hiçbir zaman evlenemeyeceğini anlamak

evlenmek için evlenmeyin. önce kendinizi düzlüğe çıkarın. maddi ve manevi olarak hazır değilseniz de bulaşmayın. isterseniz yaşınız 40 olsa bile.

(bkz: anne ben akademik kariyer yapıcam)

benim bu; ama anlamaktan ziyade böyle bir sorumluluğu hiçbir zaman alamayacakmışım gibi. zaten biraz üşengeç biriyim, çocuğumu severken bile zorlanırım diye korkmuyor değilim. ayrıca evlenmek gibi bir isteğim de çok olmadı hiçbir zaman, o yüzden rahatsız değilim bundan da. tabi bunlar çok önemli değil, halledilir, ben yine senle evlenirim diyenler yeşillendirebilir yani, nihayetinde bu işler belli olmuyor pek. *

gariptir.

eğer bu bir tercih değilse üzücüdür. ama bu bir tercihse güzeldir saygı duyulması gerekir.

bazı kişiler evlilik nasıl bir sorumluluk bilmeden evleniyorlar ve sonu berbat bitiyor.
sadece sevgi yetmiyor bir kişiyle saygı muhabbet gibi klasik olayların bir arada olması gerekiyor.

yoksa babannemle dedem gibi kavga eder durursunuz 80 yıl boyunca.

dediğim gibi duruma göre değişecek bir anlama mevzusudur.

herkes evlenmek zorunda değil. evlilik bir zorunluluk değil. hayatın olmazsa olmazı değil. türk toplumu bunu bir anlasa valla psikolojimiz düzelecek. toplum öyle baskı uyguluyor ki evlilik husunda insanlar evlenmese bir dert evlense bir dert konumuna geliyor.

benimdir. her geçen gün, saat, dakika, saniye, hayat arkadaşının bulunacağına dair inanışın azalmasıdır. başkalarının hayatlarına bakınılır, hüzünlenilinir, kendisinde farkın ne olduğu sorgulanır. bu süre geçtikçe ruhun içindeki kara delik büyür ve gittikçe alışkanlık haline gelir bu durum. bundan sonra herhangi bir ilişki denemeye bile korkar hale gelinir. yalnızlığın dipsiz kuyusuna ve karanlığına alışmıştır tüm benliği.

o gemi gelene kadar geçerli olan düşüncedir. *

bir bakıma rota çizmek demektir. çünkü bir arayış olmaz hobilerine, işine ve kendine çokça zaman ayırırsin.

nasıl anlıyorsunuz bunu arkadaş dediğim aydınlanma. titreme mi geliyor, bir ışık huzmesi görüp gaipten eevdeeee kaaldı! eevdeee kaaldı! diye sesler mi geliyor? bunu tercih edebilirsiniz her bireyin doğal hakkı ama bu durumda bile kıçının dibinden ayrılmak istemeyeceğiniz biriyle tanışıp evlenebilirsiniz. unutmayın hayat en çok tükürdüğünü yalatmayı sever sözlük!

bugün bana bundan oldu

ara ara insan bu duruma düşüyor. bir ömür nasıl geçer? maddi manevi sıkıntılar gibi bir çok şey kurcalıyor insanın kafasını. en güzeli oluruna bırakmak. güzel olan şeyler beklenmedik zamanlarda gelir.

şuan hissettiğim durum... söz, nişan vs. silsilesi çeyiz vb. zımbırtılar hiç bir zaman ilgimi çekmedi... beyaz veya siyah gelinlik hayalim olmadı, evet bir ev hayalim var ve bana eşlik edip huzurumu ikiye katlayacak bir adam olursa ne ala, yok olmazsa yersiz tantanaya gerek yok.. tabi amaç elalem, baskı vb. bahanelerle evlilik dürtüsü bambaşka öyle olanların da sonu malum boşanma...

ben benim ne hissettiğimi önemsediğim sürece keyifli yalnızlığa devam çünkü ruhum kargaşa değil huzur seviyor...

sevgi ve aşk konularında, istediğim standartı sunabilecek bir insanla karşılaşmam çok düşük ihtimal olacağını hesaba katarsak; bu benim.

evet, yaptıklarım ve yapacaklarım yüzünden birinden sevgi, aşk görmek istemiyorum. aynı şekilde ben de, karşımdakine sadece aksiyonları yüzünden aşık olmakta istemiyorum. varlığım, varlığıma armağan olsun! kek, herneyse, olay bir insanın, kendi varlığını sevmesi ve bu varlığı, diğer insanların varlığı sayesinde farketmesi. ben bunu istiyorum. karşımdaki aynanın, beni yansıtmasını, varlığıma verdiği bakış açısını kendi imzasıyla taşımasını, o imzayı seviyorum. "senin varlığını seviyorum." bu olmalı! olması zor, evet, idealistim, evet ama yapacak bir şey yok. zevk aldığım, mutlu olduğum görüş budur ve bunu bulana kadar da evlenmeyi planlamıyorum pek. bu zaten, "erkek dediğin x olmalı" mantığında olan kadınları eliyor ve ben de çok az olan bir kadın nüfusuna yönelmek zorunda kalıyorum. işimiz zor kek.

70 yaşında aşık olmayacağınızın garantisini veriyorsunuz ama.
o yaşı görmek sürpriz ise, şans ise, evlenmek de biraz öyle.
sürpriz, şans, ihtimal.

evliliği bu kadar gözünüzde büyütmeyin babamlar ilk evlendiğinde 6 yıl babaannemlerle yaşamış, sonradan yavaş yavaş herşeylerini tamamlamışlar ne var yani anan baban imkanın ölçüsünde yaşa bir süre beraber ne olmuş herşeyin de tam olmayı versin.

özellikle insan ilişkilerinde hiçbir zaman beklentiye girmemek gerektiği konusunun kavranamaması sonucu varılabilecek bir yargı, durum.

çoluğa çocuğa karışanları saçma şekilde gururlandıran başlık.

öncelikle evlilik öngörülemeyen bi olaydır. öngörülemeyen hadiseler sebebiyle kişinin karalar bağlamasını doğru bulmuyorum. buna ilaveten, evli arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla da, evli olmanın öyle aman aman bi tarafı yok. günümüzde evlilikler maalesef duygusal ve zihinsel anlamda güçlü olmayı beceremeyen insanların bu boşluğu başka bi insanla doldurma çabasına evrildi. bu doğrultuda bazı şeylerin hiç olmaması, idareten olmasından daha iyidir. ve bazen beklemeye değecek insanı beklemek, başkalarının korkularına veya boşluklarına yama olmaktan çok daha değerlidir.

benim için -e/-a istek kipinden yoksun bir durumdur. yani yapamayacağını anlamak için bir şeyi istiyor olmak gereklidir ki benim için bu hiçbir zaman evlenmeyeceğini anlamak veya hiçbir zaman için evlilik düşünmemeye başlamak olarak çoğaltılabilir.

elbette gençliğin verdiği duygusallıkla romantizm düşünüp sevdiğim hoşlandığım kızla evli olma hayalleri kurdum ama şu an evli olsam olacakları düşünüyorum da yanımda biri yatıyor, bırak o telefonu-bilgisayarı benle ilgilen diyor. arkadaşlarımın evlilik arifesinde evlilikte yaşadığı sorunları görmek bir yana evlenmeden önce eşya bakmaya gidiyoruz, yüzük bakıyoruz öküz alacak parayla düğün yapıyoruz ki daha da evveline gidersek kız istemesi şeysi şusu busu hem çok yorucu hem de çok ilkel geliyor bana ki onun da öncesinde romantik bir gece hazırlayıp evlenme teklif edecek biri de değilim.

iki yetişkin insan birlikte yaşamaya karar verdikten sonra aynı evde yaşayabilir. miras hukuku ve medeni hukuku sağlamak için sadece kağıt üzerinde bir şeylere evet demek mi iki insanı aynı evde yaşamaya ikna ediyor ben anlamıyor.

şu an hangi şartlar altında evlenirim? diye düşündüm. beraber playstation, pc, xbox, tavla, briç, king, satranç bilardo oynayabildiğim bir kız arkadaşım vardır.
ona durduk yere evlenelim derim, o da evet derse nüfus cüzdanımızı alırız nikah dairesine gideriz gün alırız evimizi ayarlarız olur biter.

flört sevgililik evlenme teklifi etmek yüzük beğenmek nişanlı olmak eşya ev vs beğenmek bans çok yorucu sıkıcı ritüeller olarak geliyor.

afrikada kabile hayati yasayan birinin internet hakkında yorum yapması gibi bir şey..