1.
bir meselenin dini-hukuki hükmünü açıklayan, güçlükleri çözen kuvvetli cevap anlamındadır.
sosyal bir olayın dini oterite anlayışına göre yorumlanıp, dinen bu soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda yönlendirmeler içeren belge veya konuşmalarıdır.
sosyal bir olayın dini oterite anlayışına göre yorumlanıp, dinen bu soruna nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda yönlendirmeler içeren belge veya konuşmalarıdır.
devamını gör...
2.
bir tane verebilir misin sayın yazar
devamını gör...
3.
doktor olarak ramazanda hastaların oruç tutmamak için ısrarla istediği ve benim de gerçekten tutmaması gereken risk grubu dışında nötr davranmaya çalıştığım durum. hoca fetva vermeyince hastaneye gelmek de on numara hareket gerçekten.
devamını gör...
4.
bakara süresinde geçen, hz. musa'nın inek kurban etme mevzusu gibi ayrıntıya girdikçe sıkıntı verir.
devamını gör...
5.
sadece allah'ın vermeye yetkili olduğu şeydir:
nisa suresi 127. senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. de ki: "onlar hakkında fetvayı size allah veriyor." yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. hayır olarak yaptığınız her şeyi allah, hakkıyla bilmektedir.
nisa suresi 127. senden kadınlar hakkında fetva soruyorlar. de ki: "onlar hakkında fetvayı size allah veriyor." yazılmış hakları olanı kendilerine vermeyip de kendileriyle nikâhlanmak istediğiniz kadınların yetimleri hakkında, ezilip horlanan çocuklar hakkında, yetimler için adaleti yerine getirmeniz hakkında. kitap'ta olup da yüzünüze karşı okunan şeyler var. hayır olarak yaptığınız her şeyi allah, hakkıyla bilmektedir.
devamını gör...
6.
şu sıralar hükümet diyanete ısmarlıyor, diyanet de taşeron firma gibi ne isterlerse yazıp, çizip cumalarda falan okuyor.
bu yaşa geldim, böyle lastik gibi sündürülen bir din görmedim.
adamlar faiz helal diye fetva verdi ya la.*
bu yaşa geldim, böyle lastik gibi sündürülen bir din görmedim.
adamlar faiz helal diye fetva verdi ya la.*
devamını gör...
7.
din adamlarının sözde dinen bir şeyin nasıl olması gerektiği hakkında laf etmesi. otorite kendi keyfine göre birşey ismarlar, adamlarda boş durur mu yapıştırır fetvayı. resmen zekamizla alay ederler diyeceğim de, alay edildiğini farketmeyen kitle hedef kitle.
devamını gör...
8.
allah'ın rızâsına uygun olması gereken, referansı başta kur'an olmak üzere, kur'ân'ın anlam ve ruhu ile çelişki arz etmeyen, sağlam tevâtür zincirine sahip hadislerden hareketle müslümanların din ve dünya işlerine ilişkin verilen kararlar, görüşlerdir. fetvâ isteyip, fetvâya göre hareket etmek isteyenler, en başta bu karar ve görüşleri serdedenlerin, allah'ın rızâsı doğrultusunda bir yaşam sürdükleri bilgisine ya da en azından ön kabulüne (hüsn-ü zannına) sahip olmalıdırlar. aksi halde, fetvâyı verenler, söyledikleri şey doğru bile olsa allah nazarında ilim sâhibi olmadıkları için fetvâ verme yetkisine de ehil olmazlar. kanun nezdinde fetvâyı vermeye yetkili kılınan müftü ve din adamlarının fetvâsı, ancak kur'ân'a ve allah'ın rızâsına uygun olması hâlinde halk katında mûteber olur. fakat, bu kişiler yetkilerini suistimâl ederek ya da toplum içindeki saygınlık ve nüfûzlarını kötüye kullanarak, birtakım gayr-ı meşrû dünyevî menfaatlerin önünü haramlığına rağmen açma sâiki ile davranırlar, allah'ın hükümlerine aykırı fetvâlar verirlerse, bakara sûresi'nde geçen;
''allah’ın indirdiği kitaptan (kendilerinin ve iktidar sahiplerinin işine gelmeyen) bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi, dünya menfaatini) satın alanlar (böylece güç odaklarının ve iktidarların keyfine göre fetva uyduranlar var ya); onların (din istismarıyla kazanıp) yedikleri, karınlarındaki ateşten başkası değildir. allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak ve onları arındırıp temize çıkarmayacaktır. ve onlar için acı bir azap vardır.''
* âyetinin şamarını muhakkak yiyeceklerdir.
''allah’ın indirdiği kitaptan (kendilerinin ve iktidar sahiplerinin işine gelmeyen) bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi, dünya menfaatini) satın alanlar (böylece güç odaklarının ve iktidarların keyfine göre fetva uyduranlar var ya); onların (din istismarıyla kazanıp) yedikleri, karınlarındaki ateşten başkası değildir. allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak ve onları arındırıp temize çıkarmayacaktır. ve onlar için acı bir azap vardır.''
devamını gör...
9.
içtihad kapısının eşiği, kapı kolu yahut tokmağı, anahtar deliği. sipariş üzerine reçete bulur. tarihte üretim atölyesi olarak icra görmüştür. küçük ölçekli atölyeler hâlâ mevcuttur.
devamını gör...
10.
fikhi bir meselenin dini ve hukuki hukmunu aciklayan cevaba fetva deriz.
azeri bir sii sitesinde, sunni alimlerin verdigi birtakim fetvalar elestirilmis. simdi o elestirilere bakalim isterseniz. ki bu elestirileri de 18+ diye paylasmislar bu arada.
1. imam malik'in anal iliskinin hukmu hakkindaki fetvasi. taberi, "ihtilaful-fukaha"sinda soyle yaziyor:
"onlar kadinlarla anal iliskide bulunmak hakkinda fikir ayriligina dusmustuler. onlar, anal iliskiden baska kadinin butun bedeninden lezzet icin istifade edilmesi hakkinda icma(yani ittifak) etmelerine ragmen, malik demistir ki: erkegin kendi hanimi ile onden iliskide olmasinda problem olmadigi gibi, anal iliskide olmasinda da hicbir problem yoktur. bu hadisi bize yunus, ibn vehb'den, o da ondan (imam malik'den) rivayet etmistir."
gorundugu gibi, taberi, imam malik'in sozlerinin yunus ve ibn vehb yoluyla rivayet edildigini soyluyor. bu ravilerse ehli sunnete gore guvenilir kisilerdir.
1. yunus bin abdul-ala bin meysere el-misri - kutubi sitte'den muslim, nesai ve ibn maxe kitaplarinda rivayetleri olup, ibn hacer sika(yani guvenilir) bir ravi oldugunu demistir. zehebi onu soyle vasfetmistir: imma, seyhul isalm, mukri (kurani gusel okuyan), hafiz. o, misir'ds kendi devrinin buyuk alimlerindendi. nesai soyle demistir: sika ravidir. ali bin el-hasan soyle demistir: o, hadis hafiziydi. ibn hibban onun adini "es-sikat" (yani guvenilirler) eserinde zikretmistir
2. abdullah bin vehb bin muslim - kutub-i sitte'nin butun 6 kitabinda da rivayetleri var. ibn hacer soyle demistir: beni esed'in ariflerinden(yani akilli adamlarindan)di. sika ravidirm zehebi soyle demistir: imam, seyhul islan, hafiz. yahya bin muin soyle demistir: sika ravidir. ibn sad soyle demistir: abdullah bin vehb buyuk ilim sahibi ve sika ravidir. icli soyle demistie: sika ravidir. saci soyle demistir: sika ve saduk ravidir.
boylece, imam malik'den gelen rivayet sahihtir.
cevap: evet arkadaslar simdi anal iliski konusunda, anal iliski, haram kabul edilir. o zaman imam malik'in sozlerini nasil anlayacagiz?
arkadaslar zaten taberi'de gecen bir rivayete gore, imam malik, kendisine isnat edilen makattan iliski caizdir sozunu duyunca ben boyle bir seyi katiyyen caiz gormedim demistir.
burdan imam malik'e zamaninda yanlis olarak boyle bir fetvanin isnad edildigini anliyoruz, bu konuda gelen rivayetlerin cogu da sahih degildir. hatta kendisinden bunun aksi yolda rivayetler gelmis olup malikiler de anali caiz gormez.
olay budur. ha bu rivayetin diger bir aciklamasi da su olabilir, soyle ki, bazi alimler, arkadan ilisko caizdir demisler diye, bunlar sanki makattan iliskiye cevaz vermisler seklinde anlasilmis. halbuki burda demek istedikleri, kadinin arkasindan kadin cinsel organiyla munaesebet kurulabilir. yoksa burda kadinin arkadan makatiyla munasebet kurulabilir demek istememislerdir. imam malik'in kasti o olabilir, veya kendisine isnat edilen bu fetva, kendisine kendi zamaninda yanlis bir bicimde isnat edilen fetvalardan biri de olabilir. allahu a'lem
2. hanefi alimi el-cessas, malik'in anal iliskiyi helal bilmesi inkar edilmez bir gercektir diyor. soyleki cessas, "ahkamul-kuran"inda soyle yaziyor:
"ebu bekir (el-cessas) dedi ki: malik'in bunu (anal iliskiyi) izinli olarak gormesi meshur meseledir. lakin onun ashabi bu sozleri inkar ediyor, cunki bu pis ve igrenc bir seydir. fakat onun bunu helal bilmesi o kadar meshur bir meseledir ki, onlarin bu inkarla malik'i savunka istemeleri imkansizdir. muhammed bin said, ebi suleyman el-cuzcani'den onun boyle dedigini rivayet etmistir: "malik bin enes'in yanindayken insanin kendi helaliyle anal iliski hakkinda soru sodum. o elini basina goturerek soyle dedi: daha simdi bunun yuzunden gusul aldim.""
bazilari ne kadar inkare tmeye calissa da, ehlu sunnet'in 4 mezheb imamindan biri olan imam malik'in bu gorusu gercektirm o sebepten ozellikle ehli sunnet'in radikal grupu olan selefilere onerimiz su ki, siilere karsi fetva tebligatina son verip, kendi alimleriyle ilgilensinler.
cevap: evvela cessas'in soylemi bir sey ifade etmez. cunku bir haberin meshur olmasindan cok senedine, dayanagina bakilir. zira haberi meshurlar uydurma nevinden dahi olabilir.
cessas'in verdigi rivayete gelirsek, suleyman cuzcani, imam malik'in ravilerinden degildir. kendisi hanefi fakihlerindendir ve imam malik'ten rivayeti yoktur. dolayisiyla imam malik'in ravilerinden olmayan ve ondan rivayeti vaki olmayan birinden ona isnatla bir sey rivayet edilmesi rivayetin sihhatine halel getirir.
