hastanede yatak bulamadığı için yaşamını yitiren vatandaş

ölen oğlunu çuvalla hastaneye yetiştirmeye çalışan baba ve bu olay. hala 21. yüzyılda miyiz diye şüpheleniyor insan. ne kadar acı.
en çok vergi veren ülkelerden biri olmamıza rağmen neden hala bu olayları yaşıyoruz. neden hala çeşitli eksikliklerden dolayı insan kaybediyoruz.

ilk okuduğumda başına gelene inanmada zorluk çektiğim vatandaştır. yıl 2021 ve hala böyle bir şeyin gerçekleşebileceğine inanmak istemiyorum. ilahi adalete olan inancımı neden kaybettiğimi de hatırlattı bana. bu kişinin hakkını yiyenler mis gibi yaşarken masum bir insan hayatından oldu resmen. dünya çok acımasız bir yer, kendisinin huzura kavuştuğuna ve buna sebep olanların da cezasını çekeceğine inanabilseydim.

konu kişisel şov ve prları olunca dünyanın öbür ucuna uçak kaldırıp indirenler hesabını versin bunun. aslı ve adını bilmediğimiz bir sürü insan şovlarının bir parçası olmadığı için öldü, ölüyor.

bu durum üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de. bazen söylenecek söz bulamazsınız. düğümlenir boğazınız. yazıklar olsun.

ruhu şad olsun.

5 kere yazdım, silip silip durdum.. öfkeliyim..
sadece internetten randevu alınması sağlandı diye yapılanları sağlık devrimi zannedenlere, şehir hastanelerine (ingilizlerin vaktiyle deneyip, işe yaratamadıkları sistemi bize kurmak için kredi vermelerine ya da yarın bir gün şehrin öbür ucuna konan hastanelere erişemeden ölecek insanları düşündükçe), bir sedye bulup yatıramayan ilgili hastaneye (tüm dünyada sağlık sistemi çöktü koridora da sedye attılar, 3d yazıcıdan havalandırma cihazı ucu da ürettiler. ama yok biz koridora sedye atarsak forsumuz bozulur), kadıncağızı birilerini araya sokmaya çalışmaya zorlayan sisteminize, o birileri arayınca anca ulaşılabilen başhekime...
öfkeliyim..

elinden geleni yapmış, sosyal medayadan yardım da istemiş ancak yardım çığlıkları cevapsız kalmış vatandaşımızdır.

bu acı sonun sorumluları, hapishaneleri lebaleb doldurur umarım.

ülkenin en büyük ayıplarından biri olsa gerek.
bile bile ölüme terk edilmek...

çünkü yoğun bakımlar üniteler hepsi senin benim onun yani hepimizin iş güzarlığı yüzünden covid hastaları ile dolu. yasaklar varken 12-13 binlere düştüğünde hep bir ağızdan bağırdık. yandık, bittik, kül olduk, sıkıldık yeaaaaaa hölölööööö diye bağırdık kızdık durduk. 1 martta esnaflar yürüyüş yapacak hadiii aslanım süpersiniz diye gaz verdik. noldu olan yine garibana oldu. fakirim açım diye akşenere ağlayan adam 1.5 milyonluk jiplerle gezdiği ortaya çıktı. ama gerçek gariban ise yatak bulamayıp vefat ediyor. ülke ülke değil tımarhane.

suriyeli olmadığı için ölen vatandaştır.

izmir sağlık müdürlüğü'nün açıklamasını da şöyle bırakalım ki utanmıyorlar mıdır sıkılıyorlar mıdır diye soranlara cevap niteliği taşısın.
buradan

maalesef ki yaşadığımız dünya zengin ve fakir çizgisini o kadar net bir şekilde çizdi ki, ne insanın yaşam hakkına değer veriliyor ne de ona izin. herkesin eşit olduğu bir dünyada yaşamayı çok isterdim.

ülkede elle tutulur tek şey ücretsiz ve nispeten eşit sağlık hakkıydı. o da kalmamış demek.

iktidarda chp olsa idi, şimdi medya kıyameti koparmış, sabah akşam bunun yayınını yapıyor olurdu. düşünün ülkede nasıl bir vicdan, medya ve iktidar var.

kendi zihniyetlerine zeval gelmesin diye şu olayda ölü taklidi yapıyorlar.

en kötüsü ise. yarın çıkıp "sağlık sistemi süper, devrim yaptık, yurt dışı kan ağlıyor, biz yurt dışından hasta getiriyoruz" diyecekler.

biz bu kadar olduk işte. bu kadar diplerde düştük. allah sonumuzu hayır etsin inşallah.

aynı şeyi arkadaşım yaşadı. birkaç tane hastane gezmelerine rağmen kadını "yatak yok" diyerek eve göndermişler ve kadın ihmal yüzünden öldü. üç kız çocuğunu, eşini ve ailesini ihmal yüzünden bırakmak zorunda kaldı. yaşama şansı olmadığından değil doktorların canı istemediği için.

hastaneye dava açtılar çünkü hastanede boş yatak varmış. hem de hepsinde...

menzil şeyhi değildir. şeyh değildir. mürit değildir.
çok yazık olmuş. çok üzgünüm.

ne olursa olsun insanlar aynı insanların ve aynı düzenin peşinde koşmak için bir bahane bulacaktır. ancak olanlar kendi canlarını yakarsa basacaklar yaygarayı.

akp zamanından önce de benzer durumlar yaşanıyordu. gayet olağan bir durumdur. sırf bu kafalar yüzünden muhalif sol kesimden uzaklaştım. solcu cahiller de hiç çekilmiyor.

soran olursa eskiden kuyruk vardı, şimdi hastanelerde kimse sıra beklemiyor falan filan. böbürlene böbürlene yaptıkları şehir hastanelerinden bahsediyorlar. on seneden fazladır burada olan suriyelilerin bir tanesinin böyle bir olayda adının geçtiğini duydunuz mu? hadi yandaş siyasal islamcı kesimi geçtik, ülkedeki mülteciler kadar bile muamele göremiyoruz. avrupa'nın kıskandığı dünyayı yöneten(!) ülkenin göbeğinde bir vatandaş gözünüzün içine baka baka öldü. alın şimdi o yaptık diye kabardığınız hastaneleri bir taraflarınıza monte edin.