güne kötü başlatan şeyler
başlık "nickimicalmislar" tarafından 26.11.2020 11:48 tarihinde açılmıştır.
121.
sigara içiyor olmaktır. bıraktım, kurtuldum.
devamını gör...
122.
gecesinde gördüğün kabus.
devamını gör...
123.
tüm gece boyunca uyuyamadıktan sonra tam da uykunun en tatlı saatinde sabahın köründe çalan zil sesine uyanmak.
devamını gör...
124.
hilti sesi.
devamını gör...
125.
sabah 10, geceden sigaram bitmiş. uyanmışım tef gibiyim en yakın market bir süpermarket ve yine kasa sırasında anıt mezar bir amca önüme geçti. "dayı güvenlik değilim ben" dedim. duymadı ya da kulağındaki o cihazı artık her yere giriş kartı olarak kullanıyor bilemiyorum. dürtmeye korktum elimde dağılabilir diye. şişindim şişindim bu saate kadar geldim.
umut sarıkaya'nın yüzlerce dede dövme fantezisini çok daha iyi anladım sabah sabah.
umut sarıkaya'nın yüzlerce dede dövme fantezisini çok daha iyi anladım sabah sabah.
devamını gör...
126.
pazartesi sabahı
devamını gör...
127.
hiç uyumamış olmak.
devamını gör...
128.
uyuyamamış olmak.
devamını gör...
129.
regl sancısıyla uyanmak.
devamını gör...
130.
bel ağrısı. gerçekten de güne kötü başlatıyor. yataktan kalkmak bile eziyet hale geliyor!
devamını gör...
131.
güne başlayamamak olabilir.
devamını gör...
132.
fevkalade güzel bir şiir.
aklımıza getirir, artık olmayan ve iyi anlaştığımız, sevdiğimiz kişileri ve üzer, yoksa biz yabancı mıydık? birbirimize diye, sordurur...
felaketi, miris'in öldüğünü öğrendiğimde
evine gittim, ben ki
hıristiyan evlerine gitmekten kaçınırım,
özellikle yas günlerinde ve bayramları.
koridorda durup bekledim. fazla içeri
girmek istemedim, merhumun akrabalarının
gelişimden duydukları memnuniyetsizlik
ve şaşkınlık gözlerinden okunuyordu.
onu büyük bir odaya yatırmışlardı
bulunduğum yerden az çok
görebiliyordum, hep değerli halılar,
gümüşten, altından kaplar.
koridorun köşesinde durmuş ağlıyordum.
toplantılarımızın, gezmelerimizin
miris'siz ne anlamsız olacağını düşünüyordum
onu bir daha göremeyeceğimi,
bütün gece süren o güzelim, hayâsız cümbüşlerde,
eğlenip gülüşünü, yunancasının kusursuz ritmiyle
şiirler okuyuşunu bize
nasıl kaybettiğimi düşünüyordum güzelliğini
sonsuza dek, çılgınca tapındığım bu genci.
birkaç yaşlı kadın yanımda, fısıl fısıl
son gününü konuşuyorlardı -
ağzından hiç düşmüyormuş isa'nın adı
haç hep elindeymiş. -
derken, kendilerinden geçmiş, dualar okuya okuya
dört hıristiyan rahip girdi odaya
isa'ya yakarışlarla,
ya da meryem'e
miris'in hıristiyan olduğunu tabii ki biliyorduk.
önceki yıl grubumuza katıldığı
ilk günden beri biliyorduk.
kesinlikle bizden biri gibi yaşamıştı.
hepimizden çok hazza verdi kendini
har vurup harman savurdu parasını âlemlerde.
etraf ne der diye düşünmeden,
seve seve katılırdı geceleyin sokak kavgalarına
ne zaman düşman bir çeteyle
karşılaşsa çetemiz.
dininden hiç söz etmezdi.
hatta, bir defasında kendisini alıp
serapeion'a götüreceğimizi söyledik.
şakamız hiç hoşuna gitmemiş gibiydi,
hatırlıyorum da şimdi.
of, iki şey daha geliyor aklıma.
poseidon'un şerefine içkilerimizi dökdüğümüzde
aramızdan ayrılarak başka tarafa bakmaya başlamıştı.
içimizden biri aşka gelip
"güzeller güzeli, yüce apollon
yoldaşlarımızı gözetsin
ve korusun," deyince - miris
"ben hariç," diye mırıldanmıştı.
hıristiyan rahipler yüksek sesle
gencin ruhu için yakarıyorlardı -
pür dikkat kesilmiş,
büyük bir ilgiyle izliyordum ki
dini vecibelerini yerine getirişlerini
hıristiyan cenaze töreni için yaptıkları hazırlıkları,
birden tuhaf bir duygu
kapladı içimi. anlatılmaz bir biçimde
miris'in benden koptuğunu hissettim,
bir hıristiyandı o, kendi toplumuyla
birleşiyordu şimdi, bense yabancı
tamamen yabancı oluyordum giderek. bir kuşku
düşmüştü içime, tutkularım aldatmıştı
belki de beni, her zaman bir yabancıydım onun için. -
kendimi dar attım korkunç evlerinden,
miris'in anısı alıp götürülmeden, başkalaşmadan
hıristiyanlıklarıyla, çabucak uzaklaştım oradan.
aklımıza getirir, artık olmayan ve iyi anlaştığımız, sevdiğimiz kişileri ve üzer, yoksa biz yabancı mıydık? birbirimize diye, sordurur...
felaketi, miris'in öldüğünü öğrendiğimde
evine gittim, ben ki
hıristiyan evlerine gitmekten kaçınırım,
özellikle yas günlerinde ve bayramları.
koridorda durup bekledim. fazla içeri
girmek istemedim, merhumun akrabalarının
gelişimden duydukları memnuniyetsizlik
ve şaşkınlık gözlerinden okunuyordu.
onu büyük bir odaya yatırmışlardı
bulunduğum yerden az çok
görebiliyordum, hep değerli halılar,
gümüşten, altından kaplar.
koridorun köşesinde durmuş ağlıyordum.
toplantılarımızın, gezmelerimizin
miris'siz ne anlamsız olacağını düşünüyordum
onu bir daha göremeyeceğimi,
bütün gece süren o güzelim, hayâsız cümbüşlerde,
eğlenip gülüşünü, yunancasının kusursuz ritmiyle
şiirler okuyuşunu bize
nasıl kaybettiğimi düşünüyordum güzelliğini
sonsuza dek, çılgınca tapındığım bu genci.
birkaç yaşlı kadın yanımda, fısıl fısıl
son gününü konuşuyorlardı -
ağzından hiç düşmüyormuş isa'nın adı
haç hep elindeymiş. -
derken, kendilerinden geçmiş, dualar okuya okuya
dört hıristiyan rahip girdi odaya
isa'ya yakarışlarla,
ya da meryem'e
miris'in hıristiyan olduğunu tabii ki biliyorduk.
önceki yıl grubumuza katıldığı
ilk günden beri biliyorduk.
kesinlikle bizden biri gibi yaşamıştı.
hepimizden çok hazza verdi kendini
har vurup harman savurdu parasını âlemlerde.
etraf ne der diye düşünmeden,
seve seve katılırdı geceleyin sokak kavgalarına
ne zaman düşman bir çeteyle
karşılaşsa çetemiz.
dininden hiç söz etmezdi.
hatta, bir defasında kendisini alıp
serapeion'a götüreceğimizi söyledik.
şakamız hiç hoşuna gitmemiş gibiydi,
hatırlıyorum da şimdi.
of, iki şey daha geliyor aklıma.
poseidon'un şerefine içkilerimizi dökdüğümüzde
aramızdan ayrılarak başka tarafa bakmaya başlamıştı.
içimizden biri aşka gelip
"güzeller güzeli, yüce apollon
yoldaşlarımızı gözetsin
ve korusun," deyince - miris
"ben hariç," diye mırıldanmıştı.
hıristiyan rahipler yüksek sesle
gencin ruhu için yakarıyorlardı -
pür dikkat kesilmiş,
büyük bir ilgiyle izliyordum ki
dini vecibelerini yerine getirişlerini
hıristiyan cenaze töreni için yaptıkları hazırlıkları,
birden tuhaf bir duygu
kapladı içimi. anlatılmaz bir biçimde
miris'in benden koptuğunu hissettim,
bir hıristiyandı o, kendi toplumuyla
birleşiyordu şimdi, bense yabancı
tamamen yabancı oluyordum giderek. bir kuşku
düşmüştü içime, tutkularım aldatmıştı
belki de beni, her zaman bir yabancıydım onun için. -
kendimi dar attım korkunç evlerinden,
miris'in anısı alıp götürülmeden, başkalaşmadan
hıristiyanlıklarıyla, çabucak uzaklaştım oradan.
devamını gör...
133.
**
**
**
devamını gör...
134.
ağlayarak uyuyakalmış olmak. hasta olarak uyanmış olmak. o gün önemli ve stresli bir gün olacağını biliyor olmak.
devamını gör...
135.
-kabus eşliğinde uyanmak
-karanlıkta uyanmak
-uyanmak
-karanlıkta uyanmak
-uyanmak
devamını gör...
136.
boğaz ağrısıyla uyanmak, poğaça ve vişneli meyve suyuyla kahvaltı yapmak.
devamını gör...
137.
türkiye'de sabah haberleri...
bir tane hayırlı haber bulamazsınız hatta son 22-23 yıldır bir ana haber bülteninin mutlu haberlerle başlayıp, mutlu haberlerle bitirildiğini görmedim. 1 ana haber bülteninin.. hiç mi olmaz?! demeyin... sizde biliyorsunuz ki, olmadı...
hadi ana haber bülteninden kaçtınız diyelim, sosyal medya platformları sizi her şeyden anlık olarak haberdar ediyor zaten.. çalışırken, uyurken, dinlenirken bir anda ana ekranınıza düşen bir #sondakika bildirimi ile yeterince geriliyorsunuz. bu ülkede "korku filmi efektinden" uzak kalmak imkansız..
bir tane hayırlı haber bulamazsınız hatta son 22-23 yıldır bir ana haber bülteninin mutlu haberlerle başlayıp, mutlu haberlerle bitirildiğini görmedim. 1 ana haber bülteninin.. hiç mi olmaz?! demeyin... sizde biliyorsunuz ki, olmadı...
hadi ana haber bülteninden kaçtınız diyelim, sosyal medya platformları sizi her şeyden anlık olarak haberdar ediyor zaten.. çalışırken, uyurken, dinlenirken bir anda ana ekranınıza düşen bir #sondakika bildirimi ile yeterince geriliyorsunuz. bu ülkede "korku filmi efektinden" uzak kalmak imkansız..
devamını gör...
138.
bel ve boyun ağrısı ile uyanmak, lanet bir şey.
devamını gör...
139.
sabah namazını uyanamayıp kaçırdığım her gün kötü başlıyor..
neyseki bugün kaçırmadım.
işe giderken zor olmuyor ama izinlerde uyanamıyorum..
neyseki bugün kaçırmadım.
işe giderken zor olmuyor ama izinlerde uyanamıyorum..
devamını gör...
140.
evde içilecek kahvenin olmaması
devamını gör...