anayurdu akdeniz bölgesi olan, kışın yapraklarını döken ağaççık. ilkbaharda açan çicekleri ve kokusu ile kendine hayran bırakır. hristiyan dünyasında 'yahuda ağacı' olarak bilinir. efsaneye göre yahuda ağacının önceleri beyaz olan çicekleri isa'yı ele veren yahuda'nın kendisini bu ağaca asmasıyla kandan ya da utançtan kırmızaya dönmüştür.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
çok sevdiğim bir ağaç türü.
devamını gör...
malatya'ya ait endemik ağaç.
dip: şaka şaka
devamını gör...
yapraklanmadan önce nisan ayı sonuyla mayıs ayı başında, birkaç haftalığına baharın müjdecisi kabul edilen morumsu pembe renkte çiçekler açar. ama biz daha çok istanbul'un büyüleyici sembollerinden olduğunu biliriz.
devamını gör...
biz içerideyken mevsimi iyiden iyiye geçiveren ağaçtır. markete giderken gördüm, bizim mahalledeki dökmüş iyice çiçeklerini. bir sonraki baharda daha uzun zaman yolumuza çıkarlar inşallah.
devamını gör...
ismi hoş şeyler çağrıştırmadığı için sevmediğim ağaçtır.
devamını gör...

erguvanı, rengiyle, diğer özellikleriyle ve hakkında söylenmiş hikâyelerle, hep, ilkbaharın gizemli güzeli olarak görmüşümdür.

erguvan, her şeyden önce, diğer bir çok çiçeğin aksine ağaçta yetişir. kokusu da yoktur, erguvanın. hakkında söylenmiş hikâyeler yüzyıllar boyu sürmüş olsa da, mevsimi kısacıktır. ancak nisan’ın sonlarıyla, mayıs’ın başlarında rastlayabiliriz ona. nadiren, hava şartları müsait olup da lütfedip gelirse bir de mart’ın sonlarında. az görünür, çok durmaz. acelecidir ve de nazlı. seyrek görünse de ardından çok konuşulur.

efsanelere baktığımızda erguvanın kökenlerinin filistin’e uzandığını görüyoruz. daha bilimsel kayıtlar ise akdeniz, balkanlar ya da güney avrupa ve batı asya olarak göstermektedirler, anavatanını. ülkemizde ise ege, güney anadolu ve marmara bölgesi’nde yayılmakla birlikte, dünyada en bol ve en güzel haline, özellikle boğazın yamaçlarında rastlandığını herkes kabul etmektedir. bu gerçeği en güzel dile getirenlerden biri de, kendisi de bir erguvan aşığı olan süheyl ünver’ dir: “neden istanbul’da mayıs’a erguvan demezler. neden boğaziçi’ne erguvan boğazı demezler, aklım ermez. nedir bu tabiatı sevmemek ve ondan hislerimizi zenginleştirmemek? erguvan renginin farkında değil, bari sen ol! erguvanı boğaz’da vapurdan görmeli. karadan geçip gitmek hem boğaz’a ve hem erguvanlara hakaret. erguvana şiir söyleme, anlatamazsın. kendisi şiir. gör ve duy, kâfi. erguvan seven vefalı ise yerinde görür, koparmaz. erguvanı görmek ister misin? gözünü terbiye et. göz musikisi buna derler. erguvana koku lâzım değil, erguvanlığı kâfi ... iki güzellik bir arada olmaz.”

evet ... kısacık bir vakittir erguvan mevsimi; bir görünür, bir kaybolur. ihanetle ve utançla özdeşleşmiş bir hikâyesi de var. efsane acılı, yâni. ama istanbul’ da neş’e buluyor, âşık oluyor, coşup boğaziçi’ ne taşıyor. uzaktan pembe bir pamuk şekeri, yaklaştıkça nâzenin, içli ... ona bakınca ve süheyl ünver’in sözlerini de okuyunca, insan, boğaziçi’nde değil de “erguvan boğazı” nda yaşamak ve yaşlanmak istiyor.

en görünen rengi pembedir erguvanın. biraz lila. gizlice mavimsi. çivit mavisi... doya doya baktırmaz kendine, baktırsa da doyurmaz. o salkım saçak renkler, o mavimsi pembe çiçekler sadece 15-20 gün içinde yerini yeşil yapraklara bırakır. yani, bir şiir yazımlık ömrü vardır erguvanın. belki de bunun için erguvanın sırrını ilk önce ve en çok şairler anlamıştır.

