. diğeri ise, evlenen kişilerin toplumun diğer fertlerine bizim seviştiğimiz kişiler bunlar o yüzden bunlar artık offline oldular demektir. evlilik bu sebeplerden ortaya çıkmıştır. o yüzden evlilik gayet tabiki toplumsal bir muessesidir. evlenenden çok evlenmeyeni ilgilendirir.

he ama benim evliliğimde 8 kişi toplandık imzaları attık, bir yerde yemek yedik sonra ben eve gidip football manager oynadım. *

düğün yapmak? bence o düğün parasıyla varsa hayallerini gerçekleştirebilirler veya dünyayı gezebilirler de. düğün saçmalığı yerine başka şeyler de yapılabilir diye düşünüyorum. zaten düğünleri oldum olası sevmem...

valla o takılan takılar olduktan sonra ben mantık filan aramam.

pipisi kolum kadar olmuş 13-14 yaşındaki erkek çocuğuna para gelsin diye sünnet düğünü yapan insanlar gördü bu gözler.

"ben bugün yarimden ayrı düşeli her günüm bir yıla döndü gidiyor.." türküsüyle delicesine oynamak.
dertten deliriyorum ama eğlenmeye de ihtiyacım var der gibi :)

heranı sırf kendi sosyal medyasına koymak için çeken konuklar. o değil aklıma çindeki efsane düğün geldi damadın kendisini eniştesiyle(oğlum o senin baldızın baldızın) aldatan kadının sex tapeni düğünde yayınlaması. bilmeyenler için; gelinin aldatma videosu

kutlama sahiplerinin gergin, misafirlerin ise rahat olması. kimse gergin olmasın tabi de ben niçin kutladığım mevcut vaziyetimde sinir stres sahibi olmalıyım diye düşünmeli organizasyona konu olan insan.
insanları mutlu gününe mi davet ediyorsun yoksa ağırlama telaşına mı giriyorsun belli değil. manasız bir koşuşturmaca.

sadece birkaç saat için, en uyduruk kıytırık düğün salonuna temizinden 60.000 tl bayılmak. ayak parmaklarım kadar önemsemediğim insanların gönlünü eğlemek için cebimden bir kuruş bile para çıksın istemem şahsen.

anadolu'da kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez mantığıyla yapılan iki yüzlü, vıcık törenlerdir. hele o zavallı köylülerin altın, takı entrikaları, "o ne taktı, ben ona ne takmıştım" görgüsüzlükleri apayrı ve upuzun bir konudur.
bu günkü yapılış biçimiyle tamamen zıvanadan çıkmıştır.

ben düğün yapmadan evlendim. kafam hep rahat oldu. iki oğluma da tavsiyem dar bir davetli gruba, klasik ya da jazz müziği eşliğinde iyi bir şeften yemek verilmeyecek ise, bu düğün işlerine hiç bulaşmamaları yönündedir.

iki kişinin legal olarak sevişecek olmasının kutlanmasından daha mantıklı bir sebep göremiyorum.

normalde o adamı eve alsam karşı komşu hayriye teyze dedikodu yapacak. adamın tapusunu alıp eve alıyorum hayriye’de tık yok. nooldu hayriye.

kadın kadına dans edilebilirken, erkek erkeğe edilememesi.