filmle kitabı ayıran özellikler

filim de karakterin görünümü bellidir. ama kitapta o şekli sen verirsin. kitap düşünmeyi sağlar kitap kelime bilgisini arttırır filan demeyeceğim. bunlar bilindik şeyler. son olarak dostoyevski'nin suç ve cezası dostoyevskisiz bir pembe diziden farksız o yüzden yazarın zekası.

biri okunuyo diğer izleniyo. artık daha dikkatli olursunuz diye düşünüyorum.

film sana yönetmenin göstermek istedigini gösterir, kitap ise küçük detayları fark ettirir. ve yazar* küçük detaylarda saklıdır..

hayal gücü. kitabı okurken kendi kafanda oluşturduğun karakter özellikleri oluyor, kitap buna olanak sağlıyor. ama film öyle değil her şey hazır sen sadece izleyicisin. kitap hayal gücünü genişletir, kendi kafandaki bedensel özelliklerle oluşur karakterler gözünün önünde. ya da sensindir ana karakter, kendi filmini çekersin kitap bitene kadar.

mesela biri olayın içindeymiş gibi hissettirirken diğeri akşam o olayı haberlerde izliyormuşsun gibidir
birinde daha çok yaşarsın diğerinde haberi nasıl anlatılıyorsa onu izlersin

sizi burdan alıp götürmek için yazılana kitap. senaristlerin gazabına uğrayan kitaplara film denir.

kitap sizin hayal gücünüz film ise yönetmenin.

filmde sana sunulanı izlersin, kitapta kareleri sen tayin edersin, yeter ki azıcık kuvvetli bir hayal gücün olsun.

böyle bir ayrım yapmaya gerek var mı bilmiyorum. lakin artık hemen hemen bütün kitapların filmi çekilmeye ve oturup film için ayrı bir senaryo yazılmaya üşenildiği için haliyle yönetmenler de mevcut konjonktürde popüler argümanlarla sinema alanında keşif yapmaya devam etmektedir. hal böyle olunca da konu hem olumlu hem de olumsuz eleştiriye kapı aralamaktadır.

kitapta ayrıntıları, göz-beyin koordinasyonu sağlar, zihin canlandırma için yoğun çaba sarf eder.

filmde ise; sahne, zihne mahal bırakmadan göz ve algıya hazır sunulmuştur bile, hayal gücüne mahal bırakmaz. lakin kitap, hayal perdesini zihne açık bırakır.

filmde birçok noktayı gözden kaçırırsınız, lakin kitap, ayrıntıyı sahnede değil satır aralarında verir. böylece okuyucu dikkati bağlamında kitaptan en iyi verimi alabilir...

filmin etkileme süresi, kitaptan çok daha kısa sürer, ancak kitap bu etkiyi daha yoğun hissettirir.

film bittiğinde unutulmaya başlar, lakin kitap ara verilebilerek devam edilegeldiği için unutulma hızı da haliyle daha yavaş olur. bunda; okumaya bağlı olarak, zihni harekete geçirmenin de etkili olduğu söylenebilir.

yine de belirtmeliyim ki, her kitap, filminden güzel olacak diye birşey yoktur. bazen filmi öyle bir çekiyorlar ki, kitapta, anlam bütünlüğünü bozan ve sıkan o atmosfer, filmde bir şahesere dönüşüyor. bu da elbette, senaryoya aktarımın ve yönetmenin profesyonelliğinin bir ürünüdür.

ikisinin de zevki ayrı güzel öncelikle onu söyleyeyim. film gözünüze kulağınıza hitap eder, ekranda ne gösterirlerse onu izlersiniz. kitap hayal dünyanıza hitap eder, kahramanları, yerleri istediğiniz gibi* kafanızda çizebilirsiniz.

kitap okurken karaterin içinden geçen duyguları ve düşünceleri bilebiliyorsunuz. onun hissettiklerini siz de hissediyorsunuz. yani filmdeki gibi sadece konuştuğu yerlerden ibaret değil hissettikleri. bu yüzden kitap filme göre insanı daha çok etkiliyor.

kitap , sınırlı bir zümreye yazılır. film ise toplumda en düşük zekalı insanın da izleyeceğini varsayar. bu biraz total ve ab izleyicisi gibi bir ayrım ama sinemaya herkes gidiyor. yerli filmlerde en çok izlenen ilk 10 filmin temelde aynı yere ( en düşük zekalı insanın da izlemesi) dayandığını görüyoruz.

filmde yönetmenin gözünden bakarsınız konuya. kitapta ise imgeleminizde canlandırırsınız. daha sihirlidir.

film para içindir kitap ise yalnızlığı almak için.
film kitabı öldürür.

filmde süre sınırlıdır dolayısıyla kitapta var olan, önemli de olsa pek çok detay görmezden gelinir.
filme her şeyi koymaları mümkün değildir ama dizi olacaksa o zaman da tam tersi olur ve kitapta var olmayan bir sürü ayrıntı senaryoya eklenir.

filmde senaristin hayal gücüyle yazılan bir şeyi oyuncuların yansıtabildiği kadarıyla biliriz yani gördüğümüzü biliriz ancak kitapta yazarın hayal gücünün kendi hayal gücümüze yansımasını biliriz. ayrıca filmlerde hayal gücünün somutlaştırılmış şeklini görürüz ama kitapta kendi dünyamızda somutlastırırız.

kitaplarda anlatılmak istenen konu ve olaylar daha ayrıntılı bir şekilde işlenir. okuyucu olayları kafasinda canlandırır, daha keyif alır.

filmde ise konuların ve olayların bir çoğuna üstünkörü geçilir. çoğu ayrıntıya yer verilmez. kitabi kadar sizi etkisi altına almaz. tavsiyem önce kitabı okuyup sonra filmi izlemenizdir.

film de yönetmenin ve senaristin hayal dünyasının sınırları kadar olanını izlersiniz. kitap okurken hayal gücünün tüm ipleri, yazarın kılavuzluğunda sizin elinizdedir.

kitapta sayfalarca betimlemenen ve kitabın atmosferini ilmek ilmek işlerken filmde o kısmı öylesine bi dekor olarak görünce hayal kırıklığı hissetmiştim.