21.
yeterince değer göremeyen bir piyanist.
devamını gör...
22.
türkiye'yi dünyada temsil eden ender sanatçılardan biri.
bununla birlikte türkiye'nin en çok sahip çıkılan sanatçısı (!). 20 den fazla uluslararası ödül almış ve oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli orkestra müzikleri bestelemiştir.
bir de 2008'de avrupa birliği tarafından "kültür elçisi" olarak görevlendirilmişti.
bununla birlikte türkiye'nin en çok sahip çıkılan sanatçısı (!). 20 den fazla uluslararası ödül almış ve oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli orkestra müzikleri bestelemiştir.
bir de 2008'de avrupa birliği tarafından "kültür elçisi" olarak görevlendirilmişti.
devamını gör...
23.
yalnızlık kederi adlı kitabında özünde ne kadar iyi niyetli, samimi ve halkını seven bir sanatçı olduğunu da göstermiş olan türkiye'nin en iyi piyanistlerinden biri.
devamını gör...
24.
14 ocak 1970 ankara doğumlu piyanist, müzisyen ve bestecidir.
babası müzikolog ahmet say'dır. sanatla iç içe bir ailesi olan fazıl say yeteneğini sergilemek için alan ve imkan bulabilmiştir.
son zamanlarda muhyiddin abdal'a ait olan insan insan şiirine fazıl say kendine özgü tarzıyla nefis bir müzik yazmış ve bu şarkı ülkemizde de oldukça popüler olmuştur...
icra ettiği sanatı ile pek çok ödül almış, ülkemizin güzide sanatçılarındandır. ne yazık ki alanında ünlenen pek çok sanatçı gibi fazıl say da toplumun bazı kesimlerince bir kalıba sokulmak istenmiştir. oysa ki sanat sınırların olmadığı bir alandır. sanatçılar dünyaya farklı gözlerle bakarlar onlara siyasetçi muamalesi yapmak çok makul bir yaklaşım olmayacaktır. buna rağmen bir siyasi zümreye itme çabaları tükenmemektedir.
babası müzikolog ahmet say'dır. sanatla iç içe bir ailesi olan fazıl say yeteneğini sergilemek için alan ve imkan bulabilmiştir.
son zamanlarda muhyiddin abdal'a ait olan insan insan şiirine fazıl say kendine özgü tarzıyla nefis bir müzik yazmış ve bu şarkı ülkemizde de oldukça popüler olmuştur...
icra ettiği sanatı ile pek çok ödül almış, ülkemizin güzide sanatçılarındandır. ne yazık ki alanında ünlenen pek çok sanatçı gibi fazıl say da toplumun bazı kesimlerince bir kalıba sokulmak istenmiştir. oysa ki sanat sınırların olmadığı bir alandır. sanatçılar dünyaya farklı gözlerle bakarlar onlara siyasetçi muamalesi yapmak çok makul bir yaklaşım olmayacaktır. buna rağmen bir siyasi zümreye itme çabaları tükenmemektedir.
devamını gör...
25.
insanı kumru'sunun kanatlarına alıp, uçsuz bucaksız yerlere götürür.
devamını gör...
26.
"sponsor olmanın hassas duruşunu ve çelebiliğini de almak lazım"
"atatürk kültür merkezi” salonunun adının “türk telekom opera salonu” olarak değiştirilmesine yaptığı haklı bir eleştirisi var.
kaynak
"atatürk kültür merkezi” salonunun adının “türk telekom opera salonu” olarak değiştirilmesine yaptığı haklı bir eleştirisi var.
kaynak
devamını gör...
27.
fazıl 1, fazıl 2, fazıl 3... şeklinde sayım şeklidir.
devamını gör...
28.
15 dakikadır halk tv seyrediyorum.
şunu düşündüm;
bence
chp genel başkanı keşke canan kaftancıoğlu olsaydı…
demiş kişilik.
buradan
müzik dehasına lafımız yok da insan düşünmeden edemiyor bazı şeyleri.
yakındır orhan pamuk yolunu kendine seçmesi gibi geliyor diye özetlemiş olayım.
şunu düşündüm;
bence
chp genel başkanı keşke canan kaftancıoğlu olsaydı…
demiş kişilik.
buradan
müzik dehasına lafımız yok da insan düşünmeden edemiyor bazı şeyleri.
yakındır orhan pamuk yolunu kendine seçmesi gibi geliyor diye özetlemiş olayım.
devamını gör...
29.
hayao miyazaki en sevdiğim adamlardan biridir. yaptığı her film benim için çok özel. favorim howl's moving castle ama müziklerinde nedense castle in the sky'ın müziklerini daha çok severim.
bunun temalarından birini zamanında japonya'da katıldığı bir programda o an ilk kez duyuyor ve çalıyor fazıl say. sonunda kopan alkışın akabinde verdiği mahçup bakışa bakın ya. onu da geçtim. bildiğin mozart-salieri durumu olmuş sanki ama zaten adamlar farkında durumun. son derece şirin bir hareket olmuş. ilk çalan da profesyonel değil zaten. programın sunucusu. izliyoruz:
bunun temalarından birini zamanında japonya'da katıldığı bir programda o an ilk kez duyuyor ve çalıyor fazıl say. sonunda kopan alkışın akabinde verdiği mahçup bakışa bakın ya. onu da geçtim. bildiğin mozart-salieri durumu olmuş sanki ama zaten adamlar farkında durumun. son derece şirin bir hareket olmuş. ilk çalan da profesyonel değil zaten. programın sunucusu. izliyoruz:
devamını gör...
30.
piyano virtiözü.
devamını gör...
31.
müziğiyle duvarları yıkan, herkesi kucaklayan bir isim. fazıl say
onun hakkında söz söylemek haddimiz değildir, ama yazmak da gerek gene de...
1970 ankara doğumludur kendisi, babası edebiyatçı, yazar ve müzikolog, ahmet say, annesi ise eczacı ayşe gürgün özsoyeller'dir fazıl say'ın.
kendini geliştirmesine elverişli bir aileye ve eve doğmuş olması hayatının en büyük şanslarındandır şüphesiz..
dudak damak yarığı ile dünyaya gelen say'a doktoru üflemeli çalgılar çalmasını salık vermiş, melodika çalmaya başlamıştır.
yaşamının bir parçası, hatta belki de en büyük parçası olan piyano ile tanışması ise 4 yaşına tekâbül eder...
yurt dışında konservatuar eğitimini alır... sahneyle ilk kez buluşması ise 1979'da olur.
1994 ve 1995 yıllarında katıldığı uluslararası müzik yarışmalarında hep birinci olur.
sayısız eseri bestelemiş, edebiyatta sandıklarda kalan hazineleri gün yüzüne çıkarmış, yorumlamaktan, ölümsüzleştirmekten, hissettirmekten bir gün bile vazgeçmemiştir...
öte yandan oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano eserleri, şan ve piyano için şarkı bestelemeye başladı.
bu eserler arasında nazım ve metin altıok ağıtı başlıklı oratoryolar, 4 piyano konçertosu, zürih üniversitesi'nin siparişi üzerine albert einstein’ın anısına yazdığı orkestra eseri, wolfgang amadeus mozart'ın 250. doğum yılında viyana'daki kutlama komitesinin siparişi dolayısıyla bestelenen patara adlı bale müziği vardı.
fazıl say kariyeri boyunca new york filarmoni, sankt-peterburg filarmoni, amsterdam concertgebouw, viyana filarmoni, çek filarmoni, israil filarmoni, fransa ulusal orkestrası, tokyo senfoni gibi orkestralar eşliğinde konser verdi. 2007 floransa festivali'nin kapanış konserinde zubin mehta'nın yönettiği floransa orkestrası ile yirmi bin kişi tarafından izlenen bir açık hava konseri sundu.
yine 2007 yılında montreux caz festivali'nde piyano jürisinin başkanlığını yapan say'ın, türk saz şairi aşık veysel'in "kara toprak" adlı halk şarkısından esinlenerek bestelediği piyano parçasını da içeren aynı başlıklı cd, amerika birleşik devletleri'nde billboard listelerinde 6. sıraya yükseldi. 2008 yapımı sivas '93 tiyatro oyununun müziklerinin bestesi de sanatçıya aittir..



insan insan derler idi, insan nedir, şimdi bildim...
onun hakkında söz söylemek haddimiz değildir, ama yazmak da gerek gene de...
1970 ankara doğumludur kendisi, babası edebiyatçı, yazar ve müzikolog, ahmet say, annesi ise eczacı ayşe gürgün özsoyeller'dir fazıl say'ın.
kendini geliştirmesine elverişli bir aileye ve eve doğmuş olması hayatının en büyük şanslarındandır şüphesiz..
dudak damak yarığı ile dünyaya gelen say'a doktoru üflemeli çalgılar çalmasını salık vermiş, melodika çalmaya başlamıştır.
yaşamının bir parçası, hatta belki de en büyük parçası olan piyano ile tanışması ise 4 yaşına tekâbül eder...
yurt dışında konservatuar eğitimini alır... sahneyle ilk kez buluşması ise 1979'da olur.
1994 ve 1995 yıllarında katıldığı uluslararası müzik yarışmalarında hep birinci olur.
sayısız eseri bestelemiş, edebiyatta sandıklarda kalan hazineleri gün yüzüne çıkarmış, yorumlamaktan, ölümsüzleştirmekten, hissettirmekten bir gün bile vazgeçmemiştir...
öte yandan oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano eserleri, şan ve piyano için şarkı bestelemeye başladı.
bu eserler arasında nazım ve metin altıok ağıtı başlıklı oratoryolar, 4 piyano konçertosu, zürih üniversitesi'nin siparişi üzerine albert einstein’ın anısına yazdığı orkestra eseri, wolfgang amadeus mozart'ın 250. doğum yılında viyana'daki kutlama komitesinin siparişi dolayısıyla bestelenen patara adlı bale müziği vardı.
fazıl say kariyeri boyunca new york filarmoni, sankt-peterburg filarmoni, amsterdam concertgebouw, viyana filarmoni, çek filarmoni, israil filarmoni, fransa ulusal orkestrası, tokyo senfoni gibi orkestralar eşliğinde konser verdi. 2007 floransa festivali'nin kapanış konserinde zubin mehta'nın yönettiği floransa orkestrası ile yirmi bin kişi tarafından izlenen bir açık hava konseri sundu.
yine 2007 yılında montreux caz festivali'nde piyano jürisinin başkanlığını yapan say'ın, türk saz şairi aşık veysel'in "kara toprak" adlı halk şarkısından esinlenerek bestelediği piyano parçasını da içeren aynı başlıklı cd, amerika birleşik devletleri'nde billboard listelerinde 6. sıraya yükseldi. 2008 yapımı sivas '93 tiyatro oyununun müziklerinin bestesi de sanatçıya aittir..



insan insan derler idi, insan nedir, şimdi bildim...
devamını gör...
32.
buradan
özellikle bu şiiri öyle güzel bir şekilde bestelemiştir ki insanın tüyleri diken diken olur. kurgu zaten çok güzel düşünülmüş. sonlara doğru 'nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala' cümlesi söylenirken ritmin artması ve o cümlenin tamamen susturulması çok hoş düşünülmüş. bunun gibi pek çok şiiri besteleyerek bizlere müzik ve edebiyat ziyafeti çektiren bir sanatçıdır kendisi.
özellikle bu şiiri öyle güzel bir şekilde bestelemiştir ki insanın tüyleri diken diken olur. kurgu zaten çok güzel düşünülmüş. sonlara doğru 'nazım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala' cümlesi söylenirken ritmin artması ve o cümlenin tamamen susturulması çok hoş düşünülmüş. bunun gibi pek çok şiiri besteleyerek bizlere müzik ve edebiyat ziyafeti çektiren bir sanatçıdır kendisi.
devamını gör...
33.
fenerbahçelidir yani bu da demektir ki dünyanın en iyi piyanistidir
devamını gör...
34.
sanatına, sanatçılığına asla lafım yok ama sadece bana mı iki cümleyi bir araya getiremiyor gibi geliyor, çözemedim. *
devamını gör...
35.
sanatçı değildir siyaset fanatiği bir zavallıdır. şimdi de özdağ ve oğan'a sataşmaya başlamış.
devamını gör...
36.
balon.
devamını gör...
37.
devamını gör...
38.
çek sifonu
devamını gör...
39.
1970 ankara doğumlu klasik batı müziği piyanisti ve bestecidir. babası yazar ve müzikolog , annesi eczacıdır. fazıl say 'a dedesinin ismi verilmiştir.
3 yaşında iken doğuştan gelen dudak damak yarığının tedavisi gereği geçirdiği operasyon sonrasında doktoru üflemeli çalgı çalmasını önerdi. böylece bir süre melodika çaldı.piyanoya olan ilgisi ondaki üstün yetenek vasfının keşfedilmesine olanak sağladı. 4 yaşında dersler almaya başladığı hocası mithat fenmen ile 8 yıl boyunca çok ilerleme kaydetmiştir. hocasının vefatı üzerine 12 yaşında iken ankara devlet konservatuvarı'nda üstün yetenekli çocuk statüsünde öğrenim görmeye başladı. 17 yaşında konservatuarın piyano bölümünden mezun oldu. hak kazandığı alman devlet bursu ile düsseldorf müzik okulu'nda eğitimine devam etti. amerikalı piyano hocası ve en başarılı schubert yorumcularından kabıl edilen david levine' in himayesinde başarılı bir öğrencilik geçirdi. fazıl say, david levine ' i piyanistlik yönünde örnek aldığını ifade eder. 1991 de bu okuldan da mezun oldu ve yine almanya'da bazı konserlere çıkmaya başladı. yanı sıra aynı ülkede eğitimler almaya devam etti.
beraber sahne aldığı bazı flarmoni orkestraları;
newyork, s.petersburg , viyana ,amsterdam, çekya, israil vb dir.
ayrıca; fransa ulusal , tokyo senfoni , floransa orkestraları ile de çalmıştır.
ozan aşık veysel'in kara toprak'ını yorumladığı eserin de yer aldığı aynı isimli albümü, olağan üstü bir başarıya erişerek amerika birleşik devletleri bilboard listelerinde 2008 yılında 6. sıraya kadar yükselmiştir. bu bir türk müzik sanatçısının uluslararası listelerde eriştiği en büyük başarı olarak kabul edilir.
fazıl say çok yönlü bir sanatçıdır.
serenad bağcan ın solistliğini yaptığı müzik albümünde şiir ve besteleri yer alır.
prodüktörlük yanı da vardır. bazı müzisyenlerin albüm çıkarmalarına destek olmuştur.
müzik direktörlüğünü yaptığı bir koro vardır.
avrupa birliği tarafından 2008 yılı kültür elçisi seçilmiştir.

ilk piyano hocası mithat fenmen;

ilham aldığı hocası david levine;
3 yaşında iken doğuştan gelen dudak damak yarığının tedavisi gereği geçirdiği operasyon sonrasında doktoru üflemeli çalgı çalmasını önerdi. böylece bir süre melodika çaldı.piyanoya olan ilgisi ondaki üstün yetenek vasfının keşfedilmesine olanak sağladı. 4 yaşında dersler almaya başladığı hocası mithat fenmen ile 8 yıl boyunca çok ilerleme kaydetmiştir. hocasının vefatı üzerine 12 yaşında iken ankara devlet konservatuvarı'nda üstün yetenekli çocuk statüsünde öğrenim görmeye başladı. 17 yaşında konservatuarın piyano bölümünden mezun oldu. hak kazandığı alman devlet bursu ile düsseldorf müzik okulu'nda eğitimine devam etti. amerikalı piyano hocası ve en başarılı schubert yorumcularından kabıl edilen david levine' in himayesinde başarılı bir öğrencilik geçirdi. fazıl say, david levine ' i piyanistlik yönünde örnek aldığını ifade eder. 1991 de bu okuldan da mezun oldu ve yine almanya'da bazı konserlere çıkmaya başladı. yanı sıra aynı ülkede eğitimler almaya devam etti.
beraber sahne aldığı bazı flarmoni orkestraları;
newyork, s.petersburg , viyana ,amsterdam, çekya, israil vb dir.
ayrıca; fransa ulusal , tokyo senfoni , floransa orkestraları ile de çalmıştır.
ozan aşık veysel'in kara toprak'ını yorumladığı eserin de yer aldığı aynı isimli albümü, olağan üstü bir başarıya erişerek amerika birleşik devletleri bilboard listelerinde 2008 yılında 6. sıraya kadar yükselmiştir. bu bir türk müzik sanatçısının uluslararası listelerde eriştiği en büyük başarı olarak kabul edilir.
fazıl say çok yönlü bir sanatçıdır.
serenad bağcan ın solistliğini yaptığı müzik albümünde şiir ve besteleri yer alır.
prodüktörlük yanı da vardır. bazı müzisyenlerin albüm çıkarmalarına destek olmuştur.
müzik direktörlüğünü yaptığı bir koro vardır.
avrupa birliği tarafından 2008 yılı kültür elçisi seçilmiştir.

ilk piyano hocası mithat fenmen;

ilham aldığı hocası david levine;

devamını gör...
40.
son seçimlerde kemal kılıçdaroğlu sempatizanlığı yapan çapsızın teki. bunu da unutmadık yazdık kenara. git kafelerde piyano çal sen.
devamını gör...