mukaddime adlı eserin müellifi, müslüman fikir adamı.
devamını gör...
yedi farklı iklim teorisi geliştirerek ve savlarından yola çıkarak, coğrafyanın ve iklim koşullarının insanın karakteri, yaşam biçimi ve toplum faaliyetleri üzerinde etkisi olduğunu savunur.

elbette ki bunu söyleyen ilk kişi değildir ve son kişi de olmayacaktır. bu fikir daha önce aristoteles tarafından ortaya atılmış, kendisinden sonra ise montesquieu "la théorie des climats" ifadesiyle kendince açımlamıştır.
devamını gör...
doğunun marksı derler. toplum biçimlerinin gelişimini inceleyen ilk insanlardandır.
devamını gör...
evrim teorisinin genellikle bidayetinin darwin ile başladığının aksine, ondan yaklaşık dörtyüz yıl evvel meşhur eseri mukaddime'de, evrimi detaylı olarak anlatan sosyolog-tarihçi'dir. tabii darwin'den önemli bir farkla ki, evrimin salt tabiat süreci ile değil, milyonlarca yıl süren ve yaratıcının belirlediği tabiat süreci neticesinde olduğu yönündedir. bununla beraber bugün avrupada aydınlanma dönemi ve sonrasına yön vermiş bir çok düşünürün temel fikirlerininde öncülü sayılır ibn haldun ; malthus'un nüfus teorisi, marx'ın diyalektik materyalizm' i ve alt-üst yapı kuramı,
spencer'in doğal ayıklama teorisi gibi kuramların ilk örnekleri ibn haldun'un mukaddime'sinde ziyadesiyle vardır. "sosyoloji" kavramını auguste comte'dan yüzyıllar evvel icat edip literatüre kazandıramadığı için, ilk sosyolog olma ünvanını comte'a kaptırmış olma talihsizliği nden kendisinin de haberi olmamış olsa da, tarihin ilk sosyoloğu ve ilk sosyoloji eseri vereni ibn haldun'dur.
devamını gör...
büyük islam filozofudur.
devamını gör...
cemil meriç'in deyimiyle ''bulutları dağıtmak için göklere yükselen bir kartal'' dır. ''mukaddime''si ise ''bulutları dağıtan bir rüzgâr''dır. tarihçi hammer'e göre ''arap montesquie'' sudur. işte mukaddime'sinden bir parça tespit:

''nefis, her zaman kendisine gâlip gelmiş ve boyun eğdiği kimsede bir mükemmellik olduğuna inanır. bu, ya onu büyük görmesinden dolayı ya da boyun eğmesinin sıradan bir gâlip gelme olayı olmayıp, gâlipteki mükemmellikten olduğuna kendisini yanlış bir şekilde şartlandırdığı içindir... bütün bu sebeplerle mağlûpların, her zaman giyimlerinde, binitlerinde, silahlarında, âdetlerinde ve diğer hususlarda gâliplere benzemeye çalıştıkları görülür... endülüslülerin giyim kuşamlarında, hayat tarzlarında, âdet ve geleneklerde, hatta evlerin ve iş yerlerinin duvarlarına resimler çizecek kadar pek çok hususta avrupalı milletlere benzemeye çalıştıkları görülür. hikmet gözüyle bakıldığında bütün bunların, istilânın alâmetleri olduğu hissedilir...''
devamını gör...
devlet yapılanması ve sosyoloji üzerine, zamanında düşündükleri ve yazdıkları ile tüm dünyanın kabul ettiği, zamanının çok ötesinde bir fikir ve düşünce adamıdır. devletin çöküşünün 5 aşamasını anlatan sözlerine rast geldim ve burada paylaşmak istedim. özellikle 5. maddesi günümüzde yaşadıklarımızı anlatmaktadır.


devletlerin çöküşünün beş aşaması

ibn-i haldun devletlerin geçirdiği bu aşamaların temel özelliklerini şu şekilde anlatır:

1. zafer aşamasında, rakiplerin yenilerek hâkimiyetin ele geçirildiği fakat devlet teşkilatlanmasının henüz tamamlanmadığı devredir. bu devrede aile ve din bağları güçlüdür.

2. istibdat aşamasında hükümdarın yönetimde kontrolü tamamen kendi eline aldığı, iktidarı kimseyle paylaşmadığı, hükümdarın iktidarı tekeline almaya başladığı dönemdir. burada artık kurum ve kurallarıyla bir devletin oluşmaya başladığı dönemdir.

3. iktidarın iyice pekişmiş olduğu ve ‘‘ferağ’’ adı verilen üçüncü devrede ise artık iktidarın nimetlerinden yararlanılmaya başlanılmaktadır. bu dönem (ferağ), rahatlık ve sükûnet çağıdır. bir yandan da yönetim tarafından gösterişin, şatafatın, lüks ve debdebenin öğrenildiği dönemdir. bu aşamada hükümdar lüks ve debdebeyi kendi otoritesini ve kişisel gereksinimlerini karşılamak için kullanır. hükümdar kendi otoritesini koruyacak paralı askerlere bu aşamada başvurur. kısacası bu dönem dinlenme ve rahatlık dönemidir.

4. müsâlemet (huzur, barış) devresinde kanaat ve barış hâkim olup önceki hükümdarların örnek alınmasıyla iktidarın sürdürülmesi ve devletin yaşatılmaya çalışılmasının güvenli bir yol olduğuna inanılır. öncekilerin kurduğu düzene de kanaat edilir. bu aşama, doyum, tatmin, kendini beğenme ve kibir ile geçmekte­dir. lüks, rahat yaşama ve kibir artık bir alış­kanlık ve yaşam biçimi olmuş­tur. hükümdar ve yakın­ları bu durumun sonsuza değin süreceği inancındadırlar.

5. israf döneminde ise devlet bir sona doğru ilerlemeye başlar. devletin çöküş aşaması bu dönemde başlar… son aşama sefahat, israf ve çöküş aşamasıdır. bu aşamada hükümdarın ekonomik ve toplumsal olayları kişisel arzularına göre yönetmeye çalışmasıyla, devlette iyileşmesi olanaklı olmayan hastalıklar ortaya çıkar… hükümdarın lüksünü ve desteğini, satın almış olduğu ordu ve bürokrasinin desteğini sürdürebilmesi için vergileri artırması gerekir. artan vergi oranları ekonomik faaliyetlerin azalmasına neden olur ve hükümdarın amacının tersine devlet gelirleri azalır. yönetilenlerin devletten beklentileri zayıflar ve umutsuzluk yayılır. ekonomik faaliyetler duraklar. kalabalık kentlerde nüfus ve çevre sorunları ortaya çıkar. hükümdar ve çevresi, öncekilerin biriktirdiği serveti telef ederler. görevler, ehil olmayanlara dağıtılır. ordu bozulur. zevk düşkünlüğü arttığı için gelirler giderleri karşılayamaz. bu aşama aynı zamanda din ve dayanışmanın sayesinde baş­langıçta sağlanan yaşamsal güç­lerin, hısımlığın (asabiyet) tah­rip edildiği dönemdir. konfor ve lük­sün tükettiği alışkanlıklar fiziki zaafların ve kötü huyların yayıl­masına neden olmaktadır. dev­let kendi içinde çözülmeye baş­lar. az sonra da dışardan gelen genç ve sağlıklı bir gru­bun istilası ile devlet yağı bitmiş bir lambanın fitiline benzer şekilde söneeer gider...
devamını gör...
tarih felsefesinin de babasıdır. nokta.
saygıyı sonuna kadar hakeder, hakkı da tüm dünyada verilmiştir.
devamını gör...
medeniyet sınıflaşmayı ve insanın insanı sömürmesini öngörür, elbette sınıflaşma ve sömürü medeniyeti doğurur. demek ki servet ve siyasi iktidar birbirleriyle kaynaşarak, birbirlerine güvence vererek toplum üzerinde baskı kurabilecek imkânı ellerinde bulundururlar (…) devlet ricalinin ve memurların halleri ve yaşayışları genişler. bu suretle paralar tebaadan alınarak devlet ricalinin ve memurların geçimleri için sarfedilmiş olur (…) bunun bir sonucu olarak da şehir ahalisinin serveti artar (…) kültür ve medeniyet bundan ibarettir (mukaddime, i.haldun,devlet kitapları, 1970, s.228).
devamını gör...
beyin sahibi tek ar*p.
devamını gör...
“insanları açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür” sözüyle günümüzü de özetlemiştir.
devamını gör...
meşhur mukaddimesi aslında 7 ciltlik olan ve endülüs'ün son zamanlarında yazılmış bir tarih ontolojisi sayılan* kitabü'l iber kitabının giriş kısmı ve de ilk cildidir.
iber yarım adası ile alakası sadece endülüstür, kitabın adı da türkçe olarak ibretler kitabıdır.
hatta daha uzun ve neredeyse 2 satırlık bir tam adı vardır kitabü'l iber'in.
devamını gör...
1332/1406 yılları arasında yaşamış tunuslu düşünür, âlim.
mukaddime en önemli eserlerinden kabul edilir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha ziyade birbirine benzer.
devamını gör...
coğrafya kaderdir sözüyle ön plana çıkan mukaddime adlı eserin doğal çevrenin insan yaşamı üzerindeki etkisinin sıklıkla dile getirip doğanın daha baskın olduğunu ileri sürmektedir.
devamını gör...
“fazla tevazunun sonu vasat adamdan nasihat dinlemektir" demiş.
siz siz olun 20'li yaşların başındaysanız çalışma hayatınız için bu öğüdü çerçeve yaptırıp odanızın duvarına asın, kulağınıza küpe yapın.
devamını gör...
#3342039 ibn haldun asla bu tarz bir cümle kurmuş olamaz. sosyal medyanın mevlana'ya uyguladığı tarifeden nasibini almış muhtemelen.
devamını gör...
2017 yılında popüler olmuş, ibn haldun imzası ile sosyal medyada, özellikle x / twitter üzerinden dolaşıma girmiş söz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

“fazla tevazunun sonu vasat insandan nasihat dinlemektir” sözünün ibn haldun’a ait olduğuna dair bir delil yok. mukaddime’de de geçmiyor.

daha önce de “coğrafya kaderdir” sözünün ibn haldun’a ait olduğu iddiası dolaşıp durmuştu.

bu tür iddialı/çarpıcı ve yayıldıkça popülerleşen bir takım cümlelerin veya görsellerin doğruluğunun incelendiği, 2015 yılında köşe yazarları odaklı faaliyete geçen bir “yanlışlama” girişimi var; malumatfuruş

bahse konu cümle için bakınız.
devamını gör...
#3342417 söz ibni haldun'a aittir. araştırmanız öneririm*
devamını gör...
ortamlarda "mens sana in corpore sano" demişliği de vardır.

ibn haldun eurovision performansı
devamını gör...
“ geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha ziyade birbirine benzer.“

sözüne hayran olduğum alim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ibn haldun" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim