sadece türk romantik komedi yaz dizilerinde karşılaşabileceğim, "ideal kadın" olan baş karaktere özgü* insanüstü ve hayal ürünü bir eylem olduğunu düşünüyorum.

düşünürdüm demeliyim. çünkü o'na rastladım... mahur...

bundan iki yıl önce birlikte çalışıyorduk kendisi ile. ben ne isem tam zıttı olarak duruyor hâlâ hayatımda*. sessiz, sakin, metanetli, tevekkül sahibi, muhafazakâr, içe dönük... bende olmayan ne varsa onda var. buna rağmen iyi bir muhabbetimiz var ve her ne kadar benim çatır çatır mevzuya girip, saya söve espriler yapmam ona göre olmasa da, gülmekten kendini alamazdı bir yandan da şok geçirerek.

işte, hapşırıklarımız da öyleydi. farklıydı... ben alerjen bir tipim her konuda. derim hassas, burnum hassas, gözlerim hassas* ... bunlara inat olarak asçılık yapıyorum genelde. baharat kokusuna hapşır, buhar burnuna denk gelirse hapşır, polen tozu gelse hapşır...

bir ara mahur da hapşırdı yanımda otururken. "ipsi" diyor kısık sesle. sanırsın yavru kedi ve burnuna süt kaçtı.

şöyle bir baktım, bı daha "ipsi" dedi, "sen gerçek misin ya?, o nasıl hapşırık?" diye sorup sırıtmaya başladım.

gülüyor bu. dedim ki, "bana da taktik ver"* diyor ki, "ya ne bileyim, ben hep boyleydim, bu kadar çıkıyor ses"*

inat ettim, dedim ki "deneyeceğim ve başaracağım! mahur yaptıysa, biri yaptıysa ben de yapabilirim!"

her şeyi denedim, küçük nefes almayı, dudaklarımı küçük açmayı, burnumu bile elimle tıkladığım oldu ama bir türlü kontrol altına alamadım.

zaten o kadar anı geliyor ki, ben olayım farkına varana kadar "ahuşhhuuu" diye bütün kontrolü kendisi ele alıyor. sadece benim dudağından çıkan sesleri değil, bütün tekneyi. öyle bir gürleme ki, o ara herkes her şeye ara vermek zorunda kalıyor odak dağıldığı için. çapanın bile bir tarayası geliyor çünkü zincirleme hapşırıyorum...

bir türlü beceremedim. bir türlü aktif olmuyor prenses skillimi açmak. evrenin bana bahsettiği hassaslık cilt ve göz problemlerinden öteye gitmiyor. babam gibi hapşırıyorum, zincirleme ve "herkes bana baksın, en çok bana bakacaksınız" motivasyonu ile...

şimdi hal böyle olunca (bkz: hapşırınca çok sev diyen erkek) de gerçekmiş gibi geliyor.

gerçek ama asla benim sevgilim ya da eşim olmayacağı da bir gerçek. çünkü benim hapşırık silsilesi bitene kadar romantizmden çoktan uzaklaşmış hatta bir miktar agresifleşmis bile olabilir... "tamam be, çok yaşa anasını avradını..." diye burun deliklerime söver gibime geliyor.

mahur öyle değil ama. mahur hapşırınca ona "çok sev" denir. öyle bir pembe hapşırık...

az önce yüzümü yıkarken burnuma bebe şampuanı kaçınca seri hapşırık krizine girdim, aklıma geldi.
mahur'u da özledim galiba.

neyse, çok sevinaahufşthuuu!
devamını gör...
kontrol edebiliyor ve bunu bir insanlık sorunu olarak görüyorsanız, önce çıkartılmasını uygun bulduğunuz sesi seçmeli, sonra da üzerinde yeterince çalışmalısınız sanırım. malum azmin elinden bir şey kurtulmaz mış.. isteğinice hapşırma dilekleriyle efenim..
devamını gör...
cindir.
insan dediğin hapşırdığında komşuları bile duyacak*
devamını gör...
komik insan hareketi. sevimli misiniz olm siz!

ben "hapşu" diyorum böyle okunaklı şekilde. ciddiyim bu arada. hapşu diye hapşırmıyoruz ki hiçbirimiz. nereden çıkmış o efekt falan diye düşünüyordum. deneyeceğim, dedim bir gün. alışkanlık oldu. eğer aşırı ani ve şiddetli gelmezse, bildiğin hapşuuuu diyorum *
devamını gör...
pick me kizlarin, ablam dahil, hapsirma sekli. evet.
devamını gör...
ipsi manasız ben ibni sina diyerek hapşırıyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"hapşırırken ipis ya da ipsi diye ses çıkarmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim