gençlerdeki işsizlik oranının artması
başlık "beautiful" tarafından 11.02.2021 10:47 tarihinde açılmıştır.
21.
her muhtarlığa bir kalem müdürüyle çözülecek sorundur.
devamını gör...
22.
güldük ,eğlendik,trollük yaptık iyi güzel.
gerçeklere dönelim , 15bin den aşağı ev geçindirmenin mümkün olmaması ile alakalıdır. aksi takdirde ne olur ?
*bayramdan bayrama milletin getirdiği kurban etine talim.
*10 sene ev kredisi ödemece
*5 sene araba kredisi ödemece
* çalışmaya mı geldim lan bu dünyaya,paso aleme çalıştım şeklinde bunalımlara girmece.
gerçeklere dönelim , 15bin den aşağı ev geçindirmenin mümkün olmaması ile alakalıdır. aksi takdirde ne olur ?
*bayramdan bayrama milletin getirdiği kurban etine talim.
*10 sene ev kredisi ödemece
*5 sene araba kredisi ödemece
* çalışmaya mı geldim lan bu dünyaya,paso aleme çalıştım şeklinde bunalımlara girmece.
devamını gör...
23.
asgari ücrete 11-12 saat cumartesi de dahil çalıştırmak isteyen patronlar yüzünden olabilir...
zaman ve hakları alsanız da maddi olarak hep aynı miktarlar.
bunun doğurduğu sonuç ise umutsuzluk.
çok değil 5-6 yıl önce asgari ücretle çalışan kesmin bile hayali olur, ya araba alır yada en basidinden stüdyo daire almaya çalışırdı ve uzun vadede alırdı da.
ya şimdi?
bir piyasalara bakıyorsun birde aldığın maaşa, sonrası malûm umutsuzluk...
ben de dahil birçok gençte "zaten maddi olarak bir adım ilerlemeyeceğim" kafasında ve çoğu iş aramayı bile bırakıyorlar.
şuan ki memurlar bile o bahsettiğim 5-6 yıl önceki asgari ücretli hayatı yaşıyor.
günün asgari ücretlisini siz düşünün.
zaman ve hakları alsanız da maddi olarak hep aynı miktarlar.
bunun doğurduğu sonuç ise umutsuzluk.
çok değil 5-6 yıl önce asgari ücretle çalışan kesmin bile hayali olur, ya araba alır yada en basidinden stüdyo daire almaya çalışırdı ve uzun vadede alırdı da.
ya şimdi?
bir piyasalara bakıyorsun birde aldığın maaşa, sonrası malûm umutsuzluk...
ben de dahil birçok gençte "zaten maddi olarak bir adım ilerlemeyeceğim" kafasında ve çoğu iş aramayı bile bırakıyorlar.
şuan ki memurlar bile o bahsettiğim 5-6 yıl önceki asgari ücretli hayatı yaşıyor.
günün asgari ücretlisini siz düşünün.
devamını gör...
24.
dahil olduğum kitledir. çevremden aldığım birkaç tepkiden birisini paylaşayım. işkur dahil olmak üzere birçok kariyer platformuna üyeyim. deneyimsizim. bir çok şehirdeki muhasebe ilanlarına başvurmaktayım uzunca zamandır. yalnız kariyer platformlarından değil, mail olarak da firmalara ve müşavirlik bürolarına mail atmaktayım. ancak yakın çevremdeki bazı insanlar bunun yetersiz olduğu görüşündeler. çıkıp firmalara giderek iş aradığımı söyleyip cv bırakmam gerekiyormuş. kendimi geliştirmediğimi söyleyenler de cabası. bu konuda hak veriyorum yalan değil. sanırım firmalar için ikamet büyük sorun. şehir dışından başvuruları pek kabul ettiklerini sanmıyorum. ev kiraları, gıda enflasyonu almış başını gitmiş.