3. ehli sunnet alimi muhammed bin aclan ve anal iliski. ehli sunnet'in hadis alimlerinden muhammed bin aclan, bunu sadece helal bilmekle kalmamis, hatta bunu yapmistir da. soyle ki, zehebi, "siyer elam en-nubela"sinda soyle yaziyor:
"muhammed bin aclan ebu abdullah el-kuresi. (buhari'nin (talik yoluyla), muslim'in ve 4 sunen sahibinin ravisidir.) imamdir, ornek sahsiyettir. dogru dozludur, alimlerin yadigaridir. medinelidir. o, fatima bint el-velud bin utbe bin rebia bin abdussems bin ebn el-menaf'in azatli kolesi olan acla'dir. abdulmelik bin mervan'in hilafeti devrinde dogmustur. ............ o, fakihtir, muftidi, abid(yani cok ibadet eden), dogru sozlu bir kisidir, buyuk izzet sahibidir. peygamber'in meclisinde onun buyuk meclisleri olurdu."
simdiyse bu kisinin buyografisine daha genis bakalim ve sonda anal iliski hakkindaki gorusune sahit olalim.
soyle ki, yusuf bin abdurrahman el-mizzi, "tehzibul kemal"inde soyle yaziyor:
"5462 - buhari'nin (talik yoluyla), muslim'in ve 4 sunen kitabinin ravisidir. muhammed bin eclan el-kuresi ebu abdullah el-medini. fatima bint el-velid bin utbe bin rebia bin abdussems bin abdulmenaf'in azatli kolesidir. o, abid, zahid ve fakihtir. peygamber'in meclisinde onun meclisleri olurdu ve o meclislerde fetva verirdi. salih bin ahmed bin hanbel babasindan onun sika(yani guvenilir) bir kisi oldugunu rivayet etmistir. abdullah bin ahmed bin hanbel babasindan soyle dedigi rivayet edilitoe: ibn uyeyne'nin soyle dedigini duydum: bana muhammed bin aclan rivayet etti ve o sikadir. hakeza abdullah bin ahmed dedi ki: babama sordum ki, muhamed bin aclan ve musa bin ukbe'den hangisini daha cok seviyorsun. dedi ki: her ikisi de sikadir. o ikisinden daha yakiniysa muhammed bin aclan'dir. soyle ki, ibn uyeyne onu ovuyordu. ishak, yahya bin main'den onun sika oldugunu rivayet etmistir. abdulkah bon ahmed bin hanbel dedi ki: yahya bin main'den soruldu: davud bin kays mi yoksa muhamed bin aclan mi daha ustundur. o dedi ki: muhammed. abbas ed-duri, yahya bin main'den onun soyle dedigini naklediyor: muhammed bin aclan sikadir. o, muhammed bin omer bin alkame'den daha guvenilirdir ve buna hic kimsenin suphesi yoktur... yakub bin seybe dedi ki: ibn aclan sika kisilerdendirm ebu zura dedi ki: ibn aclan saduktur, vasattir (orta). ebu hatim ve en-nesai dediler ki: sikadir. muhamed bin sad dedi ki: muhammed bin omer dedi ki: abdullah bin muhammed bon aclan'in soyle dedigini duydum: uc yildan fazla babamla birlikte yasadim. ben onu gormus ve ondan hadis de duymustum. hicretin 148. veya 149'cu yilinda mdine'de ebu cafer el-mansur'un hilafeti devrinde vefat etmistir. o sikadir, cokca hadisleri vardir. ebu said bin yunus dedi ki: o misir'a tesrif buyurdu ve iskenderiye sehrine giderek ordan bir kadinla evlendi. o kadinla anal iliski yasadi. kadin ailesine sikayet etti. bu hadise (sehirde) meshurlasti ve iskenderiye halki sesini yukseltti. o, sehirden cikip gitti vr 148'ci yilda medine'de vefat etti. sakalina sari kina yapardi."
cevap: sunu soylemek gerekir ki arkadaslar, siinin alintiladigi zehebi'nin bizzat kendisi, muhammed bin aclan'in hadislerinin sahih niteliginde degilse de, hasen yani sahihle zayif arasi ama sahihe daha yakin olan makbul hadis cesidinden daha asagi olmadigini soylemistir. bunu soylerken muhammed bin aclan'in hafizasinin mukemmel olmadigina dikkat cekmistir.
ilaveten imam malik de onun hakkinda ibn aclan alim degildi demistir.
ha peki buhari muslim'de hadisleri var ona ne diyecegiz, evet hadisleri var ama buhari ve muslim'de hadisleri, kendisini dogrulayacak baska sahidli hadisler esliginde nakledilmistir. bu da onun cok da iyi bir ravi olmadigina isaret eder.
ibn aclan muhaddis ve fakih bir tabiidir, tabiin, hz. muhammed'i gormemis ama sahabileri gormus olan muslumanlara denir.
anal iliskiyi caiz gormesi hususuna gelirsek, bu rivayeti kitabinda nakleden kisi yusuf bin abdurrahman'dir ki, 1256-1341 yillari arasinda yasamistir. ibn aclan ise, 685-705 yillari arasinda dogup 765'te vefat etmistir.
ki yusuf bin abdurrahman, bu rivayeti kitabinda ebu said bin yunus'tan nakleder ki, o da yusuf bin abdurrahman'dan yuzyillarca yil once yasamistir.
dolayisiyla bu rivayeti senetsiz nakletmis oldugundan bu habere itibar edilmez.
ki bunun disinda velev ki, faraza, boyle bir hadise gercek olsaydi dahi, fark ettiyseniz ibn aclan analin cevazina fetva verdi demiyor, anal iliskiye girdi diyor. sarab icen bir adamin sarabin cevazina fetva vermemesi gibi biseydir bu yani. onu velev ki yapmis olmasi dahi, onu caiz gordugunu gostermez zaten.
yani olay bu kisacasi.
4. kisinin zina sonucu dogmus kendi kiziyla evlenmesi helaldir!!! ehli sunnet'in buyuk alimlerinden biri, şafii mezhebinden olan ebu zekeriya muhyiddin yahya bin şerif en-nevevi, kendisinin "minhacut-talibin"inde soyle yaziyor:
"evlenmenin haram oldugu kadinlar. evlenmek haramdir: anneyle -kisiyi dogan, veya kisiyi dogani dogan kimseyeanne denir. kiziyla -kisinin sulbunden doan, veya sulbunden doganin dogdugu kizlar o kisinin kizi sayiliyoe. ben (en-nevevi) diyorum ki: kisinin zinadan dogmus kendi kizi ona (evlenmek icin) heladir. lakin kadinin zinadan dogan erkek evladiyla evlenmesi haramdir. allah daha iyi bilir."
not: bu tarz fetvalarin siteye konmasinin amaci kendi fikihlarindan haberi olmayan, fakat bazi meselelerde caferi mezhebine karsi cikan, elestirilen kisilere insaallah ders olmasidir.
cevap: evet boyle bir sey vardir.
nevevi, şafii mezhebinin onemli alimlerindendir.
simdi, zina, islam hukukunda gecerli bir iliski yolu olarak taninmaz. yani islam'da gunumuzde gecerli iliskinin tek yolu nikahtir.
zina, iliski birlikteligi olusturmaz. zina ettigin kadin namahremdir, sana yabancidir. mahkeme onunde sevgili degil, 2 yabanci olarak sayilirsiniz.
mesela bu tarz bir kadina mehir verilmez, ayrilinca nafaka odenmez.
dolayisiyla, bu tarz bir kadindan dogan cocugun, seninle kan bagi olsa dahi, hukuki acidan, yani islam hukuku, sizi baba-kiz olarak tanimaz.
boyle bir adamla boyle bir kiz, mahkeme onunde 2 ayri kisi olarak gorulur.
bunun sebebi, islam'ın hukuksla acidan zina denen iliski yolunu tanimamasidir. dolayisiyla tanimadigi bir iliskiden dogan cocugun babasini baba olarak, kizini da evlat olarak gormez.
adamin bu tarz bir cocuga babalik yapmasi sart degildir, bu tarz bir kiza miras da vermez.
cunku kanun, adamin babalik hakkini, kizin da evlatlik hakkini, iliski gayrimesru ve yasak oldugundan, yani illegal oldugundan elinden alir.
hal boyle olunca, kiz, babasina nisbet edilmez. yani falancanin kizidir denmez. cunku hukuk karsisinda zina gayrimesru oldugundan, adam, dogan evladin babalik hakkindan men edilir ve geecek babasi olarak gorulmez.
hasilikelam, boyle bir adamla boyle bir kadin, hukuksal acidan yabanci sayildiklarindan, aralarindaki akrabalik bagi kanda kalip, hukukta reddedildiginden, bu tip iki kisinin evlenip evlenemeyecegi de ulema arasinda tartisilmistir.
hanefiler, hanbeliler, ve malikilerin de esas gorusune gore evlenemezler. cunku hukuksal olarak aralarinda ebeveynlik evlatlik hakki olmasa dahi, adam, o kizin dogumuna sebebiyet vermistir. ilaveten cumhur, yani ulemanin buyuk cogunlugu da bu tarz bir evlilige karsi cikmistir.
fakat, malikilerden gelen bir goruse gore, ve ayrica safiilerin imam safii'den gelen ve meshur olan gorusune gore, bir adam, zina sonucu dogan kiziyla, hukuksal acidan hicbir bagi olmadigi, ve devletin o kizi, o adama nispet etmedigi icin, yani bu ikili arasindaki bag tamamen reddedildigi icin, bunlarin evlenmesi de legal, yani yasal olur.
fakat safiiler, imam safii'den gelen goruste, fakat bu mekruhtur dedigi icin, bunu hos karsilamazlar.
hatta bazilari, imam safii'nin buna mekruh demesini soyle yorumlamislardir:
eger adamin, zina ettigi kizin kendisine ait oldugu kesinse, o zaman o kizla evlenmesi haram olur. fakat eger o kizin nesebi mechulse, yani kime ait oldugu belli degilse, o zaman o kizla o adamin evlenmesi, o adamin o kizla aralarinda kan bagi olmamasi ihtimaline karsin caiz olur.
bu sadece zina edilen kadinin evladina ait bir durum degildir. adam, zina ettigi kadinin annesiyle dahi evlenebilir.
bunun nedeni, kadin, hukuksal acidan adamin karisi sayilmadigindan, kadinin annesi de, adamin kayinvalidesi olmaz.
yai adam, kadinla akrabaligi olan her turlu kimseyle evlenebilir. bu evlada ozel degildir. cunku kadin adama namahremdir, hukuksal acidan yabancidirlar, kadinin evladindan adamin babalik hakki alinmistir ve kanun karsisinda bu ikisinin adama aidiyeti yoktur.
hasilikelam boyle bir birliktelik, hanefi ve hanbeliler ve malikilerin esas gorusu hasili ulemanin buyuk cogunluguna gore caiz olmayip, malikilerden gelen bir goruse gore caiz, ve safiilerin gorusune de gore mekruhtur.
iste bir safii alimi olan nevevi, safiilerin meshur gorusune dayanarak buna caiz demistir.
ki bu sadece ehli sunnet alimlerinden bazilarinin gorusu olmayip, sia alimlerinden de bunu soyleyenler olmustur.
ornek vermek gerekirse, 2014 nobel baris odulu adayi, irak'in en onemli sii dini lideri, hatta imamiye siasinda muctehit olarak kabul edilen ayetullah sistani'nin fetva sitesinde, boyle bir soruya gelen fetva soyledir:
"soru: zina eden bir erkegin, zina ettigi kadinin kiziyla evlenmesi caiz midir?
cevap: helaldir ama kacinmak daha iyidir."
yine baska bir sii sitesinde de, evladin nesebi inkar edilirse boyle bir evlilik caiz olur diye bir makale vardir.
olay kisaca budur.
bu konuda sii, safii ve malikilerin de goruslerine da ayri bir baslik acmis ama o konuyi da burda anlattigima gore artik diger konulara gecebiliriz.
5. ebu hanife mahremlerle nikahtan dogan cocugun hukmu hakkinda. abdurrahman el-ceziri, "el fikih ala el mezahib el erbaa"sinda soyle yaziyor:
"malikiler, safiiler, hanbeliler ve hanefilerden olan ebu yusuf ve imam muhammed dediler ki: bir kisi kendisinin evlenmesi haram olan, mesela, kendine annesi, kiz kardesi gibi mahrem olan kadinla akit yapsa ve bu akde esasen onunla cinsi munasebette olsa, hakeza bunun haram oldugunu bilse, bu kisiye had cezasi verilmelidir. imam ebu hanife dedi ki: bir kisi bu amelin haramligini bildigini dese de, ona had cezasi verilmeyecek. o kadina mehirini verecek ve annede olan cocuk da onun evladi sayilacak."
cevap: simdi ebu hanife'den, bu yolda soyle bir fetva nakledilmistir:
"imam ebu hanife dedi ki: bana haram oldugunu biliyorum dese bile haddi yerine getirme zorunlulugu yoktur, ama o mehirle yukumlu kilinir, cocuk ona baglanir, ve her turlu tazirin en siddetlisiyle cezalandirilir."
yani arkadaslar, bakin, seriatta 2 turlu ceza vardir:
1. had - bu, kuran ve sunnette belirtilmis suclarin cezasidir. hirsizligin cezasi, zinanin cezasi gibi.
2. tazir - bu, hakimin kendi karariyla verdigi cezadir.
simdi ulemanin buyuk ekseriyeti demis ki, kendi mahremiyle akit baglayip ondan cocuk peydahlayan kimseye, kuran ve sunnette ceza verilmistir, ve o kesin cezaya carptirilir. adamin eyleminin kotulugunde hicbir suphe yokur.
ebu hanife ise demis ki, ortada bir sozlesme var, bu sozlesmenin imzalanmasi yolunda sahitler var. hadi adam kadinla sozlesme yapmis, o sahitler buna nasil izin vermis. yani o donem dna testi de olmadigindan, o cocugun, o adama aidiyetinin mechul olacagindan bahsediyor. bu sebepten ona had, yani kuran ve sunnetten bir ceza yoktur der. fakat o, kadina mehir verir, cocuk kendisinin adina gecer, ve adama tazr cezasi uygulanir. tazir, hakimin kararina bagli cezadir. yani hakim isterse adami sopalar, isterse surgun eder, isterse idam eder. istedigini yapabilir yani adama.
dolayisiyla ebu hanife, ceza yoktur dememis, had cezasi yoktur, tazir cezasi vardir demistir. ulemanin buyuk ekseriyetiyse hayir tek bir kesin ceza vardir demisler. bu da idamdir galiba. ebu hanife ise adamin idaminin zorunlu olmadigini soylemis oluyor bir nevi galiba yani. yani surgun de edilebilir, dayak da atilabilir, hapse de girebilir. tazir cezasi yani.
hasili kelam olay budur allahu a'lem.
bundan sonra sii gene zina ve baba-kiz muhabbetine baglayip bu konuda zibilyon tane alinti yapiyor ki onlari geciyorum suan.
6. kucuk yastaki kiz cocuguyla cinsel iliski. zeynuddin bin nuceym el-hanefi, "el-behrur-raik şerh kenzul-dakaik"inde, nikah bolumunde soyle yaziyor:
"(alimler) kucuk yastaki kiz cocugu ile cinsel munasebetin zamaninda ihtilaf etmisler. bazilari "balig olmadan cinsel iliski olmaz", bazilari "9 yasina varirsa olur", bazilariysa "eger kilolu olsa ve cinsel iliskiye takati varirsa onunla cinsel iliskiye girilir, aksi halde girilmez" demisler."
cevap: evet bu konuda bir yazi daha paylasiyor bundan sonra sii.
ya ben bu konuda soyle bir sey soyleyebilirim, kuran ve hadisten, bir kisinin, kac yasinda evlenebilecegine dair yeterli bir delil bulunmamaktadir.
mesela bu konuda sadece biz ehli sunnet degil, bizzat bu yaziyi paylasan sia'nin alimleri de zamaninda cocuk yasa evlilige cevaz vermisler.
ben bu konuda olayin tamamen kulturel ve donemsel zemin oldugunu dusunuyorum.
yani ibn nuceym dedigin adam yasamis 500 sene once. ta 1500'lerde ortacagda. veya zamaninda buna cevaz veren alimler yasamis 1000 sene, 1400 sene once.
mesela, ibn şübrüme, ki kendisi 691-692 yillarinda dogup 761'de vefat eden fakih ve kadidir, adam ta o donemde yasamasina ragmen cocuk evliligi caiz degildir, ozellikle kiz cocuklarinin evliligi daha da kotudur demis. cunku erkegin bosanma hakki var, bos ol der biter mevzu. ama kizin teoride boyle bir hakki da olmadigindan, kiz cocugunun evlendirilmesi genel olarak caiz degildir demis. ona gore, bir insanin evlenmesi icin balig olmasi, yani buluga erismesi lazim.
yani arkadaslar dolayisiyla, bu konuda ihtilaf olup boyle diyen fakihler de olmustur.
biz bu donemde, buna karsiysak, bunu dogru kabul etmiyorsak, boyle amel eden alimlerin gorusleriyle amel edip, boyle dusunmeyenleri hatali gormekten baska elimizden bir sey gelmez.
bunun aksini soylemis alimlerin de, zamaninda 1300 yil kadar once yasadigini, ve o donemki anlayisla bu donemkinin cok da bi ayni olmadigini kavramamiz gerek.
sahsim adina ben de boyle dusunuyorum ve cocuk evliligine karsiyim tabiki.
bu olayi da kisaca boyle aciklamak mumkun.
evet gecelim.
7. zina yapan maymun. dikkatli olun! bu haids ehli sunnet'in kuran'dan sonra en muteber olarak gordugu ve icindeki butun hadisleri sahih olarak gordugu sahih-i buhari kitabindandir. orda soyle bir rivayet naklediliyor,
"nuaym bin hammad bize rivayet etti (ve dedi ki), huşeym bize huseyin'den, o da amr bin meymun'dan onun soyle dedigni rivayet etti: cahiliye devrinde zina yapmis bir maymunun basina fazlaca maymunlarin toplastigini gormustum. maymunlar onu (zina etmis maymunu) tasliyorlardi. ben de maymunlara katilip onu tasladim."
bu maymun nasil bir maymun oyle? maymunlarda da mi zina var? hem de cahiliye devrinde!
cevap: eveet gelelim fasulyenin faydalarina...
gelelim kurancilarin da bir zamanlar sunniler aleyhinde kullandigi o rivayete.
arkadaslar evvela, buhari bu rivayeti "cahiliye gunleri" isimli bolumunde zikreder. yani bu rivayeti fikhi olarak hicbir seye delil kullanmamis, oylesine zikretmis oldugu bir rivayettir.
ikincisi bu bir hadis degil, amr'in kendi anisidir.
ucuncusu amr bin meymun sahabi degildir, cahiliye doneminde dogmus, dolayisiyla peygamber ile ayni cagda yasama firsati kazanmis, ama onu gormemis bir zattir. peygamber doneminde musluman olup da onu gorememis kisilere muhadramun denir.
dolayisiyla bu ne peygamber, ne sahabi sozu olup, muhadramundan olan amr bin meymun'un anlattigi, fikhi hicbir hukum bildirmeyen, oylesine bir rivayettir.
simdi bizim burda anladigimiz konu aradaslar, amr, ta cahiliye devrinde, yani islam'in dogusundan once, bir maymun grubunun, bir maymunu tasladigina sahit olmustur. peki bu dogal, olabilir. maymunlarin birbirlerine saldirabildikleri bilinen bir gercek. dolayisiyla amr, bir maymuna saldiran maymunlar gormus olabilir. peki, o maymunun "zina ettigi" kanisina nasil varmistir. bu rivayetin genis sekli ebu nuaym'in marifetus-sahabe'sinde aktariliyor. o rivayet soyledir,
"......isa bin hitan soyle dedi: kufe mescidine girdigimde karsimda amr bin meymun'u oturur vaziyette buldum. etrafinda insanlar vard. onlardan biri. "bize cahiliye doneminde karsilastigin en sasirtici olayi anlat" dedi. bunun uzerine o, soyle dedi: ben yemenlilerin tarlasinsayken bir araya toplanmis bazi maymunlar gordum. bir maymun, diger birinin boynunun altina kolunu koymus, sarilarak uzanmisti. o sirada baska bir maymun gelip, disi kaymunu durttu. disi maymun once dönüp ona bakti ve ardindan kolunu yavasca cekip onu durten maymunun yanina dustu. biraz uzaklastiktan sonra ikisi cima ettiler. ben de onlari seyrediyordum. ardindan disi maymun eski yerine gelip tekrar kolunu uyumus olan maymunun boynunun altina koymak istedi, fakat erkek maymun uyandi. ayaga kalkip disi maymunun arkasini kokladi ve ciglik atmaya basladi. bunun uzerine tum maymunlar etrafinda topladi. o da disi ve diger maymuna isaret ediyordu. dagilan maymunlar cok gecmeden diger maymunu da getirdiler. ikisini alip kumluk bir yere gotuduler. daha sonra onlar icin cukur kazip onlari oldurene kadar tasladilar. allah'a yemin ederim ki peygamber'in risaletinden once recmi gordum."
bahsi gecen bu rivayetin senedindeki ravilerden birkacini tam olarak bulamasam da, bir tanesinin hasen oldugunu gordum. dolayisiyla bu rivayet bu haliyle tam sahih mertebesinde olmayip, senedde guvenilir olmayan bir ravi varsa guvenilmez olabilir.
fakat burda sunun soylenmesi gerekir,
amr, bu olayi yemen'de yasamistir. ki yemen'de maymunlar vardir.
o da yemende calisirken bir maymun surusunu dikizlemeye baslamis ve 2 maymunun birlikte yatarlarken, bir baska maymunun gelip bunlardan birini durttugunu, sonra bu ikisinin ciftlestigini gormus. ardindan uyanan maymunun bunu yakalamasiyla birlikte ciglik atmis, sonra bu maymunlar diger maymun surusu tarafindan yakalanip taslanmislar. daha sonra da onlar icin cukur kazilmis.
simdi bu hikayenin gercek olup olamayacagi konusuna gelirsek,
sunu soylemek lazim ki, maymunlar arasinda aldatma bir realitedir, ve disi olanlarin erkeklerini aldatma ihtimali daha yuksektir. bu konuda su kaynaga bakabiliriz,
"about 17% of a group of gelada monkey's offspring is the result of cheating, meaning the dominant male may not be the father of all of the offspring in this family group."
bu bir bilim sitesi olan aaas'ta geciyor.
goruldugu gibi burda sadece bir grup jelada maymununun bile yavrularinin yuzde 17'sinin bir aldatma sonucu dogdugu yaziyor.
anlayacaginiz, maymunlar arasinda, amr'in gordugu olayda "zina" diye yorumladigi aldatma gercekten var. dolayisiyla amr, bir maymunun, yanindaki maymunu baska birisiyle aldatarak ciftlesmesine gercekten sahit olmus olabilir. yani anlayacaginiz bu imkansiz degil.
ikincisi, aldatmaya sahit olan bir maymunun, kendisini aldatan disisini taslamasi olayina gelelim.
yine bu jelada deneyinde maymunun, kendisini aldatan maymunu misilleme olarak cezalandirdigi da geciyor.
dolayisiyla bir maymun baska maymunu aldatiyor, ve o maymun da bu maymuni cezalandiriyor olabilir.
fakat, fakat, fakat, maymunlarin arasindaki aldatmalarla ilgili deneyler cok azdir.
ustteki rivayet ne kadar sahih bilmiyorum, dolayisiyla buna bel baglamamak lazim.
peki buhari'deki rivayet ne olacak. simdi, ikinci rivayet sahih olmasa bile, bize fikir vermeye yetiyor.
soyle ki, amr bin meymun, muhtemelen, ustteki rivayetteki gibi bir olaya sahit olmus, ve daha sonra bu maymunun taslanmasini da, a mucize, ben recmi gordum zamanindaya yormustur.
yani olay aslinda bu kadar basit. ki ibn kuteybe bu olayi "tevilu muhteliful hadis"inde soyle acikliyor:
"maymunlarla ilgili hadis peygamber ve ashab'dan nakledilmeyip sadece amr bin meymun vasitasiyla aktarilan maktu(yani tabiin veya tebeut tabiin, yani sahabileri veya sahabileri gorenleri gorenlerden birine ait soz) bir rivayettir. amr, maymunlarin baska bir maymunu tasladiklarina sahit olmus ve bu taslamanin zina sebebiyle oldugunu zannetmis olabilir. bunun sadece bir tahminden ibaret oldugu anlasilmaktadir. yoksa maymunlar zina yaptiklarini soylemezler. zaten onlari goren de olayin tam mahiyetini anlayamaz ve benzetme yaparak zanni gorudunu serdedebilir. nitekim bu hussuta araplar zina gapan kisileri "maymubdan daha zinakar" seklinde benzeterek ornek verirler. sayet maymunun zina ettigi bilinen bir gercek olmasaydi boyle bir ornege basvurmazlardi. ayrica esini kiskanma ve ciftlesme konusunda insanlara en cok benzeyen varligin da maymunlar oldugu bilinen bir gercektir. ote yandan hayvanlar birbirine dusman olur. birirlerine saldirir ve birbirlerine zina konusu olmaksizin cezalandirabilir. onlardan bazilari isirir, tirmalar, kirip parcalar; maymunlar da insanlar gibi elleriye birbirlerine tas atarlar. sayet maymunlar, birini zina olmaksizin taslamislarsa da amr bin meymûn onlarin zinadan dolayi birbirlerini tasladiklarini zannetmis olabilir. veya amr, sahit oldugu hadiseye verilen cezalandirmanin zina sonucu olduguna kanaat grtirmis de olabilir. nitekim maymunlar, hayvamlar aleminde esini en cok kiskanan ve onlari anlama acisindan insanlara en cok benzeyen varliktir. biz burda dalga gecenlerin/alaycilarin dedigi gibi maymunlarin zinadan dolayi recm cezasini uyguladigini ve tevrat'in zina hakkindaki recm hukmunu bildigini iddia etmiyoriz. ancak su da bir gercektir ki nasil diger hayvanlar tirmalar, isirir ve parcalarsa, maymunlar da kisknacliklarindan oturu zina veya baska nedenlerden oturu birbirlerini taslayabiliyorlar. nitekim insanlarin uzaktaki nesneyi tasladigi gibi onlar da elleriyle tas atarak karsidaki varliga eziyet edebiliyorlar."
ki bu aciklamayi yapan ibn kuteybe'nin 828-889 yillari arasinda yasadigini da unutmamak lazim.
simdi bu konuda diger bir husus su arkadaslar,
buhari'de "muallak" denen birtakim hadisler vardir. buhari bizzat kendisi bu hadisleri muallak olarak adlandirmistir. sahoh-i buhari'de gecen ve imam buhari'nin "muallak" diye adlandirdigi bu hadislerin bir kismi zayif sayilir.
simdi, bu rivayetin senedinde nuaym bin hammad vardir. kendisi, buhari'nin muallak hadislerinin ravisidir. buhari, onun rivayetlerini naklettiginde, o rivayeti desteklemek icin baska senedli rivayetlerle desteklemistir. yani nuaym'i tek basina guclu bulmamistir. ki hemen butun hadis munekkitleri de onun zayif hadis rivayet etmekle tanindigini soylemisler. ayrica delil olarak kullanilamayacagi soylenmistir.
hasilikelam hal boyle oldugunda su kanaate variriz, buhari'nin muallak hadislerinin ravisi olan, dolayisiyla muhtemelen onun da guclu gormedigi nuaym bin hammad, bu rivayeti buhari'de tek basina aktarmis, buhari onu baska bir rivayetle desteklememis, ilaveten bu rivayeti "cahiliye gunleri" adli bolumde, hicbir fikhi hukme delil gormeksizin kullanmistir.
bu da rivayetin sihhatine golge dusuren bir unsurdur. dolayisiyla bu rivayet kullanilarak ehli sunnet elestirisi yapmak sacmadir. zira zaten bu rivayetin sihhati de mechuldur.
olay budur.
8. eşekle cinsel munaesebet hacci batil eder mi?
ibn nuceym el-hanefi, "el-bahr er-raik şerh kenz ed-dekak" kitabinda soyle yaziyor:
"miracul diraye"(bu kitap cok muhtemeldir ki, hanefi alimi ali bin ebu bekir el-merğinani'ye ait olan "miracul diraye fi şerh el-hidaye" mitabidir, cunku "el berh er raik"in yazari da hanefi alimidir) kitabinda yazilmistir ki: eger essegin cinsi aleti veya erkegin cinsi aletinin sunnet edilmis yere kadar olan kismi kadinin cinsel organina dahil olursa, icmaya(yani alimlerin ittifakina) esasen onun hacci batil olur. eger cinsi alet bir beze sararak kadinin cinsi organina dahil olursa ve kadinda sicaklik ve istek olusturursa (sehvetten olusan sivi gelirse), kadinin hacci batil olur. eger boyle olmasa (yani, sehvetten olusan sivi gelmese), o zaman hacca bir mani degildir."
cevap: arkadaslar evvela islam'da zoofili haramdir. yani bir hayvanla cinsel munasebete girilemez. cumhura(alimlerin cogunluguna) gore bunu yapan kisi tazir cezasina carptirilir.
e madem bu fiil haramsa, burda ne anlatiliyor.
arkadaslar dovme de haramdir, ama dovme abdesti bozar mi diye aratip taratiriz.
boyle bir fiil yapmak yasak, ve cezasi var. ama burda bu alimlerin degerlendirdigi sey, teorik olarak, eger bir kadin, bir essekle cinsel iliskiye girse, hac ibadeti bu haramdan dolayi bozulur mu bozulmaz mi.
e diyeceksiniz ki olm alimler bi kisinin essekle iliskiye girince haccinin bozulup bozulmayacagiyla neden ilgilenmis.
bunun sebebi zannimca herhalde o donem bazi kisilerin esekle cinsel iliskiye girmeye kalkismalaridir. yoksa neden boyle bi konu tartisilsin. herhalde bunu yapan olmus ki tartismislar.
peki diger bir husus, esekle cinsel iliskiye giren bir insanin, hacci neden bozulmaz. cunku arkadaslar esegin de bizimki gibi penisi vardir ve bizdeki hukum onlarda da gecerlidir. o sebepten.
evet her halukarda tartisilmis bu konu size sacma gelebilir, ama nihayetinde sadede gelirsek esekle iliskiye girmek caiz degildir. evet.
9. keciden dogan insan evladi imam olursa... abdul-celil isa ebu nasr, "ma le yacuz fiha el-hilaf beyne el-muslim"inde soyle yaziyor:
"onlardan bazilari demistir ki: eger bir adam bir keciyle cinsel munasebete girerse, o keci (o adamdan) hamile kalip insan dogarsa, o insan buyuyup ders alip ve ilim ogrenip, bir koyde kurban bayrami namazinin imami olursa, onu namazdan sonra kesseler ve kurbanlik yapsalar, bu amel onlar icin caizdir. cunku bu surette evladin hukmu annenin (yani, onu dogan kecinin) hukmu gibidir. ve ayni zamanda, onun annesini (kecinin) kurban bayraminda kurbanlik yapmak caizdir. hasilikelam, onu da (keciden dogan insan evladini) kurbanlik yapmak caizdir."
mesele bununla bitse problem neydi ki? bazilari bu konudan rahatsizolup, meseleyi aciklamislar. ama kaş duzeltmek yerine, vurup gozu de cikarmislar. asagida vehhabilerin meshur forumunda diyorlar ki, boyle bir sey k kitapta yok, birisi fetvayi baska sekilde sunmus blabla.
"bir adam keciyle cinsel munasebete girip keciyi ondan hamile birakmasi ve adamla kadinin ayni inekten sut emmesi hakkinda yalna reddiye
keci hakkinda yalana reddiye:
(bu yalan) muhalif bir kisi tarafindan satirlara ilave edilerek bazi yayinevlerinde yayimlanmistir. burdan okuyun: "eski zamanlarda fakihlerin birine sorildu: eger bir adam bir keciyle cinsel munaesebet kurarsa ve ondan (keci) hamile kalirsa, bir insan dogarsa, sonra bu kisi imam cemaat olursa, kurban bayrami gunu namazini cemaatle kilarsa, su halde ki, onun annesibbir ekcidir ve kurbanlik olmasi mumkundur, imamin cemaatle kildigi namaz itibarli midi? fakih fetva verdi ki: caizdir."
baska bir ilginc fetvada eski fakihlerden biri eger bir adam ve bir kadin bir inekten sut icseler, onlarin birbiriyle evlenmesi caiz degildir. cunmu onlar sut-kiz ve erkek kardesi olurlar."
ilk fetvayi kitaptan farkli sekilde sunmuslar. kaydettikkeri ikinci fetva hakkinda sirf o kitsptan bilgimiz yoktur, ama diyebilirix ki, "sahih-i buhari" yazari buhari'nin benzer fetvasi cokca kisiye malumdur onun fetvasina gore, iki cocuk bir inek, veya keciden sut icerse, birbirlerine mahrem olur ve evlenemezler.
not: ebul-celil isa ebu nasr, el-ezher universitesinin seyhlerindendir.
cevap: evvela sunu soyleyeyim mi, buhari ile ilgili fetvanin asilsiz oldugunu buhari basliginda aciklamistim o sebepten o konuya girmiyorum bile.
simdi bu keci meselesine gelirsek, abdulcelil isa, 1888-1981 yillari arasinda yasamistir. zamaninin onde gelen maliki alimlerindendir.
bu konuya gelirsek, arkadaslar bu abdulcelil'in fetvasi degildir. abdulcelil, zamaninda alimlerin ne tip garip konulari tartistigini aktariyor, mesela bir adam, bir kadinin rahminin icine girerse soyle soyle olur mu diye tartismis bazilari, bazilari da zamaninda boyle tartismis falan diyor.
fakat abdulcelil bunu aktarirken, o "bazilari"nin kim oldugunu belirtmiyor.
dolayisiyla bu soylem ehli sunnet acisindan hicbir sey ifade etmez. zira abdulcelil bunu, "bazilari dedi" seklinde mechul bir sekilde aktariyor.
dolayisiyla bunun haber degeri yoktur. zira o "bazilari" kim bilmiyoruz. ki abdulcelil usa vefat edeki 43 sene olmus yani sadece. o "bazilari"nin da kim oldugunu belirtmedigine gore, bu konu uzerinden bir sahis elestirisi de yapamayacagiz demektir bu, o sebepten geciyoruz.
10. aise, kiz kardesi esma'ya yabanci adamlari emzirmesini istiyordu. soyle ki, meshur ehli-sunnet tefsir alimi allame el-kurtubi, tefsirinde soyle yaziyor:
"aise bir adamin kendi yanina dahil olmasini isteseydi, kiz kardesi esma'ya onu emzirmesini soyluyordu ki, boylece o kisi esma'nin sut oglu olsun ve aise icin mahrem olsun, dolayisiyla da aise'ye bakmasi izinli olsun."
cevap: evet, simdi biliyorsunuz ki, islam'da, bir kadin, bir erkekle bas basa kalamaz. oysa aise'nin yanina, bazen bir adam, kendisinden ilim almak icin, veya baska bir sebeple, normal olarak gelebiliyordu. aise, boyle biriyle konusmak istediginde, mahremiyet kurallari gerekcesiyle konusamazdi.
o sebepten kadin yegenlerinden boyle bir adami emzirmesini, boylelikle aise ile aralarinda sut kardesliginden dogan mahremiyetin olusmasini isterdi.
simdi burdaki sorun su, ne yani, yetiskin bir kadin, yetiskin bir adami mi emziriyordu.
evet.
peki nasil. soyle ki, peygamber doneminde bu olay, yani yetiskinin yetiskin tarafindan emzirilmei olayi 1 kez uygulanmistir. bu da belirli bir sebep dolayisiyla oldu. bir kadin bir adama bakti falan, evladi olarak goruyordu sonra evlatligin gecersiz oldugu ayeti nazil olunca adam, annesi gibi oldugu kadina namahrem oldu, kadin bundan yakininca peygamber de onu emzir dedi, boylece adam, kadinin sut evladi olacakti.
peygamber'in hanimlari, yetiskinin yetiskin tarafindan emzirilmesine karsi cikip, bu olayin 1 kereye mahsus bir sey olabilecegi ihtimalinin oldugunu soylemisler. ki genel olarak islam alimleri de bu sekilde dusunur.
ama aise, bu olayi, 1 kereye mahsus olarak algilamamis, eger peygamber buna izin vermisse, demek ki bu genel olarak caizdir seklinde algilamistir.
bu sebepten kendi yanina gelen, ama mahremiyet sebebiyle iletisim kuramadigi bir adam olursa, kadin yegenlerine o adami emzirmesini, boylece aralarinda sut akrabalik baginin olusmasini isterdi.
olay bu aslinda.
ha hala yetiskin birinin yetiskin tarafindan emzirilmesini garipsiyor olabilirsiniz. zaten genel olarak islam alimleri de buna karsi cikmislar. ama yaani garipsemekte haklisiniz, fakat neden olmasin. dimi. neden olmasin.
evet arkadaslar kisacasi bu kadardi.
akliniza hala yatmayan seyler olduguna eminim mesela suan hemen ustteki konu gibi!
ama benim aklima yatiyorsa sizden banane dimi haha!
o zaman hadi dagilin simdi eyw
azeri bir sii sitesinde, sunni alimlerin verdigi birtakim fetvalar elestirilmis. simdi o elestirilere bakalim isterseniz. ki bu elestirileri de 18+ diye paylasmislar bu arada.
1. imam malik'in anal iliskinin hukmu hakkindaki fetvasi. taberi, "ihtilaful-fukaha"sinda soyle yaziyor:
"onlar kadinlarla anal iliskide bulunmak hakkinda fikir ayriligina dusmustuler. onlar, anal iliskiden baska kadinin butun bedeninden lezzet icin istifade edilmesi hakkinda icma(yani ittifak) etmelerine ragmen, malik demistir ki: erkegin kendi hanimi ile onden iliskide olmasinda problem olmadigi gibi, anal iliskide olmasinda da hicbir problem yoktur. bu hadisi bize yunus, ibn vehb'den, o da ondan (imam malik'den) rivayet etmistir."
gorundugu gibi, taberi, imam malik'in sozlerinin yunus ve ibn vehb yoluyla rivayet edildigini soyluyor. bu ravilerse ehli sunnete gore guvenilir kisilerdir.
1. yunus bin abdul-ala bin meysere el-misri - kutubi sitte'den muslim, nesai ve ibn maxe kitaplarinda rivayetleri olup, ibn hacer sika(yani guvenilir) bir ravi oldugunu demistir. zehebi onu soyle vasfetmistir: imma, seyhul isalm, mukri (kurani gusel okuyan), hafiz. o, misir'ds kendi devrinin buyuk alimlerindendi. nesai soyle demistir: sika ravidir. ali bin el-hasan soyle demistir: o, hadis hafiziydi. ibn hibban onun adini "es-sikat" (yani guvenilirler) eserinde zikretmistir
2. abdullah bin vehb bin muslim - kutub-i sitte'nin butun 6 kitabinda da rivayetleri var. ibn hacer soyle demistir: beni esed'in ariflerinden(yani akilli adamlarindan)di. sika ravidirm zehebi soyle demistir: imam, seyhul islan, hafiz. yahya bin muin soyle demistir: sika ravidir. ibn sad soyle demistir: abdullah bin vehb buyuk ilim sahibi ve sika ravidir. icli soyle demistie: sika ravidir. saci soyle demistir: sika ve saduk ravidir.
boylece, imam malik'den gelen rivayet sahihtir.
cevap: evet arkadaslar simdi anal iliski konusunda, anal iliski, haram kabul edilir. o zaman imam malik'in sozlerini nasil anlayacagiz?
arkadaslar zaten taberi'de gecen bir rivayete gore, imam malik, kendisine isnat edilen makattan iliski caizdir sozunu duyunca ben boyle bir seyi katiyyen caiz gormedim demistir.
burdan imam malik'e zamaninda yanlis olarak boyle bir fetvanin isnad edildigini anliyoruz, bu konuda gelen rivayetlerin cogu da sahih degildir. hatta kendisinden bunun aksi yolda rivayetler gelmis olup malikiler de anali caiz gormez.
olay budur. ha bu rivayetin diger bir aciklamasi da su olabilir, soyle ki, bazi alimler, arkadan ilisko caizdir demisler diye, bunlar sanki makattan iliskiye cevaz vermisler seklinde anlasilmis. halbuki burda demek istedikleri, kadinin arkasindan kadin cinsel organiyla munaesebet kurulabilir. yoksa burda kadinin arkadan makatiyla munasebet kurulabilir demek istememislerdir. imam malik'in kasti o olabilir, veya kendisine isnat edilen bu fetva, kendisine kendi zamaninda yanlis bir bicimde isnat edilen fetvalardan biri de olabilir. allahu a'lem
2. hanefi alimi el-cessas, malik'in anal iliskiyi helal bilmesi inkar edilmez bir gercektir diyor. soyleki cessas, "ahkamul-kuran"inda soyle yaziyor:
"ebu bekir (el-cessas) dedi ki: malik'in bunu (anal iliskiyi) izinli olarak gormesi meshur meseledir. lakin onun ashabi bu sozleri inkar ediyor, cunki bu pis ve igrenc bir seydir. fakat onun bunu helal bilmesi o kadar meshur bir meseledir ki, onlarin bu inkarla malik'i savunka istemeleri imkansizdir. muhammed bin said, ebi suleyman el-cuzcani'den onun boyle dedigini rivayet etmistir: "malik bin enes'in yanindayken insanin kendi helaliyle anal iliski hakkinda soru sodum. o elini basina goturerek soyle dedi: daha simdi bunun yuzunden gusul aldim.""
bazilari ne kadar inkare tmeye calissa da, ehlu sunnet'in 4 mezheb imamindan biri olan imam malik'in bu gorusu gercektirm o sebepten ozellikle ehli sunnet'in radikal grupu olan selefilere onerimiz su ki, siilere karsi fetva tebligatina son verip, kendi alimleriyle ilgilensinler.
cevap: evvela cessas'in soylemi bir sey ifade etmez. cunku bir haberin meshur olmasindan cok senedine, dayanagina bakilir. zira haberi meshurlar uydurma nevinden dahi olabilir.
cessas'in verdigi rivayete gelirsek, suleyman cuzcani, imam malik'in ravilerinden degildir. kendisi hanefi fakihlerindendir ve imam malik'ten rivayeti yoktur. dolayisiyla imam malik'in ravilerinden olmayan ve ondan rivayeti vaki olmayan birinden ona isnatla bir sey rivayet edilmesi rivayetin sihhatine halel getirir.
3. ehli sunnet alimi muhammed bin aclan ve anal iliski. ehli sunnet'in hadis alimlerinden muhammed bin aclan, bunu sadece helal bilmekle kalmamis, hatta bunu yapmistir da. soyle ki, zehebi, "siyer elam en-nubela"sinda soyle yaziyor:
"muhammed bin aclan ebu abdullah el-kuresi. (buhari'nin (talik yoluyla), muslim'in ve 4 sunen sahibinin ravisidir.) imamdir, ornek sahsiyettir. dogru dozludur, alimlerin yadigaridir. medinelidir. o, fatima bint el-velud bin utbe bin rebia bin abdussems bin ebn el-menaf'in azatli kolesi olan acla'dir. abdulmelik bin mervan'in hilafeti devrinde dogmustur. ............ o, fakihtir, muftidi, abid(yani cok ibadet eden), dogru sozlu bir kisidir, buyuk izzet sahibidir. peygamber'in meclisinde onun buyuk meclisleri olurdu."
simdiyse bu kisinin buyografisine daha genis bakalim ve sonda anal iliski hakkindaki gorusune sahit olalim.
soyle ki, yusuf bin abdurrahman el-mizzi, "tehzibul kemal"inde soyle yaziyor:
"5462 - buhari'nin (talik yoluyla), muslim'in ve 4 sunen kitabinin ravisidir. muhammed bin eclan el-kuresi ebu abdullah el-medini. fatima bint el-velid bin utbe bin rebia bin abdussems bin abdulmenaf'in azatli kolesidir. o, abid, zahid ve fakihtir. peygamber'in meclisinde onun meclisleri olurdu ve o meclislerde fetva verirdi. salih bin ahmed bin hanbel babasindan onun sika(yani guvenilir) bir kisi oldugunu rivayet etmistir. abdullah bin ahmed bin hanbel babasindan soyle dedigi rivayet edilitoe: ibn uyeyne'nin soyle dedigini duydum: bana muhammed bin aclan rivayet etti ve o sikadir. hakeza abdullah bin ahmed dedi ki: babama sordum ki, muhamed bin aclan ve musa bin ukbe'den hangisini daha cok seviyorsun. dedi ki: her ikisi de sikadir. o ikisinden daha yakiniysa muhammed bin aclan'dir. soyle ki, ibn uyeyne onu ovuyordu. ishak, yahya bin main'den onun sika oldugunu rivayet etmistir. abdulkah bon ahmed bin hanbel dedi ki: yahya bin main'den soruldu: davud bin kays mi yoksa muhamed bin aclan mi daha ustundur. o dedi ki: muhammed. abbas ed-duri, yahya bin main'den onun soyle dedigini naklediyor: muhammed bin aclan sikadir. o, muhammed bin omer bin alkame'den daha guvenilirdir ve buna hic kimsenin suphesi yoktur... yakub bin seybe dedi ki: ibn aclan sika kisilerdendirm ebu zura dedi ki: ibn aclan saduktur, vasattir (orta). ebu hatim ve en-nesai dediler ki: sikadir. muhamed bin sad dedi ki: muhammed bin omer dedi ki: abdullah bin muhammed bon aclan'in soyle dedigini duydum: uc yildan fazla babamla birlikte yasadim. ben onu gormus ve ondan hadis de duymustum. hicretin 148. veya 149'cu yilinda mdine'de ebu cafer el-mansur'un hilafeti devrinde vefat etmistir. o sikadir, cokca hadisleri vardir. ebu said bin yunus dedi ki: o misir'a tesrif buyurdu ve iskenderiye sehrine giderek ordan bir kadinla evlendi. o kadinla anal iliski yasadi. kadin ailesine sikayet etti. bu hadise (sehirde) meshurlasti ve iskenderiye halki sesini yukseltti. o, sehirden cikip gitti vr 148'ci yilda medine'de vefat etti. sakalina sari kina yapardi."
cevap: sunu soylemek gerekir ki arkadaslar, siinin alintiladigi zehebi'nin bizzat kendisi, muhammed bin aclan'in hadislerinin sahih niteliginde degilse de, hasen yani sahihle zayif arasi ama sahihe daha yakin olan makbul hadis cesidinden daha asagi olmadigini soylemistir. bunu soylerken muhammed bin aclan'in hafizasinin mukemmel olmadigina dikkat cekmistir.
ilaveten imam malik de onun hakkinda ibn aclan alim degildi demistir.
ha peki buhari muslim'de hadisleri var ona ne diyecegiz, evet hadisleri var ama buhari ve muslim'de hadisleri, kendisini dogrulayacak baska sahidli hadisler esliginde nakledilmistir. bu da onun cok da iyi bir ravi olmadigina isaret eder.
ibn aclan muhaddis ve fakih bir tabiidir, tabiin, hz. muhammed'i gormemis ama sahabileri gormus olan muslumanlara denir.
anal iliskiyi caiz gormesi hususuna gelirsek, bu rivayeti kitabinda nakleden kisi yusuf bin abdurrahman'dir ki, 1256-1341 yillari arasinda yasamistir. ibn aclan ise, 685-705 yillari arasinda dogup 765'te vefat etmistir.
ki yusuf bin abdurrahman, bu rivayeti kitabinda ebu said bin yunus'tan nakleder ki, o da yusuf bin abdurrahman'dan yuzyillarca yil once yasamistir.
dolayisiyla bu rivayeti senetsiz nakletmis oldugundan bu habere itibar edilmez.
ki bunun disinda velev ki, faraza, boyle bir hadise gercek olsaydi dahi, fark ettiyseniz ibn aclan analin cevazina fetva verdi demiyor, anal iliskiye girdi diyor. sarab icen bir adamin sarabin cevazina fetva vermemesi gibi biseydir bu yani. onu velev ki yapmis olmasi dahi, onu caiz gordugunu gostermez zaten.
yani olay bu kisacasi.
4. kisinin zina sonucu dogmus kendi kiziyla evlenmesi helaldir!!! ehli sunnet'in buyuk alimlerinden biri, şafii mezhebinden olan ebu zekeriya muhyiddin yahya bin şerif en-nevevi, kendisinin "minhacut-talibin"inde soyle yaziyor:
"evlenmenin haram oldugu kadinlar. evlenmek haramdir: anneyle -kisiyi dogan, veya kisiyi dogani dogan kimseyeanne denir. kiziyla -kisinin sulbunden doan, veya sulbunden doganin dogdugu kizlar o kisinin kizi sayiliyoe. ben (en-nevevi) diyorum ki: kisinin zinadan dogmus kendi kizi ona (evlenmek icin) heladir. lakin kadinin zinadan dogan erkek evladiyla evlenmesi haramdir. allah daha iyi bilir."
not: bu tarz fetvalarin siteye konmasinin amaci kendi fikihlarindan haberi olmayan, fakat bazi meselelerde caferi mezhebine karsi cikan, elestirilen kisilere insaallah ders olmasidir.
cevap: evet boyle bir sey vardir.
nevevi, şafii mezhebinin onemli alimlerindendir.
simdi, zina, islam hukukunda gecerli bir iliski yolu olarak taninmaz. yani islam'da gunumuzde gecerli iliskinin tek yolu nikahtir.
zina, iliski birlikteligi olusturmaz. zina ettigin kadin namahremdir, sana yabancidir. mahkeme onunde sevgili degil, 2 yabanci olarak sayilirsiniz.
mesela bu tarz bir kadina mehir verilmez, ayrilinca nafaka odenmez.
dolayisiyla, bu tarz bir kadindan dogan cocugun, seninle kan bagi olsa dahi, hukuki acidan, yani islam hukuku, sizi baba-kiz olarak tanimaz.
boyle bir adamla boyle bir kiz, mahkeme onunde 2 ayri kisi olarak gorulur.
bunun sebebi, islam'ın hukuksla acidan zina denen iliski yolunu tanimamasidir. dolayisiyla tanimadigi bir iliskiden dogan cocugun babasini baba olarak, kizini da evlat olarak gormez.
adamin bu tarz bir cocuga babalik yapmasi sart degildir, bu tarz bir kiza miras da vermez.
cunku kanun, adamin babalik hakkini, kizin da evlatlik hakkini, iliski gayrimesru ve yasak oldugundan, yani illegal oldugundan elinden alir.
hal boyle olunca, kiz, babasina nisbet edilmez. yani falancanin kizidir denmez. cunku hukuk karsisinda zina gayrimesru oldugundan, adam, dogan evladin babalik hakkindan men edilir ve geecek babasi olarak gorulmez.
hasilikelam, boyle bir adamla boyle bir kadin, hukuksal acidan yabanci sayildiklarindan, aralarindaki akrabalik bagi kanda kalip, hukukta reddedildiginden, bu tip iki kisinin evlenip evlenemeyecegi de ulema arasinda tartisilmistir.
hanefiler, hanbeliler, ve malikilerin de esas gorusune gore evlenemezler. cunku hukuksal olarak aralarinda ebeveynlik evlatlik hakki olmasa dahi, adam, o kizin dogumuna sebebiyet vermistir. ilaveten cumhur, yani ulemanin buyuk cogunlugu da bu tarz bir evlilige karsi cikmistir.
fakat, malikilerden gelen bir goruse gore, ve ayrica safiilerin imam safii'den gelen ve meshur olan gorusune gore, bir adam, zina sonucu dogan kiziyla, hukuksal acidan hicbir bagi olmadigi, ve devletin o kizi, o adama nispet etmedigi icin, yani bu ikili arasindaki bag tamamen reddedildigi icin, bunlarin evlenmesi de legal, yani yasal olur.
fakat safiiler, imam safii'den gelen goruste, fakat bu mekruhtur dedigi icin, bunu hos karsilamazlar.
hatta bazilari, imam safii'nin buna mekruh demesini soyle yorumlamislardir:
eger adamin, zina ettigi kizin kendisine ait oldugu kesinse, o zaman o kizla evlenmesi haram olur. fakat eger o kizin nesebi mechulse, yani kime ait oldugu belli degilse, o zaman o kizla o adamin evlenmesi, o adamin o kizla aralarinda kan bagi olmamasi ihtimaline karsin caiz olur.
bu sadece zina edilen kadinin evladina ait bir durum degildir. adam, zina ettigi kadinin annesiyle dahi evlenebilir.
bunun nedeni, kadin, hukuksal acidan adamin karisi sayilmadigindan, kadinin annesi de, adamin kayinvalidesi olmaz.
yai adam, kadinla akrabaligi olan her turlu kimseyle evlenebilir. bu evlada ozel degildir. cunku kadin adama namahremdir, hukuksal acidan yabancidirlar, kadinin evladindan adamin babalik hakki alinmistir ve kanun karsisinda bu ikisinin adama aidiyeti yoktur.
hasilikelam boyle bir birliktelik, hanefi ve hanbeliler ve malikilerin esas gorusu hasili ulemanin buyuk cogunluguna gore caiz olmayip, malikilerden gelen bir goruse gore caiz, ve safiilerin gorusune de gore mekruhtur.
iste bir safii alimi olan nevevi, safiilerin meshur gorusune dayanarak buna caiz demistir.
ki bu sadece ehli sunnet alimlerinden bazilarinin gorusu olmayip, sia alimlerinden de bunu soyleyenler olmustur.
ornek vermek gerekirse, 2014 nobel baris odulu adayi, irak'in en onemli sii dini lideri, hatta imamiye siasinda muctehit olarak kabul edilen ayetullah sistani'nin fetva sitesinde, boyle bir soruya gelen fetva soyledir:
"soru: zina eden bir erkegin, zina ettigi kadinin kiziyla evlenmesi caiz midir?
cevap: helaldir ama kacinmak daha iyidir."
yine baska bir sii sitesinde de, evladin nesebi inkar edilirse boyle bir evlilik caiz olur diye bir makale vardir.
olay kisaca budur.
bu konuda sii, safii ve malikilerin de goruslerine da ayri bir baslik acmis ama o konuyi da burda anlattigima gore artik diger konulara gecebiliriz.
5. ebu hanife mahremlerle nikahtan dogan cocugun hukmu hakkinda. abdurrahman el-ceziri, "el fikih ala el mezahib el erbaa"sinda soyle yaziyor:
"malikiler, safiiler, hanbeliler ve hanefilerden olan ebu yusuf ve imam muhammed dediler ki: bir kisi kendisinin evlenmesi haram olan, mesela, kendine annesi, kiz kardesi gibi mahrem olan kadinla akit yapsa ve bu akde esasen onunla cinsi munasebette olsa, hakeza bunun haram oldugunu bilse, bu kisiye had cezasi verilmelidir. imam ebu hanife dedi ki: bir kisi bu amelin haramligini bildigini dese de, ona had cezasi verilmeyecek. o kadina mehirini verecek ve annede olan cocuk da onun evladi sayilacak."
cevap: simdi ebu hanife'den, bu yolda soyle bir fetva nakledilmistir:
"imam ebu hanife dedi ki: bana haram oldugunu biliyorum dese bile haddi yerine getirme zorunlulugu yoktur, ama o mehirle yukumlu kilinir, cocuk ona baglanir, ve her turlu tazirin en siddetlisiyle cezalandirilir."
yani arkadaslar, bakin, seriatta 2 turlu ceza vardir:
1. had - bu, kuran ve sunnette belirtilmis suclarin cezasidir. hirsizligin cezasi, zinanin cezasi gibi.
2. tazir - bu, hakimin kendi karariyla verdigi cezadir.
simdi ulemanin buyuk ekseriyeti demis ki, kendi mahremiyle akit baglayip ondan cocuk peydahlayan kimseye, kuran ve sunnette ceza verilmistir, ve o kesin cezaya carptirilir. adamin eyleminin kotulugunde hicbir suphe yokur.
ebu hanife ise demis ki, ortada bir sozlesme var, bu sozlesmenin imzalanmasi yolunda sahitler var. hadi adam kadinla sozlesme yapmis, o sahitler buna nasil izin vermis. yani o donem dna testi de olmadigindan, o cocugun, o adama aidiyetinin mechul olacagindan bahsediyor. bu sebepten ona had, yani kuran ve sunnetten bir ceza yoktur der. fakat o, kadina mehir verir, cocuk kendisinin adina gecer, ve adama tazr cezasi uygulanir. tazir, hakimin kararina bagli cezadir. yani hakim isterse adami sopalar, isterse surgun eder, isterse idam eder. istedigini yapabilir yani adama.
dolayisiyla ebu hanife, ceza yoktur dememis, had cezasi yoktur, tazir cezasi vardir demistir. ulemanin buyuk ekseriyetiyse hayir tek bir kesin ceza vardir demisler. bu da idamdir galiba. ebu hanife ise adamin idaminin zorunlu olmadigini soylemis oluyor bir nevi galiba yani. yani surgun de edilebilir, dayak da atilabilir, hapse de girebilir. tazir cezasi yani.
hasili kelam olay budur allahu a'lem.
bundan sonra sii gene zina ve baba-kiz muhabbetine baglayip bu konuda zibilyon tane alinti yapiyor ki onlari geciyorum suan.
