“ne afyonu kanalizasyon borularını bağladılar” dediğim ve katıldığım başlıktır. konudan az biraz kopuk sadece yakıştığı için yazdım

kendilerine bağladılar
devamını gör...
kesinlikle öyledir. evine ekmek götüremeyen insanlar; milyon dolarlık futbolcular, süper zengin kulüp başkanları ve tuzu kuru antrenörleri için bir taraflarını yırtıyorlar her gün.

bununla da yetinmeyip, az elde ettikleri gelirlerinin bir kısmını takımları için harcıyorlar ki futbolcular milyonluk ciplere binmeye devam edebilsinler.
devamını gör...
iş fanatizm ve fanatiklik boyutlarına geldiği vakit zarar verdiği doğrudur. ancak toplum afyonu olarak nitelendirmek biraz ağır bir ifadedir. zira futbolun tribünlerde insanları birleştirdiği fikrini de göz ardı etmemek gerekir. tribüne girdiğinizde siyasi ya da ekonomik temelli ayrışmalar veya dışlamalar tribünde yaşanmaz. oraya belediye otobüsü ile gelen taraftar ile lüks aracıyla gelen taraftar omuz omuza aynı amaç uğrunda ter dökebilir. gerçi stadlar geliştikçe tribünlerde de sınıfsal ve ekonomik ayrıştırmalar başladı ama onu burada göz ardı edebiliriz.

kendini bilen insan için futbol maçlarının tiyatro ya da sinemadan farkı yoktur. parasını verir, biletinizi alır, sahnelenen şovu seyredersiniz. ama taraftarlık adı altında kavgalar ediyor, insanlara ya da çevrenize zarar veriyorsanız zaten onun taraftarlıkla veya futbol ile ilgisi yoktur. bu tarz kişilerin sorunlu olduğunu varsaymak ve diğerlerinden ayırmak gerekir. yani sepetteki çürük elmalar ile sağlam olanları ayrı ayrı değerlendirmek gerekir.

futbol sadece gelişmemiş toplumlarda da sevilen bir oyun değildir. dünyanın en zengin toplumlarına sahip ülkelerde de futbol ve taraftarlık oldukça popüler hadiselerdir. ama benim ilgim yok diye "bu insanlar aptal mı? bir topun peşinden koşan 22 adamı/kadını seyrediyorlar" gibi argümanlar insanları dışlamaktan başka bir şey değildir.

futbolun içerisinde bulunan insanların astronomik paralar kazandığı doğrudur. ancak onlar o paraları kazanıyorlar diye haftada bir gün tuttuğu takımın maçını seyretmekten keyif alan bir insana "bak bu futbol toplumların afyonu" derseniz alacağınız cevap bellidir. *

en başta da dediğim gibi iş fanatizm boyutlarına varmıyorsa -ki gelişmemeiş ülkeler örneğinde bu işi kontrol etmek zor fikrine katılsam da- bence insanların normal hayattan soyutlanıp bir takıma gönül vererek maçlarını seyretmesi veya o takım hakkındaki fikirleri olması oldukça doğaldır.

son olarak futbola gelene kadar toplumlarda afyon vazife gören farklı bir çok alan var. siyaset bunun başında geliyor. siyaset diyerek geniş bırakmamak lazım ama. ülkemizdeki siyaset demek daha doğru. bir futbol takımından daha fazla hırs ve fanatizm ile desteklenen siyasi partiler mevcut. ne kadar yanlış yaparsa yapsın, ne kadar paralar -yolsuzlukla da olsa- kazanırlarsa kazansın desteklenen ve oy verilen partiler. fanatizmin her türlüsü kötüdür. ama bir siyasi parti fanatiği olmak yerine bir futbol takımı fanatiği olmayı tercih ederim. en azından eleştirebiliyorsun. *
devamını gör...
işin doğrusu ve gerçeği bizler için futbol her zaman afyondu. gündemden koptuğumuz, siyaset, kriz, memleket meselesinden uzaklaştığımız, güzel rüyalarına daldığımız bir uyku.
devamını gör...
insanın stres atması için hobi olarak izleyeceği spor dalını ülkemizde alıp sanki hiç derdi yokmuş gibi hayatının amacı ve stres kaynağı yapan yoğun bir kitle var ki orta-alt kesim tabakadan bunlar. doğru önermedir.
devamını gör...
sporla ilgilenmek iyidir hostur insana mutluluk verir ancak is fanatiklik boyutuna geldiginde bunu anlayamiyorum gercekten. mesela hersey tamam kafalar uyusmus ama beyefendi kizin galatasarayli olmasini kaldiramadiği icin evlenemezmis. vay anam ne dertler var be.
devamını gör...
gelismemis toplum ingiltere’de premier lig mesela insanlari kendine baglamistir, evine ekmek goturemeyen ingilizlerin gozleri futbol yuzunden kapanmistir.