alım gücü bir hayli düşmüş. üstüne üstlük bir de pandemi var. e haliyle yapılacak iş karşılığında verilen ücretin yarısı zaten ev kirasına gidiyor. hem insanlara evlenin yuva kurun diyorsunuz hemde insanların kazandığı ücretin %80' inden fazlasını kira+fatura+yemeğe harcıyor. insanlar birikim yapamıyor ki evlenebilsin. insanlar eşine çocuğuna daha iyi bir hayat sunamadıktan sonra neden evlenmeyi tercih etsin ki zaten? e hal böyle olunca insanlar çalışmak yerine ata evinde oturmayı yeğliyor. çünkü çalışmak için motive edecek ne alım gücü ne de ücret sunuluyor.
bu kendini geliştir terör örgütü acaba şunun ne zaman farkına varacak? diyelim ben dil öğrendim, program öğrendim, master yaptım. ahmet de yaptı ayşe de yaptı fatma da yaptı. e bir sonraki aşama ne olacak? ya da boğaziçi odtülü mezun insana ne diyeceksin? kendini geliştir diyemezsin zaten adam zirveyi yapmış türkiye' de. hadi diyelim herkes çıktı işyerlerini gezdi firmalara cv bıraktı. e insanların hepsi işe girecek işsizlik çözülecek o zaman. süper fikirmiş bu.
işin özü eğer ki ülkede istihdam yaratmazsanız, ülkeye yatırım girişinin önüne duvar örerseniz gençlerin işsizliğe mahkum olması elzemdir. kendini geliştirmemişlik, çıkıp fiziksel olarak iş aramamış olmak ancak buna kılıftır.
türkiye' de sizden beklenen; üniversite döneminizde gençliğinizi doya doya yaşamak yerine bırak diğer ülkeleri gezmek yerine kendi ülkesinin illerini gezmek yerine üniversite hayatında çalışacaksınız ki iş bulasınız. (he öyle cafe barda da değil yoksa firmalara nasıl kabul ettireceksiniz kendinizi. bir departmanda staj yapacaksınız ki mezun olduğunuzda kendinizi asgari ücretle kabul ettirebilesiniz o firmaya. o da tabii referans yani torpil istemiyorsa.) okuyacaksın, okurken çalışacaksın, sonra yine çalışacaksın, kendini geliştireceksin, kendini geliştireceksin ki patronun kârına kâr katabilsin. maalesef düzen böyle işliyor. bu sisteme dahil olamazsanız da psikolojik sıkıntılar sizi bekler.
alım gücü bir hayli düşmüş. üstüne üstlük bir de pandemi var. e haliyle yapılacak iş karşılığında verilen ücretin yarısı zaten ev kirasına gidiyor. hem insanlara evlenin yuva kurun diyorsunuz hemde insanların kazandığı ücretin %80' inden fazlasını kira+fatura+yemeğe harcıyor. insanlar birikim yapamıyor ki evlenebilsin. insanlar eşine çocuğuna daha iyi bir hayat sunamadıktan sonra neden evlenmeyi tercih etsin ki zaten? e hal böyle olunca insanlar çalışmak yerine ata evinde oturmayı yeğliyor. çünkü çalışmak için motive edecek ne alım gücü ne de ücret sunuluyor.
bu kendini geliştir terör örgütü acaba şunun ne zaman farkına varacak? diyelim ben dil öğrendim, program öğrendim, master yaptım. ahmet de yaptı ayşe de yaptı fatma da yaptı. e bir sonraki aşama ne olacak? ya da boğaziçi odtülü mezun insana ne diyeceksin? kendini geliştir diyemezsin zaten adam zirveyi yapmış türkiye' de. hadi diyelim herkes çıktı işyerlerini gezdi firmalara cv bıraktı. e insanların hepsi işe girecek işsizlik çözülecek o zaman. süper fikirmiş bu.
işin özü eğer ki ülkede istihdam yaratmazsanız, ülkeye yatırım girişinin önüne duvar örerseniz gençlerin işsizliğe mahkum olması elzemdir. kendini geliştirmemişlik, çıkıp fiziksel olarak iş aramamış olmak ancak buna kılıftır.
türkiye' de sizden beklenen; üniversite döneminizde gençliğinizi doya doya yaşamak yerine bırak diğer ülkeleri gezmek yerine kendi ülkesinin illerini gezmek yerine üniversite hayatında çalışacaksınız ki iş bulasınız. (he öyle cafe barda da değil yoksa firmalara nasıl kabul ettireceksiniz kendinizi. bir departmanda staj yapacaksınız ki mezun olduğunuzda kendinizi asgari ücretle kabul ettirebilesiniz o firmaya. o da tabii referans yani torpil istemiyorsa.) okuyacaksın, okurken çalışacaksın, sonra yine çalışacaksın, kendini geliştireceksin, kendini geliştireceksin ki patronun kârına kâr katabilsin. maalesef düzen böyle işliyor. bu sisteme dahil olamazsanız da psikolojik sıkıntılar sizi bekler.
devamını gör...
25.
her geçen gün daha da artacak orandır. her yere üniversite açtık, her genci üniversiteli yaptık. ama eğitim kalitesini yerle bir ettik. herkes üniversiteye gidince 18-19 yaşında usta çırak ilişkisiyle zanaat öğrenen, bu şekilde meslek sahibi olan kısım yok oldu. üniversiteye giden doğru düzgün eğitim almadan mezun oldu. düzgün eğitim alan ya da kendini geliştiren de nüfus içinde kayboldu. çünkü nüfus artışına orantılı istihdam sağlayacak yatırımlar, fabrikalar, tesisler kurmadık. gençler çığ gibi katlanarak geliyor ama istihdam yaratacak bir hamlemiz, yatırımımız yok. yabancı yatırımı çekecek bir ekonomimiz de yok. çünkü belirsizlik çok. yerli yatırımcı bile 1 sene sonrasını göremediğinden yatırım yapmaya çekiniyor. gençlerin, ülke insanının işi gerçekten çok zor. ayrıca özel sektör pandemi döneminde ciddi anlamda yara aldı. tam 1 senedir işten çıkarma yasağı devam ediyor. işçiyi ücretsiz izne çıkarıp ödeneklerden faydalandırdığı için kimse ses çıkarmıyor. ancak yasak kalkıp destek ödenekleri kesildiği anda çok çok daha büyük bir işsizlik oranlarıyla karşılaşabiliriz.
devamını gör...
26.
çalışmak lüks haline geldi.
devamını gör...
27.
oooooo 15 bine ev geçindirilmez diyeni de gördük ya.
devamını gör...
28.
herkes istanbul da yaşamak istiyor, 5000 bin üzerinde maaş istiyor ve hiç yorulmak istemiyor.
devamını gör...
29.
kalitesiz üniversitelerin önüne gelene diploma dağıtması, çok sevgili devletimizin istihdam yaratmaması, vasıflı yeni mezunların vasıfsız emek gücü yüzünden düşük ücrete tabi tutulması ve buna bağlı olarak işi tercih etmemesi, bütün bunların yanında yükselişe(!) geçmiş ekonomimize rağmen asgari ücretin açlık sınırının kat be kat altında oluşu gençlerimizin iş bulma konusunda hayalkırıklığı yaşamasına ve iş aramaktan vazgeçişine sebep olabilmektedir. bir umut beyin göçü bekliyor yavrucaklar haklı olarak. bu oran daha da artacak nasıl toparlarız bilemiyorum epey zor görünüyor...
devamını gör...
30.
bütün gençlerimizin üniversite bitirip mühendis, öğretmen, avukat vs masa başı işler aradığı içindir.
böyle bir dünya yok arkadaşlar.
bilmem kaç bin tane atanmamış öğretmen olan bir ülkede gidip öğretmenlik fakültesine girersen ağlamayacaksın.
kimse kendine hayata daha önce atılıp, bir mesleği
çekirdekten öğrenerek kalifiye mavi yaka olmayı yakıştıramıyor. herkes beyaz yakalı plaza çalışanı olmak peşinde.
o da olmuyor işte.
tıp, askeri okul ve polis okulu hariç hiç bir okulun mezunlarına iş garantisi yok.
böyle bir dünya yok arkadaşlar.
bilmem kaç bin tane atanmamış öğretmen olan bir ülkede gidip öğretmenlik fakültesine girersen ağlamayacaksın.
kimse kendine hayata daha önce atılıp, bir mesleği
çekirdekten öğrenerek kalifiye mavi yaka olmayı yakıştıramıyor. herkes beyaz yakalı plaza çalışanı olmak peşinde.
o da olmuyor işte.
tıp, askeri okul ve polis okulu hariç hiç bir okulun mezunlarına iş garantisi yok.
devamını gör...
31.
gençlerdeki umutsuzluk oranının artması var birde. çok çok daha kötü
devamını gör...
32.
atama ve mezun olup iş bulan kişi sayısı az olmasına rağmen okul kontenjanlarının artarak devam etmesi sonucu oluşan hiç bilinmeyenli denklem.
devamını gör...
33.
yooo, kimse çok iyi şartlarda, oturarak ve istanbulda ve çok paraya çalışmak istemiyor. sadece 30'una yaklaşmakta olduğu için ailesine artık yük olmak istemiyor. artık ailesinin ve kendisinin emeklerinin karşılığını almak istiyor. en en en büyük problem şu dönemde nerede boş beleş, işe yaramaz iş yapan varsa o kazanıyor. tabi kazansınlar. ama nüfusun hepsi youtuber, instagrammer, blogger olamaz. hadi oldu diyelim, bu ülkede kim tarım yapacak, kim fabrikada üretim yapacak, kim öğretim yapacak, kim sağlık hizmeti verecek. madem öğretmen ihtiyacı yok, o zaman yök denen kurum üniversitelere kontenjan açmayacak. 18-19 yaşında gençler ne hayallerle o okulları okuyor. kimse çalışıp emek verip mezun olduğu bölümü işsiz kalmak için okumuyor. bir arkadaşın daha yazdığı gibi artık çalışmak da lüks. asgari ücrete kendi şehrinde çalışacak, çalışmak isteyen binlerce insan var. diğer taraftan da paraları nereye koyacağını bilemeyen, neye harcayacağını bilemeyen insanlar...
devamını gör...
34.
çok fazla sayıda üniversite var ama yine bir o kadarı da vasıfsız. gerek üniversitenin öğrencileri gerekse öğretim üyelerinin kalitesi yükseköğretim seviyesinde değil.
iyi veya kötü bir eğitim almış, emek vermiş adamlar tabii ki ucuza ve kötü şartlarda çalışmak istemeyecek. düşüncelerininde gayet haklılar. neden onca emeğe karşı aza tamah edilsin?
tüm bunların yanında malûm ekonomik koşullar yüzünden iş verenlerin düşüncesi de basit. "benim şartlarım bu istersen çalışırsın." zorunlu değilse kimse o kötü şartlarda çalışmak istemez.
iyi veya kötü bir eğitim almış, emek vermiş adamlar tabii ki ucuza ve kötü şartlarda çalışmak istemeyecek. düşüncelerininde gayet haklılar. neden onca emeğe karşı aza tamah edilsin?
tüm bunların yanında malûm ekonomik koşullar yüzünden iş verenlerin düşüncesi de basit. "benim şartlarım bu istersen çalışırsın." zorunlu değilse kimse o kötü şartlarda çalışmak istemez.
devamını gör...
35.
bol nüfüs, bol üniversite, bol vasıfsızlık, dar iş sahası ve kaçınılmaz son olarak işsizlik.
devamını gör...
36.
azalma oranı çok düşük olan bir konu.
devamını gör...
37.
aslında burda herkesin suçu var. bu uzun bir konu ve ben size özetlemeye çalışacağım. ve bu işsizlik sıkıntısı sadece yeni mezunlarda çok fazla, lütfen aşağıdaki yazıyı yeni mezunlar için ele alınız.
devlet tarafı: günümüzde her tarafa üniversite açıldığı için kalifiye eleman sayısı artmakta. bu nedenle x işini yapabilen eleman sayısı artıyor fakat bu elemanların çalışacağı yer sayısı aynı hızda artmıyor. bu nedenle işsizlik meydana geliyor. devlet tarafında bunun en uygun çözümü, bu dengeyi bozan sayısı fazla olan üniversite bölümlerini bulup kapatmak.
işveren tarafı: eskiden bir işveren x mezunu bir eleman ararken maksimum 10-20 adet cv karşısına gelirdi ve en uygununu seçerdi. diğer arkadaşlar da başka bir işyeri aramaya koyulurlardı. fakat yukarıda bahsettiğim dengeyi bozan fazladan bölümler yüzünden artık işverene 100-200 adet cv gelmekte. bu sayede işveren ortaya etik olmayan şöyle bir parametre koyabiliyor; en ucuz ne kadara çalışırsın ? bu sayede hem elindeki cv sayısını azaltmakta, hem de ucuza iş gücü çıkartmakta. ha etik mi ? değil tabi.
yeni mezun tarafı: şimdi linçlenmekten korktuğum ama gerçek olan diğer bir konuya gelelim. yeni mezun arkadaşların farkında olmadığı egosu. bu arkadaşlar yukarıda bahsettiğim işveren tarafı'nı hiç düşünmemekte ve sanki başvurduğu şirketin sadece kendisiyle konuştuğunu düşünmekte. eh be güzel kardeşim sen bu adamdan direkt 5k tl istersen bu adam sana tabii ki yol verir. çünkü senin gibi 199 kişi daha var adamın elinde. burada yeni mezun arkadaşların yapabileceği en güzel iş asgari ücret olsa bile kabul edip 1 yıl sonra çekip gitmek o şirketten. 1 yıl deneyimin ardından artık siz "yeni mezun" tagında bulunmayacağınız için başvurduğunuz şirketlere kendi fiyatınızı biçebilirsiniz. bunu bir yazılımcı abiniz olarak ben de yaptım bilginize.
devlet tarafı: günümüzde her tarafa üniversite açıldığı için kalifiye eleman sayısı artmakta. bu nedenle x işini yapabilen eleman sayısı artıyor fakat bu elemanların çalışacağı yer sayısı aynı hızda artmıyor. bu nedenle işsizlik meydana geliyor. devlet tarafında bunun en uygun çözümü, bu dengeyi bozan sayısı fazla olan üniversite bölümlerini bulup kapatmak.
işveren tarafı: eskiden bir işveren x mezunu bir eleman ararken maksimum 10-20 adet cv karşısına gelirdi ve en uygununu seçerdi. diğer arkadaşlar da başka bir işyeri aramaya koyulurlardı. fakat yukarıda bahsettiğim dengeyi bozan fazladan bölümler yüzünden artık işverene 100-200 adet cv gelmekte. bu sayede işveren ortaya etik olmayan şöyle bir parametre koyabiliyor; en ucuz ne kadara çalışırsın ? bu sayede hem elindeki cv sayısını azaltmakta, hem de ucuza iş gücü çıkartmakta. ha etik mi ? değil tabi.
yeni mezun tarafı: şimdi linçlenmekten korktuğum ama gerçek olan diğer bir konuya gelelim. yeni mezun arkadaşların farkında olmadığı egosu. bu arkadaşlar yukarıda bahsettiğim işveren tarafı'nı hiç düşünmemekte ve sanki başvurduğu şirketin sadece kendisiyle konuştuğunu düşünmekte. eh be güzel kardeşim sen bu adamdan direkt 5k tl istersen bu adam sana tabii ki yol verir. çünkü senin gibi 199 kişi daha var adamın elinde. burada yeni mezun arkadaşların yapabileceği en güzel iş asgari ücret olsa bile kabul edip 1 yıl sonra çekip gitmek o şirketten. 1 yıl deneyimin ardından artık siz "yeni mezun" tagında bulunmayacağınız için başvurduğunuz şirketlere kendi fiyatınızı biçebilirsiniz. bunu bir yazılımcı abiniz olarak ben de yaptım bilginize.
devamını gör...
38.
her ile ve ilçeye üniversite açıyoruz diyerek zamanında oy devşiren iktidarın orada okuyanların mezun olacağını hesap edemediklerini gösteren artış.
devamını gör...
39.
her yere üniversite açılıyor işsizlik oranının artmasına şaşmamak lazım. herkesin elinde bir diploma var. ayrıca her yer tecrübeli eleman arıyor ama mezun olduktan sonra tecrübe kazanmamız için fırsat bile verilmiyor.
devamını gör...
40.
eee ne yapalım yani,yaşlılar da çalışmıyor emekli.
senin evine makarna giriyor mu ona bak kardeşim.
senin evine makarna giriyor mu ona bak kardeşim.
devamını gör...