6. kucuk yastaki kiz cocuguyla cinsel iliski. zeynuddin bin nuceym el-hanefi, "el-behrur-raik şerh kenzul-dakaik"inde, nikah bolumunde soyle yaziyor:
"(alimler) kucuk yastaki kiz cocugu ile cinsel munasebetin zamaninda ihtilaf etmisler. bazilari "balig olmadan cinsel iliski olmaz", bazilari "9 yasina varirsa olur", bazilariysa "eger kilolu olsa ve cinsel iliskiye takati varirsa onunla cinsel iliskiye girilir, aksi halde girilmez" demisler."
cevap: evet bu konuda bir yazi daha paylasiyor bundan sonra sii.
ya ben bu konuda soyle bir sey soyleyebilirim, kuran ve hadisten, bir kisinin, kac yasinda evlenebilecegine dair yeterli bir delil bulunmamaktadir.
mesela bu konuda sadece biz ehli sunnet degil, bizzat bu yaziyi paylasan sia'nin alimleri de zamaninda cocuk yasa evlilige cevaz vermisler.
ben bu konuda olayin tamamen kulturel ve donemsel zemin oldugunu dusunuyorum.
yani ibn nuceym dedigin adam yasamis 500 sene once. ta 1500'lerde ortacagda. veya zamaninda buna cevaz veren alimler yasamis 1000 sene, 1400 sene once.
mesela, ibn şübrüme, ki kendisi 691-692 yillarinda dogup 761'de vefat eden fakih ve kadidir, adam ta o donemde yasamasina ragmen cocuk evliligi caiz degildir, ozellikle kiz cocuklarinin evliligi daha da kotudur demis. cunku erkegin bosanma hakki var, bos ol der biter mevzu. ama kizin teoride boyle bir hakki da olmadigindan, kiz cocugunun evlendirilmesi genel olarak caiz degildir demis. ona gore, bir insanin evlenmesi icin balig olmasi, yani buluga erismesi lazim.
yani arkadaslar dolayisiyla, bu konuda ihtilaf olup boyle diyen fakihler de olmustur.
biz bu donemde, buna karsiysak, bunu dogru kabul etmiyorsak, boyle amel eden alimlerin gorusleriyle amel edip, boyle dusunmeyenleri hatali gormekten baska elimizden bir sey gelmez.
bunun aksini soylemis alimlerin de, zamaninda 1300 yil kadar once yasadigini, ve o donemki anlayisla bu donemkinin cok da bi ayni olmadigini kavramamiz gerek.
sahsim adina ben de boyle dusunuyorum ve cocuk evliligine karsiyim tabiki.
bu olayi da kisaca boyle aciklamak mumkun.
evet gecelim.
7. zina yapan maymun. dikkatli olun! bu haids ehli sunnet'in kuran'dan sonra en muteber olarak gordugu ve icindeki butun hadisleri sahih olarak gordugu sahih-i buhari kitabindandir. orda soyle bir rivayet naklediliyor,
"nuaym bin hammad bize rivayet etti (ve dedi ki), huşeym bize huseyin'den, o da amr bin meymun'dan onun soyle dedigni rivayet etti: cahiliye devrinde zina yapmis bir maymunun basina fazlaca maymunlarin toplastigini gormustum. maymunlar onu (zina etmis maymunu) tasliyorlardi. ben de maymunlara katilip onu tasladim."
bu maymun nasil bir maymun oyle? maymunlarda da mi zina var? hem de cahiliye devrinde!
cevap: eveet gelelim fasulyenin faydalarina...
gelelim kurancilarin da bir zamanlar sunniler aleyhinde kullandigi o rivayete.
arkadaslar evvela, buhari bu rivayeti "cahiliye gunleri" isimli bolumunde zikreder. yani bu rivayeti fikhi olarak hicbir seye delil kullanmamis, oylesine zikretmis oldugu bir rivayettir.
ikincisi bu bir hadis degil, amr'in kendi anisidir.
ucuncusu amr bin meymun sahabi degildir, cahiliye doneminde dogmus, dolayisiyla peygamber ile ayni cagda yasama firsati kazanmis, ama onu gormemis bir zattir. peygamber doneminde musluman olup da onu gorememis kisilere muhadramun denir.
dolayisiyla bu ne peygamber, ne sahabi sozu olup, muhadramundan olan amr bin meymun'un anlattigi, fikhi hicbir hukum bildirmeyen, oylesine bir rivayettir.
simdi bizim burda anladigimiz konu aradaslar, amr, ta cahiliye devrinde, yani islam'in dogusundan once, bir maymun grubunun, bir maymunu tasladigina sahit olmustur. peki bu dogal, olabilir. maymunlarin birbirlerine saldirabildikleri bilinen bir gercek. dolayisiyla amr, bir maymuna saldiran maymunlar gormus olabilir. peki, o maymunun "zina ettigi" kanisina nasil varmistir. bu rivayetin genis sekli ebu nuaym'in marifetus-sahabe'sinde aktariliyor. o rivayet soyledir,
"......isa bin hitan soyle dedi: kufe mescidine girdigimde karsimda amr bin meymun'u oturur vaziyette buldum. etrafinda insanlar vard. onlardan biri. "bize cahiliye doneminde karsilastigin en sasirtici olayi anlat" dedi. bunun uzerine o, soyle dedi: ben yemenlilerin tarlasinsayken bir araya toplanmis bazi maymunlar gordum. bir maymun, diger birinin boynunun altina kolunu koymus, sarilarak uzanmisti. o sirada baska bir maymun gelip, disi kaymunu durttu. disi maymun once dönüp ona bakti ve ardindan kolunu yavasca cekip onu durten maymunun yanina dustu. biraz uzaklastiktan sonra ikisi cima ettiler. ben de onlari seyrediyordum. ardindan disi maymun eski yerine gelip tekrar kolunu uyumus olan maymunun boynunun altina koymak istedi, fakat erkek maymun uyandi. ayaga kalkip disi maymunun arkasini kokladi ve ciglik atmaya basladi. bunun uzerine tum maymunlar etrafinda topladi. o da disi ve diger maymuna isaret ediyordu. dagilan maymunlar cok gecmeden diger maymunu da getirdiler. ikisini alip kumluk bir yere gotuduler. daha sonra onlar icin cukur kazip onlari oldurene kadar tasladilar. allah'a yemin ederim ki peygamber'in risaletinden once recmi gordum."
bahsi gecen bu rivayetin senedindeki ravilerden birkacini tam olarak bulamasam da, bir tanesinin hasen oldugunu gordum. dolayisiyla bu rivayet bu haliyle tam sahih mertebesinde olmayip, senedde guvenilir olmayan bir ravi varsa guvenilmez olabilir.
fakat burda sunun soylenmesi gerekir,
amr, bu olayi yemen'de yasamistir. ki yemen'de maymunlar vardir.
o da yemende calisirken bir maymun surusunu dikizlemeye baslamis ve 2 maymunun birlikte yatarlarken, bir baska maymunun gelip bunlardan birini durttugunu, sonra bu ikisinin ciftlestigini gormus. ardindan uyanan maymunun bunu yakalamasiyla birlikte ciglik atmis, sonra bu maymunlar diger maymun surusu tarafindan yakalanip taslanmislar. daha sonra da onlar icin cukur kazilmis.
simdi bu hikayenin gercek olup olamayacagi konusuna gelirsek,
sunu soylemek lazim ki, maymunlar arasinda aldatma bir realitedir, ve disi olanlarin erkeklerini aldatma ihtimali daha yuksektir. bu konuda su kaynaga bakabiliriz,
"about 17% of a group of gelada monkey's offspring is the result of cheating, meaning the dominant male may not be the father of all of the offspring in this family group."
bu bir bilim sitesi olan aaas'ta geciyor.
goruldugu gibi burda sadece bir grup jelada maymununun bile yavrularinin yuzde 17'sinin bir aldatma sonucu dogdugu yaziyor.
anlayacaginiz, maymunlar arasinda, amr'in gordugu olayda "zina" diye yorumladigi aldatma gercekten var. dolayisiyla amr, bir maymunun, yanindaki maymunu baska birisiyle aldatarak ciftlesmesine gercekten sahit olmus olabilir. yani anlayacaginiz bu imkansiz degil.
ikincisi, aldatmaya sahit olan bir maymunun, kendisini aldatan disisini taslamasi olayina gelelim.
yine bu jelada deneyinde maymunun, kendisini aldatan maymunu misilleme olarak cezalandirdigi da geciyor.
dolayisiyla bir maymun baska maymunu aldatiyor, ve o maymun da bu maymuni cezalandiriyor olabilir.
fakat, fakat, fakat, maymunlarin arasindaki aldatmalarla ilgili deneyler cok azdir.
ustteki rivayet ne kadar sahih bilmiyorum, dolayisiyla buna bel baglamamak lazim.
peki buhari'deki rivayet ne olacak. simdi, ikinci rivayet sahih olmasa bile, bize fikir vermeye yetiyor.
soyle ki, amr bin meymun, muhtemelen, ustteki rivayetteki gibi bir olaya sahit olmus, ve daha sonra bu maymunun taslanmasini da, a mucize, ben recmi gordum zamanindaya yormustur.
yani olay aslinda bu kadar basit. ki ibn kuteybe bu olayi "tevilu muhteliful hadis"inde soyle acikliyor:
"maymunlarla ilgili hadis peygamber ve ashab'dan nakledilmeyip sadece amr bin meymun vasitasiyla aktarilan maktu(yani tabiin veya tebeut tabiin, yani sahabileri veya sahabileri gorenleri gorenlerden birine ait soz) bir rivayettir. amr, maymunlarin baska bir maymunu tasladiklarina sahit olmus ve bu taslamanin zina sebebiyle oldugunu zannetmis olabilir. bunun sadece bir tahminden ibaret oldugu anlasilmaktadir. yoksa maymunlar zina yaptiklarini soylemezler. zaten onlari goren de olayin tam mahiyetini anlayamaz ve benzetme yaparak zanni gorudunu serdedebilir. nitekim bu hussuta araplar zina gapan kisileri "maymubdan daha zinakar" seklinde benzeterek ornek verirler. sayet maymunun zina ettigi bilinen bir gercek olmasaydi boyle bir ornege basvurmazlardi. ayrica esini kiskanma ve ciftlesme konusunda insanlara en cok benzeyen varligin da maymunlar oldugu bilinen bir gercektir. ote yandan hayvanlar birbirine dusman olur. birirlerine saldirir ve birbirlerine zina konusu olmaksizin cezalandirabilir. onlardan bazilari isirir, tirmalar, kirip parcalar; maymunlar da insanlar gibi elleriye birbirlerine tas atarlar. sayet maymunlar, birini zina olmaksizin taslamislarsa da amr bin meymûn onlarin zinadan dolayi birbirlerini tasladiklarini zannetmis olabilir. veya amr, sahit oldugu hadiseye verilen cezalandirmanin zina sonucu olduguna kanaat grtirmis de olabilir. nitekim maymunlar, hayvamlar aleminde esini en cok kiskanan ve onlari anlama acisindan insanlara en cok benzeyen varliktir. biz burda dalga gecenlerin/alaycilarin dedigi gibi maymunlarin zinadan dolayi recm cezasini uyguladigini ve tevrat'in zina hakkindaki recm hukmunu bildigini iddia etmiyoriz. ancak su da bir gercektir ki nasil diger hayvanlar tirmalar, isirir ve parcalarsa, maymunlar da kisknacliklarindan oturu zina veya baska nedenlerden oturu birbirlerini taslayabiliyorlar. nitekim insanlarin uzaktaki nesneyi tasladigi gibi onlar da elleriyle tas atarak karsidaki varliga eziyet edebiliyorlar."
ki bu aciklamayi yapan ibn kuteybe'nin 828-889 yillari arasinda yasadigini da unutmamak lazim.
simdi bu konuda diger bir husus su arkadaslar,
buhari'de "muallak" denen birtakim hadisler vardir. buhari bizzat kendisi bu hadisleri muallak olarak adlandirmistir. sahoh-i buhari'de gecen ve imam buhari'nin "muallak" diye adlandirdigi bu hadislerin bir kismi zayif sayilir.
simdi, bu rivayetin senedinde nuaym bin hammad vardir. kendisi, buhari'nin muallak hadislerinin ravisidir. buhari, onun rivayetlerini naklettiginde, o rivayeti desteklemek icin baska senedli rivayetlerle desteklemistir. yani nuaym'i tek basina guclu bulmamistir. ki hemen butun hadis munekkitleri de onun zayif hadis rivayet etmekle tanindigini soylemisler. ayrica delil olarak kullanilamayacagi soylenmistir.
hasilikelam hal boyle oldugunda su kanaate variriz, buhari'nin muallak hadislerinin ravisi olan, dolayisiyla muhtemelen onun da guclu gormedigi nuaym bin hammad, bu rivayeti buhari'de tek basina aktarmis, buhari onu baska bir rivayetle desteklememis, ilaveten bu rivayeti "cahiliye gunleri" adli bolumde, hicbir fikhi hukme delil gormeksizin kullanmistir.
bu da rivayetin sihhatine golge dusuren bir unsurdur. dolayisiyla bu rivayet kullanilarak ehli sunnet elestirisi yapmak sacmadir. zira zaten bu rivayetin sihhati de mechuldur.
olay budur.
