#araştırma-inceleme
yazar: ilber ortaylı
yayım yılı: 2020
tarihi kentlere ve farklı ülkelere ilber ortaylı'nın gözünden bakma fırsatı veren, birçok tarihi kentin geri planda kalmış özelliklerini öğrenebileceğiniz seyahat kitabıdır.
yayım yılı: 2020
tarihi kentlere ve farklı ülkelere ilber ortaylı'nın gözünden bakma fırsatı veren, birçok tarihi kentin geri planda kalmış özelliklerini öğrenebileceğiniz seyahat kitabıdır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "johannes" tarafından 04.04.2023 02:08 tarihinde açılmıştır.
1.
ilber ortaylı'nın ortadoğu'dan balkanlar'a, avrupa'dan, kafkaslar'a, güney asya'dan uzak doğu'ya uzanan birçok ülkeyi anlattığı kitabıdır.
gezdiği yerleri çok kısa bir şekilde oranın tarihi kimliği, kültür-sanat anlayışı, sosyolojik yapısı ve türk kültür ve tarihi ile ilişkisine değinerek anlatmış ilber hoca. malum, günümüzde bu tür geziler yapmanın maliyetli olduğu göz önünde tutulduğunda insanın içini burkan bir yanı var bu kitabın. insanın gezip göresi geliyor. anlattığı yerlerin fotoğraflarına bakınca bile insanın içi burkuluyor. keşke ben de gezebilsem diyor. moskova'dan petersburg'a giden o trenin içinde olası geliyor insanın, prag'ın o muhteşem binalarını görmeden ölmemek gerek sanırım. italya'nın güney'nin doğasını, esintili havasını hissetmek gerek, iskendiriye'de kadim tarihe tanıklık etmek, barcelona'nın o insanın içini açan sokaklarında yürümek, venedik'te kazıklarla çakılı yapıların arasında dolaşmak.
hâsılı en önce kendi tarihimize sahip çıkıp o gıptayla baktığımız yerlerden belki de daha güzel olan tarihi yapılarımızı ve doğamızı korumamız lazım sanırım. çünkü ilber hoca'nın dediği gibi tarihini ve kültürünü iyi öğrenen ve yaşatan ülkeler daha müreffeh olurken diğerleri sancılı bir hayat sürmeye mahkum oluyor.
gezdiği yerleri çok kısa bir şekilde oranın tarihi kimliği, kültür-sanat anlayışı, sosyolojik yapısı ve türk kültür ve tarihi ile ilişkisine değinerek anlatmış ilber hoca. malum, günümüzde bu tür geziler yapmanın maliyetli olduğu göz önünde tutulduğunda insanın içini burkan bir yanı var bu kitabın. insanın gezip göresi geliyor. anlattığı yerlerin fotoğraflarına bakınca bile insanın içi burkuluyor. keşke ben de gezebilsem diyor. moskova'dan petersburg'a giden o trenin içinde olası geliyor insanın, prag'ın o muhteşem binalarını görmeden ölmemek gerek sanırım. italya'nın güney'nin doğasını, esintili havasını hissetmek gerek, iskendiriye'de kadim tarihe tanıklık etmek, barcelona'nın o insanın içini açan sokaklarında yürümek, venedik'te kazıklarla çakılı yapıların arasında dolaşmak.
hâsılı en önce kendi tarihimize sahip çıkıp o gıptayla baktığımız yerlerden belki de daha güzel olan tarihi yapılarımızı ve doğamızı korumamız lazım sanırım. çünkü ilber hoca'nın dediği gibi tarihini ve kültürünü iyi öğrenen ve yaşatan ülkeler daha müreffeh olurken diğerleri sancılı bir hayat sürmeye mahkum oluyor.
devamını gör...