greyfurt

tuzun da şekerin de atılarak yenildiğini gördüğüm meyve.

iyisinin çok güzel , kötüsünün ne nalet tadı var dedirten turunçgil ailesinin bir ferdi.

aynı oranda portakal suyuyla karıştırıldığında hem tat, hem vitamin olarak zirveye ulaşırsınız.

alıp yıkayın. soymaya başlayın. keskin bir bıçakla tek bir beyazlık görmeyesiye kadar,kendinizi döner ustasıymış gibi hissederek soyun. bir tabağa ilgili topeşi hafifçe koyun ve yine hafifçe ikiye bölün. tek bir damlasını dahi boşa akıtmayın. sonra bölüm bölüm ayrı kısımların arasındaki zarları kesin. önünüzde kırmızı ve sulu bir bomba duruyor olacak. bu nimete biraz tuz ekleyin ve yiyin. dudağınızda eğer yara varsa tadı x2 olarak düşünebilirz.

bir turunçgil. ben pek severim. içi kırmızı ve sarı renki olanları var. benim tercihim içi kırmızı olandan yana. içindeki zarı da soyup yemek gerekir yoksa acı olur.

şu hayatta ayıla bayıla yediğim tek meyve.

enfeksiyon oluşumunu önler.
kalp krizi riskini azaltır.
serbest radikallerin birikmesini önleyerek kanser riskini azaltır.
kilo vermeye yardımcı olur.
insülin direncinin düzenlenmesine yardımcı olur.

yiyin, yedirin efenim.

suyunu içmeyi sevdiğim yemeyi beceremediğim acı meyvedir.

midesiz insan meyvesi.

yendiğinde tadı olmayan suyunu sıkıp içtiğinde bir şeye benzeyen turunçgillerden bir meyve. turunçgillerden nötr olduğum tek meyvedir belki de.

ısırarak hayvan gibi yediğim, dudaklarımı ve yanaklarımın uyuşmasına neden olan güzel meyve.

bu seneye kadar yalnızca suyunu sıkarak tükettiğim, yakın zamanda yiyerek tüketilmesinin daha güzel olduğunu keşfettiğim meyve. tanıma gel heyy maşşalllah! pek çok insan greyfurta karşı önyargılı. yiyin efendim. mayhoş mayhoş miss!

bir gün markette greyfurt alırken 'lan adı nereden geliyor acaba' diye merak ettim ve şöyle olduğunu öğrendim(google yazınca wikipedia'da çıktı direkt):

pomelo ile portakalın hibriti olan bu meyve dalında üzüme benzediği için grape-fruit olarak isimlendirilmiş.

burada pomeloya çin greyfurtu demek anlamsız çünkü adam greyfurtun atası.

her seferinde hevesle alıp yiyemediğim meyve.

en güzel tuza bandırıp yemektir, şeker ile de güzel gider tek başına biraz acımtırak, ekşi gelir. düzenli ilaç kullananlar mümkünse ilaç almadan birkaç saat önce yada sonra yemesinler çünkü emilimini azaltıyor, ilacın etkisini düşürüyor. c vitamini açısından, antioksidan etkisi açısından çok sağlıklıdır mevsiminde düzenli tüketilmesi tavsiye edilir.

yemeyi başaran insanlar için saygı duruşuna durulması geçilip, törenle madalya takılması gerekilen meyve.

en efektif yağ yakıcı meyvelerden biri olur kendisi. beslenme duzeninize rutin olarak eklerseniz demek istediğimi anlarsınız.
özellikle o beyaz kısımlarını da yemek lazım ki vitaminini tam olarak alabilelim hücrelerimize.(ben yiyebiliyorum)

not : çok güçlü bileşimlere sahip olduğundan dolayı özellikle kan hapı kullananların, tansiyon ve kanser ilacı kullananların da en az 2 saat sonra yemeleri gerekmektedir,zira ilaçların etkisini azaltır, emilimini düşürür.

içindeki narinjin ve psoralen maddeleri bazı ilaçların parçalanmasını sağlayan cyp3a4 enzimini bloke ettiği için ilacın kandaki konsantrasyonu artar ve ilaç zehirlenmesine neden olabilir. greyfurt yedikten yarım saat sonra başlayıp üç güne kadar bu etkiler görülebiliyor. o yüzden en basit ilacın bile greyfurtla etkileşimini doktora sormadan tüketmemek gerekir.

aşağıdaki linkten aldığım tabloya göre etkilenen ilaçlar: amiodarone, terfenadine, buspirone, diazepam , midazolam, triazolam, amplodipine, felodipine, nifedipine, nimodipine , atorvastatin, lovastatin, pravastatin, simvastatin, cyclosporine, tacrolimus , carbamazepine.
bunlarda da yan etkileri takip etmek gerekiyormuş: ethinyl estradiol, progesteron, cerivastatin, saquinavir, clomipramine, phenytoin, carvedilol,
methadone, sildenafil.

kaynak

faydası çok olmasına rağmen yemesi anlamsız meyve. benim meyveden beklentim tatlı olmasıdır ve yediğimde keyif almamdır. ağızda paslı bir demiri emcüklemiş gibi hissiyat bırakıyor.

greyfurt severim. tuzla mükemmel oluyor.

lif lif c vitaminidir. şifa niyetine afiyet olsun.