8. eşekle cinsel munaesebet hacci batil eder mi?
ibn nuceym el-hanefi, "el-bahr er-raik şerh kenz ed-dekak" kitabinda soyle yaziyor:
"miracul diraye"(bu kitap cok muhtemeldir ki, hanefi alimi ali bin ebu bekir el-merğinani'ye ait olan "miracul diraye fi şerh el-hidaye" mitabidir, cunku "el berh er raik"in yazari da hanefi alimidir) kitabinda yazilmistir ki: eger essegin cinsi aleti veya erkegin cinsi aletinin sunnet edilmis yere kadar olan kismi kadinin cinsel organina dahil olursa, icmaya(yani alimlerin ittifakina) esasen onun hacci batil olur. eger cinsi alet bir beze sararak kadinin cinsi organina dahil olursa ve kadinda sicaklik ve istek olusturursa (sehvetten olusan sivi gelirse), kadinin hacci batil olur. eger boyle olmasa (yani, sehvetten olusan sivi gelmese), o zaman hacca bir mani degildir."
cevap: arkadaslar evvela islam'da zoofili haramdir. yani bir hayvanla cinsel munasebete girilemez. cumhura(alimlerin cogunluguna) gore bunu yapan kisi tazir cezasina carptirilir.
e madem bu fiil haramsa, burda ne anlatiliyor.
arkadaslar dovme de haramdir, ama dovme abdesti bozar mi diye aratip taratiriz.
boyle bir fiil yapmak yasak, ve cezasi var. ama burda bu alimlerin degerlendirdigi sey, teorik olarak, eger bir kadin, bir essekle cinsel iliskiye girse, hac ibadeti bu haramdan dolayi bozulur mu bozulmaz mi.
e diyeceksiniz ki olm alimler bi kisinin essekle iliskiye girince haccinin bozulup bozulmayacagiyla neden ilgilenmis.
bunun sebebi zannimca herhalde o donem bazi kisilerin esekle cinsel iliskiye girmeye kalkismalaridir. yoksa neden boyle bi konu tartisilsin. herhalde bunu yapan olmus ki tartismislar.
peki diger bir husus, esekle cinsel iliskiye giren bir insanin, hacci neden bozulmaz. cunku arkadaslar esegin de bizimki gibi penisi vardir ve bizdeki hukum onlarda da gecerlidir. o sebepten.
evet her halukarda tartisilmis bu konu size sacma gelebilir, ama nihayetinde sadede gelirsek esekle iliskiye girmek caiz degildir. evet.
9. keciden dogan insan evladi imam olursa... abdul-celil isa ebu nasr, "ma le yacuz fiha el-hilaf beyne el-muslim"inde soyle yaziyor:
"onlardan bazilari demistir ki: eger bir adam bir keciyle cinsel munasebete girerse, o keci (o adamdan) hamile kalip insan dogarsa, o insan buyuyup ders alip ve ilim ogrenip, bir koyde kurban bayrami namazinin imami olursa, onu namazdan sonra kesseler ve kurbanlik yapsalar, bu amel onlar icin caizdir. cunku bu surette evladin hukmu annenin (yani, onu dogan kecinin) hukmu gibidir. ve ayni zamanda, onun annesini (kecinin) kurban bayraminda kurbanlik yapmak caizdir. hasilikelam, onu da (keciden dogan insan evladini) kurbanlik yapmak caizdir."
mesele bununla bitse problem neydi ki? bazilari bu konudan rahatsizolup, meseleyi aciklamislar. ama kaş duzeltmek yerine, vurup gozu de cikarmislar. asagida vehhabilerin meshur forumunda diyorlar ki, boyle bir sey k kitapta yok, birisi fetvayi baska sekilde sunmus blabla.
"bir adam keciyle cinsel munasebete girip keciyi ondan hamile birakmasi ve adamla kadinin ayni inekten sut emmesi hakkinda yalna reddiye
keci hakkinda yalana reddiye:
(bu yalan) muhalif bir kisi tarafindan satirlara ilave edilerek bazi yayinevlerinde yayimlanmistir. burdan okuyun: "eski zamanlarda fakihlerin birine sorildu: eger bir adam bir keciyle cinsel munaesebet kurarsa ve ondan (keci) hamile kalirsa, bir insan dogarsa, sonra bu kisi imam cemaat olursa, kurban bayrami gunu namazini cemaatle kilarsa, su halde ki, onun annesibbir ekcidir ve kurbanlik olmasi mumkundur, imamin cemaatle kildigi namaz itibarli midi? fakih fetva verdi ki: caizdir."
baska bir ilginc fetvada eski fakihlerden biri eger bir adam ve bir kadin bir inekten sut icseler, onlarin birbiriyle evlenmesi caiz degildir. cunmu onlar sut-kiz ve erkek kardesi olurlar."
ilk fetvayi kitaptan farkli sekilde sunmuslar. kaydettikkeri ikinci fetva hakkinda sirf o kitsptan bilgimiz yoktur, ama diyebilirix ki, "sahih-i buhari" yazari buhari'nin benzer fetvasi cokca kisiye malumdur onun fetvasina gore, iki cocuk bir inek, veya keciden sut icerse, birbirlerine mahrem olur ve evlenemezler.
not: ebul-celil isa ebu nasr, el-ezher universitesinin seyhlerindendir.
cevap: evvela sunu soyleyeyim mi, buhari ile ilgili fetvanin asilsiz oldugunu buhari basliginda aciklamistim o sebepten o konuya girmiyorum bile.
simdi bu keci meselesine gelirsek, abdulcelil isa, 1888-1981 yillari arasinda yasamistir. zamaninin onde gelen maliki alimlerindendir.
bu konuya gelirsek, arkadaslar bu abdulcelil'in fetvasi degildir. abdulcelil, zamaninda alimlerin ne tip garip konulari tartistigini aktariyor, mesela bir adam, bir kadinin rahminin icine girerse soyle soyle olur mu diye tartismis bazilari, bazilari da zamaninda boyle tartismis falan diyor.
fakat abdulcelil bunu aktarirken, o "bazilari"nin kim oldugunu belirtmiyor.
dolayisiyla bu soylem ehli sunnet acisindan hicbir sey ifade etmez. zira abdulcelil bunu, "bazilari dedi" seklinde mechul bir sekilde aktariyor.
dolayisiyla bunun haber degeri yoktur. zira o "bazilari" kim bilmiyoruz. ki abdulcelil usa vefat edeki 43 sene olmus yani sadece. o "bazilari"nin da kim oldugunu belirtmedigine gore, bu konu uzerinden bir sahis elestirisi de yapamayacagiz demektir bu, o sebepten geciyoruz.
10. aise, kiz kardesi esma'ya yabanci adamlari emzirmesini istiyordu. soyle ki, meshur ehli-sunnet tefsir alimi allame el-kurtubi, tefsirinde soyle yaziyor:
"aise bir adamin kendi yanina dahil olmasini isteseydi, kiz kardesi esma'ya onu emzirmesini soyluyordu ki, boylece o kisi esma'nin sut oglu olsun ve aise icin mahrem olsun, dolayisiyla da aise'ye bakmasi izinli olsun."
cevap: evet, simdi biliyorsunuz ki, islam'da, bir kadin, bir erkekle bas basa kalamaz. oysa aise'nin yanina, bazen bir adam, kendisinden ilim almak icin, veya baska bir sebeple, normal olarak gelebiliyordu. aise, boyle biriyle konusmak istediginde, mahremiyet kurallari gerekcesiyle konusamazdi.
o sebepten kadin yegenlerinden boyle bir adami emzirmesini, boylelikle aise ile aralarinda sut kardesliginden dogan mahremiyetin olusmasini isterdi.
simdi burdaki sorun su, ne yani, yetiskin bir kadin, yetiskin bir adami mi emziriyordu.
evet.
peki nasil. soyle ki, peygamber doneminde bu olay, yani yetiskinin yetiskin tarafindan emzirilmei olayi 1 kez uygulanmistir. bu da belirli bir sebep dolayisiyla oldu. bir kadin bir adama bakti falan, evladi olarak goruyordu sonra evlatligin gecersiz oldugu ayeti nazil olunca adam, annesi gibi oldugu kadina namahrem oldu, kadin bundan yakininca peygamber de onu emzir dedi, boylece adam, kadinin sut evladi olacakti.
peygamber'in hanimlari, yetiskinin yetiskin tarafindan emzirilmesine karsi cikip, bu olayin 1 kereye mahsus bir sey olabilecegi ihtimalinin oldugunu soylemisler. ki genel olarak islam alimleri de bu sekilde dusunur.
ama aise, bu olayi, 1 kereye mahsus olarak algilamamis, eger peygamber buna izin vermisse, demek ki bu genel olarak caizdir seklinde algilamistir.
bu sebepten kendi yanina gelen, ama mahremiyet sebebiyle iletisim kuramadigi bir adam olursa, kadin yegenlerine o adami emzirmesini, boylece aralarinda sut akrabalik baginin olusmasini isterdi.
olay bu aslinda.
ha hala yetiskin birinin yetiskin tarafindan emzirilmesini garipsiyor olabilirsiniz. zaten genel olarak islam alimleri de buna karsi cikmislar. ama yaani garipsemekte haklisiniz, fakat neden olmasin. dimi. neden olmasin.
evet arkadaslar kisacasi bu kadardi.
akliniza hala yatmayan seyler olduguna eminim mesela suan hemen ustteki konu gibi!
ama benim aklima yatiyorsa sizden banane dimi haha!
o zaman hadi dagilin simdi eyw
devamını gör...
11.
fetva, bir dinde din alimlerinin önemli dini konularda verdiği kararlardır.
devamını gör...
12.
bildiğimiz kadarıyla allah fetva vermez. fetva, aslında ne/nasıl olduğu konusunda dinen net, tartışmasız ve kesin hüküm (buyruk) bulunmayan hallerde, ne/nasıl yapılması gerektiğine dair insanlara gösterilen/önerilen bir insani yorum. (sonuç itibariyle tanrıya ait bir hüküm yetkisinin, buna yeterli olduğu düşünülen bir insan tarafından kullanılması.)
teorik anlamda, bir tanrıya öykünme, tanrı yetkisi kullanma eylemi olduğu için şirk (allaha eş koşma, allahlık taslama) hali..
öyle ki bu çaba kimi durumlarda, kesin sayılmış tanrı buyruklarının bile kendince gerekçelerle gözardı edilmesine bile yol açabilir ve adeta bir tanrıya ihtiyaç duyulmayan yeni bir din! hali yaratabilir..
tarih ve hatta günümüz bunun örnekleriyle doludur.
teorik anlamda, bir tanrıya öykünme, tanrı yetkisi kullanma eylemi olduğu için şirk (allaha eş koşma, allahlık taslama) hali..
öyle ki bu çaba kimi durumlarda, kesin sayılmış tanrı buyruklarının bile kendince gerekçelerle gözardı edilmesine bile yol açabilir ve adeta bir tanrıya ihtiyaç duyulmayan yeni bir din! hali yaratabilir..
tarih ve hatta günümüz bunun örnekleriyle doludur.
devamını gör...