1.
senaryosu ergin orbey tarafından yazılan ve zeki ökten tarafından yönetilen 1974 yapımlı türk filmi;
başrolde emel sayın ve engin çağlar rol almıştır.

kadronun devamında ise orçun sonat - münir özkul - adile naşit - kemal sunal - metin akpınar ve suzan avcı gibi usta oyuncular yer almaktadır.
genç bir solist olan alev ile kemancı ferdi arasında geçen olayları ve aşklarını konu edinmektedir.
alev çok güzel bir kadındır ve duygularından ziyâde mantığıyla karar veren biridir.
kemancısı ferdi ise ondan hoşlanmaktadır, genç kadın bunun farkında olmasa da geçirdiği işitme kaybı sonrası aralarındaki bağ zamanla güçlenmeye başlar, çünkü genç kadını anlayan tek kişi ferdi'den başkası değildir.
ancak bir gün çok zengin bir iş adamı olan adem ile tanışır ve annesinin de uygun bulması ile onunla evlenmeye karar verir, çünkü duygularından ziyâde mantığıyla karar vermekte ve ferdi'yi arkadaş olarak görmektedir.
daha sonra fikirleri değişir ve zengin olan adamla evlilik gerçekleşmez, zaten zengin olan adam da bir öğretmenden hoşlanır gibi olmuştur.
en yakınındakine duyulan hasreti işler film biraz da, kemancı ferdi yanı başında olan ama onun duygularını başta fark etmeyen alev'e hasrettir, kemancının dayısı ise alev'in annesinin gençlik aşkıdır ve o da daha zengin bir adamla tanışınca çalgıcıyı terk etmiştir, herkes birilerine hasrettir filmde.
alev yaşadığı işitme kaybından sonra değişmiştir ve hayata bakışı da değişir, daha merhametli ve iyilik eden biri olur, ferdi'nin farkına varır ve filmimiz yavaş yavaş sona yaklaşır.
bence duygusal bir filmdi, başrol oyuncuların oyunculuğu sahici iken yardımcı rollerde olan münir özkul'un oyunculuğu ise dokunaklı ve hüzünlüydü.
adem rolündeki oyuncunun oyunculuğu da iyiydi, karakter gelişimi dikkate değer rollerdendi.
ana fikir bence şuydu;
bazen başkası veya onun sahip oldukları için onu sevmesek de onu tercih eder ve bizi gerçekten seveni yitiririz, eğer sonsuza kadar yitirirsek de bunun telafisi yoktur.
konusu klişe sayılabilecek bir film olsa da nedense etkileyici bulduğum bir film oldu,
aşk ve tercih etme durumlarının hayata etkisini vurgulayan bir film olduğunu kendi adıma söylemem mümkün olacaktır.
tercih ettiklerimiz ve bizi gerçekten sevenler arasında bir seçim yapmak, filmin belki de en önemli alt metniydi bence.
filmin adını içeriğinde barındıran bir söz ile burada bitiriyorum.
" herkese selam, sana hasret! "
nazım hikmet
başrolde emel sayın ve engin çağlar rol almıştır.

kadronun devamında ise orçun sonat - münir özkul - adile naşit - kemal sunal - metin akpınar ve suzan avcı gibi usta oyuncular yer almaktadır.
genç bir solist olan alev ile kemancı ferdi arasında geçen olayları ve aşklarını konu edinmektedir.
alev çok güzel bir kadındır ve duygularından ziyâde mantığıyla karar veren biridir.
kemancısı ferdi ise ondan hoşlanmaktadır, genç kadın bunun farkında olmasa da geçirdiği işitme kaybı sonrası aralarındaki bağ zamanla güçlenmeye başlar, çünkü genç kadını anlayan tek kişi ferdi'den başkası değildir.
ancak bir gün çok zengin bir iş adamı olan adem ile tanışır ve annesinin de uygun bulması ile onunla evlenmeye karar verir, çünkü duygularından ziyâde mantığıyla karar vermekte ve ferdi'yi arkadaş olarak görmektedir.
daha sonra fikirleri değişir ve zengin olan adamla evlilik gerçekleşmez, zaten zengin olan adam da bir öğretmenden hoşlanır gibi olmuştur.
en yakınındakine duyulan hasreti işler film biraz da, kemancı ferdi yanı başında olan ama onun duygularını başta fark etmeyen alev'e hasrettir, kemancının dayısı ise alev'in annesinin gençlik aşkıdır ve o da daha zengin bir adamla tanışınca çalgıcıyı terk etmiştir, herkes birilerine hasrettir filmde.
alev yaşadığı işitme kaybından sonra değişmiştir ve hayata bakışı da değişir, daha merhametli ve iyilik eden biri olur, ferdi'nin farkına varır ve filmimiz yavaş yavaş sona yaklaşır.
bence duygusal bir filmdi, başrol oyuncuların oyunculuğu sahici iken yardımcı rollerde olan münir özkul'un oyunculuğu ise dokunaklı ve hüzünlüydü.
adem rolündeki oyuncunun oyunculuğu da iyiydi, karakter gelişimi dikkate değer rollerdendi.
ana fikir bence şuydu;
bazen başkası veya onun sahip oldukları için onu sevmesek de onu tercih eder ve bizi gerçekten seveni yitiririz, eğer sonsuza kadar yitirirsek de bunun telafisi yoktur.
konusu klişe sayılabilecek bir film olsa da nedense etkileyici bulduğum bir film oldu,
aşk ve tercih etme durumlarının hayata etkisini vurgulayan bir film olduğunu kendi adıma söylemem mümkün olacaktır.
tercih ettiklerimiz ve bizi gerçekten sevenler arasında bir seçim yapmak, filmin belki de en önemli alt metniydi bence.
filmin adını içeriğinde barındıran bir söz ile burada bitiriyorum.
" herkese selam, sana hasret! "
nazım hikmet
devamını gör...
"hasret (film)" ile benzer başlıklar
hasret
43