eğitimsiz biri ile aynı parayı alacaksam neden okudum

şu olayı mazur görenler var ya, cidden pes. yani adam diyor ki; ilkokul mezunu bir çayçı ile, üniversite mezunu olup, kasiyer olan birisinin asgari ücret alması gayet doğal.

evet, insanın kendisi geliştirmesi de önemli ama burada konu bu mu ??.

iktidar öyle bir hale getirdi ki ülkeyi, kendisine muhalif diyenler bile akp'nin algısının esiri oldu. resmen akp'ye hizmet eden beyinlerinin farkında değiller.

akp tam da bunu istedi. eğitimin yok sayılacağı, eğitimsizlerin el üzerinde olacağı bir sistem.

kendisini geliştiren bir üniversite mezunu olsanız da, asgari ücret artık resmen genel ücret oldu. ekonomi rezalet olunca da, bir üniversite mezunu ister istemez ya kasiyer oluyor ya da ne bileyim bölümüne uygun yere giriyor ama yine asgari ücret alıyor.

bu kişi 4 sene üniversite okumuş, kendisini geliştirmiş, gelecek adına bir umutla dirsek çürütmüş ama hakkı asgari ücret.
diğer tarafta gelecek planı olmayan, kendisini geliştirmeyen, vizyonu olmayan ve ilkokulu bitirip senle aynı maaşı alan birisi.

böyle bir sistemde kimse okumaz. herkes eğitimsiz ve vasıfsız eleman olarak doğar. bunu kabul etmeyenler yurt dışına gider. evet, ne var bunda dediğiniz sistem bu işte.

not: bende 2 üniversite bitirdim. yıllarca yöneticilik yaptım. şu an işsizim. ben bunca sene niye okudum ??. ben bunca sene tırnağımla kazıyıp niye bir noktaya geldim. niye bu kadar kariyer kastım ??. işsiz olmak için mi yoksa vasıfsız bir işçi ile aynı maaşı almak için mi ??.

insanları ayırt etmem ve aşağılamam sonuçta herkesin standardı eşit değil ama haklı olunduğunu düşündüğüm durum.

insanlar o üniversite denilen büyük yapının kapısından içeri girebilmek için hayatını harcıyor.
yaşadığı- yaşatılan( aile ve çevre) psikolojik baskıda cabası..

günümüzde bir çok özel üniversite açıldı herkes artık öyle böyle lisans mezunu oluyor ama özellikle bu tavırı yüksek lisans ve doktora yapmış insanlarda daha da haklı buluyorum.. yüksek lisans ve doktora tezi demek..

sırf bence o tez için verilen emeğe , yapılan araştırmaya yüksek maaş bağlanmalı..size bildiğiniz kitap yazdırıyorlar.. hele doktorada.. üstelik danışmanın ağız kokusunu çek, 50 kere o tezi düzelt, jüriye çık vs vs..

bence sırf bu onaylanan tezlerin hatırına, eğitime harcanan yılların hatrına… yüksek lisans ve doktora demek resmen yıllarını+ hayatını eğitime harcamak demek.. insanlar 4 yıl lisansı zor okuyor.. üstüne + 5.5 yıl daha okuyorsun.. ömür ömür resmen..

insanlar sosyal hayatından belki aile hayatından kısıp, bunu geciktirip bu eğitimleri alıyorlar.


kesinlikle evet maaş statüsünün farklı olması gerekiyor.

üniversiteyi çok yanlış anlamış bir yazar beyanıdır. çok para kazanmak istiyorsan neden üniversite okuyorsun ki ?

okumasaydın.

ben de buna tutuluyorum arkadaş, liseye devam eder gibi üniversiteye devam ediyorsun hiçbi vasfın yok kazandığın bölüm saçma sapan bi bölüm 4 sene ananın babanın parasını ölü yatırım yaptırıyorsun sonra da vay efendim okumayanla aynı parayı alacaksam neden okudum aynen kanka yozgat’ta su ürünleri mühendisliği okudun diye bütün kapılar sana sonuna kadar açılacak.

okumayıp kafasını çalıştırıp iş kuran, ya da yaptığı iş her ne ise onu elinden gelenin en iyisi olacak şekilde yapan kişi bu kafasızlardan fazla kazanma hakkı var. çünkü bu cümleyi kurabilen insanda kafa yoktur 4 yıl bir üniversiteye bağlı binaya girip çıktı diye gerçekten yetenekli insanlardan daha fazla kazanmaya hakkı olduğunu düşünüyor.

istanbul üniversitesi mezunu kocaeli üniversitesi öğrencisiyim. ne orda ne burda kimse size bir şey öğretmez. üniversite öğrencisi eğer verilen makale ve kitap listesini alır okursa konu hakkında gidip hocaya soru soracak düzeye ulaşır. hoca da ilgili olan öğrenciye zaman ayırır.

üniversitenin gelişim imkanı sunması dışında bir işe yaradığı yoktur. iyi bir üniversite iyi kütüphanesi olan ve değerli akademisyenlere sahip okuldur. bu okul düzenlediği etkinliklerle öğrenciyi katılması durumunda geliştirir ama ders çalışmayan ders çalışmayı sadece okuldan mezun olacak düzeyde başaran insanlar nereden ne mezunu olursa olsun bir fark yaratamazlar. farklı olmayan çok mezundan biri olurlar.

neden okudum ve okuyorum kısmına da bir cümle ile cevap vereyim. okulu ve okumayı seviyorum.

içinde yaşadığımız toplumun, ülkenim bağlı olduğu bir anayasa var ve bu anayasada açıkça belirtilen bir kanun (49. madde) bulunmaktadır. bu maddeyi baz alarak konuşursak devlet vatandaşlarına iş sahası, iş imkanı yaratmak zorundadır. bu ülkenin vatandaşları ülkenin olanaklarından eşit olarak faydalanma hakkına sahiptir. yukarıda bir arkadaşın dediği gibi "okuyacağınız bölümü iyi tahlil etseydiniz" minvalinde bir cümle kullanmış. evet maalesef günümüzde oluşan şartlar dolayısıyla insanlar bu durumu kendileri tahlil etmek durumundalar. ancak herkes aynı fırsatlara sahip değil herkes aynı pencereden bakmıyor hayata. herkesin annesi babası doktor mühendis değil veya çevresinde akıl verecek insanalr bulunmuyor. bu yüzden devlet bu fırsatlardan herkesin eşit şekilde yararlanması için kimin üniversite okuyup okuyamayacağına kimin nerede okuyacağına kaç kişinin okuyacağına vs. kısacası planlama yapmalıdır. maalesef bunun yerine taban puanları sıfırlamakla meşgulüz. bu durumda da işsizliğin artmaması için vatandaşlarımızı mutsuz bir gelecek beklememesi için hiçbir neden yok. önceden internet ve sosyal medya bu kadar yaygın kullanılan bir şey değildi. yani hangi bölüm ne kadar alıyor kaç kişi işsiz bunların dile getirilmesi istatistiklerinin tutulması o kadar kolay değildi. ancak insanlar dünü değerlendirirken bugünün penceresinden bakarak konuşuyor. bu durumu bugün ösym' nin sitesine girip üniversitelerin kontenjanlarına bakarak kontrol edebilirsiniz. çünkü artık gençler ona yol gösterecek bir anne baba abi veya mahalleden bir abisi olmasa bile internete girip yarın ne olacağını öngörebiliyor. o yüzden tercihlerini ona göre değerlendirebiliyor.
bir diğer nokta üniversite evet meslek sahibi olmak için okunmaz. üniversitede bilim öğrenilir. öğretim kurumlarıdır. bu kurumların niteliksiz olması yalnızca öğrencilerin sırtına bindirilecek bir yük değildir. her ne olursa olsun belirli bir alanda uzmanlaşmış bir insanın iş bulamıyor oluşu kabul edilebilir bir durum değildir. bir de "kendinizi geliştirinciler" var. onlar hakkında da birkaç bir şey söylemek istiyorum. okulunu okuyorsun, dilini öğreniyorsun, kursa gisiyorsun, program öğreniyorsun sizlerin tabiriyle kendinizi geliştiriyorsunuz. ama bunun karşılığı ne? koca bir hiç. esnek çalışma saatleri, asgari ücret, mobbing, mesailer, firma kar etsin diye çalışanını atı gibi çalıştırıp karşılığında hiçbir şey vermeme, sinir stres uykusuzluk ve daha bilumum şey. yani lafın kısası kendizi geliştiriyorsunuz sevdiğim işi yapıcam güzel bir hayat sürücem diye hayaller kuruyorsunuz. ancak hayatın size sunduğu firmalara kölelikten başka bir şey değil. ondan sonra geriye kalan hayal kırıklıkları.
cem yılmaz' ın dediği gibi ben hiçbir zaman para için bir şey yapmadım ben bir şey yaptım o para etti diyor. bana göre şu hayatta para için veya iş bulmak için değil üniversite okumak hiçbir şey yapılmaz. sevdiğimiz şeyleri yapalım. sevdiğimiz işi yapalım. dilerim ki onun üzerinden para kazanacağımız bir hayatımız olsun. maalesef hepimiz şanslı değiliz. bende o şanslı olanlardan değilim. herkes hayatını farklı bir motivasyonla sürdürür. bana göre de bir hayat yaşayacaksak özgür ve onurlu bir yaşam olmalıdır. milyonlarımız olsa da gireceğiz o mezara.

toplumdaki iş bölümünün hepsi kıymetlidir. eğer herkes saatini satıyorsa hayatını iyi bir şekilde sürdürebilecek ücreti almaya da hakkı vardır. eğitim almak ve ilerlemek tercih olmalı ve keyifle yapılmalıdır, ancak o zaman gerçekten bir şeyler üretecek, geliştirecek durumda oluruz.