haluk levent

haluk levent harbiye sahnesi.
prova da planlanmış repertuar dışına çıkıp, sahnede gelen ricayı geri çevirmeyip ,
“dağlar” şarkısına girişi ve müthiş yorumumunun telefon kamerasından yansıması

iyi ki var…

haluk levent acil

1968 yılında adana'da 9 çocuklu bir ailenin 8. çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.

orman mühendisliği
bilgisayar programcılığı
fizik ve muhasebe bölümlerinin hepsini birden okumaya çalışmış, hepsine birden yetişememiştir.

ticarete atılsa da istediği verimi alamamış kendini yollara vurmuştur, ve ilk albümünün adını yollarda koyacaktır..

ihtiyaç sahipleri için sokak şarkıcılığı yapmış, eline geçen parayı hiçbir zaman önce kendisi için harcamamıştır..

ilk albümünü 1993 yılında yayınlamış, dikkat çekmiştir uzun saçlı genç..
albümleri beklediğinden iyi satmıştır.
kendine güveni gelen haluk levent çalışmaya, konser vermeye, konserde kazandıklarının büyük bir çoğunluğunu yardıma muhtaç insanlar için harcamaktan hiçbir zaman geri durmamıştır.

bir çek meselesi yüzünden hapse girmiş, o uzun saçlarını kesmiş, bir protesto için yollamıştır.

cezaevi yıllarında yazmıştır ilk kitabı kedi köprüsü'nü.

cezaevinden sonra askere gitmiş, bir albüm daha yayınlamış, askerdeyken bile konser vermeye devam etmiştir.

marmara depremi'nde izmit'te çadır kuran sessiz kahramanlardan biridir.
askerlik izin günlerini gezip tozmak yerine stüdyoda albüm yaparak geçirdi.
daha çok yardım edebilmek için hep çalıştı.

çevre koruma etkinlikleri için de duyarlıydı, elini taşın altına koymaktan hiç korkmadı.

onlarca albüm, binlerce konser, iki kitap, milyonlarca insan kazandı.
2008 yılında baba oldu, hâlâ iyiliğin peşinden koşmaya devam ediyor ve edecektir de..

dağ gibi insandır, var olsun...




yollarda bulurum seni... elfida...

soyadı "acil" olan adam. bunun yengesi yani abisi berkant abinin hanımı benim çalıştığım hastanede doktor idi. kalp damar cerrahinde. o zaman öğrenmiştim soyadını. 2010 senesinde karşılaştık yeniden ayak üstü sohbet ettik, haluk'un abisi de vardı. baya şikayetçilerdi kendisinden. yaka silkmişler artık adamdan. neyse

vaktiyle magazin programı vardı müge anlı'nın sunduğu, orada bir röportajı vardı bu zatın. kıraç hakkında konuşuyordu. o zamanlar araları bozuktu. hatta cem karaca'nın cenazesinde yan yana gelmişlerdi, kıraç gayet soğuktu, haluk denen dingil arayı bulacağım diye saçmalıyordu.

röportajında kıraç'ın seslendirdiği "şarköy türküsü" için "15 yaşında da nazife de hanım" ifadesine takılmış beyefendi. bunu söyleyen adam sapıktır, diyordu. güya kıraç'ı eleştiriyor.

lan dingil, adı üstünde "türkü". karacaoğlan'a da laf et. çıt çıt çedene türküsünü seslendiren ve "15'inde yar sevdim de sezdirmedim ellere" diyen barış manço'ya da laf et. neşer ertaş'a da sapık de! tefe koysunlar seni. sorsan anadolu çocuğu ama anadolu tabirlerinden haberi yok.

o zamandan beri samimiyetsiz bulurum bu herifi. yaptığı her şey "şov"dur, yemeyin.

metallica'nın "harvester of sorrow" şarksının girişini araklayıp "kaçış" diye şarkı yapan adamsın sen. her türlü hırsızlık, zimmete geçirme var.

bağzı günler;

bu ülkenin denetim mekanizması var.
ahbap deprem öncesi içişleri bakanlığı dernekler kurulu ilgili yetkilileri tarafından her yıl olduğu gibi rutin denetim den geçmişti zaten.
deprem sonrası
x.com/haluklevent/status/16...

turmob denetim raporu linkte.

haluk levent ve ahbaplar özveri ile çalışıyorlar. iki defa yerine başkan olması için aday çağrısı yaptı geçtiğimiz zamanlarda.
aday çıkmadı. bu kadar yükü doğru taşıyan bir derneğe başkanlık ve liderlik yapmak hayatından, uykundan, ailenden, konserlerinden uzak kalmak maddi ve manevi yıpranma payını minimize edip yönetmek her insanın başarabileceği bir durum değil.

çok acayip bir adam gerçekten. hiçbir şeyi atlamaz mı bir insan yahu? yeni yıla hatay'da konteyner kentte, depremzedelerin arasında giriyor. sana çok saygı duyuyorum!

twitter.com/haluklevent/sta...

bazı günler ( 2011 )
söz-müzik: fikri karayel



---! alıntı !---

kaç bahar geçer kendimde böyle
her şeye güvenmiştim ben sende
ölene kadar sürer bu böyle
yaralı bitkin daha ne söyler

nereye kadar sürer bu böyle
vazgeçmem ki ölürüm de senden
ölene kadar savaşmanın anlamını anlamadım gitti
anlayan var mı zaten
anlayan yok ki zaten

belki biraz umurunda olsam
birkaç satır bile olsun yazsan

bazı günler çok mutsuzum
bazı günlerse huzursuz
ama sen bilsen yine sonun yok

belki yalnız savaşırım
belki de yapayalnız bir ben
tükeniyorum haberin yok

otururum karanlık içim dışım
sende kaldı huzur zordur işim
acı olan bazen sana o kadar muhtacım ki
ama gel desem de bir anlamı yok
hatta gel desem gülersin bile belki

belki biraz umurunda olsam
birkaç satır bile olsun yazsan

bazı günler çok mutsuzum
bazı günlerse huzursuz
ama sen bilsen yine sonun yok

belki yalnız savaşırım
belki de yapayalnız bir ben
tükeniyorum haberin yok

---! alıntı !---

bir şey söylemeye gerek var mı?..

sürekli yardım faaliyetlerinde bulunan rockçı birey. çocukluğumdan beri sever dinlerim bu adamı. doğru ata oynamışım.

not : bazı arkadaşların dikkatine

turgut özal hükümetinde de
ecevit hükümetinde de
mesut yılmaz hükümetinde de
tansu çiller hükümetinde de
ve
recep tayyip erdoğan hükümetinde

filistin davasını savundum, savunmaya devam edeceğim.

1967 de israil’in batı şeria ve golan tepelerine girmesini anlatan
colonel bagshot ‘un six day war şarkısı ile büyüdüm.

ben cumhuriyetçiyim.
ben atatürkçüyüm.
bu özellikleri taşıyorum diye filistin’e “arap ırkı” gözüyle bakmam bakamam.
bakarsam insan olamam.

ben arap yarım adasının ülkelerinin yönetimlerinden hiç ama hiç haz etmem.

ikiyüzlü yönetimlerinden de haz etmem.

ama orada mazlum çocuklar varsa ırkına bakmam!
bakarsam insan olamam!

çocuğun ırkı yoktur.
siyahtır , sarıdır, beyazdır.

unutmayın bütün çocukların tek bir ırkı vardır.
“melek ırkı” dır.

vicdan ve merhamet sahibi tüm insanlık bu gaddarlığa bu zulme ses çıkarmalı.
konu arap-türk konusu değil,
konu yaşadığımız dünyada bir vicdan konusudur.
konu anti emperyalizmdir.
konu siyonizmdir.
diyen adam

yollarda bulurum seni şarkısı tam psikopatçadır. hiç istemezsen bile, yine de yaşarım ben seni der. yune de güzeldir. haluk levent iyidir iyi. leyla'ya ihtiyacı bile yok adamın.

yollarda bulurum seni,
takvimlerden çalarım seni,
dans ederim hayalinle,
yine de yaşarım seni...