#ödüllü filmler
1993 yılı abd-ingiltere ortak yapımı film, kazuo ıshiguro'nun aynı adlı romanından uyarlanmıştır. film,2.dünya savaşı öncesi ingiltere'sinde geçmektedir. disiplinli ve işinin ehli bir kahya olan james,soğuk ve sert çizgisinden eve yeni gelen aşçıbaşı miss kenton'u tanıdıkça uzaklaşmaya başlar. imdb: 7,8/10.
filmin orijinal ismi: the remains of the day
filmin orijinal ismi: the remains of the day
filmin 8 dalda oscar adaylığı bulunmaktadır.
*bafta ödülleri 1994
bafta film ödülü en iyi erkek oyuncu
anthony hopkins
*dallas-fort worth film eleştirmenleri birliği ödülleri 1994
dfwfca ödülü en iyi erkek oyuncu
*cerrah film ödülleri (robert) 1995
robert en iyi yabancı film
*david di donatello ödülleri 1994
david en iyi yabancı erkek oyuncu-anthony hopkins
en iyi yabancı kadın oyuncu
gümüş kurdele en iyi yabancı yönetmen
*kansas city film eleştirmenleri birliği ödülleri 1993
kcfcc ödülü en iyi erkek oyuncu
anthony hopkins
en iyi kadın oyuncu
emma thompson
*londra eleştirmenler birliği film ödülleri 1994
alfs ödülü
yılın aktörü
anthony hopkins
yılın yönetmeni
james ıvory
ingiliz filmi
*bafta ödülleri 1994
bafta film ödülü en iyi erkek oyuncu
anthony hopkins
*dallas-fort worth film eleştirmenleri birliği ödülleri 1994
dfwfca ödülü en iyi erkek oyuncu
*cerrah film ödülleri (robert) 1995
robert en iyi yabancı film
*david di donatello ödülleri 1994
david en iyi yabancı erkek oyuncu-anthony hopkins
en iyi yabancı kadın oyuncu
gümüş kurdele en iyi yabancı yönetmen
*kansas city film eleştirmenleri birliği ödülleri 1993
kcfcc ödülü en iyi erkek oyuncu
anthony hopkins
en iyi kadın oyuncu
emma thompson
*londra eleştirmenler birliği film ödülleri 1994
alfs ödülü
yılın aktörü
anthony hopkins
yılın yönetmeni
james ıvory
ingiliz filmi
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kaşkolnikov" tarafından 27.03.2022 11:34 tarihinde açılmıştır.
1.
kazuo ıshiguro tarafından yazılan romanin 1993 yılında james ıvory tarafından sinemaya aktarılmasıdır. başrollerini anthony hopkins emma thompson ve hugh grant paylasmistir. .
filmde bize elinde imkan varken susmayi ve sadece kendisinden beklenen görev tanımına sıkı sıkıya bağlı olmayi tercih eden bir uşağı izliyoruz. öyle bir uşak ki görev tanımından çıkmamak için lordunun aldığı kararlar için yorum yapmayı da yanlış buluyor. belki müdahale etse yada yorumda bulunsa tüm tarihi değiştirebilme ihtimali olabilirken hemde! sosyal ve duygusal gelişim problemlerini çok uzun yıllar sonra fark eden işlediği hatayı düzeltmeye çalışan bu uşak karşısında kötü düşüncelere kapilmadim dogrusu. o kadar nazik, kibar, asil ve centilmen ki, karşısında ona neşe ve canlılık vermeye çalışan iyi niyetli ev yöneticisi bayan keaton'u fazla cüretkar bile buldum ilk zamanlar. ancak filmin son bölümlerine geçince bir konuda ısrar ve dar görüşlülugün bir hayati nasıl da boşa götürdüğünü ve sevgiyi tercih eden bayan keaton'un nasıl da galip ciktigini da hüzünle izledim. yine de bay stevenson aynı kararlilik ve ciddiyet ile hayatına devam ediyordu. çevresinin değişiminden hiç etkilenmeden karakterinin gerektiğini yapabilmek de bir noktada başarı olabilir. bugün rüzgar nereden eserse o yöne savrulan bir dünya düzeninde bunu basarabilenler neredeyse kahraman !!
görkemli bir malikane, bakımlı ve neredeyse sanat eseri denilebilecek kadar güzel bahçe ve ev dekorasyonu, göz dolduran oyunculuk, gerilim tadında ve ingiliz coğrafyasının kasvetini hatırlatan müziği ile gerçekten çok çok güzel bir film.
bu dünyada büyük imparatorluk ya da kültürleri incelemek istediğinizde bakmanız gereken ilk yerin ne krallar ne savaslar ne de heykeller ve resimler olduğunu düşünmüyorum. bakılması gereken ilk yer bence hizmetkarlarin organizasyon şeması. çünkü hizmetkarlar sadece efendilerine değil, sisteme, aristokrasiye, düzenin devamina hizmet ediyorlar. üzerlerine zırh gibi giydikleri görev bilinci sayesinde ister bir malikaneyi ister bir krallığı manipülasyonları sadakatleri ya da cekimserlikleri ile etkileme gücüne sahipler. birinci dünya savaşı ile başlayan insanların günlük hayat kuralları ve kültürel kodlar ile ilgili değişimi filmde istasyon ışıkları yanınca yolcularin alkışlaması ile görüyoruz. eski klasik ve aristokratik hayat kurallarından daha rahat ve daha amerikanvari yaşama gecisin izlerini gordugumuz bir diğer yapım ise (bkz: downton abbey) dizisi.
filmde bize elinde imkan varken susmayi ve sadece kendisinden beklenen görev tanımına sıkı sıkıya bağlı olmayi tercih eden bir uşağı izliyoruz. öyle bir uşak ki görev tanımından çıkmamak için lordunun aldığı kararlar için yorum yapmayı da yanlış buluyor. belki müdahale etse yada yorumda bulunsa tüm tarihi değiştirebilme ihtimali olabilirken hemde! sosyal ve duygusal gelişim problemlerini çok uzun yıllar sonra fark eden işlediği hatayı düzeltmeye çalışan bu uşak karşısında kötü düşüncelere kapilmadim dogrusu. o kadar nazik, kibar, asil ve centilmen ki, karşısında ona neşe ve canlılık vermeye çalışan iyi niyetli ev yöneticisi bayan keaton'u fazla cüretkar bile buldum ilk zamanlar. ancak filmin son bölümlerine geçince bir konuda ısrar ve dar görüşlülugün bir hayati nasıl da boşa götürdüğünü ve sevgiyi tercih eden bayan keaton'un nasıl da galip ciktigini da hüzünle izledim. yine de bay stevenson aynı kararlilik ve ciddiyet ile hayatına devam ediyordu. çevresinin değişiminden hiç etkilenmeden karakterinin gerektiğini yapabilmek de bir noktada başarı olabilir. bugün rüzgar nereden eserse o yöne savrulan bir dünya düzeninde bunu basarabilenler neredeyse kahraman !!
görkemli bir malikane, bakımlı ve neredeyse sanat eseri denilebilecek kadar güzel bahçe ve ev dekorasyonu, göz dolduran oyunculuk, gerilim tadında ve ingiliz coğrafyasının kasvetini hatırlatan müziği ile gerçekten çok çok güzel bir film.
bu dünyada büyük imparatorluk ya da kültürleri incelemek istediğinizde bakmanız gereken ilk yerin ne krallar ne savaslar ne de heykeller ve resimler olduğunu düşünmüyorum. bakılması gereken ilk yer bence hizmetkarlarin organizasyon şeması. çünkü hizmetkarlar sadece efendilerine değil, sisteme, aristokrasiye, düzenin devamina hizmet ediyorlar. üzerlerine zırh gibi giydikleri görev bilinci sayesinde ister bir malikaneyi ister bir krallığı manipülasyonları sadakatleri ya da cekimserlikleri ile etkileme gücüne sahipler. birinci dünya savaşı ile başlayan insanların günlük hayat kuralları ve kültürel kodlar ile ilgili değişimi filmde istasyon ışıkları yanınca yolcularin alkışlaması ile görüyoruz. eski klasik ve aristokratik hayat kurallarından daha rahat ve daha amerikanvari yaşama gecisin izlerini gordugumuz bir diğer yapım ise (bkz: downton abbey) dizisi.
devamını gör...
2.
1-2 gün önce tv'de yeniden izleme şansım oldu.
ikinci dünya savaşı öncesi ingiltere'nin, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun bayrağı amerika'ya devredişi amerikan kongre üyesi (bkz: christopher reeve) tarafından aşağıdaki sahnede yine amerikanvari şekilde ifade edilmiş.
dünyayı kurtardın, tişikkirler sipirmin ama geldiğimiz noktada da profesyonelliğin b.kunu çıkarttınız affedersin.
edit: puanım 8 kanka.
ikinci dünya savaşı öncesi ingiltere'nin, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun bayrağı amerika'ya devredişi amerikan kongre üyesi (bkz: christopher reeve) tarafından aşağıdaki sahnede yine amerikanvari şekilde ifade edilmiş.
dünyayı kurtardın, tişikkirler sipirmin ama geldiğimiz noktada da profesyonelliğin b.kunu çıkarttınız affedersin.
edit: puanım 8 kanka.
devamını gör...