1.
içimizde gizlenen ortaya çıkmak için sınırlarımızın zorlanmasını bekleyen, ortaya çıktığında tüm değerlerimizi tekrardan sorgulatan bir olgudur. acı verir.
devamını gör...
2.
var mı yoksa oluşuyor mu?..
devamını gör...
3.
başlığı görünce aklıma oldukça başarılı olan 'monster' animesinde geçen bir çocuk hikâyesi geldi. hikâyenin ismi obluda (the nameless monster) yani isimsiz canavar.
çok uzun zaman önce uzaklarda bir ülkede, isimsiz bir canavar varmış. canavar çaresizce bir isim istiyormuş ve günün birinde bir isim bulmak için yolculuğa çıkmaya karar vermiş.
ama dünya çok büyük olduğu için bu yolculuğa ikiye bölünerek çıkmış. bir yarısı batıya giderken diğer yarısı doğuya yol almış.
doğu tarafına giden canavar kasabanın birine ulaşmış ve kasabanın girişinde kasabanın demircisini görmüş.
“demirci bey, bana lütfen ismini ver” demiş canavar.
“ismini öyle kolayca veremezsin” diye cevaplamış demirci.
“eğer ismini bana verirsen, senin içine girip sana güç vereceğim.”
“gerçekten mi? eğer beni güçlü yaparsan, sana ismimi verebilirim.”
canavar kasabanın demircisinin içine girmiş.
sonunda canavar, demirci “otto” olmuş. demirci otto zaman içinde kasabanın en güçlüsü hâline gelmiş. ama bir gün ağzından şu kelimeler dökülmüş;
“bana bakın. bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
aç canavar demirci otto’yu içten dışa yemiş ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
kasabanın ayakkabıcısı hans’ın içine girdiğinde bile…
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
kasabanın avcısı thomas'ın içine girdikten sonra…
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
canavar yeni bir isim bulma umudu ile gezinirken güzel bir şato görmüş. bu şatoda, hasta bir çocuk varmış;
“bana ismini verirsen, sana gücümü veririm.”
“eğer bu hastalığı iyileştirip bana gücünü verirsen, sana ismimi veririm.”
canavar, çocuğun içine girmiş ve çocuk iyileşmiş. kral çok sevinmiş! “prens iyileşti! prens iyileşti!”
canavar, çocuğun ismini çok beğenmiş. aynı zamanda şatoda yaşamayı da çok sevmiş. ne kadar acıksa da, bu açlığa dayanmış. her gün karnı guruldamış ama yine de dayanmış.
fakat, günün birinde pes etmiş ve şöyle demiş,
“bana bakın. bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
çocuk, kralı ve hatta yardımcılarını bile yemiş.
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
yine etrafta kimse kalmayınca, çocuk yollara düşmüş. günlerce yürümüş, yürümüş.
günlerden bir gün, çocuk, batıya seyahat eden diğer yarısı olan canavarla karşılaşmış.
“artık bir ismim var. çok da güzel bir isim.”
batıya giden canavar şöyle cevaplamış;
“benim isme ihtiyacım yok. böyle de çok mutluyum.”
şunu kabullenmeliyiz “biz isimsiz canavarlarız”.
çocuk, batıya giden canavarı tek lokmada yutmuş.
ve canavarın sonunda bir ismi varmış,
fakat onu bu isimle çağıracak kimse kalmamış.
çok yazık olmuş, çünkü
johan ne de güzel bir isimmiş.
buyrun bu da animeden hikâyenin anlatıldığı sahne;
mümkünse eğer henüz izlemediyseniz animeyi de izleyin derim. spoiler vermeden anlatmaya çalışırsam;
animede johan isminde bir karakter var ve sürekli içindeki şeytanın ne kadar büyüdüğünden söz ediyor, bu obluda hikâyesi de kendisine çocukken anlatılmış. o yüzden ara ara animede obluda hikâyesini duyuyoruz.
çok uzun zaman önce uzaklarda bir ülkede, isimsiz bir canavar varmış. canavar çaresizce bir isim istiyormuş ve günün birinde bir isim bulmak için yolculuğa çıkmaya karar vermiş.
ama dünya çok büyük olduğu için bu yolculuğa ikiye bölünerek çıkmış. bir yarısı batıya giderken diğer yarısı doğuya yol almış.
doğu tarafına giden canavar kasabanın birine ulaşmış ve kasabanın girişinde kasabanın demircisini görmüş.
“demirci bey, bana lütfen ismini ver” demiş canavar.
“ismini öyle kolayca veremezsin” diye cevaplamış demirci.
“eğer ismini bana verirsen, senin içine girip sana güç vereceğim.”
“gerçekten mi? eğer beni güçlü yaparsan, sana ismimi verebilirim.”
canavar kasabanın demircisinin içine girmiş.
sonunda canavar, demirci “otto” olmuş. demirci otto zaman içinde kasabanın en güçlüsü hâline gelmiş. ama bir gün ağzından şu kelimeler dökülmüş;
“bana bakın. bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
aç canavar demirci otto’yu içten dışa yemiş ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
kasabanın ayakkabıcısı hans’ın içine girdiğinde bile…
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
kasabanın avcısı thomas'ın içine girdikten sonra…
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
ve yine isimsiz bir canavar haline gelmiş.
canavar yeni bir isim bulma umudu ile gezinirken güzel bir şato görmüş. bu şatoda, hasta bir çocuk varmış;
“bana ismini verirsen, sana gücümü veririm.”
“eğer bu hastalığı iyileştirip bana gücünü verirsen, sana ismimi veririm.”
canavar, çocuğun içine girmiş ve çocuk iyileşmiş. kral çok sevinmiş! “prens iyileşti! prens iyileşti!”
canavar, çocuğun ismini çok beğenmiş. aynı zamanda şatoda yaşamayı da çok sevmiş. ne kadar acıksa da, bu açlığa dayanmış. her gün karnı guruldamış ama yine de dayanmış.
fakat, günün birinde pes etmiş ve şöyle demiş,
“bana bakın. bana bakın. içimdeki canavar ne kadar büyüdü.”
çocuk, kralı ve hatta yardımcılarını bile yemiş.
ham hum! ham hum! şapır şupur! gulp!
yine etrafta kimse kalmayınca, çocuk yollara düşmüş. günlerce yürümüş, yürümüş.
günlerden bir gün, çocuk, batıya seyahat eden diğer yarısı olan canavarla karşılaşmış.
“artık bir ismim var. çok da güzel bir isim.”
batıya giden canavar şöyle cevaplamış;
“benim isme ihtiyacım yok. böyle de çok mutluyum.”
şunu kabullenmeliyiz “biz isimsiz canavarlarız”.
çocuk, batıya giden canavarı tek lokmada yutmuş.
ve canavarın sonunda bir ismi varmış,
fakat onu bu isimle çağıracak kimse kalmamış.
çok yazık olmuş, çünkü
johan ne de güzel bir isimmiş.
buyrun bu da animeden hikâyenin anlatıldığı sahne;
mümkünse eğer henüz izlemediyseniz animeyi de izleyin derim. spoiler vermeden anlatmaya çalışırsam;
animede johan isminde bir karakter var ve sürekli içindeki şeytanın ne kadar büyüdüğünden söz ediyor, bu obluda hikâyesi de kendisine çocukken anlatılmış. o yüzden ara ara animede obluda hikâyesini duyuyoruz.
devamını gör...
"içimizdeki canavar" ile benzer başlıklar
canavar
10