vay arkadas! senin bahsettigin fanatiklik oluyor, futbol degil.

editle ornek vericem: evine ekmek alamayan ahmet kardes, takiminin transferi icin cocugunun kumbrasindaki paralari tuttugu klube yolluyorsa bu senin dedigine girer, bu noktada cok haklisin bu gelisememis toplum veya gelisememis birey gostergesidir, bu konuda baslik sahibine katilmamak elde degil elbette.

edit 2: sunu da unutmayalim ki, bir diktator 54000 kisilik bir stadyum acilisinda toplu halde protesto edilmistir, bu durum diktanin moralini bozmus ve stadi terk etmesine sebebiyet vermistir, bakiniz kaka attiginiz futbol tataftari nasil ise yaramis....

54000 kisilik toplu protesto
devamını gör...
aynı fikirde olduğum yazarları görmeme neden olan ve beni mutlu eden, önermeler bütünü.

futbol; spor olmaktan çıkmış, bir spor dalıdır.

futbolda mafya vardır. kartelleşmiş şirketler, zengin arap prensleri, rus mafyası bu çarkın önemli figürlerindendir.

futbolda kumar vardır. birkaç milyar dolarlık bütçeleriyle bahis şirketleri, dünyanın her yerinde insanların cebindeki parayı bir şekilde kendi kasasına koymaktadır.

futbolda sömürü vardır. bu sömürü öyle bir hale gelmiştir ki; izleyen kitle üzerinden astronomik paralar kazanan koca bir camia mevcuttur. halk fakirlikten inim inim inlerken, milyon dolarlık kazançlarıyla, halkın gözüne gözüne zenginliğini sokan bir kitle oluşmuştur. katma değer adına hiçbir şey katmayan adamlar, bir kahraman edasıyla etrafta kasına kasına kasınmaktadır.

toplumun büyük bir kısmını hipnoz etmiş olan bu düzen, ne yazık ki toplum tarafından hala hastalık gibi görünmemektedir. toplumun bu illetten kurtulması kısa vadede mümkün değildir. çünkü; toplum bu mekanizmanın uyuşuk beyinler meydana getirdiğini idrak edememiştir.
devamını gör...
ilk cümlesinde çürüyen önerme. ingiltere, almanya, fransa gibi ülkeler dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisidir ve futbolda da önemli bir markalardır.

3 aylığına ingiltere'ye gittim. orada küçük büyük herkes, ailecek futbol maçlarını izlemeye gidiyor. istisnasız her hafta gittikleri bir etkinlik haline getirmişler. fanatizm de dibine kadar her ülkede vardır. ancak türkiye gibi futbol ekolü olmayan ülkelerin insanları da futboldan anlamadığı için b*ku futbola atarak sosyolojik tespitler yapmaya çalışıyor. türkiye gibi siyasi karmaşanın fazla olduğu ülkelerde siyasi kutuplaşma ortamı da futbol da tıpkı siyasi ortam gibi fazla olur. kolombiya, paraguay liglerinde kartellerin futbola müdahale ettiği gibi türkiye'de de müdahale edilir. sen kutuplaşmak için gider izlersen maçı zaten en ateşli siyasi parti taraftarı gibi bir renge tapan andaval olup çıkarsın.

bugün ben 50 kişi alıp yanıma muz, salatalıktan daha güzel desem, 25 kişi desteklese, 25 kişi de karşı çıksa dışarıdan gelecek 1000 kişiyi çok rahat bölebilirim. mevzu sadece futbol değil, mevzu insanların her şey üzerinden kolayca ayrıştırılabilmesi.
devamını gör...
dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olan ingiltere de keşfedilmiş bir spor aktivitesi olan futbol nasıl olur da bu kadar küçümsenebilir. sevmiyor olabilirsin, takip etmiyor olabilirsin ama küçümseyip b.k atmanın anlamı yok.

bazı insanlar kitaplara tutkundur bazıları üst baş kıyafetlere, bazıları daha farklı şeylere vs. gider. evet günümüz de futbol ne kadar ticari amaç gütmeye başlamış olsa da, ülkeleri yüksek seviye de temsil eden önemli bir araçtırda aynı zamanda.

bizim ülkemizde milyar liralar kazanan kulüplerimiz ekonomik açıdan iyi yönetilmediği için taraftarından para topluyor bu yanlış bir olay elbette bunu bende kabul etmiyorum fakat futbol bir tutkudur ve biz bu tutkunun manyağıyız.

pandemi bitse de maçlara gidebilsem keşke.
devamını gör...
kendimi bildim bileli beşiktaş ı tutarım ama say desen 3 futbolcu ismi sayamam. en son oturup izlediğim futbol maçı herhalde dünya kupası finali falandı onu bile hatırlamıyorum.
futbola bu kadar anlam yüklenmesini geçtim ülkemizde gencecik topçuların deli gibi kazandıkları paraya her zaman şaşırmışımdır. yani ne yapıyorlar gerçekten? hele bi de futbola fanatizm derecesinde bağlı taraftarlar yok mu... ulan spor müsabakası işte yensen de yenilsen de gül geç...
bi diğer anlamadığım konu 90 dakika olan futbol maçlarını 360 dk tartışan tv programları...
devamını gör...
(bkz: futbol toplumların iphone udur) diyerek bambaşka bir boyut kazandırmak istediğim önerme.
devamını gör...
orijinali "din toplumların afyonudur" olan ve karl marx'a ait olan söz. zaten bir afyon varsa bunun din olduğu şüphe götürmez. bu sözün bir benzeri olan "fado, futbol, fatima" ise salazar diktatörlüğü altındaki portekiz'de ortaya çıkıyor. fado portekizlilerin milli müziği, fatima ise meryem ana'nın belirdiği söylenen ve güzel bir din ve hac ekonomisi oluşturan küçük bir portekiz kasabası. salazar sendikaları kapatıyor ve işçiler ne yapacak diye sorulduğunda "3f ile idare etsinler" cevabını veriyor.

salazar tek doktrin, tek güç, tek şef mottosuyla iktidarı ele geçiren ve 36 yıl boyunca bırakmayan bir diktatör. doktrinin adı da "yeni devlet". bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi? milliyetçi, koyu katolik, otoriter. toplumun temeli aile. ailenin şefi baba. kadınların tek görevi çocuk doğurmak. salazar gidene kadar yani 74'e kadar kadınların oy hakkı bile yok. hala tanıdık gelmediyse yapacak bir şey yok.
devamını gör...
binlerce erkeğin aynı ortama tıkıldığı ve buram buram testis kokusuna maruz kalınan spor kisvesi adı altında oynan müsabakadır.
devamını gör...
yıllar önce futbolla ilgilenmeyi bıraktım. hem türk futbolu keyif vermiyor hem de fanatizm beni çok rahatsız ediyor. tamamen zaman kaybı.
devamını gör...
marx'ın ''din toplumların afyonudur'' sözünde olduğu gibi eksiklik ihtiva eden bir önerme. zira çokları tarafından marx'ın sözünün önü arkası kesilir ve anlatılmak istenilen sekteye uğratılır. din temel olarak kitlelerin afyonu olarak değerlendirilemez.

ne zaman kitlelerin afyonu haline gelir ?

egemen yapı, kendi siyasi ve toplumsal dizayn sürecinde dini kullanmaya başladığı andan itibaren kırmızı çizgi geçilmiş olur. o ana kadar din kişisel bir özgürlük alanıdır. insanların kendi özelidir. siz bunu yeni bir siyasal yapının inşası için kullanmaya başladığınızda ve hayatın her alanına zerk etmeye çalıştığınızda mesele değişir ve işler karışır.

futbol da böyledir. temel olarak insanların kişisel eğlence alanlarından birisidir. siz futbolu da kendi egemen yapınızı kuvvetlendirmek için kullanmaya başladığınızda, o da afyon haline gelir. yukarıdaki iletilerden birinde arkadaşımız değinmiş. salazar ve franco dönemleri bunun için en güzel örnektir.

lakin mevzu salt bu dönemlerle sınırlı değil ki. futbolun doğuşunda ve gelişmesinde pek çok farklı hikaye karşınıza çıkar. misal liman işçilerinin kendilerini ifade etmek ve egemen sınıfa karşı bende buradayım demek için kurduğu liverpool'un doğuş hikayesini nereye koyacağız ?

veyahut ''kızıl kıttiler'' lakabı ile anılıp, faşistlerle mücadele eden, ciddi bedeller ödeyen, bu uğurda ölen, işkenceler gören roma taraftarını bu mevzunun neresine oturtacağız ?

ya da, franco yönetimi ile açıktan açığa papaz olan athletic bilbao camiası ne olacak ?

brezilya'daki faşist yönetime karşı “savunmacılara çalım atmak diktatörlere çalım atmaktan daha kolay… siz zoru başaracak, brezilya’ya demokrasi şampiyonluğunu getireceksiniz.” diyen dr.sokrates ne olacak ? ya metin kurt ?

futbol bunun gibi binlerce hikayeyi içerisinde barındırır. gün gelmiştir, isyanın ve direnişin sesi olmuştur. futbolu tek taraflı bir bakış açısı ile değerlendirir ve hikayenin bu kısmını görmezden gelirseniz doğru analiz yapamazsınız.

evet başlıkta söylendiği gibi bugün özellikle az gelişmiş ülkelerde futbol, toplumu derin bir uyuşukluğa ve tepkisizliğe sevk etmek için kullanılıyor. ama futbolu ve kulüplerin tarihini bilenler şunu da iyi bilir ''futbol sadece futbol değildir''. ve tribünler ne zaman meşaleleri yakar kimse bunu kestiremez.

bu sebeple başlıktaki genellemeye katılmam mümkün değil. zira futbolun sadece kendi yarı sahasına bakan dilimine değinilmiş. oysa bu oyunun bir de diğer yarı sahası var.

özetle şunu söylemek isterim ki; futbol maçları izleyenleri hor görebilirsiniz, daha düşük zekalı insanlar olarak değerlendirebilirsiniz, koyun sürüsü olarak niteleyebilirsiniz. bu size haz verebilir. kendinizi daha gelişmiş bireyler olarak görüp egonuzu okşayabilirsiniz. * lakin kazın ayağı asla öyle değil. futbolu bir topun peşinde 22 adam koşuyor diye değerlendirdiğinizde baltayı taşa vurmuş olursunuz.

son olarak peşinen şu şerhi de koyayım; sözlerim burada düşüncelerini ifade eden arkadaşların hiç birisine yönelik değildir. mevzuya dair düşüncelerimi yazmak istedim. kimsenin kırılmasını üzülmesini istemem.
devamını gör...
doğru önermedir. fakat bunda yerilecek bir şey yok. insanların günlük sıkıntılardan uzaklaşıp ekstra emek harcamadan mutlu olması size neden bu kadar dert oldu anlamadım. daha önemli sorunların olduğu doğru ama bu sorunların insanların hobisinin önüne geçmesi bana pek de doğru gelmiyor. önemli gündem konuları ve sorunlar göz ardı edilmeden de futbolla ilgilenilebilir.

işin maddi kısmına gelirsek; futbolcular ve futbol adamları bu kadar fazla para kazanmasaydı, futbol gerek heyecan bakımından, gerek endüstriyel olarak bu kadar önem kazanmaz, dolayısıyla da bu kadar ilgi çekici hale gelmezdi. bir başka açıdan; oyuncuların ve sanatçıların kazandıkları paranın futbolcularınki kadar konuşulmaması bana garip geliyor. nitekim sahnede şarkı söyleyen bir şarkıcıyla, kamera önünde rolünü oynayan oyuncuyla, sahada top oynayan futbolcu benzer şekilde insanların ilgisini topluyor. parasal olarak arada büyük bir miktar farkı olabilir fakat aradaki kitle farkı ve futbol endüstrisinin ekonomik önemi unutulmamalıdır.
devamını gör...
köşeye sıkışınca başvurduğunuz mu.
devamını gör...
deli gibi katıldığım önerme. daha da ileri gidiyorum futbol günümüzün gladyatör arenasıdır.
devamını gör...
futbol fanatizmi bu dünyanın parazitlerinden biridir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"futbol toplumların afyonudur" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim