güne yoga ile başlayan kafası kırık insan
başlık "kırk küp kırkının da kulpu kırık küp" tarafından 29.10.2025 14:45 tarihinde açılmıştır.
1.
sabah saat 6:30.
güneş doğmadan önce kendini bulmaya çalışan biri var.
ama o kadar erken kalkmış ki, daha kendisi bile uyanmamış.
göz kapakları downward dog pozisyonunda, ama beyin hala yatakta horluyor.
bu insan tipi genelde şöyle başlar güne:
bugün evrenle hizalanacağım.
oysa dün, pijamalarını bile hizalayamamış
kafasında çakralar açılıyor ama buzdolabının kapağını kapatmayı unutuyor.
evrenin enerjisine açık ama kira artışına kapalı.
sabahın köründe mat serer, zen rainforest jungle calm vibes çalar beyninin arka fonunda rahatlayacak ya....
ama üç dakika sonra komşudan gelen matkap sesiyle aydınlanır:
evren bana sabrı öğretiyor.
yok güzelim, o evren değil, mehmet abi duvar deliyor.
bu tür insanlar genelde ben artık negatif enerjiyi hayatımdan çıkardım der,
ama markette sıra beklerken kasiyere bu ne biçim sıra yaa ilerlemiyor diye bağırır.
aydınlanma süreci, genellikle kasa fişiyle biter.
bir de şu var:
yoga sonrası kahve içmek ritüelmiş.
sanki kahveyi içmeyince ganj nehri kuruyacak.
evrenle uyum içindeyim diyor ama
kafasının içi google translate’te yanlış çevrilmiş sanskritçe dualarla dolu.
bedenini esnetmiş ama düşüncesi hala betonarme.
her sabah güneşi selamlıyor,
ama akşam trafikte babasını bile tanımıyor.
belki de mesele yoga değil,
yoganın sosyal medyaya atılamayan kısmı.
çünkü gerçekten iç huzuru bulan biri,
altına #grateful #healing #energyflow yazma ihtiyacı duymaz.
kısacası, güne yoga ile başlayan bu kafası kırık insanlar,
belki de modern dünyanın en kibar delileri.
eskiden sabah dua edenler vardı,
şimdi evrene şükür postu atanlar var.
ve belki de evren,
onlara çoktan cevap verdi:
sus artık, güneş doğdu, yat uyu.
güneş doğmadan önce kendini bulmaya çalışan biri var.
ama o kadar erken kalkmış ki, daha kendisi bile uyanmamış.
göz kapakları downward dog pozisyonunda, ama beyin hala yatakta horluyor.
bu insan tipi genelde şöyle başlar güne:
bugün evrenle hizalanacağım.
oysa dün, pijamalarını bile hizalayamamış
kafasında çakralar açılıyor ama buzdolabının kapağını kapatmayı unutuyor.
evrenin enerjisine açık ama kira artışına kapalı.
sabahın köründe mat serer, zen rainforest jungle calm vibes çalar beyninin arka fonunda rahatlayacak ya....
ama üç dakika sonra komşudan gelen matkap sesiyle aydınlanır:
evren bana sabrı öğretiyor.
yok güzelim, o evren değil, mehmet abi duvar deliyor.
bu tür insanlar genelde ben artık negatif enerjiyi hayatımdan çıkardım der,
ama markette sıra beklerken kasiyere bu ne biçim sıra yaa ilerlemiyor diye bağırır.
aydınlanma süreci, genellikle kasa fişiyle biter.
bir de şu var:
yoga sonrası kahve içmek ritüelmiş.
sanki kahveyi içmeyince ganj nehri kuruyacak.
evrenle uyum içindeyim diyor ama
kafasının içi google translate’te yanlış çevrilmiş sanskritçe dualarla dolu.
bedenini esnetmiş ama düşüncesi hala betonarme.
her sabah güneşi selamlıyor,
ama akşam trafikte babasını bile tanımıyor.
belki de mesele yoga değil,
yoganın sosyal medyaya atılamayan kısmı.
çünkü gerçekten iç huzuru bulan biri,
altına #grateful #healing #energyflow yazma ihtiyacı duymaz.
kısacası, güne yoga ile başlayan bu kafası kırık insanlar,
belki de modern dünyanın en kibar delileri.
eskiden sabah dua edenler vardı,
şimdi evrene şükür postu atanlar var.
ve belki de evren,
onlara çoktan cevap verdi:
sus artık, güneş doğdu, yat uyu.
devamını gör...
2.
bi gün evereste çıkmış* bi arkadaşım dedi ki yoga yapak mı, kanal buldum yutubta 'morning yoga with cassandra'.. üç gün yürüyemedik sonra. perineal güneşlenme d vitamini en iyisi
devamını gör...
3.
(bkz: ben ikna olmadım)
(bkz: yıllardır aynı klişe)
(bkz: yeni argümanlar bulunuz)
(bkz: inovasyon çağı)
(bkz: yıllardır aynı klişe)
(bkz: yeni argümanlar bulunuz)
(bkz: inovasyon çağı)
devamını gör...
4.
neden ben her sabah tai chi yapıyorum ardından esneme egzersizi, nefes egzersizi finalde de işe gitmeden önce meditasyon, mis gibi hissediyorum.
devamını gör...
5.
yani kafası cidden kırık ise üstteki *yazar arkadaşın dediği gibi işleyebilir durum.
aslında yoga ve meditasyon hiç de öyle sanıldığı gibi "uhrevi" faaliyetler olmak zorunda değil. kaldı ki "sabah yogası" denen şey sabah koşusu, sabah yürüyüşü, sabah sporu gibi zaten insanı uyandırıp güne zinde başlamasını sağlamayı amaçlayan pratikler. modern dünyada insanlar sabah işe gittikleri için de genellikle en fazla 20 dakika olarak düşünülen akışlar var. tabii yogaya daha fazla eğilmek zaman ayırmak isteyen insanlar için daha uzun pratikler de mevcut 30 dk ve üzeri. ama yaygın olarak sabah yogası kısa tutulan bir şey.)
bunun bu şekilde algılanması tabii ki insanların da inanılmaz mistik, acayip bir yaşam tarzı gibi senelerdir bu disiplini pazarlaması ile alakalı.
sabah yogası, akşam yogası, depresyon yogası vs gibi isimler aslında akışın ne amaçla tasarlandığına dair ip ucu veren isimler bu arada. yoksa x bi yoga akışını ille de y bi durumda yapacaksın gibi bir kural yok. oraya orijinal ismini yazsalar kimse bi bok anlamaz diye böyle yazıyorlar. dediğimiz gibi sabah yogası genelde hızla enerji vermeyi amaçlayan bir akış. akşam yogası veya uyku öncesi yogası daha çok bedeni gevşetmeye, stresi azaltmaya ve insanları sakinleştirip uykuya hazırlamaya yönelik. depresyon yogası mesela kimileri için enerji verici hareketli akışlar, kimisi içinse yavaş ve öz şefkate odaklı, uzun süreli ve meditasyon ağırlıklı akışlar. bunlar böyle böyle şeyler, acayip bir yanı yok.
yoganın ruh veya psikoloji ile ilişkili olması, beden ve nefes farkındalığını çok fazla önceleyen bir disiplin olması ve insanları "anda kalmaya mecbur bırakması" :d ve meditasyonla da iç içe olmasıyla alakalı. kimisi buna evrensel uyum der, kimisi ruh der, kimisi de rahatlama ve farkındalık pratiği der.
şükür, olumlama, güneşi selamlama vs gibi kalıpların da inanılmaz spritüel bir yanı yok. ne kadar spiritüel olacağı, kişinin ne kadar spiritüel olmaya ihtiyaç duyduğu ile alakalı. sen meditasyonunu "güneşi sevgiyle selamlıyorum ve kozmik bilince şükran sunuyorum" diye değil ofjwkfo "harika bir pratikti, iyi terledim, kendimi öpüyorum valla" diye de bitirebilirsin veya bir evren, yaradan bilmemne inancın yoksa "güzel bir hayat yaşadığım için şanslı ve mutluyum" da diyebilirsin yani.
insanların herhangi bir şey üzerinden kimlik devşirme ve ait olma ihtiyacı çok yüksek. hepimiz için geçerli ve sürü canlısı olarak evrildiğimiz için çok da normal. ama bunu fanatizme dönüştürmek böyle bir algıya kapı aralıyor işte.
halbuki felsefesinde yaşamı akan haliyle, basit ve sade ve olduğu gibi yaşamak var.
not: evrenle hizalanmak, uyumlanmak denen şey "bu gün hayatla dövüşmeyeceğim ve ana odaklanacağım" demek aslında. kafasında çakralar açılamaz kafada zaten 1 çakra var çünkü* skjcks. en tepedeki çakrayı kafanın da üzerinde hayal ediyorlar. bunlar da inanılmaz spritüel şeyler değil bu arada. bedenin enerji tutma / biriktirme noktaları olarak düşünülmüş.

bunların yok efendim kendini iyi ifade etmek için boğaz çakranı aç, aşk için kalp çakranı aç gibi, acayip bir şekilde sunulması ve sanki bu çakralar açılınca hayatta her şeye kavuşacaksın algısı yaratılması da manasız. çakranın ne olduğunun anlaşılmaması da "çok saçma yeaaa" gibi bir söyleme kapı aralıyor. ama bedenin ruh sağlığıyla ve eylemlerle ilişkisini inkar etmeye kalkmak da aynı derecede saçma. çünkü biliyoruz ki aslında çok bağlı şeyler.
(bkz: placebo etkisi)
(bkz: psikosomatik ağrı)
aslında yoga ve meditasyon hiç de öyle sanıldığı gibi "uhrevi" faaliyetler olmak zorunda değil. kaldı ki "sabah yogası" denen şey sabah koşusu, sabah yürüyüşü, sabah sporu gibi zaten insanı uyandırıp güne zinde başlamasını sağlamayı amaçlayan pratikler. modern dünyada insanlar sabah işe gittikleri için de genellikle en fazla 20 dakika olarak düşünülen akışlar var. tabii yogaya daha fazla eğilmek zaman ayırmak isteyen insanlar için daha uzun pratikler de mevcut 30 dk ve üzeri. ama yaygın olarak sabah yogası kısa tutulan bir şey.)
bunun bu şekilde algılanması tabii ki insanların da inanılmaz mistik, acayip bir yaşam tarzı gibi senelerdir bu disiplini pazarlaması ile alakalı.
sabah yogası, akşam yogası, depresyon yogası vs gibi isimler aslında akışın ne amaçla tasarlandığına dair ip ucu veren isimler bu arada. yoksa x bi yoga akışını ille de y bi durumda yapacaksın gibi bir kural yok. oraya orijinal ismini yazsalar kimse bi bok anlamaz diye böyle yazıyorlar. dediğimiz gibi sabah yogası genelde hızla enerji vermeyi amaçlayan bir akış. akşam yogası veya uyku öncesi yogası daha çok bedeni gevşetmeye, stresi azaltmaya ve insanları sakinleştirip uykuya hazırlamaya yönelik. depresyon yogası mesela kimileri için enerji verici hareketli akışlar, kimisi içinse yavaş ve öz şefkate odaklı, uzun süreli ve meditasyon ağırlıklı akışlar. bunlar böyle böyle şeyler, acayip bir yanı yok.
yoganın ruh veya psikoloji ile ilişkili olması, beden ve nefes farkındalığını çok fazla önceleyen bir disiplin olması ve insanları "anda kalmaya mecbur bırakması" :d ve meditasyonla da iç içe olmasıyla alakalı. kimisi buna evrensel uyum der, kimisi ruh der, kimisi de rahatlama ve farkındalık pratiği der.
şükür, olumlama, güneşi selamlama vs gibi kalıpların da inanılmaz spritüel bir yanı yok. ne kadar spiritüel olacağı, kişinin ne kadar spiritüel olmaya ihtiyaç duyduğu ile alakalı. sen meditasyonunu "güneşi sevgiyle selamlıyorum ve kozmik bilince şükran sunuyorum" diye değil ofjwkfo "harika bir pratikti, iyi terledim, kendimi öpüyorum valla" diye de bitirebilirsin veya bir evren, yaradan bilmemne inancın yoksa "güzel bir hayat yaşadığım için şanslı ve mutluyum" da diyebilirsin yani.
insanların herhangi bir şey üzerinden kimlik devşirme ve ait olma ihtiyacı çok yüksek. hepimiz için geçerli ve sürü canlısı olarak evrildiğimiz için çok da normal. ama bunu fanatizme dönüştürmek böyle bir algıya kapı aralıyor işte.
halbuki felsefesinde yaşamı akan haliyle, basit ve sade ve olduğu gibi yaşamak var.
not: evrenle hizalanmak, uyumlanmak denen şey "bu gün hayatla dövüşmeyeceğim ve ana odaklanacağım" demek aslında. kafasında çakralar açılamaz kafada zaten 1 çakra var çünkü* skjcks. en tepedeki çakrayı kafanın da üzerinde hayal ediyorlar. bunlar da inanılmaz spritüel şeyler değil bu arada. bedenin enerji tutma / biriktirme noktaları olarak düşünülmüş.

bunların yok efendim kendini iyi ifade etmek için boğaz çakranı aç, aşk için kalp çakranı aç gibi, acayip bir şekilde sunulması ve sanki bu çakralar açılınca hayatta her şeye kavuşacaksın algısı yaratılması da manasız. çakranın ne olduğunun anlaşılmaması da "çok saçma yeaaa" gibi bir söyleme kapı aralıyor. ama bedenin ruh sağlığıyla ve eylemlerle ilişkisini inkar etmeye kalkmak da aynı derecede saçma. çünkü biliyoruz ki aslında çok bağlı şeyler.
(bkz: placebo etkisi)
(bkz: psikosomatik ağrı)
devamını gör...
6.
benim yatak odamda başlıyorsa sorun yok
elastikiyet önemli sonuçta
elastikiyet önemli sonuçta
devamını gör...
7.
önce yoga sonra besmele ile başlayınca fark edermi?
devamını gör...