erguvan, edebiyatın da bitmez tükenmez hazinesidir. hemen her klasik istanbul romanında geçer. hemen her şairin en az bir şiirinin hiç değilse beytinin diline düşer. işte bâkî’nin şahane tasvirlerinden bir inci: “dürr ü yâkût ile birnahl-i murassa sandum / erguvan üzre dökülmüş katerât-ı emtâr.” (erguvan üzerindeki çiğ damlalarını görünce, yakut ve mercanla süslü bir fidan sandım.)
fuzûlî, “nefî, yâsemenlerle erguvânını kucaklaştırır.” derken hz. ali’yi metheder. şeyh galib’in buna suali/cevabı ise pek manidar: “gül mü güler, erguvan mı ağlar.”
yusuf has hacip, kutadgu bilig’ de içinden erguvan geçen bir baharı şöyle resmeder: “şark’ tan esen bahar meltemi, âlemi süslemek için cennet kapısını aralayıp da zeminin lûtfu âsuman üzre gâlip gelince, âlem süslenmeyi arzu eder ve zümrüt kaynağı coşar. işte bu letâfet gülistan üzerine düştüğünde, ebu cehil karpuzu bile gülbe şeker döker hale gelir ve erguvân-ı izz ü şevket otağı kurulur.”

erguvan tarih boyunca hep bir güç ve iktidar sembolü olmuş. eski mısır’da asâletin ve erişilmezliğin sembolüymüş. roma’da da bu manasını genel itibariyle muhafaza ederken, dar anlamda ise asaletin ve yüceliğin en tepesinde bulunan imparatorun ve ailesinin simgesi haline dönüşmüş. varlıklı olmanın ve gücün de alameti olan erguvan, imparatordan arta kalanlarla yetinen zenginlerin ve diğer soyluların da en gözde rengi olmuş, aynı zamanda.

erken bizans’ta da kıymetini muhafaza etmiş, erguvan. sonra geç bizans’ta; artık sahip olacakları bir devletleri bile kalmadığı dönemlerde bile bu rengin yegâne sahibi olma iddialarından vazgeçmemişler, bizans imparatorları. hatta bir ara bu güç ve kibir takıntısı öyle bir noktaya gelmiş ki, imparatorun dışında herhangi bir kimsenin bu rengi kullanması bile yasaklanmış, söylenenlere göre.

evliya çelebi’nin, “erguvan cemiyeti faslı” diyerek mevzu ettiği bir de gelenek var. erguvan, yüzyıllar boyu bursa şehrinin de sembolü olmuş. anadolu erenlerinden emir sultan’ın her yıl erguvan açma mevsiminde bursa’ da talebeleriyle buluşması sebebiyle, 14. yüzyıldan itibaren düzenlenen “erguvan bayramı” 19. yüzyıla kadar gelenek olarak devam etmiş.

erguvan ... ömrü kısa, şöhreti ve methi ve hikâyesi uzun çiçek ... erguvan ... ilkbaharın gizemli güzeli ...
devamını gör...
yargı'daki ceylin'in soyadı. etrafına mutsuzluk bulaştıran bir aile oldukları için bende karşılığı mutsuzluk ve huzursuzluk oldu artık bu güzelim çiçek.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bizim evin önünde var bir tane. iç açıcı.
bahar geldikçe orda tek ağaç mor renkleriyle dikkat çekiyor.
japonlara sempatim bu yüzden demek ki: sakura ağaçlarıyla bahçeler düzenliyorlar. biz de her yerde sanat, göz estetiği, doğaya önem veren bir toplum olaydık. ne güzel ağaçlar diker, bahçeleri olurdu her yerde.
devamını gör...
"bir ağacın ve bir rengin adı ancak bu kadar güzel bir sözcük olabilirdi" dedirtecek cinsten.
devamını gör...
baktıkça ve kokusuyla insanın içini açan çok güzel bir çiçek. mor ve pembe olan bir şeyin güzel olmaması imkansız zaten.

ben erguvanların kocaman olup dalları bükmesine üzülürüm ama en güzel halleri de odur.
devamını gör...
istanbul da çok bundan. nisan sonu mayıs ayında çiçek açıyor.
gözlemlerime göre kök sürgünü yapıyor ama tohumlada çoğalabiliyor. bir kez çiçek açıyor sonra akasya ağacı gibi kapalı tohumları var.
ne işe yariyor bilemedim. iki hafta güzel görüntüsü var işte.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
kimisi mor kimisi pembe kimisi beyaz çiçeklerle adete bir gelinlik gibi giyinmiş baharın en özel ağaçlarındandır. mis kokusu cezbederken görüntüsü görsel zarafettir erguvan'ın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
- erguvani istimbot
- manaki kardeşler

erguvani istimbot, manaki kardeşlerin çektiği bir film. bir sessiz sinema örneği. film babasının sevdiği gençle birlikteliğine karşı çıktığı genç bir kızın kendisini bir erguvan ağacına asışından bahseder. işte o gün bu gündür genç kızın ruhu erguvani bir istimbotla boğaz’ı dolaşır. ve hatta derler ki boğaz'da ilk erguvan çiçeğinin açtığı sabah, bir istimbot boğaz kıyılarından geçer. içinden zarif bir kadının sesinden hüzünlü bir şarkı duyulur. erguvanlar çiçek açmak için o istimbotu beklerler.

not: bu bilgiler cüneyt cebenoyan'ın açık radyo programı "erguvani istimbot" adlı yayınından devşirmedir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"erguvan" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim