erkeklere ilk mesaj nasıl atılır sorunsalı

engin bilgilerime göre bir "selam" bile deseniz o adamın olacağı varsa sizi bulur. erkekler fazlasıyla düz mantık. onların dünyasında söylediğiniz her şey ilk anlamıyla mevcut. biz kadınlar gibi çok anlamlılık yok hayatlarında. kendiniz gibi "onu mu kastetti, şunu mu düşündü" diye dönüp durmayın. söz sanatı olan tevriyeyi gözünün önündeki kağıtta bulabilen bile az. ciddiyim bu konuda. boşuna çoğu erkek sayısal ya da eşit ağırlık okumuyor. o yüzden illa ki konuşmak istiyorsanız bir selam yazmanız dahi yeterli.

ayrıca 'illa benim olsun' diye ısrar etmeyin. iyice tanıyın önce. bakarsınız sizin arzunuzla olmaz. (ki bu düşündüğünüzden çok daha büyük bir oran) dünyanın sonu değil hiç kimse. hatta olmayacaksa baştan olmasın. bir ilişkiyi geliştirdikten sonra oradan kopmak çoğu zaman daha zor.

bir de lütfen şu adamları iyice tanımadan "ay çok hoş çocuk", "yakışıklı, aklı başında..." diye saydırıp körü körüne gitmeyin şu adamların peşinden. sizin kafanızda aşık olduğunuz adamla gerçekteki arasında uçurumlar oluyor, sonra o uçurumları kapatma uğruna kendinizi tüketiyorsunuz. biz kadınların en büyük hatası bu. daha adamları tanımadan, hayattaki değerlerini bilmeden kapılıp gidiyoruz. sonra "ama öyle yapmasın, düzelteyim" yapmayın. her ne kadar duygusal görünen biz olsak da bu adamları kandırmak inanılmaz kolay. bunların mantık şeması bir hormona bakıyor.

sen çaldır ben dönerim sjsj

ev boş gel.

sanırım bi örnek vericem ama normal sözlük benim gibi birini neden bu hale getirdi bilmiyorum.
gerçi bence normalsözlüğün bi numarası yok bu bağlamda ve bende de suç yok. o yüzden suç kimde bilmiyorum.

bugün buradan bi yazarla aramda şu mesajlaşma geçmiş. komiğim ya!:

-sizle muhabbetin bi yolu olsa.
-bu muhabbetten sayılmıyor mu:d
-ehehehehe valla ben de kendimi anlamadım neden öyle dedim ben şimdi bu muhabbetten sayılmıyor mu?

sonuç itibariyle nasıl atıldığını bilemediğim sorunsal olduğu apaçık ortadadır.
sevgiler saygılar.

senin kollarında olmak vardı şimdi fıstık reçelim diye girerim mevzuya şak diye

salı günü benzine zam geliyormuş kendimi hiç iyi hissetmiyorum bu arada sen nasılsın ?!

(ne kadar ekonomik biri)

-tüyünden bir tane koparabilir miyim sevimli şeytan..

işte bu kadar basit kızlar.

hemen yatağa geçerdim nazlanmadan.

yani düşününce benden ne bekliyoruz ki? bir keresinde çok eskiden ilk defa aşık olmuştum.
adama açılırken şöyle açılmışım. adamın annesi vefat etmiş yakın zamanda. benim attığım mail şu, evet mail:


-annem kayınvalidesi vefat etti diye dalga geçti ev içinde.
aslında bu olayı hatırlayıp kendime dair pek ümitlenmemem lazım benim ya. ne acı.

"şşt, yavrum"*

“sevişmemiz gereken çok acil konular var.”

yavrum baban nereli
nereden bu kaşın gözün temeli
sana neler demeli
ay seni çıtır çıtır yemeli.
terslerse sezen aksu'nun bu şarkısının adı neydi ya diye yazılır.
not:olacaklardan sorumlu değilim.

“selam kocacım” derseniz hemen düşüyoruz.

kesin bilgi, yayalım.

erkeğin hayatından bahane bularak

fark etmez.

adli sicil kaydı
ikametgah
bankalardan borcu yoktur yazısı

ile birlikte, dilekçe şeklinde.

içimden ne geliyorsa filtresiz yazarım. duygularım varsa, asla saklamam çünkü duygularınızı saklı tutmanız başka birine her saniye şans tanımanız demektir.

ilişkilerin tamamı aslında rulet'tir. anlık aksiyonlar size hiç tahmin etmediğiniz insanları kazandırabilir. dolayısıyla hissediyorsanız, düşünmeden harekete geçmeniz gerekir. hızlı ivmenin geri dönüşüde hızlı olur. en azından tam bağlanmadan ya da duygusal olarak yoğunlaşmadan cevabınızı alır hayatınızın yönüne karar verirsiniz.

platonik bir aşkın sancısı çok uzun sürer. tam bağlandığınız ve karşılıksız kaldığınız için aşmasıda zaman alır. en temizi içinize arkadaşlıktan öte bir duygu düştüğü an bunu hiç içinizde tutmayın. eğer karşılığı yoksa, başından önünü kesersiniz hissettiğiniz her şeyin.

" bence sen çok hoşsun, şansımız olur mu?" demekten zarar gelmez evlatlarım.