euro truck simulator 2

yapımcısı 9 yıllık oyuna halen harita dlc'si çıkararak oyuncuları sığır gibi sağmaktadır. gerçi bu oyunun oyuncularının da sığırdan pek bir farkı yoktur. kim oturup saatlerce tır şoförlüğü yapar a dostlar?

sığır olduğumu öğrenmeme vesile olan oyun. beni tanıdılar, siz kaçın!

ben seviyorum bu oyunu. saatlerce olmasa da arada bir açıp bir yarım saat kadar tır şoförlüğü yaptığım oluyor. yalnız genel olarak herhangi bir oyuna para yatıran biri değilim. yarı sığır oluyorum sanırım bu durumda.

uzun zamandır tatile gitmedim. arabam da yok. sanırım uzun yol özlemimi bu şekilde -sanal olsa da- bir parça gidermek hoşuma gidiyor.

gecen 6 kisi sarhos olup videocam esliginde 5 saat tir surduk, baya eglenceliydi

bilmediğim şarkıları repertuvarıma aldıran oyun. oynarken şarkı dinlemeye bayılıyordum. özellikle promods haritasında izlandanın karlı yollarında . şimdi çoluk çocuk oldu. oyun da yalan oldu.

sığır olduğumu da düşünmüyorum.

hepimiz toplanıp da dat dat kornaya basarak gezsek..

konvoy yapmaya varsanız mesaj kutum açık... bu terapinin etkisini sadece gerçek oyun gurmeleri bilir..

geceleri efkar parçalarla yol yapılması aşşırı keyifli tır simülasyonu. ah ah ekonomi düzgün olsa direksiyon seti ile alıp oynamak varda işte... :(

yapımcısı tarafından devamlı geliştirilen ve bu sayede 10 yaşına gelmesine rağmen hala deli gibi satan oyun. hem genişleme paketleriyle haritası oldukça genişledi zamanla, hem de aksesuar ve modifiye paketleriyle görsel anlamda farklı seçenekler sunmaya devam etti zaman içinde.

direksiyonla oynayacaksanız 180 derece gibi dandik direksiyonlardan uzak durmanız şiddetle tavsiye edilir, çünkü 180 derece direksiyonda 1mm çevirdiğiniz anda oyundaki direksiyon 1mm dönmesi gerekirken 10mm dönüyor ve bu da sizin canınızı sıkıyor, dandik direksiyonlar hassas değil, dandik direksiyonla oynamak yerine klavyeyle oynamak daha çok zevk verecektir.

sürekli oynanacak bir oyun olmayan simülatör. ara ara insanın canı çeker yükler oynar, birkaç mal çeker sonra siler. ama arada kızgınlık, kırgınlık olmaz. sadece oyunun doğası öyledir.

oyun çok keyifli, zaten yapacak hiçbir şey yok öyle tır sürüyorsunuz işte. ama yapay zeka bazen o kadar saçmalıyor ki onun yüzünden cezaları kapatmak zorunda kaldım. kah yolda giderken tırın altına girer, kah sinyalinizi görmez arkadan bindirir, kah dönel kavşakta saçma sapan hareketler yapar dorseye koyar bir tane. cezaların hepsi de size yazılır, kendinize ait tırla çalışıyorsanız hem ücret kuşa döner hem de tamir masrafı çıkar.

diğer sinir olduğum mevzulardan biri de bazen yolların kapalı olması. otobana helikopter acil iniş yapmış, yolu kapatmışlar. navigasyon doğal olarak o yola sokuyor sizi. sonra uğraş dur. bir keresinde zinhar gideceğim yolu bulamamıştım. abartısız saatlerce dolanıp durmuştum. yan yol falan da bulamadım, koskoca autobahnda mahsur kalıp çekici çağırdım en sonunda. mahsur kalmak deyince aklıma gelen diğer bir şey de eğer gişede yanlış yere girerseniz yandınız. tırlar için ayrılmış gişelerden geçmeniz gerekiyor doğal olarak. ama biraz hızlı gelip de fark etmeden yanlış gişeye girerseniz oyun bitti. anında arkanızda kuyruk oluyor, bariyer zaten açılmıyor, 5 araba ile bariyer arasında mahsur kalıyorsunuz. o saatten sonra sadece iki seçeneğiniz var, ya arkadakileri dorseyle ittire ittire geri çıkacak ve diğer gişeye girebilecek kadar yer açacaksınız ki %10 dorse hasarı garantili, ya da mal gibi çekici çağıracaksınız. ben çekici çağırıyorum, eğer şehir merkezi yakınsa 900 eur gibi bir fidye ile kendimi kurtarıyorum. uzaksa gitti binlerce öyro.

balkan dlc'si de daha önce var olmayan veya benim varlığından haberdar olmadığım gümrük/sınır kapısı mekaniğini getirmişti. önceden sınır geçerken yol kenarındaki bayrakları görmezseniz sınır geçtiğinizi bile anlamazdınız, ancak tabelaların dili değişince fark ederdiniz. şimdi türkiye-bulgaristan-romanya rotasından gidecekseniz önce türkiye gümrüğünden bulgaristan gümrüğüne, sonra bulgaristan gümrüğünden romanya gümrüğüne, en son da romanya gümrüğünden avrupa gümrüğüne girmeniz gerekiyor ki çok keyifli. x-ray taraması var, pasaport kontrolü var, hassas kantar var. bir de bana mı öyle geldi bilmiyorum ama bazı yerlerde pasaport kontrolü daha uzun sürüyor gibi. dlc'de fark ettiğim diğer bir şey de özellikle bulgaristan yollarının bizim şehirlerarası yollara çok benziyor olması. romanya'da yine bir farklı hava var ama yol kenarlarındaki heykeller ve bulgarca tabelalar olmasa afyon-kütahya arası mal çekiyorum sanırdım. dlc'deki tek sıkıntı türkçe reklam tabelalarının dandikliği. comic sans ms fontuyla "ayran burada içilir" falan yazıyor. daha güzel tabelalar isterdim.

iberia dlc'si ile istanbul-lizbon arası mal çekmek mümkün hale gelmişti. henüz hiç denk gelemedim ama bir gün istanbul-lizbon veya istanbul-manchester falan gitmek istiyorum. hazır yaz da gelmişken atlet çekip uzun yola çıkma hevesim bayağı arttı. bugün yarın yine başlarız pal nostalji eşliğinde gidip gelmeye. navigasyondaki zeynep'in sesini özledim, tatlım benim. o tarif etsin ben gidem.

edit: unutmadan, volvo candır. volvo'dan aldığım tadı hiçbirinden alamadım. belki scania. ama yok volvo daha güzel.

balkanlara gelip romanya'ya girildiği anda yollar dandikleşiyor. taa türkiye'ye girene kadar rahat edemiyorsun. reis yapmış harbiden.

hastasıyım bu oyunun. konvoy yapmak isteyen yazarlar varsa yazabilir bana. aşırı sarıyor

yeni oynamaya başlandığında çok zevkli geliyor ama bir süre sonra çok monoton oluyor.

bu oyunu oynadığım süreçte adeta içten içe böyle bir tır şoförü olma arzum geliyordu. bir de oyunda şey özelliği vardı, radyo falan ekleyebiliyordunuz, muhtemelen halen ekleniyordur diye düşünüyorum. açıyordum işte böyle power türk, best fm falan filan, tırımı sürüp keyfime bakıyordum.

ama cidden çok da keyifli geliyordu, böyle ne bileyim kendi işini kurmaya çalışıyorsun falan, hatta oyunda, oyun parası ile kredi çekip tır falan da alabiliyorsunuz, gerçek hayatta kredi çekmişken oyunda neden çekmiyorum diyerek o şekilde bir de tır almıştım standart bir tır. oyun da olsa çok fazla kredi çekmek istemedim.

sonra böyle bir anda neden bilmiyorum, o süreçte oyunu bırakmıştım. en son bildiğim kadarıyla black sea eklentisi mi denir haritası mı denir öyle bir özellik de geldi, ülkemizdeki bazı şehirler olacaktı sanırım ama hiç oynamadım, oynayanlar belki bu konuda tanım yazarlar bilemiyorum. fakat henüz oynamamış olanlara mutlaka tavsiye ediyorum, hoş bir oyun bence. oyundan az daha bahsedeyim, mesela bir yere yük götüreceğiniz sırada belli bir sürede götürmeyince daha az para alıyorsunuz, o sürede götürürken olur da bir yerlere çarpıp da yüke hasar verirseniz daha az para alıyorsunuz falan, yani gayet gerçek bir hava var oyunda. hem dikkatli olman hem de bir yandan süre içinde o yükü götürmen gerekiyor. tabi yükün ağırlığına/değerine göre daha fazla para almakla beraber, yük ağır oldukça tırı kullanmak daha bir zor oluyor.

ve tabii, tırı kullanırken trafik kurallarına dikkat etmezseniz ceza yiyor, bu nedenle yine alacağınız paradan da azar azar kaybediyorsunuz. tır şoförlüğü gibi tır şoförlüğü.

90'la gitmesine dayanamadığım için hız sınırını kaldırır öyle oynardım. bir yere çarpmadan bitirebilirsen efsane eğlenceli gelir. fakat çarpmalarda zarar üstüne zarar yazarsın. yukardaki yazarın bahsettiği türkiye dlcsinde edirne ve istanbul vardı. sonra avrupa bitiyordu.

dandik bir tırla başladığınız oyunda batırmazsanız tır imparatorluğu kurabiliyordunuz. şöförler falan kiralıyorsunuz her aldığınız tıra. onlar da sizin gibi zamanla ustalaşıp daha çok para getirebiliyordu şirkete. zaten ortalama 4-5 tır yapacak kadar oynayabilirseniz sonrasında oyunda doğası gereği batmanız imkansız. sürekli para yağıyor şöförlerden. garajlar alıp garajları geliştirdikçe tır alıyorsun, tır aldıkça yeni garaj alabiliyorsun. oyunun tıkandığı yer de burası oluyordu.

lisedeyken deli gibi oynuyordum. 500.000 km den fazla yol yapmıştım, seviyem 126 idi. 800 milyon € üzerinde param, 250 ye yakın çekicim ve şöförüm vardı. nerdeyse tüm şehirlere garaj açmıştım. hiç bir şey yapmadan bile günlük 20-30 bin € kazanıyordum. galiba iyi bir iş adamı olabilirim.

sene 2008 veya 2009 idi. 2 değil ilk versiyonundan bahsediyorum; oynuyorduk zaman geçiyordu ama şimdi 2 dk bile oynamam. artık bu tarz oyunlar sarmıyor. oynarız diye oyun pc'i aldık 3 aydır açmadım. fosil olduk gitti.

telefona indireyim dedim, 10 dakikada ancak yükü aldım, zor oyun hocam. tırcı falan olmaz benden.

depresyonuma en iyi gelen bilgisayar oyunlarından biri
inanılmaz uzun yollar yaptığımı bilirim…

devrilme sorunu olmasa süper herkes devrilmemek için çare arıyor.